"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Fazla gaz vermeyin” yoksa...

Mehmet KARA
14 Haziran 2016, Salı
Yeni başbakan ile Cumhurbaşkanı arasındaki ilişkinin nasıl olacağının işaretleri değişik vesilelerle ortaya çıkıyor.

İlk işaret İzmir’de ortaya çıkmıştı. Başbakan ile Cumhurbaşkanı İzmir’de bir dizi faaliyete katıldıktan sonra kürsüye çıkarken Yıldırım’ın, Erdoğan’ı anons şekli “doğal lider”e yakışır vaziyette olmuştu! “Dünya liderini, memleket sevdalısını, milletin adamını, Recep Tayyip Erdoğan’ı karşılamaya hazır mıyız?” sözleriyle Cumhurbaşkanı’nı takdim etmişti. Erdoğan ise, konuşması esnasında, kalabalıktan yapılan, “Yolların kralı Binali Yıldırım” tezahüratı için, “Fazla gaz vermeyin, kilometre artacak yoksa” demesi ilginç gelmişti. Erdoğan’ın bu sözlerinde hem partililere hem de Yıldırım’a mesajlar vardı.

Bu hafta içinde de İstanbul’daki terör olayından sonra Ankara’da terör zirvesinin Yıldırım başkanlığında toplanacağının açıklanmasına rağmen Erdoğan’ın İstanbul’dan gelmesi yaklaşık iki saat beklenip onun başkanlığında toplandı. Öyle görünüyor ki, bundan sonraki ilişkide bu minval üzere devam edecek…

Erdoğan’ın “gaz vermeyin” sözleri Cumhurbaşkanı ile görüş ayrılığına düştükten sonra genel başkanlığı bırakan Davutoğlu’nu hatırlara getirmişti. Aman siz siz olun yeni Başbakanı Erdoğan’ın yanında pek övmeyin, gaza getirmeyin… Davutoğlu’nu hatırlayın.

*

ALMANYA İLE AYNI HATAYA DÜŞÜLMEMELİ

Almanya parlamentosunun sözde Ermeni soykırım tasarını kabul etmesi haklı olarak Türkiye’den sert tepkiyle karşılandı. Hele tasarının mimarlarından birinin Türk kökenli milletvekili olması ve Alman Parlamentosunda bulunan diğer Türk kökenli milletvekillerinin de “evet” oyu vermesi başta Cumhurbaşkanı olmak üzere hükümet üyeleri ve muhalefet tarafından ağır şekilde eleştirildi. Hatta tasarıyı hazırlayan vekilin memleketinden hemşehriliği bile oybirliği ile sona erdirildi.

Türkiye’nin sözde Ermeni Soykırımı ile ilgili baştan beri savunduğu tez, bu işin siyasetçilerin işi olmadığı ve konunun aydınlatılmasının tarihçilere bırakılması ve arşivlerin açılması oluyordu.

Almanya’ya tepki gösterilirken Hitler’in yaptığı katliâmlar sık sık gündeme getirildi. Bir de yine Almanların Namibya’da yaptığı soykırım bu vesile ile gündeme taşındı. Almanya’nın bu kararına karşılık AKP’li bir vekilin Namibya’daki soykırımın tanınması için yasa teklifi hazırladığı ortaya çıktı. 

Misilleme olarak hoşa gidebilir, ama onların yaptığı hata ise, bu yasa teklifi aynı hataya düşmek anlamına gelmez mi? Bu konu siyasetçilerin işi değil, tarihçilerin ve sonrasında soykırım yaptığı ortaya çıkarsa uluslar arası mahkemelerin işi…

*

REZA YOK, ÖDÜL DE YOK!

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 2015 ihracat verilerine göre, Türkiye genelinde ilk 10 ve sektörel bazda en fazla ihracat yapan 25 olmak üzere toplam 35 firmaya ödül verdi. Bu yıl ödül töreninde Erdoğan da vardı, konuşma yaptı, ödül verdi.

Her yıl 26 sektör lideri firmaya ödül verilirken bu yıl, mücevher sektörüne es geçilmiş. Bunun sebebi de malûm. TİM’in 2015’te en çok ihracat yapan ilk 1000 firma listesinde mücevher sektörü lideri ise 395.2 milyon dolarlık ihracatla şu anda ABD’de tutuklu bulunan iş adamı Reza Zarrab’ın şirketi olmuş. Zarrab’ın geçen yıl ihracat ödülü almış ve kamuoyunda tartışmalara sebep olmuştu. Tartışmanın sebebi de ödülü Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin vermesi olmuştu. Bu sene bundan “ders alınmış” olacak ki, bu sektöre ödül dahi verilmedi. Yani Reza yoksa ödül de yok…

*

“ALLAHIMIZA HAMD OLSUN”

Mersin’de bir vatandaş TBMM Dilekçe Komisyonu’na başvurarak, askerin yemek duâsında “Tanrımıza hamd olsun” yerine “Allah” kelimesinin kullanılmasını istemiş. Komisyon, talebi Millî Savunma Bakanlığı’na sormuş. Bakanlık “TSK’da yemek duâsı uygulamasının yıllardır devam eden yerleşik bir uygulama olduğu değerlendirilmiştir” cevabı göndermiş. Komisyon, dilekçe ile ilgili başka bir işlem yapmama kararı da almış.

Askerliğimin acemi birliğini İzmir’de, usta birliğini de Erzincan’da yaptım. İzmir’de “Tanrı” deniliyordu, Erzincan’da ise “Allah”… Bütün birliklerde “Allah” denilmesinin ne gibi bir mahsuru olabilir ki? “Allah” denilmesi doğru olandır. Yıllarca devam eden “yerleşik uygulama değişemez” diye bir kanun veya anayasa maddesi mi var? Kaldı ki, kanunlarda anayasa da değişiyor. Bu neden değişmez ki?

Okunma Sayısı: 2165
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı