"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir hazan mevsiminde dört mekân, dört su: …Ve Bediüzzaman'dan hatıralar:

Rifat OKYAY
31 Mart 2018, Cumartesi
Van seyahatimizde Bediüzzaman’ın izlerini takip ettik. Erek Dağı’nda tefekkür ederken de ‘Davam’ sözünü söylediği yerde de ‘Üstadımızdan allah binler kere razı olsun’ derken bulduk kendimizi.

Ekim ayı içerisindeyiz; geç bırakılmış bir yazın sonunu ve sonbaharın başını yaşıyoruz. Ne sıcak, ne soğuk olmayan hafif yağışlı, sarımtırak yaprakların ve dalların hakim olduğu bir hazan mevsimi başlangıcı… Kimi bahçeler meyvelerini bakıcılarına teslim etmiş ağaçlarla; kimileri de ayva, elma, nar, muşmula gibi meyveleriyle “geliniz bizleri toplayınız” diye müştak, mütefekkir ve muhtaçları çağırıyorlar.

İşte böyle bir hazan mevsiminde Yeni Asya Neşriyat’ın dâveti üzerine Van’da ilk defa yapılacak olan kitap fuarına iştirak etmek; hem “Risale-i Nur Okuma, Anlama ve Anlatımları” kitabımı imzalamak, hem de yeni yüzü ile basılmış olan Risale-i Nur Külliyatı’nın satışlarında müzahir olmak üzere 21 Ekim’de uçak biletimizi aldık… Aynı akşam da İstanbul’a dönecektik… Fakat  elimizde olmayan ve organizasyonu alâkadar eden sebeplerden dolayı imza günümüz ve “Bediüzzaman’ın Van Hatıraları” söyleşimizi iptal edilerek ileri bir tarihe, 29 Ekim’e tehir edildi. “Her işin bir hikmeti var” diyerek haneişleri bakanıyla birlikte 28 Ekim’de Van Doğu Kitap Fuarı’na katılmak üzere tehirli olarak İstanbul’dan havalandık. Akşam 20.30 sularında Van Havaalanı’na rahmet damlaları altında indik. Bizleri Van’ın şahbaz Nurcusu Ahmet Yaprak Ağabeyimiz karşıladı… Ve ikamet edeceğimiz Van Şişli Öğretmen evine ulaştık, istirahate çekildik… 

HER İŞTE BİR HİKMET VARDIR

Dedik ya her işin bir hikmeti vardır... 1975 senesinden beri Van’a müteaddit defalar gelen ve Bedi- üzzaman’la alâkalı hatıra ve olayları inceleyen ve yazan birisi olarak haneişleri bakanıyla birlikte gezmeye 29 Ekim sabahında Ahmet Yaprak, Halil Öngel Ağabeylerimizle birlikte başladık… Çünkü Van Kitap Fuarındaki imzamız saat 14.00’da başlayacaktı.

İlk ziyaret mekânımız Van Erek Dağı... Bediüzzaman Said Nursî’nin tefekkür ettiği, ders verdiği ve ikamet ettiği mekândı… 

Nur hizmetlerinde yazılırken destan

Mühim yerlerden birisidir Belde-i Van

Bir tarafta başı dumanlı Cebel-i Erek

Asr-ın imamını bağrına bastı severek

(Hasan Şen)

“Seyda, senden para almak hoşuma gitmiyor!”

Van şehir merkezinden ayrıldıktan on beş dakika sonra yavaş yavaş yükselen rakımla birlikte (Sıhke Köyü’ne) Bostaniçi Köyü’ne geldik… Erek Dağı yol güzergâhındaki ilk köy olan bu yerleşim alanı, nüfusuyla bir belde ve ilçe düzeyinde. Üstad’la birlikte kalan ve ona talebelik yapan Molla Yasin’in köyüdür. Aynı zamanda köyde fahri imamlık yapan ve köy çocuklarına Kur’ân dersi veren       Molla Salih de bu köylüdür. Ahmet Yaprak ve Mustafa Şahin ile Mikail Yaprak Ağabeylerimiz de bu köydendir. Bursa’da ikamet eden, Mustafa Şahin Ağabeyin ifadesine göre; babası Can Ali Şahin’in (Sıhke) Bostaniçi Köyü yolu üzerinde bakkaliye dükkânı varmış. Üstad Hazretleri’nin 1922 yılında Ankara’dan ayrılarak Van’a geldiği yıllarda; Erek Dağı’ndan Van şehir merkezine gidiş-gelişlerinde  babamdan alış veriş yaptığı, özellikle de ceviz aldığı ve babam da âlimlere hürmeten “Seyda, senden para almak hoşuma gitmiyor, sen para verme benden olsun” dediğinde, Üstad Hazretleri biraz da hiddetlenerek, “Kardeşim ben karşılıksız bir şey almam, sen benim paramı al” dedikten sonra da yaptığı bütün alış verişlerin parasını verir ve babama duâ edermiş. Allah’a şükürler olsun ki, Üstad’ın duâsı sayesinde bizim ailemiz şu anda Van ilinde Nurcu bir aile olarak bilinir ve aile fertleri torunlar dahil Kur’ân, iman hizmetleriyle meşguldürler.

MOLLA SALİH ÇOCUKLARA KUR’ÂN ÖĞRETMİŞ

Bostaniçi (sıhke) Köyü Molla Salih ve Molla Yasin’in de köyüdür, demiştik. Molla Salih hakkında bizlere intikal etmiş fazla bir bilgi yoktur. Molla Salih’in Hz. Bediüzzaman’a talebelik yaptığını, onunla birlikte medresede kaldığını diğer hatıratlardan okuyoruz. Köyün bütün çocuklarına (kız-erkek) bu mübarek zat Kur’ân okumayı öğretmiştir. Fevkalâde güzel Kur’ân tilâveti varmış. 

Molla Yasin Ağabeyimizin bir kısım hatıralarını Bursa-Van hattı yazı dizimizde aktarmıştık. 

Molla Yasin’le alâkalı diğer bir kısım hatıralar da şöyledir:

Van’a Bediüzzaman Hazretlerinin yolladığı Lâhika mektuplarında adı geçen Molla Yasin (Saatçioğlu) Sivri, Bedüzzaman’ın harp arkadaşı, dost ve talebelerindendir. 

Yasin Ağabey anlatıyor: “Seyda ile birlikte on beş yıl kadar beraber bulunduk. Tevellüdlerimiz de (doğum tarihi) aynıdır. İkimiz de 93’lüyüz. Günlerimiz harp cephelerinde, Van’da ve Erek Dağı’nda geçmiştir. Birinci Harb-i Umumi yıllarında bir defasında kendisine üç hususu niçin terk ettiğini sormuştum; bunlar evlenmek, ilmi elbise-kisve giymek ve hacca gitmek meselesi.  Bu meselelere Nurlar’daki gibi cevap verdi. “Hicaz’a gitmenin maddî imkânlarla olacağını, kendisinin bu imkâna sahip olmadığını, fakat günde beş defa Allah u Ekber deyip niyeten, hayalen yüzünü Beytullah’a çevirerek ibadet edebilmenin büyük bir mazhariyet olduğunu” söylemişti. 

Rıfat Okyay

[email protected]

Etiketler: van, bediüzzaman
Okunma Sayısı: 2891
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı