Tarihçe-i Hayat - page 1046

gülerek karfl›layarak müteselsil düflman hâdisata karfl›
dayanmas› gibi milletçe medar-› iftihar âlî seciyemizin
bugün biz gençlerde inkiflaf›, vatan ve millet menfaati ba-
k›m›ndan ve istikbalimizin selâmeti noktas›ndan ne dere-
ce elzem oldu¤u malûmdur. Mutlaka her hareket ve hiz-
mette maddî bir ücret ve flahsî menfaatler mülâhaza et-
mek, Türk’ün millî tarihinin fleref ve haysiyeti ile kabil-i
telif olamaz. Bizler, ancak r›za-i ‹lâhî için çal›fl›yoruz. Biz-
zat hizmetinde bulunmakla ald›¤›m›z telezzüz, kardefl ve
vatandafllar›m›za, ‹slâmiyete ve insâniyete yard›mda bu-
lunabilmek mazhariyetinden gelen ebedî hayat›m›za ait
sürur ve ümit, bizim bu babda ald›¤›m›z ve alaca¤›m›z ye-
gâne hakikî mukabele ve ücrettir.
Risale-i Nur nas›l bir tefsirdir?
Tefsir iki k›s›md›r:
•
Birisi:
Malûm tefsirlerdir ki, Kur’ân’›n ibaresini ve
kelime ve cümlelerinin manalar›n› beyan ve izah ve ispat
ederler.
•
‹kinci k›s›m tefsir ise
, Kur’ân’›n imanî olan ha-
kikatlerini kuvvetli hüccetlerle beyan ve ispat ve izah et-
mektir. Bu k›sm›n çok ehemmiyeti var. Zahir malûm tef-
sirler, bu k›sm› bazen mücmel bir tarzda derç ediyorlar;
fakat,
Risale-i Nur, do¤rudan do¤ruya bu ikinci k›sm›
esas tutmufl, emsalsiz bir tarzda muannit feylesoflar› da
susturan bir manevî tefsirdir
.
âlî:
yüce, yüksek, ulu.
bab:
husus, madde.
beyan:
aç›klama, bildirme, izah.
Bizzat:
kendisi, flahsen.
derc:
toplama, bir araya getirme.
ebedî:
sonu olmayan, daimî, sü-
rekli.
ehemmiyet:
önem, de¤er, k›y-
met.
elzem:
daha (en, pek) lâz›m, lü-
zumlu, gerekli.
emsalsiz:
benzersiz.
feylesof:
dinsiz, sap›k fikirli, felse-
fe ile u¤raflan.
hâdisat:
hadiseler, olaylar.
hakikat:
gerçek.
hakikî:
gerçek.
haysiyet:
fleref, onur, itibar.
hüccet:
delil.
ibare:
metin, cümle veya bir kaç
cümleden oluflan söz grubu.
imanî:
imana dair olan, imanla il-
gili.
inkiflaf:
ortaya ç›kma, geliflme.
insaniyet:
insanl›k, insanl›k mahi-
yeti.
ispat:
delil göstererek iddiay› sa¤-
lamlaflt›rma.
istikbal:
gelecek.
izah:
aç›klama, ayr›nt›lar› ile an-
latma.
kabil-i telif:
uzlaflt›r›labilir ve
ba¤daflt›rabilir olan, münasiplik.
1046 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
maddî:
madde ile alakal›, cis-
manî.
malûm:
bilinen, bilinir olan.
manevî:
manaya ait, maddî
olmayan.
mazhariyet:
nail olma, fleref-
lenme.
medar-› iftihar:
iftihar sebe-
bi, övünme sebebi.
menfaat:
fayda.
millî:
millete ait, ulusal.
muannit:
inatç›, ayak dire-
yen.
mücmel:
öz olarak anlat›lm›fl,
k›sa ve az sözle ifade edilmifl,
öz, özet.
mukabele:
karfl›l›k.
mülâhaza:
düflünme, tefek-
kür, düflünce.
müteselsil:
teselsül eden, bir-
birinin ard› s›ra, zincirleme gi-
den.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin ad›.
r›za-y› ‹lâhî:
Allah’›n r›zas›,
hoflnutlu¤u.
flahsî:
flahsa, kifliye ait, husu-
sî.
seciye:
karakter, huy, tabiat.
selâmet:
salimlik, eminlik,
kurtulufl, korku ve endifleden
uzak olma.
fleref:
onur, haysiyet.
sürur:
sevinç, mutluluk.
tarz:
biçim, flekil.
tefsîr:
Kur’ân’›n mana bak›-
m›ndan izah›, aç›klamas›.
telezzüz:
lezzet, tad alma,
hofllanma, hofla gitme.
yegâne:
biricik, tek, yaln›z.
Zahir:
aç›k, görünür.
1...,1036,1037,1038,1039,1040,1041,1042,1043,1044,1045 1047,1048,1049,1050,1051,1052,1053,1054,1055,1056,...1390
Powered by FlippingBook