Evvelâ Cenâb-ı Hakk’ın bizlere vücudî olarak ikram ve ihsan ettiği nimetler içinde korkunun da fıtratımızda dercedilmiş / yerleştirilmiş olması da büyük bir nimettir.
Bebeklikten çocukluğa atılan ilk adımlar arasında belirir korku... Bilinir ve tanınır. Korku; korkanın değil korkutanın silâhıdır. Aciz, zaif ve nakıs olan safi fıtratların korkuyla alâkaları korkutanlarla başlar ve devam eder.
Daha sonra da “Korkma! Korkacak bir şey yok! Ne kadar korkaksın!..” gibi lâflarla korkunun; kendi elimizle inşaa ettiğimiz korkunun tamirine ve ortadan kaldırılmasına çalışılır.
Evet, korku mühim/önemli bir duygudur, bir lâtife-i Rabbanidir. Ama hayatı zehir etmek ve zahmetli, meşakkatli hale çevirmek için değil. Belki Cenâb-ı Hakk’ın ikram ve ihsan ettiği bu lâtif ve kıymettar hayatı ve vücudu her türlü tehlikelere karşı uyarmak ve korumak içindir.
Yoksa çocuk çocukluğuyla alâkalı olarak; ağladı korkut, bağırdı korkut, düştü korkut, kalktı korkut, yedi korkut, yemedi korkut, altı pislendi korkut, öğrendi korkut, öğrenmedi korkut, yaptı korkut, yapmadı korkut vb. Binlerce korku imparatorluğunun argümanları içerisinde korku dağları ve ovaları meydana getirmek için değil.
Cenâb-ı Hakk’ın fıtratımıza koyduğu, yerleştirdiği bir huy, her fıtrî lâtife, her duygu gibi korkunun da yaratılış ve verilişi doğrultusunda çocuklardan bir beklenti içerisinde olunmalı ve bunun için çocuklar üzerinde gayret gösterilmelidir.
Çocuk fıtratındaki inanç ve iman esasları dairesinde hiçbir şeyden değil sadece ve sadece Allah’tan korkmalı. O’nun rahmet ve merhametinden faydalanamamaktan; O’nun izzet ve ikramlarına uzanamamaktan; Cennetine ve cemaline konuşamamaktan korkmalıdır.
Zaten Allah’ın mükâfatlarını tanıyabilen veya tanıttırabildiğimiz ve bu yolda ciddî bir eğitim verebildiğimiz çocuklarımız kesinlikle Allah’ı sevmekten; O’na muhabbet beslemekten ve O’nu hakkıyla tanımanın verdiği huzur, saadet ve sevinçten dolayı Allah’tan korkmaz; bilâkis özellikle ve kuvvetli bir şekilde Allah’ı sever, Allah’a kuvvetli muhabbet besler. Beşerî korkularını ayaklar altına alır ve İlâhî sevgiyle hayatının her safhasını doruklara, yücelere çıkartır.
Biz çocuklarımıza severek sevmeyi öğretelim. Korku avucunu yalasın!.. Korkuyla elde edilebilecek herhangi bir davranış biçiminin; sevgiyle elde edilen hiçbir davranış biçimi yanında kıymeti/değeri yoktur.