"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Holakrasi ile Demokrasi’yi hayata aktarmak

Ramazan Gevrek
04 Aralık 2022, Pazar
“Demokrasi en kötü yönetim biçimidir, bugüne kadar tecrübe edilmiş diğer bütün yönetim şekilleri hariç tutulursa.“ (1)

Churchill’in 75 yıl önceki bu ifadesi demokrasiye aleyhtarlık edenlere, eleştirip, eksik bulanlara, bugün dahî güzel bir cevap teşkil ediyor.

Evet, demokrasi uygulamada bazı zorlukları getirdiği gibi, yine de alternatifi görünmeyen bir idare şeklidir. Bu ehl-i akıl ve vicdan tarafından kabul görse de, daha pratiğimizde bulunan dünyevî sair işlerimiz bu hususta istişare’nin kaidelerince ilerlemiyor.

Bu hususta yazının devamında demokrasi’yi kurumsal alanda kullanmanın yolunu ele alacağız.

Aynı değerleri kabul etmiş, aynı Mabud’a inanıp; ibadet eden, aynı metod ve aynı yönteme başvuran, birbirinde fâni olmuş bir cemaatin mensupları olsa dahî, konsensüs’ü sağlamaya çalışmak, ancak karşılıklı konuşmak, yeterli müzakere etmek, empati kurmak (ki empati, ihlas ve uhuvvet ile beraber tefaninin şartlarından), anlayış sergilemek ve gerekirse fikir ve düşüncelerinden ferâgat etmek ile mümkündür.

Bunu bir de farklı fikir, farklı değer, farklı kültür, farklı eğitim seviyesine sahip, farklı uyruk barındıran ülke, kurum ve şirketlerde düşünün. Katî olan şu ki, kararlar alınmadan önce meselelerin anlaşılması için her yönü ile ele alınarak aydınlatılması ve ayrıca yanlış bilgilerden (modern tabiri ile dezenformasyon) arındırılması gerekiyor. Ayrıca bir karara veya faaliyete sahip çıkmak için, o kararın alınmasında kişiler söz sahibi olup ve görüş bildirme imkanları ile aidiyet duygusu oluşması gerekiyor.

Demokrasinin temel maksadı rey-i vahidin yerine halk tarafından seçilmiş temsilcilerin ortak fikri ile hareket etmektir.

Kurumlar, STK’lar ve şirketler klasik olarak hiyerarşik bir yapılanmaya sahiptirler. Bunlardan yalnız bir sebebi, kurucuların söz sahibi olmayı arzu etmelerinden.

Aynı ülke idaresinde olduğu gibi rey-i vahid ve amirciliğe yol açan bu sistem, belki hızlı bir işleyişe sahiptir, fakat şahısları ile birlikte fânidirler.

Hiyerarşi ve merkeziyetçiliği kaldıran ve bununla birlikte ihtisas, etki ve yetki alanlarının muhafaza edilmesi açısından bir tanzime davet eden Risale-i Nur’da bu mevzu ile alakalı farklı yerlerde ilgili metinler geçiyor, bunlardan bazıları:

“Yani efkâr-ı ammenizin misal-i mücessemi olan mebusan hâkimdir; hükûmet, hadim ve hizmetkârdır. Öyle ise kendinizden teşekki ediniz […] Her tarafa şubeler salmış bir büyük çeşme başında bir tagayyürat olursa, her tarafa da sirayet eder. Fakat yüz pınarın ortasında büyük bir havuz olursa, o havuz pınarlara bakar ve onlara tâbidir. Faraza, o havuz tamamen tagayyür ederse veyahut Allah etmesin bozulursa da, çeşmelere tesir etmez–eğer pınar, pınar olursa.” (2)

