"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Yolsuzluk ve rüşvet” için önemli gün yarın!

Mehmet KARA
21 Aralık 2014, Pazar
17-25 Aralık 2013 tarihinde yapılan “büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu”nun yıl dönümünde yaşananlar adalet sisteminin tartışmasına sebep oldu.

CHP bu haftayı “Yolsuzluk Haftası” ilân ederken, bütün il başkanlıkları “maskeli bakanlar pankartları” ile donatıldı. Diğer muhalefet partisi MHP ise, Meclis’te değişik eylemlerle yıl dönümünü eylemlerle geçirdi

Yine “yıl dönümü” öncesi Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Yayın Grubu başkanı Hidayet Karaca’nın da aralarında bulunduğu emniyet mensubu, dizi film senarist ve yönetmenlerinin de bulunduğu 31 şüphelinin gözaltına alınması ve 16’sının tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilmesi sırasında yaşanan 6 günlük süre sonrasında Karaca ile birlikte üç kişinin tutuklanması da yargının daha da tartışmasına sebep oluyor.

Bu konuda bir gelişme de yarın yaşanacak. Yolsuzluk ve rüşvet iddiaları dolayısıyla eski bakanlar Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar için kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu çalışmalarında sona gelindi. Komisyon dört eski bakanın “Yüce Divan’a gönderilip gönderilmemesi” konusunda nihaî kararını yarın 14.00’da toplanarak karar verecek.

Komisyon, bakanlar ve bazı “yetkilileri” dinledi. Yayın yasağı getirildiği içinde soruşturmayla ilgili çok şey yazılıp, çizilemedi. 

15 kişilik komisyonda HDP üyesini çektiği için muhalefetin 5 milletvekili var. Yüce Divan’a gönderme kararı verilebilmesi için 8 milletvekilinin “evet” demesi yetiyor. Bu durumda AKP’den en az 3 vekilin de muhalefetle birlikte hareket etmesi gerekecek. Karar gönderilmesi yönünde çıkarsa son kararı Meclis Genel Kurulu verecek. Ondan sonra da hukukî süreç başlayacak.

Yüce Divan kararı çıkar mı? Bunu bekleyip göreceğiz. Kulislerde iki ihtimalden söz ediliyor. AKP bu bakanlardan 1-2’sini Yüce Divan’a göndererek rahatlamayı düşündüğün de, “eğer gönderirsek AKP’de suçlanabilir” düşüncesiyle göndermeme kararının da çıkabileceği konuşuluyor.

Ancak her iki durumda da bu tartışma sürüp gideceğe benziyor.

***

BÜTÇEDE, “SİZE ÜÇLÜ SAYDIRAYIM MI?”…

Bütçenin tamamı üzerindeki görüşmeler yarın yapılacak ve bütçenin yoğun bütçe görüşmeleri maratonu bitmiş olacak.

Bütçe görüşmelerinin bu seneki görüşmelerine “yıl dönümü” olması dolayısıyla yolsuzluk ve rüşvet operasyonları damgasını vurdu. 14 Aralık’ta yapılan operasyon da en çok konuşulan konulardandı.

Neredeyse bütün bakanlıkların, kurum ve kuruluşlarının bütçelerinin görüşmelerinde bu konu bir vesile ile gündeme geldi.

Bütçe görüşmelerinde renkli görüntüler de vardı. Çevre Bakanlığının bütçesinin görüşmeleri sırasında zeytin ağaçları ve çam ağacı fidanları getirildi.

Çarşı grubunun yargılanmasına destek amacıyla kürsüye Beşiktaş’ın sembolü olan kartal baskılı tişörtle çıkan CHP’li Melda Onur bir anda hem ceketini hem bu tişörtünü çıkartıp attı. Meclis tarihinde belki de ilk defa yaşanan bu hadise de neyse ki, Onur’un tişörtünün altında başka bir tişört vardı. Bu tişörtte Gezi parkı protestolarında ölen Ali İsmail Korkmaz’ın resminin olduğu baskılı başka bir tişört çıktı.  

Melda Onur konuşmasını bitirirken, yeşil sahalarda görmeye alıştığımız sloganlar attırmak için, “Şimdi, ben buraya gelirken dediler ki: ‘İlk defa bir mahkemede üçlü saydırıldı. Vekilim sen de üçlü saydır.’ Saydırayım mı size bir üçlü? Ali! İsmail! Korkmaz!” diye seslendi. Bu saydırmaya sadece bir milletvekili eşlik etti. Onur, “Çarşı, vicdandır yargılanamaz” sloganı attırmak istediğinde de yine birkaç milletvekili eşlik etti. Onur bunun üzerine kürsüden indi. 

Bu tarz bir gösteri Meclis tarihinde bir ilk olarak tarihe ve tutanaklara geçti.

“Yakıştı mı?” diye sorarsanız. Yakışmadı. Hele bir bayan milletvekiline hiç uygun kaçmadı. Protesto yapılacaksa başka yollar bulunabilir. Nitekim başka vekiller bunu değişik yollarla da yaptılar… Meselâ, CHP Milletvekili Ali Özgündüz, kürsüye “17-25 Aralık Haftası Yolsuzluk ve Rüşvetle Mücadele Haftası olsun” yazan döviz asmak isteyince önce AKP’li vekiller müdahale etti. AKP Antalya Milletvekili Gökçen Enç hızla kürsüye yürüyüp dövizi kaldırmaya kalksa da başarılı olamadı.

Bu mesele daha çok tartışılacak, çok…

***

EŞTEN, BİR ÖRNEK SÖZ DAHA…

Siyasetçilerin üslûpları ile söylenecek artık bir şey kalmadı. Üslûpsuz konuşmalar son sür’at devam ederken, bunun artık bitmeyeceği de görülüyor.

Eşleri birbiri hakkında ağır ve yakışıksız ithamda bulunurken, Ahmet Davutoğlu’nun eşi Sare Hanımın, annesi vefat eden Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Hanıma taziye ziyaretinde bulunması olumlu karşılanmıştı.

Sare Davutoğlu’nun bayan gazetecilerle sohbetinde kullandığı ifade de tıpkı önceki davranışı gibi dikkat çekici…

Bakın ne demiş: “Aslında biz Türkiye’de kompartımanlar halinde yaşıyoruz. Ve bu beni gerçekten çok rahatsız ediyor. Yan yanayız, ama çok karışmıyoruz. Ama inanın ki bu bizim tercihimiz değildi. Belki herkesin katkısı vardır, ama bu bizim tercihimiz değildi. Hep belli yerlerden uzak tutulduk. Şu son 12 yıl gözden geçirilirse belli şeyler hep yapıldı, bunun yumuşatılması için el uzatıldı, ama yine de sonuçta olgun olması gerekenler iktidarda olandır… Keşke ön yargılarımızı bırakıp sadece insan olarak ilişki kurabilsek, inanın o zaman birçok şeyi çok kolay aşacağız…”

Bu ayrışma ve kutuplaşma milleti de rahatsız ediyor. Bakalım bu sözler eşlerinin kulaklarına küpe olacak mı?

***

SAYIN BAHÇELİ BUNU YAPMALI

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 2004 yılından 2012 yılına kadar devam eden “Geleneksel kahvaltılı sohbet toplantısı” yapıyor gazetelerin Ankara temsilcilerini çağırıyordu. Orada sorulara cevap veriyor. Bir arada sohbet imkânı olunuyordu. Bahçeli her nedense bunu iki senedir yapmıyor.

Cumhurbaşkanlığı, bakanlar hatta kamu ve kuruluşları basına ayrımcılık yani akreditasyon uyguluyor. İktidara muhalif gazetecilerin soru sormasını engellemek amacıyla böyle bir yola başvuruyor. Bu sayede de “çanak soru” tabir edilen sorulara cevap veriliyor, aykırı soruda gelmemiş oluyor!

Bu yüzden de uzunca bir süredir bütün gazeteciler toplantılarda bir araya gelemiyor. 

Siyasetin kutuplaştırıcı tavrı dolayısıyla tıpkı halkımız gibi gazetecilerde de bir ayrışma yaşanıyor. Yıllarca beraber yemek yiyen ve sık sık görüşenler bile bir vesile karşılaşsalar birbirinin yüzüne bakmıyor. Sırtını dönüyor. 

Bu yüzden Bahçeli tıpkı 8 yılda yaptığı gibi hiçbir ayrım yapmadan gazetecileri bir araya getirebilirse iyi bir iş yapmış olacaktır…

Okunma Sayısı: 1499
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı