Şu Risale-i Nur dairesine dahil olan ve hariçte kalanlar için en önemli hedef ve mes’ele Risale-i Nurlar’ın dikkatlice, müdakkikâne, massederek okuması ve anlaşılmaya çalışmasıdır.
Mesleğimizde menfi bir tarza müsbeti anlatmak ve menfiliği ileri sürerek müsbeti ispat etmek yok, ama şunu söylemeden de geçemeyeceğimiz; peki okunmazsa, bizim dediğimiz manada okunmazsa ve anlaşılmazsa ne olur? Kıyamet mi kopar? Evet, doğru kıyamet kopmaz, ama büyük kıyameti koparacak küçük kıyametler kopabilir… Bunlar nelerdir?
Okumayan, Risale-i Nurlar’ın okunmasını istemez.
Okumayan Risale-i Nurlar’ın ne olduğundan bihaber olur.
Okumayan, Risale-i Nurlar’ı hangi şekilde tanımışsa yalnızca onunla; yanlış olarak amel etmeye çalışır ve amel de eder, yapar.
Okumayan Risale-i Nurlar’ı kesinlikle ve yüzde yüz anlamaz.
Okumayan, Risale-i Nurlar’ın cihanşümul feyiz ve bereketinden, faide ve semerelerinden mahrum kalır.
Okumayan, Risale-i Nurlar’ı ancak kendi küçük, nefsanî ve cahilane çerçevesinden tasvir ve tarif edebilir.
Okumayan, Risale-i Nurlar’ın kalbi, ruhî, aklî ve vücudî faziletlerinden, mükemmelliklerinden bigane kalır…
Okumayan, Risale-i Nurlar’ın bir derya gibi insana kazandırdığı hazlardan, lezzetlerden, sevinç ve sürurlardan, memnuniyetlerden ve faydalardan mahrum kalır.
Okumayan, Risale-i Nurlar’ı okudum zan ve kanaatiyle hür türlü olumsuzluğa, zarar ve ziyana, şefkat tokatlarına veya zecir tokatlarına kendini müstehak eder.
Okumayan, Risale-i Nurlar’dan bir şekilde elde ettiği nakıs ve bitamam ve gayrimutmainne malûmatlarıyla başkalarına üstünlük sağlamaya kalkar ve başına da belâları bulur.
Okumayan, Risale-i Nurlar’ı okuyan ve vakıf olanlara hiçbir zaman muhatap, dost ve kardeş olamaz!..