Geriye dönüp bakmamak mı, geriye dönüp bakmak mı? İnsan sıkıntılı, musîbetli, zor anları için geriye dönüp bakmasa iyi olur. Kendisini yeniden o psikoloji ve atmosfer altına sokarak hasta etmez, moralini bozmaz. Belki, ama sadece tecrübe ve ders alma noktasından da baksa iyi olur her halde.
Hayat dümdüz bir çizgi değil. Belki hayata bir bahş, bir ikram ve insan olarak kavuşan adam bu hayatın iyiliklerine, güzelliklerine razı olduğu gibi zorluklarına, sıkıntılarına da razı olabilsin ki hayat ona kolay olsun.
İster geriye bakalım, ister ileriye bakalım hayatın iniş çıkışlarında; her şeye her şeye rağmen tebessümle bakmak, mütebessüm olmak bizlere çok şeyler kazandırır. Gülmenin sadece gül yapraklarını değil, hayatın bütün düğüm ve tortulu hallerini açtığını, hallettiğini unutmayalım.
İster mazi, ister istikbal, isterse bulunduğumuz zaman ve haller bizleri hayatın zorluklarıyla sınarken, tecrübe ederken; bizler daima Allah ile olan beraberliğimizi diri ve hayattar tutmalıyız ve O’nun inayetini yardımını omuzlarımızda hissetmeye çalışmalıyız.
Hayatta ümitvar olmak, mütebessüm olmak ve gayret, şevk içerisinde olmanın kimseye bir zararı olmamıştır. Bir de buna Hâkk’ın ve hakikatin, adaletin, hürriyetin daima yanında olmayı ilâve etmeliyiz hallerimize.
Dışarıdan bakılınca hep yokuş çıkmak zor gibi görünür ve başından bir bıkkınlık insana kazandırılmaya çalışır. Ama yokuşun; inişinin kolaylığı ve rahatlığı unutulur. Rahmet varsa elbette ki zahmeti de olacaktır. Önemli olan her hal ve harekette Cenab-ı Hâk’la olan irtibatın, bağın canlı tutulmasıdır.
Dünü unutmadan acısıyla, tatlısıyla razı olarak; bugüne ve geleceğe umutla bakmak iyi, güzel ve faydalı şeyleri ummak, istemek bizlerin şiarı olmalıdır.
Önemli olan nefisle başbaşa kalarak ve ona mağlûp olarak ümitsizliğe, çaresizliğe düşmemektir. Allah’a olan imanımızı, inancımızı ve kulluğumuzu tam bir canlılık içerisinde hayatın bütün zamanlarında dipdiri tutarak yaşayabilmek bizlerin takip edeceği çizgi ve yol olmalıdır, inşallah.