“Birbiri içinde mütedâhil dâireler gibi, her insanın kalb ve mide dairesinden ve ceset ve hane dairesinden, mahalle ve şehir dairesinden ve vatan ve memleket dairesinden ve küre-i arz ve nev-i beşer dairesinden tut, tâ zîhayat ve dünya dairesine kadar, birbiri içinde daireler var. Herbir dairede, herbir insanın bir nevi vazifesi bulunabilir. Fakat en küçük dairede en büyük ve ehemmiyetli ve daimi vazife var. Ve en büyük dâirede en küçük ve muvakkat arasıra vazife bulunabilir. Bu kıyasla, küçüklük ve büyüklük makûsen mütenasip vazifeler bulunabilir.” (3)

Meşrutiyetçiliğin ve istişare adabın ilk önce şahsi hayatında ve ev halkı arasında yaşanması gerektiği ve bunların ardından ancak iş, okul, cemaat ve daha da sonra devlet katında uygulanabilirliği, farklı bir yazının konusu olabilecek derinlikte…

Risale-i Nur’un bu tariflerinden ve Nur talebelerin varlığından muhtemelen habersiz, bazı modern ehl-i dünya şirket ve STK’larda hiyerarşi, liyakat ve esneklik sorunlarına karşı, Dördüncü Mesele’de ve Münazarat eserinde geçen Bediüzzaman hazretlerinin bu bahislerine yakın bir sistemi 2007 - 2015 yıllarında uygulamaya başlamış ve geliştirmiş. (4)

Holakrasi’nin temel organları, dairelerdir. Her bir dairenin kendi içerisinden bir temsilci seçmesiyle farklı daireler oluşturulur. Bu külli daireler de yine temsilcileriyle farklı daireler oluştururlar. Her bir dairenin etki ve yetki alanı bellidir, bazıları daha genele bakar, diğerleri daha müşahhas çalışırlar. Alternatif organize biçimlerinden farkı, hiyerarşi, üstünlük ve emirden uzak idare olunması, çünkü bizim telakkimiz ile oluşan bir üst, aslında bir geniş daire temsilcisi iç daireden oluştuğu için, bizim zannımızca alt, ama aslında iç dairenin bir parçası halinde kalmaktadır.

Bu şekilde müteşekkil idarelerde ihtisas ve istidadat oluşumun en geniş ve stratetijik birimlerine bile ulaşabiliyor.

Özellikle STK ve çevik organizeler tarafından tercih edilen holakratik yönetim biçiminin meşrutiyet-i meşruâ ile ve meşveret-i şeriye ile de ortak yanları bulunmaktadır.

Medar-ı dikkat olan mühim bir ayrıntı ise, heyetler arası üst-alt telakkisi yerine geniş-dar (veya iç) ifadeleri daha münasiptir. Her birinin etki ve yetki alanları farklıdır. Geniş dairedeki heyetler tarafından oluşturuldukları için heyet, cemaat veya topluluğun temsilince kuvvet alırlar.

Ayrıca adem-i merkeziyet esas alınır, ki hizmetlerin ve kararların çoğu iç daireler tarafından alınır. Geniş daireler ise umumu veya etki alanını ilgilendiren mevzular hakkında karar alırlar.

Üstelik farklı heyetler içerisinde ihtisas heyetleri ve vazife taksimleri bulunuyor, ki vazife paylaşımı sürdürebilsin ve ehiller heyetlere müdahil olsun.

Elhasıl, belki isim olarak holakrasi sistemine pratikte gereken sıklıkta rast gelmesek de, tüm küremizi kapsamına almış görünüyor.

Elbette zaman gösterecek, ama muhtemeldir ki günümüz demokrasilerinden Said Nursi hazretlerinin tarifindeki meşveret-i şeriyeye giden yol holakratik düşünceden devam edebilir.

Dipnotlar:

1. Winston Churchill (1947).

2. Münazarat.

3. Dördüncü Mesele, Asâ-yı Mûsa.

4. Bkz. holacracy.org ve Robertson: Holacracy (2015).

Okunma Sayısı: 1174
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdülkadir

    4.12.2022 02:41:18

    Meşrutiyetçiliğin ve istişare adabın ilk önce şahsi hayatımızda olması duası ile Allah razı olsun

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı