"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yemin etmediği bilinmiyor muydu?

Mehmet KARA
01 Şubat 2016, Pazartesi
Çözüm sürecini AKP, HDP ile birlikte götürüyordu.

Bu çerçevede Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisinde Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan başkanlığında, AKP Grup Başkanvekilleri, Efkan Alâ, HDP’den İmralı heyeti üyeleri ve grup başkanvekillerinin olduğu bir toplantı yapılmıştı. Görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan bu toplantıda verilen görüntüden rahatsız olunca masa devrilmişti.

Ondan sonra gelişen olaylar, artan terör dolayısıyla AKP ile HDP arasını iyice açıldı. Karşılıklı suçlamalar devam ediyor. Şu anda iki parti arasında tekrar bir sürecin başlaması da mümkün görünmüyor.

Ancak, geçtiğimiz günlerde önce kulislere düşen, sonra da yetkililerin ağzından duyurulan ilginç bir gelişme yaşandı. HDP milletvekili Leyla Zana’nın Erdoğan’dan randevu talep ettiği ortaya çıktı. HDP’yi çok ağır şekilde eleştiren Erdoğan o partinin bir milletvekilinin bu talebine olumlu (!) yaklaşması daha da ilginç olmuştu. 

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da, “Cumhurbaşkanının programlarının uygun olduğu bir zamanda Hanımefendiyle görüşmenin olacağını, karşılıklı görüşmelerin sürdüğü”nü açıklaması da görüşmenin kısa zamanda olacağını göstermişti.

Erdoğan, 2012 yılında da Başbakanlığı döneminde “Erdoğan’ın bu işi çözeceğine inanıyorum” diyen Zana ile yanında yardımcısı Beşir Atalay’da olduğu halde görüşmüştü.

1 Kasım seçimlerinden sonra herkesin bildiği bir durum var. Leyla Zana milletvekili yemini etti, ama yemini kabul edilmedi. Bundan dolayı da yasama faaliyetlerine katılamıyor, kürsüde konuşamıyor. Hatta milletvekili maaşı dahi alamıyor. 

Bunların bilinmesine rağmen, hem Erdoğan ilk önce olumlu cevap verdi, hem de sözcüsü kısa zamanda görüşmenin olacağını dile getirdi. Şimdi Erdoğan’ın “yemin etmeden görüşmeyeceği”ni açıklaması enteresan değil mi? Yoksa bunun altında başka şeyler mi var?

*** 

YENİ ANAYASA, ZANA…

Görüşme gündeme geldiğinde Meclis kulislerinde Leyla Zana ile ilgili enteresan şeyler konuşulmaya başlandı. HDP içinde Zana ile birlikte hareket eden 8-10 milletvekili olduğu ifade ediliyordu. Bu günlerde yeni anayasa çalışmaları da başlayacak. Meclis’ten başkanlık sisteminin çıkması bugünkü tabloya göre neredeyse imkânsız. Referandum için 330 milletvekilinin oyu gerekiyor. AKP’nin 317 milletvekili var. Dolayısıyla muhalefet partilerinden 13 milletvekilinin imzasına ihtiyaç var.

Birbiriyle alâkasız gibi görünen bu iki konuda (Zana ve anayasa) önümüzdeki günlerde bir gelişme olur mu, bekleyip göreceğiz…

*** 

“BELEDİYE BAŞKANLARI DİKTATÖR MÜ?”

Başkanlık sistemi tartışılıyor, ama nasıl bir başkanlık sistemi istendiğini de net değil. Halkın anlayacağı bir şey de söylenmiyor. Türk tipi deniyor, yarı başkanlık deniliyor, partili cumhurbaşkanı deniliyor… Deniliyor da deniliyor…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak herkesin anlayacağı bir tarif getirmiş. “Çok basit bir cümle söylüyorum; Başkanlık eşittir belediye başkanlığı. Belediye başkanları diktatör mü?” demiş.

