"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tam bir ömür törpüsü: 12 Eylül

M. Latif SALİHOĞLU
12 Eylül 2016, Pazartesi
GÜNÜN TARİHİ 12 Eylül 1980

Şu 12 Eylül Darbesi, tam bir ömür törpüsü oldu. “Yaş 35” denilen yarı ömürlük bir süreyi bile aştı ki, devlet ve toplum olarak hayatımızı kemirmeye devam ediyor.

Bakalım, ne zaman yakamızdan düşecek, mengeneye sıkıştırdığın hayatımızdan ne zaman defolup gidecek...

Darbe ve sonrası

Başında Org. Kenan Evren'in bulunduğu askerî komuta kademesi, 12 Eylül Cuma günü sabaha karşı saat 04:00'da darbe yaparak ülke yönetimine el koydu.

Emir komuta zinciri içinde ve emirle yapılan müdahalenin baş aktörleri Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ile diğer kuvvet komutanlarıydı.

Darbenin gerekçesi olarak anarşi, terör, kardeş kavgası ve siyasî tıkanma gibi sebepler sıralandı.

Darbeciler, yeni bir anayasa hazırladıktan ve demokrasiyi rayına oturttuktan sonra yönetimi sivil otoriteye devredeceklerini açıkladılar. Ancak, net bir süre belirtmediler.

Bu sebeple, vaatlerin ucunu açık bıraktılar ve gelişmeleri keyfî müdahalelerin insafına terk ettiler.

Anayasa ile birlikte Meclis'i de feshettiklerini ilân eden darbeciler, bir müddet sonra mevcut siyasî partileri de kapatma cihetine gittiler.

Tamamiyle keyfî, baskıcı, hatta zalimane uygulamalar 1983 yılı sonlarına kadar şiddetli, ondan sonra da hafifleyerek devam etti.

Bu süre zarfında yüz binlerce kişi yargılandı. Yedi bin vatandaşa idam cezası verildi. Bunlardan 50 kişinin cezası infaz edildi. Geri kalanların büyük bölümü çeşitli cezalara çarptırıldı.

Hazırlatmış oldukları darbe anayasasını '82 yılı sonlarında referanduma götürdüler.

Anayasa ile birlikte Evren Paşa’nın tek aday olarak Cumhurbaşkanlığına seçilmesini milyonlarca seçmene dayattılar.

Ardından, istedikleri partiye yol verip, diledikleri partiyi de kapatma keyfîliğinde bulundular.

Ve, bütün bunları gûya "demokrasiyi yeniden rayına oturtma" adına yaptılar. Tıpkı, selefleri olan 27 Mayıs darbecilerinin yaptığı gibi.

Darbe yapmanın asla çare olmadığı, hatta ülkeyi on yıllarca geri götürdüğü apaçık ortada iken, Türkiye'de yirmi yıl arayla ikinci kez darbe yapıldı.

Demek ki, cuntacıların zekâ kabiliyeti bu kadarmış: Olmadı, haydi bir daha!

Bir emekli başsavcının tâbiriyle "Militan Demokrasi" denen ucûbe, her halde böyle bir şey olsa gerektir.

Kısacık bir darbe değerlendirmesi

Eli kanlı darbeciler, 27 Mayıs 1960'ta halkın helâl reyleriyle iktidara gelmiş olan Demokrat Parti’ye olanca kuvvetiyle bir darbe vurdu. Yeniden siyasî toparlanma beş yıl kadar sürdü.

Ne var ki, 12 Mart 1970'te, aynı siyasî misyonun başına ikinci bir darbe (muhtıra) vuruldu. Bu ikinci darbeden sonra kısmî toparlanma 1977'de ve büyük toparlanma 1979'da tam tahakkuk etmişti ki, Demokratların yeniden iktidarına fırsat tanımayan aynı "cunta kafası" yeni ve büyük bir darbeyi (1980) daha gerçekleştirmiş oldu. "28 Şubat süreci"nde ise, önemli bir politikacının ifadesiyle "Cuntacılar, Demokratların altını oydu."

Netice itibariyle, Demokrat misyonu adeta biçip mezara gömmeye çalışan ihtilâl tasarrufçuları, bu millete nevzuhûr yeni bazı partileri peşkeş etti ve iyi kamufle edilmiş zokaları üstün başarıyla halka yutturmaya çalıştı.

Şimdi, bu noktada durup düşünmek lâzım: Biz millet olarak bu ve benzeri tasarrufları hiçe saymadığımız müddetçe, acaba siyasetin muktesep hakkını ve dahi darbecilerin müstehak olduğu vicdanî cezayı hakkıyla vermiş sayılır mıyız?

Okunma Sayısı: 2605
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • CESUR ADAM

    12.9.2016 18:47:05

    Netekim paşa ağzından çıkanı makbul meta gibi cebren bize dayatıyordu.KIYAMET i koptu şimdi hesap verme de.İnsanoğlu örnek lamalı ki gidiş ancak ve ancak RABBİMİZE.Kula kulların verdiği zararı,fitne ile fesadı verenler ancak ve ancak şeytanın hoşuna giden işi yapmıştırlar. ŞEYTAN ın hoşuna giden işleri yapan her türlü darbeci,entrikacı,sözü -özü farklı olanlardan ALLAHA SIĞINIYORUZ.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı