"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ülkenin kaderi üzerine zar atanlar

Mehmed KILIFOĞLU
29 Ağustos 2015, Cumartesi
Ülke siyaseti tıkandı, ülke tıkandı.

Erdoğan, anahtarı tek başına AKP’nin eline, yani “Bana verin ülkenin önü açılsın” düşüncesini seslendiriyor. % 41’i başınıza çalın, bana  44 verin diyor. Bu şekilde ancak borsa kumarbazları davranırlar. Bu tip davrananlara borsada al-satçı derler. 41’den al, 44’ten sat. Çok değil, daha 3 ay önce, 2023-2073, hatta utanmasalar 2173 kıyamete kadar hesapları yapacaklardı. Güya uzun dönem yatırımcılardı, günlük al-satçı oldukları ortaya çıktı.

Koalisyon kurulamaması dolayısıyla, ülkenin uğradığı zarar ortada ve bu zarar katlanarak artıyor.

Şu bir gerçek ki AKP; koalisyon seçeneğini en baştan istemedi. CHP, “devr-i sabık yapmayacağım” demesine rağmen; bu partiye dişe dokunur bir koalisyon teklifi getirmedi. MHP’ye keza öyle. Cumhurbaşkanı, zaten vatana ihanet dışında yargılanamıyor, onun üzerine gidilemeyeceği zaten ortada. Geriye kalıyor üç tane bakan. Üç tane bakanı kollamak için mi koalisyon kurmadı AKP. Bunların hepsi boş safsata.

Amaç; Tek parti iktidarlarını devam ettirmek, rantı ve gücü kaptırmamak ve hepsinden önemlisi milleti başkanlık sistemine mecbur bırakmak. En nihayetinde millete “Bakın olmuyor, hadi başkanlık sistemine” dedirtmek. 

AKP’nin kuruluşundan bugüne dikkatimi çeken bir şey var: Millet mi, AKP mi ikilemine girdiklerinde, bu partinin yöneticileri sürekli partilerini tercih ettiler. Milleti ve vatanı hep ikinci plana attılar. Merhum Demirel’in böyle bir meclis aritmetiğinde ülkeyi hükümetsiz bırakabileceğini kim düşünebilirdi? Hiç kimse. Şu meclis aritmetiğinden bir koalisyon çıkmaması Türk Demokrasisi adına utanç vericidir ve bu utancın baş sorumlusu da AKP’dir.

AKP, ülke kaderi üzerine zar attığı gibi, kendi kaderi üzerine de zar atıyor. “Düşeş” geleceğini zannediyor, ama bu işin “hep yek”i de var. Kanaatimce, AKP’nin uzun soluklu bir koalisyona yürümeyişi, kendi partileri açısından bugüne kadar yaptıkları, en fahiş ve en ciddî hatadır. Bu cümlemin anlamı zamanla daha net anlaşılacaktır. Oyu 2-3 puan düşse, meclisteki gücü zayıflayacak; en iyi ihtimal oyunu % 2-3 arttırıp, 275 milletvekiline sahip olabilse; pamuk ipliği kadar güçlü her an kopabilecek bir iktidar gücünde olacaktır. Zaten zayıflamış bir iktidar gücüyle götürülecek bir dört senenin akabinde, darmadağın olmaları beklenebilecek en tabiî sonuçtur. 

Ayrıca; kurulacak bir koalisyonda geçmiş 13 yıllık günahların bir kısmına yeni koalisyon ortağını da ortak etmek varken; AKP’nin bir koalisyon kurmama tercihine girmeyişi, itiraf etmeliyim ki, beni oldukça şaşırtmıştır. Gerçekten AKP bazı şeyleri yeniden yazdığını sanıyor, ama bu yazdıkları şeyleri yakında kendileri bile okuyamayacaklar.

Şehit cenazelerinde artık hiçbir vatandaş, başlarını koyacak şefkatli bir vali ve bakan sinesi aramıyor. Devletin bakanları, yuhalandıkları için şehit cenazelerine ya hiç katılmıyorlar, ya da cenazede az bir görünüp hemen kaçıyorlar. Çözüm süreci diye devletin nasıl bir zafiyete uğratıldığı da ortada. Bu süreçte terör örgütü boş durmayıp; her tarafa bomba çukuru açmış, gerek gördükçe patlatıyor. Askerî kayıplarımızın çok azı çatışma sonucu vefat ediyor, birçoğu çözüm sürecinde açılan bomba çukurlarında şehit oluyor. Ne çözüm süreciymiş ama…

Okunma Sayısı: 1464
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Garib Doğu

    29.8.2015 11:22:51

    Acil ve pratik çareler konusunda hiç kimse bir şey arz etmiyor. Mesele bir bütün olarak, bütün boyutlarıyla ele alınıp incelenmiyor.Çok detaylı analizler yapılmıyor.Geçmişten ve dünya örneklerinden ders alınmıyor.En önemlisi de ülke olarak anarşi ve terörün önlenmesi için tam bir birlik ve beraberlik sağlanabilmiş değildir. Bu konuda tam bir kararlılıkla bir bütün olarak bu terör belasına karşı çıkmak gerekiyor. Hızla maddi manevi çareler üretmeliyiz. Aslında bu milli bir meseledir. Şikayetten ziyade çözüme gitmeliyiz. Herkes az çok bu musibetten etkileniyor. Ülke her yönden kan kaybediyor. Maddi manevi geriliyor. Daha fazla büyük badirelerle karşılaşmadan, millet olarak hep birlikte çareler üzerinde yoğunlaşmak durumundayız. Kişisel,partisel,ideolojik çıkarlar bir kenara bırakılarak Çözümle ilgili sur'atla çareler üretmek mecburiyetindeyiz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı