Bu kanlı darbe teşebbüsünün ilk saatlerden itibaren parti farkı gözetmeksizin milletin kenetlenmesi ve milletvekillerinin bombalanan Meclis’te bir araya gelmesi demokrasimiz için fevkalâde önemli olmuştur. O kara geceden bu yana hem milletimiz hem de Meclis’in ortak tavrının devam etmesi çok değerlidir. Ve bunun devam etmesi memnuniyet vericidir.

Yine, birbirlerine söylemediğini bırakmayan siyasetçilerin “söz konusu demokrasi ve hukuksa hiçbir kavganın ve siyasî gerilimin bir anlamı yoktur” diyerek Cumhurbaşkanlığında bir araya gelmesi de son derece önemlidir. 

Bundan sonra demokrasiye sahip çıkma görüntüsünün devam etmesi normalleşmenin kısa zamanda sağlanması açısından önem arz ediyor.

***

15 gün içerisinde darbeci askerlerle birlikte emniyette, eğitimde, sağlıkta, medya ve topyekûn devlet kadrolarındaki görevden almalar on binlerle ifade edilirken, gözaltılar, tutuklamalar devam ediyor.

15 gün geçmesine rağmen bilinmeyenler, karanlıkta kalan noktalar henüz aydınlatılabilmiş değil. 15 Temmuz günü saat 16’dan gece 22’ye kadar yaşananlar bunların başında geliyor. Devleti yönetenlerin açıklamalarına bakılırsa henüz darbenin bir numarası ve cuntacıların ele başlarının kimler olduğu konusunda netlik yok. Bütün bunlar yargılamalar sonucunda ortaya çıkacağı söyleniyor.

Bütün bunlar devam ederken, şu aşamadan sonra yapılması gereken, adalete güvenin azalmaması için adil yargılama yapılmasıdır. Adil yargılama hakkına titizlikle uyulması hukuk devletinin vazgeçilmez bir gereğidir. Hukuk ve adaletin demokrasinin vazgeçilmez unsurlarının en başında olduğu unutulmamalıdır.

Millet iradesine karşı gelmiş, millete ve seçtiklerine silâh çekmiş, demokrasiye ve insanın canına kim kast etmişse en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Bu yapılırken de sapla saman, suçlu ile suçsuz hukuk içerisinde kalarak ayırt edilmeli, edilebilmelidir.

İtidalle hareket edilip, keyfi uygulamalara fırsat verilmemesi şu anda en çok ihtiyaç duyulan bir durumdur. 

Yargılamaların en kısa zamanda sonuçlanması ve Türkiye’nin normalleşmesi açısından son derece önemlidir.

Demokrasiden sapılması, demokratik rejime ve hukuka büyük zarar vereceği unutulmamalıdır. Darbecilere en büyük cevap, onların kast etmeye çalıştığı demokrasi ve hukuk içerisinde kalmak olacaktır. Çünkü darbecilerin hukuka ve demokrasiye verdiği zarar hukuk içinde kalarak, adalet anlayışına uyularak giderilebilir.

Mağduriyetler oluşmaması için hukukun temel prensiplerinden olan suçun şahsiliği ve “suçu ispatlanana kadar kimsenin suçlu sayılamayacağı” hususu gözden kaçırılmaması şu safhada üzerinde en çok durulması gereken bir husustur.

***

Adaletin tecellisi ve soruşturmanın hakkıyla yapılabilmesi için hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygının en çok gerektiği günlerden geçiyoruz. Millet, birlik ve beraberliğe en çok muhtaç olduğu günlerde bunu fazlasıyla göstermişken, bu birlik ve beraberliğe, demokrasiye, hukuka ve insan haklarına zarar verecek davranışlardan kaçınmak gerekir.

Demokrasi, hukukun, insan haklarının, insan hak ve hürriyetlerin korunduğu, herkesin kendini güvende hissettiği sistemin adıdır. 15 gündür milletin meydanlarda olmasının temel nedeni de budur…

Yani, ille de hukuk, ille de adalet…