"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Farklı esma aynaları

M. Fahri UTKAN
15 Haziran 2016, Çarşamba
İnsandan ayrı olarak yine Âlem-i misalden olan, toprak, hava ve suyun aynalık konusu için de Üstad şunları söylüyor:

“Toprak, tecelliyat ve cilvelere en yüksek bir aynadır. Evet, kesif bir şeyin aynası ne kadar lâtif olursa, o nisbette suretini vazıh gösterir. Ve nuranî ve lâtif bir şeyin de aynası ne kadar kesif olursa, o nisbette esmanın cilvelerini cilâlı gösterir. Meselâ, hava aynasında, yalnız şemsin zayıf bir ziyası görünür. Su aynasında şems ziyasıyla görünürse de elvan-ı seb’ası görünmüyor. Fakat toprak aynası, çiçeklerinin renkleriyle, şemsin ziyasındaki yedi rengi de gösterir.”1 Bu açıklamadan anlaşıldığı üzere, nuranilerin timsallerini tam olarak görebilmek, ancak aynanın kesifliği ile daha mümkün hale geliyor.

Yukarıda sayılanlardan ayrı ve ilâveten, Esir maddesi içinde zerrelerden gezegenlere her şeyin idaresinin görülmesi işlerini Allah’ın Rububiyetinin tecellilerine örnekler olması yönünden Esir maddesi de bir ayinedir diyebiliriz. 

Üstad, Esir maddesi için; “…maddiyunları boğduran zerrat maddesinden daha lâtif ve eski hükemanın (filozofların) saplandığı heyula fihristesinden ( bütün cisimlerin ilk maddesi sayılan, şimdinin Higgs Bozonu denilen, madde olabilir mi?) daha kesif, ihtiyarsız, şuursuz, camit bir madde”2 olduğu halde; Cenâb-ı Hakk’ın “cilve-i Rububiyetine ayinedarlık eder, demektedir.

Gecenin koyu karanlıklarının bile bazı şeylere ayna olabileceğini Üstad şu şekilde kısa bir cümle ile zihinlere nakşediyor. “Gecede nurun daha ziyade parlamasına nazaran, gece zulmetinin (karanlığının) elektrik lâmbalarını göstermeye mükemmel bir ayinedir.”3

İnsanların yaptıkları san’atlı eserlerde de Allah’ın san’atlarının akisleri görülebilmektedir.

“Hem de san’at-ı hayaliyesiyle tabiata şakirtlik etmek gerektir. Ta tabiatın kavanini onun sanatında inikâs edebilsin (yansıyabilsin).”4

Demek, insan, hayali san’atlarıyla tabiattaki san’at-ı İlâhiyeye talebe olursa, yani tabiattaki mükemmel san’atlı yaratılışları örnek alırsa, o zaman tabiatta geçerli kanunların akisleri o insanın san’atlı eserlerinde yansıyabilir. Burada önemli olan insan tabiattan aldığı örneklere benzettiği san’atlarının gerçek yapımcısı derekesine düşmemelidir.  

Konunun özeti olacak cümleler, Muhakemat’tan; “Kudret-i Zülcelâl’in pek çoktur mir’atları (aynaları). Her biri ötekinden daha eşeff ve eltaf (şeffaf ve lâtif) pencereler açıyor bir âlem-i misale. Sudan havaya kadar, havadan tâ esîre, esîrden tâ misale, misalden tâ ervaha, ervahtan tâ zamana, zamandan tâ hayale, Hayalden fikre kadar muhtelif âyineler, daima temsil eder şuunat-ı seyyale. Kulağınla nazar et âyine-i havaya: kelime-i vahide, olur milyon kelimat. Acip istinsah eder o kudretin kalemi; şu sırr-ı tenasülât.5

İnsan özellikle Ramazan’da; “Güya muvakkaten hayvaniyetten çıkıp melekiyet vaziyetine veyahut ahiret ticaretine girdiği için, dünyevî hacatını muvakkaten bırakmakla, uhrevî bir adam ve tecessüden tezahür etmiş bir ruh vaziyetine girerek, savmı ile samediyete bir nevi âyinedarlık etmiş olmaktadır.”6 

Dipnotlar: 1- Mesnevî-i Nuriye, Şule, 379. 2- Lem’alar, 938. 3- Age. 959. 4- Muhakemat, Onuncu mesele, 96. 5- Sözler, 645. 6- Mektubat, 682.

 

Okunma Sayısı: 1512
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı