Yaşanan ve bundan sonrası yaşanacaklar için durum tesbiti yapılabilir…

Binali Yıldırım nasıl bir yönetim sergiler, muavin olmayı kabul eder mi, yoksa kaptan olmayı mı tercih eder, onu da yaşayıp göreceğiz… İkinci yolu seçerse de Davutoğlu örneği ortada… Tercih kendisinin…

* *  *

DELİ SORULAR!

Mevcut anayasaya göre cumhurbaşkanı tarafsız. Erdoğan’da bu anayasa göre “tarafsızlık yemini”ni edip göreve gelmişti. AKP genel başkan adayını belirlemeden önce Saray’dan randevu isteyip “istişare”de bulundu. O istişareden sonra AKP Genel Başkanı adaylığı için Binali Yıldırım’ın ismi açıklanmıştı.

Bunu görünce aklımıza şu takıldı. CHP, MHP, HDP ve diğer partiler de Erdoğan’dan randevu isteseler ve istişarelerde bulunabilir mi? En başta da Saray’dan randevu alabilirler mi?

AKP’liler her fırsatta “doğal lider” olarak Erdoğan’ı söylüyorlar da bari bunu gizli yapsalar daha iyi olmaz mı? Anayasa, kanunlar ve teamüller var da…

* *  *

SIRA GELDİ MHP KONGRESİNE…

AKP kongresi dolayısıyla MHP’de yaşanan kongre tartışmaları geri planda kaldı. Ancak Yargıtay bu ay içinde MHP içindeki muhaliflerin kongre yapılması yönündeki başvurularını değerlendireceğini açıkladı.

MHP’de yaşanan bu kongre tartışması dolayısıyla yargı alanında yaşanan birbirine zıt kararlar sebebiyle adalete güveni daha da düşürdüğüne şüphe yok. Kongre yapılacakken, Gemerek ve Tosya Mahkemelerinin “kongre yapılamaz” kararı vermesi, peşinden kongreden birkaç gün önce Ankara 2. İcra Hâkimliğinin “kongre yapılabilir” kararını vermesi tam bir karışıklığa yol açmıştı.

AKP’de kongre bitti. Şu anda gözler Yargıtay’ın kararına çevrilmişken, bir ilginç gelişme de HSYK’dan geldi. Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu, (HSYK) MHP’nin şikâyeti üzerine harekete geçti. Muhaliflerin başvurusu üzerine “Kongre yapılmalı” kararı veren Ankara 2. İcra Hâkimliği’ne inceleme başlatıldığını açıklandı.

Peki, “kongre yapılmasın” diyen Gemerek ve Tosya hâkimleri hakkında bir inceleme var mı? Ya da bu hâkimler hakkında HSYK’ya bir başvuru yapıldı mı?

Dedik ya, bugün aklımıza hep sorular takılıp duruyor.

* *  *

“İŞ AKDİNİ FESHETMİŞ” TARTIŞMASI

CHP Çorum milletvekili Tufan Köse’nin Meclis Genel Kurulu’nda gündem dışı yaptığı konuşmasında “Cumhurbaşkanımız tutturmuş ‘İlla ben başkan olacağım’ diyor, bu yolda gözünü daldan budaktan esirgemiyor, ‘Hedefe varmak için her yol mübah’ diyor, bu yolda Başbakanımızın bile iş akdini feshetmiş” demesi AKP’lilerden hemen tepki gördü ve ilginç bir tartışma çıkardı.

AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı, “Böylesine bir görevlendirmeyi ‘İş akdi ortadan kaldırılmıştır’ denilerek bir istihza ve tahkir konusu yapmak son derece yanlıştır ve esasen herhangi bir kıymeti harbiyesi de yoktur. Evet, AK Parti’nin bu milletle bir akdi vardır, ama bu bir iş akdi değil, bir hizmet akdidir. Bu hizmet akdini de sürdürecektir” diyerek cevap verdi.

Bostancı’nın cevabına cevap veren Köse, “Şimdi, Allah’ın bildiğini kuldan saklamaya gerek yok, herkes biliyor, cümle âlem biliyor… Ben buna ‘İş akdini feshetmiştir’ dedim, siz başka bir şey deyin, ne derseniz deyin yani bunu dünya âlem biliyor, Allah da biliyor, kuldan saklamaya da hiç kimsenin hakkı yok” cevabını vermesi tartışmaları bitiremedi.

Davutoğlu’nun görevi bırakması sonrasında yaşanan bu tartışma “İş akdini feshetmek” tabiri ile de siyasî literatürümüze girmiş oldu.

* *  *

NEREDE KALDI ENSAR, MUHACİR?

Sosyal paylaşım sitelerinde yaptığı paylaşımlarla çokça tartışma konusu olan Burhan Kuzu, geçtiğimiz hafta için de iki konudaki paylaşımları, “bu kadar da olmaz” dedirtti.

Bunlardan birisi,  “Diktatörlüğe en müsait model parlamenter modeldir” oldu. 14 senedir iktidarda olan bir partinin milletvekili olarak bunu söylemesi dikkat çekici değil mi?

Kuzu’nun diğer paylaşımı daha da garip!

AB ile Türkiye arasında yapılan mülteci anlaşması çerçevesinde alınan Türk vatandaşlarına vizesiz seyahat hakkıyla ilgili twitter hesabından açıklamalarda bulunan Kuzu, “Avrupa Parlamentosu, Türk vatandaşlarına Avrupa yolunu vizesiz açacak raporu görüşecek. Yanlış bir karar verirse mültecileri göndeririz” ifadelerini kullandı. 

O zaman bunu söyleyen insana sormazlar mı, nerede kaldı muhacir-ensar anlayışımız… Bununla övünen partisinden cevap gelmemesi daha da garip değil mi?