Bir arkadaş bu cümleyi okuyunca, “Tamam işte bize böyle net açıklamalarla gelin ki başkanlık sisteminin nasıl bir şey olduğunu öğrenelim…” Arkadaşa hak vermemek mümkün mü? Peki, mesele bu kadar basit mi?

***

BEYİNLER BÖLÜNMESİN!

Başbakan Davutoğlu’nun Danışmanı Hüseyin Çelik’in, “PKK ağır silâhlarıyla gelip metropol bir şehre yerleşmişse bunda kendisi için ders ve sorumluluk çıkaracak bir çok etkili ve yetkili olmalıdır. Biz, bölgeyi ve bölgenin dinamiklerini bilen birisi olarak, 2009’dan itibaren olanları ve olabilecekleri, Bakanlar Kurulu’nda, AK Parti MYK ve MKYK’sında, nihayet çözüm süreci konulu tüm özel toplantılarda yetkili arkadaşların, Sayın Başbakan’ın ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın huzurunda, bütün açıklığı ve netliği ile ortaya koyduk” açıklamasını yapması çok dikkat çekiciydi.

Bunu başkası söylese neler olabileceğini hepimiz tahmin edebiliriz. Hemen yaftalamalar yapılır, “hain” bile ilân edilirdi. AKP içinden sadece İstanbul Milletvekili Metin Külünk, bu sözleri “yakışıksız ve nezaketsiz” bulduğunu söyleyerek tepki göstermesi yanında başka tepki gelmedi.

Aslında Çelik’in ifadesinde dikkat çeken başka bir cümlesi daha var. “Ben, bu ülkede toprak bölünmesi olmayacağına inananlardanım. Ne var ki, gönüller ve beyinler bölündükten sonra toprak bütünleşik kalmış neye yarar. Unutmayalım ki toprak insan içindir; insan toprak için değil…”

Evet, gerçekten beyinler bölününce hiçbir şeyin anlamı kalmıyor… Yeter ki, beyinler bölünmesin…

* * * 

NOT

Geçen haftaki “Çözüm sürecinde neler oldu?” başlıklı yazımızda çözüm sürecini ve masanın dağılmasından sonra terör olaylarında gelinen noktayı anlatmıştık. Yazımızın sonunda da Ankara’da görev yapan bir gazetecinin 2015 yılının Mayıs ayında ortaya attığı, yalanlandığını duymadığımız “Devletin gizli anayasası” olarak kabul edilen “kırmızı kitap”ın “iç tehdit” bölümünden PKK’nın çıkarıldığıyla ilgili ifadelerini not olarak düşmüştük.

Konu bu hafta Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş’a soruldu. Kurtulmuş, “PKK’nın Kırmızı Kitab’ın iç güvenlik bölümünden çıkarılması külliyen yalandır” diye bir açıklama yaptı.

“Gazetecilik etiği” gereği bunları not düşme gereği duydum. Bakalım bu mesele nerelere varacak?

Okunma Sayısı: 1409
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Toygar

    1.2.2016 12:53:22

    “Çok basit bir cümle söylüyorum; Başkanlık eşittir belediye başkanlığı. Belediye başkanları diktatör mü?” Mantık budur!.. Türkiye bir belediye ise, başındaki de belediye başkanı olur! Türkiye Cumhuriyeti'ni belediye olarak gören zinhiyet sahiplerinin akıllarına ben!..

  • HÜSEYİN İLHAN

    1.2.2016 10:13:36

    Muhterem Mehmet kardeşim bu ÇARKlara biz alıştık,anlıyoruz yarın yine YANILDIK,YANILTILDIK derler.Kumpas kurup bize KUMPAS KURUYOR derler.AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN LAFA BAKILMAZ,GÖRÜNÜR ŞAHSIN RÜTBEİ AKLI ESERİNDE.demiş ZİYAPAŞA

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı