"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tokdemir Ağabeyden “Nurlu” hatıralar

Mehmet KARA
16 Ağustos 2018, Perşembe
Nurettin Tokdemir Ağabeyi 1991 yılı seçimleri öncesinde tanıma fırsatım oldu.

 Milletvekili seçilip Ankara’ya geldiği andan itibaren de görüşmelerimiz hiç kesilmedi. Siyasetteki tecrübesi ve meselelere Risale-i Nur perspektifinden bakması ile her zaman bize yol gösterici oldu.

1960’lı yıllarda İstanbul’da Zübeyir Güldüzalp ve Mehmet Kutlular Ağabeylerle beraber İttihad ve Yeni Asya’nın kuruluşunda bulunması hasebiyle, o döneme ait hatıraları paylaşması bizim için hep önemli oldu.

Her zaman Risale-i Nurlar’ı yerli ve yabancılara anlatmak için bizleri hep teşvik etti. “Şu şu büyükelçilerden randevu alalım, siyasetçilere gidip anlatalım, sivil toplum örgütlerini ziyaret edelim” diye hep bizi sıkıştırdı. Randevu alamadığımızda da sık sık bize ikazlarda bulundu. ABD Kültür Ataşesi ile yıllar önce yaptığımız görüşmenin onu ne kadar heyecanlandırdığını yıllar sonra da büyük bir heyecanla anlatmasından görüyorduk. 

2010 yıllarındaydı. Japonya’nın Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Keisuke Yamanaka’nın Prof. Dr. Şerif Mardin’in kitabından Bediüzzaman Said Nursî’yi tanıdığından bahsedildiğini duyduğunda büromuza gelip büyük bir heyacanla, “Mutlaka bu insanla görüşmemiz lâzım” demişti. 

Daha sonra temas kurduğumuz ve Türkiye’deki görevini tamamlayana kadar da Yamanaka’a ile irtibatımızı sağlamıştı. Büromuza gelen Yamanaka’nın bir seminer verip “Bediüzzaman’a hayranım. Said Nursî’nin ilginç ve sıradışı hayat hikâyesi bende derin bir hayranlık etkisi bıraktı. Türkiye’nin doğu ucunda, taşra sayılabilecek, kırsal bir kesim olan Bitlis gibi bir yerde dünyaya gelmesine rağmen, böylesi geniş bir ufka ve entelektüel birikime sahip bir âlimin yetişmiş olması beni şaşırtan şeylerin başında gelmektedir” demesinin Tokdemir Ağabeyi  ne kadar heyacanlandırdığını tahmin etmek hiç zor değildi. Bundan sonra büyükelçilikte ve değişik mekânlarda görüştüğümüz Yamanaka’nın Türkiye’deki görevi bitmesi dolayısıyla büyükelçilikte bir resepsiyon verecekti. Tokdemir Ağabey Ankara dışında olduğu için sıkı sıkı tembih edip mutlaka bu resepsiyona katılmam gerektiğini söyledi. Bizde bu toplantıya katılmış ve okuyucularımızın selâmlarını iletmiştik.

Yine 2015 yılında büromuzda yıllardır devam eden sohbetlere geldiği bir gün yanında iki yabancı öğrenci vardı. Yüzü gülüyordu. İki öğrenciyi bize tanıtırken yüzündeki gülümsemeyi hâlâ hatırlıyorum. Bu öğrencilerden birisi Pakistanlı Abdul Mateen Khuvwaja diğeri de  Müslüman olduktan sonra Burak ismini alan Ruandalı Ndagijimana Patrick idi.

Bu öğrencilerle sabah sporunda tanışan ve onlarla hemhal olan Tokdemir Ağabey, günlerce, haftalarca bu öğrencilere İslâm’ı, Müslümanlığı ve Risale-i Nurlar’ı anlatmış ve neticesinde Ruandalı Ndagijimana Patrick Kelime-i Tevhid ve şehadet getirerek Müslüman olmuş ve Burak ismini almıştı. 

Daha sonra gazetemizde de yayınlanan röportajında Burak,  Ruandalı olduğunu, 7 kardeş olduklarını anlattı. Ankara’da özel bir üniversitede Uluslararası İlişkiler bölümünde okuduğunu söyleyen Burak, parkta arkadaşı ile spor yaparken, Nurettin Tokdemir’le tanıştığını ve Tokdemir’in İslâm’ı öğrenmeye yardımcı olduğunu ifade etmişti. Burak, “Ruanda’da Hıristiyan bir ailenin çocuğuyum. İncil’i okudum, kafamdaki soruların cevaplarını orada bulamadım. Nurettin Hoca (Tokdemir) ve arkadaşım Metin sorularıma cevap bulmada yardımcı oldular. İncil’i okuduğumda bulamadığım cevapları bana anlattılar. Din değiştirmek kolay bir şey değildir. İslâmiyeti öğrendikten sonra o kadar etkilendim ki, İslâmiyet beni çağırıyor gibi hissettim” demişti.  

Tokdemir Ağabey de tanışmalarını şöyle anlatmıştı. “Bir mekânda otururken Burak ve Metin’le karşılaştık. Tanıştık ve sohbet etmeye başladık. Burak’a (Patrick)  İslâmiyet ile ilgisinin olup olmadığını, Müslüman olmayı düşünüp düşünmediğini sordum. Metin, ‘Eğer Patrick’in sorularına cevap verebilirseniz bu bir fırsattır. Ben de bu vesile ile çok şeyler öğrenebileceğime inanıyorum. Soruları var’ dedi. Ben de, “Peki, sorun ben cevap vereyim’ dedim. Ve soru-cevap faslına geçtik. Bu vesile ile, ister Hıristiyan, ister ateist olsun, isterse başka dinlerden olsun, eğer bu konularda bir sorgulama yapılıyorsa, bu sorgulamaların hemen hemen tümünün Risale-i Nurlar’da olduğunu gördüm...”

Hele ki, Risale-i Nurlar’a bandrol engeli ve ardından da devlet tekeline alındığı dönemde günlerce beraber Meclis bahçesinde, kulislerde ve milletvekili odalarında verilen mücadeleyi hiç unutulmayacağım. Devlet tekelinin kaldırıldığı müjdesini Meclis koridorlarında aldığımızdaki beraber döktüğümüz gözyaşını da hiç unutmayacağım.

Tokdemir Ağabeyi anlatmak ve tanığımızdan bu yana geçen yaklaşık 30 yıllık hatıraları burada nakletmek çok zor. Sadece üç hatıramızı anlatarak kendisinin yaptığı hizmetleri bir nebze olsun hatırlatmış olduk.

Muhterem Tokdemir Ağabeye bu vesile ile rahmet ve mağfiret kederli ailesine de sabırlar niyaz ediyorum... Mekânın Cennet olsun ağabeyim...

Okunma Sayısı: 8477
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Şevket Paksoy

    16.8.2018 21:30:47

    Amin amin amin...

  • AHMET AYDIN

    16.8.2018 14:54:58

    Rabbim kabrini cennet bahçelerinden bir bahçe eylesin.mekanı cennet olsun. Rabbim cennetinde kavuştursun inşallah.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı