"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Zamanlama manidar” mı?

Mehmet KARA
03 Temmuz 2016, Pazar
Geçen yıl 7 Haziran’da yapılan seçimlerin ardından terör sarmalına giren Türkiye, bu sarmaldan bir türlü çıkamıyor.

Suruç’la başlayan, Ankara, İstanbul, Bursa gibi büyük illerde yaşanan terör olayları, Güneydoğu’da bazı il ve ilçelerimizde aylarca süren çatışmalar neticesinde 700’e yakın güvenlik görevlisi şehit olurken, terör örgütlerinin (PKK ve IŞİD) şehirlerde intihar eylemleri şeklinde yaptığı saldırılarda ise yüzlerce insan ölürken, binlerce insan da yaralandı.

En son olarak da dünyanın “en güvenlikli havalimanlarından” biri kabul edilen Yeşilköy’e resmî açıklamalara göre 3 teröristin (7 olduğu iddiaları da var) uzun namlulu silâhlarla girip, masum insanları taraması ve ardından da kendilerini patlatmaları neticesinde 44 insan vefat ederken, 300’ün üzerinde de insan yaralandı. 

Havalimanındaki saldırıyı Rusya ve İsrail’le varılan mutabakatlara “zamanlama manidar” diyerek bağlamak yanlış olmuştur. Çünkü, bu saldırının o gün plânlanmasının pek mümkün olmadığı rahatlıkla görülebilir. 

«

Peki, Türkiye’de neredeyse bitme noktasına gelen terör olayları birdenbire neden arttı?

Bunun değişik sebepleri var. 

Suriye’de yaşanan ve büyük bir trajediye dönüşen iç savaş ve çatışmaların Türkiye’ye yansımasının bunda etkisi var. Burada şu notu düşelim; Rusya ile 7 aylık ilişkilerin donmasının en büyük zararı, Türkiye’nin Suriye’deki pozisyonunda yaşandı. Rusya Suriye’ye iyice yerleşti. Sınır ötesinden atılan füzelere ancak kendi topraklarımızdan toplarla cevap verebilecek duruma düştük. Savaş uçaklarımız sınıra yaklaşamıyor, yaklaşırsa Rus savaş uçakları hemen geri püskürtüyorlardı. Adeta Suriye’de söz hakkımız kalmadı. 

Bir başka sebep de Türkiye’nin dış politikasındaki yanlışları. Özellikle Suriye ve Irak’ta yapılan hatalar PKK belâsının yanında bir de IŞİD belâsını başımıza sardı.

Terörün artmasının en büyük sebeplerinden birisi ise, hükümetin Kandil, İmralı ve HDP ile yürüttüğü “çözüm süreci” masasının yıkılmasıydı. Çözüm süreci devam ettiği yıllarda terör örgütü PKK bırakın silâh bırakmayı ve çekilmeyi şehirlere varıncaya kadar ağır silâhlar ve bombalar yerleştirmesi oldu. Çözüm süreci devam ettiği için de bu silâh yığma, barikat kurma ve mayın döşenmelere ses çıkarılmamış. Bunları daha sonra hükümet yetkililerinin “itiraflarından” anlıyoruz.

«

Göreve gelir gelmez, “Terörü ülke gündeminden çıkaracağız” demişti, Başbakan Binali Yıldırım. Ancak terör bir türlü bitmiyor. Hatta her gün daha da artarak devam ediyor.

Bu terör eylemleri devam ederken, son 7 ay içerisinde muhalefet tarafından verilen 22 adet “terör ve sebepleri araştırılsın” önergesinin iktidar partisinin oylarıyla reddedilmesi de düşündürücü. Zira, 20 Temmuz 2015 tarihinde Suruç’la başlayan ve 104 vatandaşın öldüğü Ankara garındaki saldırı ile ilgili devam eden terör olayları Meclis tarafından araştırılsaydı, farklı tedbirler gündeme gelecek belki de daha sonraki saldırılar önlenebilecekti. 

Geldiğimiz noktada terör gündemden düşmek bir yana Türkiye’nin birinci gündemi oluyor. Erdoğan, “Terör bitti biter diye bir durum yok. Minimize edilmesidir asıl olan…” demişti. Minimize edilemez noktaya geldi. Terörün sadece silâhlı mücadele ile bitirilemeyeceği 35 yılda görüldü. Zaman zaman başka formüller denense de hep başa dönüldü, kalıcı çözümler üretilemedi. Bunun için terörle mücadele için başka formüllere ihtiyaç var.

Bugün birbirini suçlama yerine terör ateşinin nasıl söndürüleceği konuşulabilmelidir. Bunun için de iktidarıyla, muhalefetiyle, sivil toplum örgütleriyle hep birlikte kafa yorulmalıdır. Sadece terör olduktan sonra kınamak, cenazeleri defnetmek, arkasından ağıtlar yakıp bayrakları yarıya indirmek yetmiyor. Türkiye’nin şu anda birinci gündem maddesi olan terör sorununun çözümünü siyasî, ekonomik, sosyal ve diğer alanlarda bulup anaların ağlamasına mani olunmalıdır. 

Hasılı, enerjimizi birbirimizi suçlamaya değil, terörden ve terör fitnesinden nasıl kurtulacağımıza harcamalıyız…  

Okunma Sayısı: 1389
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mustafa BİTER

    3.7.2016 18:21:05

    Merhum Demirel sormuştu ; '11 Eylül günü oluk oluk kan nasıl oldu da 12 Eylül günü kesildi.' Acaba particilik zihniyeti ağır basan dinde hassas , muhakeme-i akliyesi noksan siyasal İslamcı nurcular şunu soruyorlar mı acaba ; '3 Kasım günü durma noktasındaki PKK terörü niye 4 Kasım'dan sonra birden bire kanser virüsü gibi Bütün Türkiye'ye , Irak'a ı,Suriye'ye yayıldı.' Sorabilirler mi ...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı