"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale okumaları hangi şartları istiyor?

Rifat OKYAY
06 Ocak 2017, Cuma
“Her zaman yazılarınızda okuyalım, okuyalım diye yazıyorsunuz, peki nasıl okuyalım…” Evet genellikle yarı şaka, yarı ciddî bu soru bana soruluyor… Bugün gelin bu sorunun cevabını paylaşalım.

Önce lâtife: Dört bir yanından sular akan, yeşillikler içerisinde bir evde… Balkonun arzı ve semayı kuşatan manzarası içerisinde… Döner koltuklu masaya oturuyoruz… Semaver çayı ve közde pişen kahveniz geliyor… Meyve tabağınız yanımızda… Telefonunuzdan rebap veya ney sesi hafiften geliyor… Ve biz elimize kitabımızı alarak okumaya başlıyoruz… Ve yine siz cevap veriyorsunuz: “Yok canım, hadi be! Olabilecek bir şeyler söyle!..”

Ne için, neden okuyalımla başlayalım: Okumaya ihtiyaç hissediyorsak, okumamızın lâzım olduğuna, gerekliliğine, faydasına inanmışsak okuyalım… Okumaktan başka çare olmadığına kalben, ruhen, aklen inanmışsak okuyalım… İlk emr-i İlâhinin beşer için okumak şifresiyle verildiğini ve bunun bütün kâinatı ve insanı açıklamaya, anlatmaya, ifade etmeye sebep ve bir kaynak olduğunu bilerek, bu şuurla okuyalım… Mukaddes kitabımızı nasıl iştiyakla, aşkla, şevkle okuyorsak; O’nun kudsî tefsirleri olan Risale-i Nurları yine bu isteklerle ve isteyerek, arzu ederek, candan okuyalım…

Eğer manevî ihtiyaçlarımızı hissedemeyecek kadar okumalardan uzaklaşarak gabileşmiş isek; yine ekmek gibi, su gibi manevî ihtiyaçlarımızın da gerekliliğine inanmak veya farkına varmak için okuyalım…

Okumanın şartları, okumanın kuralları, okumanın zamanları olmaz!.. Eğer okumanın ihtiyaç olduğuna kendimizi inandırabilmiş isek her yer, her zaman, her şart okumaya müsaittir…

Evimizde, yollarda, vasıtaların içerisinde, otobüs duraklarında, kırlarda, işyerimizde, her türlü seyahatimizde, ibadetlerimizin içerisinde, sonrasında, istirahat ederken, uyumadan önce, uyanınca… Velhasıl her kim ne zaman ve ne şartta müsait ise okuyabilmeli, okumaya kendisini alıştırabilmelidir… Önemli olan da zaten budur: Okumayı alışkanlık haline getirebilmek… Tıpkı yemek ve içmek gibi…

Demek ki neden, nasıl ve ne zaman okuyacağımızı bizler kendimiz tesbit edeceğiz ve bu tesbitimize; inatla, ısrarla ve devamlı bir şekilde sahip çıkacağız ve inşallah inayet-i İlâhiyenin kapısını çaldığımız, bu sebeplere müracaatla; okumalarımızda muvaffak olacağız…

Okunma Sayısı: 2644
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet Çetin

    7.1.2017 12:51:50

    Kaleminize sağlık. Yerinde ve ihtiyacımız olan bir mesele dile getirilmiş. Tebrikler.

  • Ali Tam

    6.1.2017 06:06:27

    Sair namaz, zikir, telif gibi vazifelerini mesakkatler, zindanlar, sürgünlerle geciren merhum ve muazzez Üstadimizin günde 200 sayfa kadar okudugunu kendi ifadelerinden biliyoruz. Halbuki bu eserlerin cogu Üstadimizin ezberinde... Okumanin önemi cok büyük! Bu hususta günümüzde bilhassa ABD'de cok sayida eser yayinlaniyor okunuyor ve konferanslar veriliyor. Zira hikmetleri faydalari saymakla bitmez! Insan yedigi ictigi ve okudugu, ögrendigi olur. Okudugu hem dünyasi hem de ahireti icin sartsa bunu tekrarla yapmalidir. Lemaet ta tekrar üzerine söylenen sözler bir Koh-i Nur'dur

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı