"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İlle de demokrasi...

Mehmet KARA
23 Temmuz 2016, Cumartesi
Türkiye, 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gece kanlı darbe girişiminin şokunu atlatmaya çalışıyor. Tarihe “kara günler”den birisi olacak geçecek kanlı girişimin yaraları sarılmaya çalışılıyor.

Millet iradesinin tecelligâhı olan Meclis’e bombaların atıldığı, insanların üzerine savaş uçakları ve helikopterlerden ateş açıldığı, istihbarat teşkilâtı, polis merkezlerine, Ankara emniyete saldırıların yapıldığı, tankların ve zırhlı araçların sokaklarda milletin üzerinden geçtiği darbe teşebbüsü karşısında milletin gösterdiği duruş sayesinde girişim şükürler olsun püskürtüldü. 

Ancak bilânçosu ağır oldu. Saatler süren çatışmalarda yüzlerce insan vefat ederken, binlerce insan yaralandı. Türkiye tarihinde derin yaralar açıldı. En büyük zarar da milletin iradesine ve demokrasiye verildi. Zaten darbelerin en büyük zararı böyle olmamış mıdır?  Kanlı darbelerin üzerinden yıllar geçse de bu zararlar giderilememiştir. 1982’de yapılan darbe anayasasından ve ona dayanılarak yapılan kanunlar, yönetmelikler ve tüzüklerden Türkiye hâlâ kurtulamamıştır.

Bu yüzden de darbe girişimini yapan, planlayan ve destekleyenlere karşı hukuk içinde kalarak en ağır cezalar verilmelidir. 1960 ve 1980 darbeleri, 1971 muhtırası, 28 Şubat postmodern darbesi ve 27 Nisan e-muhtırasına karşı gereken cezalar verilemeğini ve hesap sorulamadığı için kafasında “darbe” olanların bu düşünceleri zaman zaman depreşiyor. Cunta oluşumlarının ve paralel yapılanmaların önüne geçilemiyor.

Kanlı darbenin girişiminin üzerinden 8 gün geçmesine rağmen bir çok karanlık noktanın aydınlatılamamış olması da düşündürücüdür. Bunlar önümüzdeki günlerde belki aydınlatılabilecek, ama diğer darbelerde olduğu gibi karanlık noktalar yıllar sonra da olsa yine karanlıkta kalırsa, en başta demokrasiye zararı dokunacaktır. Bu yüzden de, demokrasinin gelişmesi ve bu darbe girişimlerinin tarih olması için bütün karanlık noktaların aydınlatılmasının önemi büyüktür.

Kanlı darbe teşebbüsünün 15 Temmuz günü saat 16.00’da haber alınıp MİT tarafından Genelkurmay Başkanına 18.00’da haber verilmesine rağmen en başta bağlı olduğu Başbakana ve “başkomutan” olan Cumhurbaşkanına bilgi verilmemesinin sır perdesi hâlâ aralanabilmiş değil. Bir cumhurbaşkanı darbe teşebbüsünü 4 saat sonra eniştesinden, bir başbakan 4.5 saat sonra Cumhurbaşkanından öğreniyorsa oturup düşünmek lâzım. Bu durum sadece, Erdoğan’ın günler sonra ifade ettiği “istihbarat zafiyeti” ile de bu izah edilebilir mi?

* * * 

Şu andan sonra itidale ihtiyaç var. Keyfi uygulamalara fırsat verilmemeli. 

En başta sokaklarda darbe ve darbecileri protesto eden, demokrasiye ve iradesine sahip çıkan insanların güvenliği sağlamak için provokasyonlara karşı uyanık olmak lâzım. Zira, gördüğümüz kadarıyla çok fazla bir güvenlik tedbiri alınmıyor. Sonradan acılar yaşamamak için ve olabilecek olayların önüne geçmek için şimdiden tedbirler alınmasının önemi fevkalâde önemli.

* * * 

Her zaman olduğu gibi demokrasiye, hürriyetlere ve hukukun üstünlüğüne sahip olmamız gerekin bir dönem “daha” yaşıyoruz.

MGK’nın tavsiyesi, Bakanlar Kurulu kararı ve Meclis’in onayıyla 3 ay süreyle Olağanüstü Hal (OHAL) ilân edildi. AKP hükümetinin 2002 yılında ilk icraatı olarak kaldırdığı OHAL uygulaması böylece 14 yıl sonra tekrar ilân edilmiş oldu. Bu uygulamada ülkeyi yönetenlerin, “Vatandaşların olağan halinde olağanüstü bir durum ortaya çıkmayacaktır. Sokağa çıkma yasağı öngörülmüyor. Kişi hak ve özgürlüklerini kısıtlanmayacaktır” şeklindeki “güvenceleri”nin neticelerini önümüzdeki günlerde göreceğiz. 

Üç ay olarak ilân edilen OHAL’in 40-45 gün içinde bitirileceğinin planlandığı söyleniyor. Geçmiş tecrübeler bunun böyle olmayabileceğini gösterse de temennimiz ülkenin bir önce normale dönüp, insanların normal hayatlarına devam etmesi ve verilen güvencelere riayet edilmesidir.

Darbeye ve ara dönemlere her zaman karşı çıkan, ülkede tam bir demokrasinin hakim olmasını isteyen ve darbenin en büyük bedellerini ödeyen bir camia olarak normalleşmeye ve demokrasiye bir an önce dönülmesini istiyoruz. İnsanları sadece isminden dolayı tedirginliğe sevk eden olağan üstü halden bir an önce olağan hale dönülmesi endişeleri de giderecektir. 

İlle de demokrasi, ille de demokrasi…

Okunma Sayısı: 1487
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı