Tarihçe-i Hayat - page 308

hesab›na geçer, hiç medar-› fahir ve gurur olamaz; belki
medar-› hamd ve flükrand›r.
YED‹NC‹ SEBEP
:
Nev-i insan›n yüzde sekseni ehl-i tah-
kik de¤ildir ki, hakikate nüfuz etsin ve hakikati hakikat
tan›y›p kabul etsin. Belki, surete, hüsn-i zanna binaen,
makbul ve mutemet insanlardan iflittikleri mesaili takli-
den kabul ederler. Hatta, kuvvetli bir hakikati zay›f bir
adam›n elinde zay›f görür ve k›ymetsiz bir meseleyi k›y-
mettar bir adam›n elinde görse, k›ymettar telâkki eder.
‹flte, ona binaen, benim gibi zay›f ve k›ymetsiz bir bî-
çarenin elindeki hakaik-› imaniye ve Kur’âniyenin k›y-
metini, ekser nâs›n nokta-i nazar›nda düflürmemek için,
bilmecburiye ilân ediyorum ki, ihtiyar›m›z ve haberimiz
olmadan, Birisi bizi istihdam ediyor; biz bilmeyerek bizi
mühim ifllerde çal›flt›r›yor. Delilimiz de fludur ki
:
fiuuru-
muz ve ihtiyar›m›zdan hariç bir k›s›m inayata ve teshilâ-
ta mazhar oluyoruz. Öyle ise, o inayetleri ba¤›rarak ilân
etmeye mecburuz.
‹flte geçmifl Yedi Esbaba binaen, küllî birkaç inayet-i
Rabbaniyeye iflaret edece¤iz.
Birinci ‹flaret
Yirmi Sekizinci Mektubun Sekizinci Meselesinin Birin-
ci Nüktesinde beyan edilmifltir ki, “tevafukat”t›r.
beyan:
anlatma, aç›k söyleme,
bildirme, izah.
bîçare:
çaresiz, zavall›, flaflk›n.
bilmecburiye:
mecburiyetle,
mecbur kalarak, mecburen, zo-
runlu olarak.
binaen:
den dolay›, -den ötürü, -
için, -dayanarak, yap›larak, bu se-
bepten.
delil:
flahit, belge, tan›k.
ehl-i tahkik:
gerçe¤i araflt›ranlar,
gerçe¤in peflinden gidenler.
ekser:
pek çok, ço¤unluk.
elbette:
kesinlikle, mutlaka, flüp-
hesiz.
hakikat:
gerçek, hayalî olmayan,
görülen, mevcut olan, bir fleyin
asl› ve esas›.
hariç:
d›flta b›rak›lmak üzere.
hatta:
manaya kuvvet vermek
için “üstelik, fazla olarak, bundan
baflka, kadar, bile, dahi, hem
de...” manalar›nda, cümle baflla-
r›nda kullan›lan edatt›r.
hüsn-i zan:
bir kimsenin veya bir
hadisenin iyili¤i hakk›ndaki vicda-
nî ve iyi kanaat.
ihtiyar:
seçme, tercih, irade.
ilân:
meydana ç›karma, belli et-
me, yayma, duyurma, bildirme.
inayat:
lütuflar, ihsanlar, iyilikler,
yard›mlar.
inayet-i Rabbanîye:
Allah’›n
mahlûkat›n terbiye, tedbir ve ida-
resinde onlara yapm›fl oldu¤u lü-
tuflar, himayeler, yard›mlar.
istihdam:
bir hizmette kullanma,
308 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
B
ARLA
H
AYATI
hizmete alma, hizmet ettir-
me, bir iflte çal›flt›rma, çal›flt›r-
ma.
k›ymet:
de¤er.
k›ymettar:
k›ymetli, de¤erli,
pahal›.
makbul:
kabul edilmifl olan,
al›nan, reddedilmeyen.
mazhar:
nail olma, flereflen-
me, kavuflma; nail olmufl,
eriflmifl, kavuflmufl.
mecbur:
icbar edilmifl, zorla
bir ifle giriflmifl, bir ifli yapmak
zorunda kalm›fl.
mesail:
meseleler.
mesele:
ehemmiyetli, önemli
ifl.
mu’temed:
kendine güveni-
len, itimat edilen, güvenilir,
emin kimse.
mühim:
önemli, ehemmiyet-
li.
nâs:
insanlar, topluluk, halk,
herkes.
nev’i insan:
insan çeflidi, in-
san cinsi, insano¤lu.
nokta-i nazar:
görüfl aç›s›,
bak›fl aç›s›; görüfl, fikir.
nüfuz:
geçme, ulaflma.
suret:
biçim, görünüfl, k›l›k,
k›yafet.
fluur:
bir fleyi anlama, tan›ma
ve kavrama gücü; anlay›fl, id-
rak.
takliden:
taklit ederek, taklit
olarak, benzerini yaparak.
telâkki:
kabul etme, alma.
teshilât:
kolaylaflt›rmalar.
tevafukat:
tevafuklar, uy-
gunluklar, raslant›lar, birbirine
uygun gelifller.
1...,298,299,300,301,302,303,304,305,306,307 309,310,311,312,313,314,315,316,317,318,...1390
Powered by FlippingBook