"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Aynen iade etmek mi, yoksa...

Mehmet KARA
16 Kasım 2015, Pazartesi
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Bu raporda ifade edilen cümleleri aynen iade ediyoruz. Bu cümleleri iyi niyetle söylenmiş sözler olarak kabul etmemiz mümkün değildir” demiş.

Kurtulmuş’un “aynen iade” ettiği cümleler AB İlerleme Raporu’nda dile getirilen ifadeler. İade edilen cümlelerde neler var. “Yüzde 10’luk seçim barajı kaldırılsın. Medya üzerinde artan baskılardan endişe duyuyoruz. Yargı siyasî baskı altında. Yolsuzluk algısı yaygın. İfade özgürlüğünde son iki yılda ciddî gelişme görülüyor. Temel özgürlüklerde geri vitese takıldı…”

Raporda bu ve bunun gibi birçok değerlendirme yer alıyor. Sadece üstte yazdığımız konulara bakıldığında dahi hangisi gerçek değil ya da yanlış. Önce bunun söylenmesi gerekmez mi? 

AB üyeliği yolunda yıllardır kapıda bekleyen Türkiye, bu eleştirileri dikkate alıp bunları düzeltmesi mi gerekir, yoksa tamamından bunları reddedip kapıda beklemeye devam mı etmesi gerekir? Önce bunun bir cevabı verilmeli…

* *  * 

DOĞRU SÖYLÜYORSUNUZ DA…

1982 darbe anayasasından Türkiye bir türlü kurtulamıyor. Yeni, demokratik, hürriyetleri ön plana alan, devleti değil insanı önceleyen bir anayasa bir türlü yapılamıyor. Geçtiğimiz dönemde kurulan komisyon uzunca bir süre çalışıp ancak 60 maddede anlaşabilmiş, öteye gidememişti. 

Seçimlerinden önce vaatler arasında pek yer bulamasa da yeni anayasa yapılması gerektiğini neredeyse herkes söylüyor.  

Ancak yeni anayasa denilince hemen sistem değişikliği gündeme getirilip, bir diretme şeklinde “başkanlık sistemi” konuşulmaya başlandığında yeni anayasanın olamayacağı ortaya çıkmış oluyor. Yine öyle oldu. 

Şu anda da yeni anayasa denilince hemen başkanlık sistemi konuşulmaya başlandı ki, bu da hürriyetçi ve demokratik bir anayasanın olmayacağı anlamına geliyor.

Meclis Başkanlığı da yapan AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, “Yeni anayasanın başkanlık tartışmalarının gölgesinde kalmamasını diliyorum. 1982 anayasasının baştan sonra özgürlükçü ve sivil bir anlayışla yeniden yazılmasına ihtiyaç var. Nihayet başkanlık sistemi idarî bölümle ilgili bir öneridir. Bu da yeni anayasanın 10’a yakın başlığından bir tanesidir. Dolayısıyla, başlıklardan bir tanesine takılıp kalmayalım” demiş.

Şahin, doğru bir tesbit yapmış. Ancak bu tartışmayı başlatan kim ona bakmak lâzım. İlla da başkanlık sistemi gelsin diye, anayasanın değişmesinin önüne set olan kim veya kimler? “Başkanlık sistemi olmazsa kaos devam eder” diyen kim? Önce kendi partisi içinden bunları söyleyenlerin fikirlerini değiştirmesi gerekir…

Özetle yeni, hürriyetçi ve demokratik anayasa başkanlık sistemi tartışmalarına -yine, yeniden- kurban edilmemeli…

* *  * 

“MUSTAFA KEMAL DE ÖYLEYDİ!”

Şahin bunları söylerken, AKP’nin, başkanlık için muhalefetin kapısını “alternatifli” önerilerle çalacağı ve muhalefetin nabzını yoklayacağı haberleri de geliyor. AKP, muhalefetin tavrına göre “yarı başkanlık” ve “partili cumhurbaşkanı” formülünü de masaya koyabileceği belirtiliyor. (Milliyet, 9.10.15)

Habere göre AKP kurmayları, “Aslında biz başkanlık sistemine yabancı değiliz. Belediyelerin tamamı Başkanlık Sistemi ile yönetiliyor. Tüm idaremiz öyle. Belediye başkanlarının güven oylaması var mı? Tüm sistemimiz Başkanlık Sistemi, bir tek hükümetimiz başkanlık sistemi. 367 kararının ardından Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesiyle birlikte şu anda Türkiye’de fiilen yaşanan da yarı Başkanlık Sistemi… Anayasa’daki Cumhurbaşkanı seçilenin partisi ile ilişiği kesilir hükmü kaldırılarak partili Cumhurbaşkanı sistemine geçilmesi de büyük ölçüde sorunu çözebilir” diyorlarmış.

Verdikleri örnek de niyetlerini ortaya koyuyor. “Biz partili cumhurbaşkanına da yabancı değiliz. 1961’e kadar bunu yaşadık. Atatürk partili Cumhurbaşkanıydı…”

Niyet buysa akıbet nasıl olur varın siz hesap edin…

* *  *  

BURHAN-BUHRAN!

Başkanlık sistemi demişken, Sayın Burhan Kuzu’dan bahsetmemek olmaz. Çünkü, Erdoğan’dan sonra başkanlık sistemini en çok dillendiren bir kişi...

7 Haziran seçimlerinde attığı, “Evet seçim bitti, millet kararını verdi. Ya istikrar ya kaos dedim; Millet kaosu seçti hayırlı olsun” tweet yüzünden hayli tepki alan Kuzu, bu dönem milletvekili seçildi. TBMM’de kaydını yaptırırken, “Görüyorsunuz 4-5 ay ara verdik ne oldu, yani Burhan olmayınca buhran oluyor” diye bir şey söylemiş... 

Ülkede buhran olmaması için Sayın Kuzu’yu daimî milletvekili mi yapmak lâzım ki? Bu söze başka ne denir bilemedik…

Okunma Sayısı: 2295
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı