"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İbret alınabildi mi?

Mehmet KARA
17 Mayıs 2015, Pazar
12 Eylül darbesinin lideri Kenan Evren’in 98 yaşında ölmesinden sonra yaşananlar ibret olacak nitelikte oldu.

1982 Anayasası oylamasında halkın yüzde 91.3 oyunu aldığında aynı zamanda kendisi de cumhurbaşkanı olan Kenan Evren’in cenazesinin kaldırılmasında halkın olmaması ibret alınacak ilk durumdu. Cenaze törenine katılan iki bayanın “hakkımızı helâl etmiyoruz” demesi de ikinci ibretlik durum oldu. Halkın korkutmalarla ve baskıyla yüzde 92 oy vermesi tek başına halkın o kişiyi sevdiği anlamına gelmediği de ortaya çıkmış oldu. Alternatifsizlik, işinden, aşından olma korkusu, yargılanma korkusu insanları mecburiyette bırakabileceği her zaman ortaya çıkabiliyor. Bu darbeden 2 sene sonra yapılan anayasa oylamasında da kendisini hissettirmişti. Zarfların şeffaf olması insanları korkuya sevk etmişti. Diktatörlerin ölümü hep böyle olmuştur. Halkın kendisini sevdiğini zannedip, yaptıkları eziyete ve hukuksuzluğa ses çıkarmadığını görüp “iyi ve güzel işler yaptığını” düşünen diktatörler öldükten sonra lânetle ve nefretle anılırlar. Ve o halk işte böyle hakkını “helâl” etmez.

***

12 Eylül, aradan geçen 35 yıl sonra bile hukuksuzluklar, yargılamalar, cezaevine atmalar, idamlar, faili meçhullerle anılıyor. 12 Eylül, halkın iradesinin yok sayıldığı bir gündür. Sandıktan çıkanların dipçikle devrildiği gündür. 

Diktatörün ölümü dolayısıyla hatırlatmakta fayda var. 12 Eylül’de ne olmuştu?

Türkiye bu tarihe gelene kadar darbe zemini oluşturulmuş ve o zamanın bir komutanı tarafından yıllar sonra, “ihtilâl olgunlaşsın diye bir yıl bekledik” itirafı gelmişti. Bu bile tek başına darbecilerin zihniyetini ortaya koyması açısından yeterlidir. Çünkü milletin kırdırılmasına göz yummuşlardır.

12 Eylül’ün acı bilânçosundan ve demokrasiye vurduğu darbeden birkaç başlık aktaralım: TBMM kapatıldı, anayasa ortadan kaldırıldı, siyasî partilerin kapısına kilit vuruldu ve mallarına el konuldu. Başbakan ve bakanlar dahil, parti başkanları yargılandı, zindanlara atıldı. 650 bin kişi gözaltına alındı. 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. Açılan 210 bin dâvâda 230 bin kişi yargılandı. 7 bin kişi için idam cezası istendi. 517 kişiye idam cezası verildi. Haklarında idam cezası verilenlerden 50’si asıldı. 71 bin kişi TCK’nın 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı. 30 bin kişi “sakıncalı” olduğu için işten atıldı. 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı. 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi. 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi. Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

Gazetemiz Yeni Asya darbecileri eleştirdiği ve onların hazırladığı anayasaya “hayır” dediği için 470 gün kapatıldı. 31 gazeteci cezaevine girdi. 39 ton gazete ve dergi imha edildi…

***

“Baş darbeci” öldü, ama icraatları, yaptıkları ve izleri hâlâ duruyor. Anayasa, anayasal kurumlar, (YÖK gibi) o dönemde yapılan kanunlar, yönetmelikler hâlâ mevzuatımızda duruyor. 12 Eylül darbecilerinin bıraktığı birçok kötü mirasın 35 yıl geçmesine rağmen hâlâ değiştirilmemesi de ibretlik bir hadisedir. Bunlardan birisi 1982 anayasasıdır. Türkiye darbe anayasasından kurtulamıyor. Bu süre içerisinde yarısından fazlası değişmesine rağmen, bir türlü “ruhuna” dokunulamıyor.

Darbe döneminde onbinlerce insanın yargılanmasını sağlayan darbecinin korkaklığı da ibretlik olmuştu. Yargılanmaktan korktuğunu “yargılanmaktansa intihar ederim” ifadesiyle dile getiren ve böylece kişiliğini ortaya koyan 12 Eylül askerî darbesinin lideri Kenan Evren rahatsız olduğu için yargılanması dahi mahkeme salonlarında yapılamadı. Hastaneden canlı yayın yoluyla yapılan yargılamada, ömür boyu hapis cezası almıştı. (Dosya şu anda Yargıtay’da)

Aslında o zaten uzun süredir hasta yatağında hapisti ve o şekilde öldü. 

Darbecinin ölümünde bu ve bunun gibi birçok ibretlik olay yaşandı. Tabiî ibret alabiline…

***

Türkiye’nin 12 Eylül darbesinin getirdiği tortulardan ve izlerinden kurtulması gerekiyor. Bunun başında da daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük için anayasanın, akabinde kanun ve yönetmeliklerin uzlaşma içinde “sivilleştirilmesi” geliyor. Darbecilere en büyük cevap bu olur…

Okunma Sayısı: 1262
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • HÜSEYİN İLHAN

    17.5.2015 05:26:10

    1982 anayasasına HAYIR diyenlerin başı olan YENİ ASYA ile iftihar ettik.Acaba 43 yıldır yanlış yapmışız diyen kardeşlerim bu yanlışa HAYIR demek yerine EVET mi demek istedinizde YENİ ASYA size HAYIR dedirterek yanlışmı yaptırdı.Bunu diyorsanız vah vah..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı