"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Rahatımız bizlerin teşvikçisi olmalı

Rifat OKYAY
21 Kasım 2014, Cuma
Eğer içimizden, gönlümüzden, ruhumuzdan, kalbimizden can ve ciğerimizden bir işi, oluşu, fiili ve muamelatı istiyorsak muhakkak bir surette gerçekleştirmeyi arzu ediyorsak o vakit ihlâsla, samimiyetle, hüsn-ü niyet ve hüsn-ü zanla Rabbimizin emirlerini yerine getirebilmeliyiz…

Esas olan her işin marifet ve fiiliyatının kendine has hususiyetleriyle, özellikleriyle dile getirilmesi ve hayata geçirilmesidir.
Diyelim ki öğretmensin, makine mühendisisin, diyelim ki doktorsun ilâahir ve bizimle alâkalı olan da diyelim ki Nurcusun; yani Risale-i Nurları okuyup anlamaya ve anlatmaya talip bir insansın… Ne yapman gerekiyor?
Her işi kendi şartlarında kabul edip, her mesleğin gayesini ve hedefini belirleyip, o hedef ve gayeye göre çalışmalar yapmak, bu konuları, belirlenen konuları daima gündemde tutmak bizim en birinci işimiz ve vazifemiz olmalıdır.
Vazife denince akla kudsî iman, Kur’ân dâvâsında yapılacak vazifeler akla gelmelidir. Hem de her şartta ve her halde yapılacak şekilleriyle. Bu konuda Bursa Yeni Asya Derneğinin emektar aşçısı Mustafa Ağabey bizlere ve öğrencilere devamlı şu misali söyler: 
“Bediüzzaman harpte hem de avcı hattında top gülleleri arasında, hemi de atın üstünde Risale-i Nur Külliyatının mühim eserlerinden İşarat-ül İcaz’ı yazdırmış. Allah ondan razı olsun. O tehlikeye, müşkülâta ve zahmete rağmen. Biz ise hazır yazılmış eserleri rahat dershanelerde, ders salonlarında, evlerimizde rahat oturma mekânlarında okuyamıyor, okumuyor ve okutturmuyoruz. Vallahi de billahi de mesul oluruz. Allah bizden bunun hesabını sorar…” Evet, hakikaten haklı ve doğru bu sözlere ne diyebiliriz ki!..
Zamanımızın muhteşem ve muazzam Kur’ân tefsiri Risale-i Nurlar havi olduğu imanî mesail ile imanın esasatını; üç bine yakın vesveseli dalâletalud suallere verdiği cevaplarla beyan ederek kurtarıyor, hususan ehl-i imanın imanlarını kuvvetlendirerek küfre düşmelerine mani oluyor…
Bizler cehennem azabının ve hesap gününde Gafur-u Rahim olan Rabbimizin af ve merhametinden uzak olmadığını bilmeliyiz. Kadir, Kahhar ve Celâl sıfatlarının da tecelli edeceği güne doğru hazırlıklarımızı yapmalıyız ve buna her zaman hazır olmalıyız.
Unutmamalıyız ki küfrün, dalâletin ve sefahatin her türlü manisi, ilâcı ve devası ancak ve ancak hakikî manada elde edilecek olan tahkiki imanın bizlere kazandıracağı manevî ve kudsî, zevkli, huzurlu lezzetlerde, tatlı malûmatlardadır.
İlla ki şu zamanın yaralarının tedavi edicisi Risale-i Nurlar dikkatle ve devamlı tarafımızdan okunabilmeli.

Okunma Sayısı: 925
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı