Tarihçe-i Hayat - page 315

dostlar›m biliyorlar. Hususan o s›k›nt›ya hastal›k da ilâve
edilse, daha ziyade beni dersten, teliften menetmekle be-
raber, en mühim Sözler ve risaleler, en s›k›nt›l› ve hasta-
l›kl› zaman›mda, en sür’atli bir tarzda yaz›lmas›, do¤ru-
dan do¤ruya bir inayet-i ‹lâhiye ve bir ikram-› Rabbanî ve
bir keramet-i Kur’âniye olmazsa, nedir?
Hem, hangi kitap olursa olsun, böyle hakaik-› ‹lâhiye-
den ve imaniyeden bahsetmifl ise, alâküllihâl, bir k›s›m
mesaili, bir k›s›m insanlara zarar verir; ve zarar verdikle-
ri için, her mesele herkese neflredilmemifl; Hâlbuki, flu ri-
saleler ise, flimdiye kadar hiç kimsede —çoklardan sordu-
¤um hâlde— suitesir ve aksülamel ve tahdifl-i ezhan gibi
bir zarar vermedikleri, do¤rudan do¤ruya bir iflaret-i gay-
biye ve bir inayet-i Rabbaniye oldu¤u bizce muhakkakt›r.
Alt›nc› ‹flaret
fiimdi bence kat’iyet peyda etmifltir ki; ekser hayat›m,
ihtiyar ve iktidar›m›n, fluur ve tedbirimin haricinde, öyle
bir tarzda geçmifl ve öyle garip bir surette ona cereyan
verilmifl; tâ Kur’ân-› Hakîme hizmet edecek olan bu nevi
risaleleri netice versin. Âdeta bütün hayat-› ilmiyem, mu-
kaddemat-› ihzariye hükmüne geçmifl. Ve Sözler ile
i’caz-› Kur’ân’›n izhar›, onun neticesi olacak bir surette
olmufltur. Hatta flu yedi sene nefyimde ve gurbetimde ve
sebepsiz ve arzumun hilâf›nda tecerrüdüm ve meflrebime
muhalif, yaln›z bir köyde imrar-› hayat etmekli¤im ve
eskiden beri ülfet etti¤im hayat-› içtimaiyenin çok
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 315
B
ARLA
H
AYATI
mahlûkat›n terbiye, tedbir ve ida-
resinde onlara yapm›fl oldu¤u lü-
tuflar, himayeler, yard›mlar.
iflaret-i gaybiye:
gaypla ilgili ifla-
ret; Hz. Peygamber, müçtehit
imamlar taraf›ndan gayba ait ve-
rilen haberler, iflaret yolu ile yap›-
lan aç›klamalar.
izhar:
a盤a vurma, meydana ç›-
karma, aflikâr etme.
kadir:
bir ifli yapmaya gücü ye-
ten, kudret ve kuvvet sahibi ve
her fleye kudreti yeten.(Allah).
kat’iyet:
kat’îlik, kesinlik.
keramet-i Kur’âniye:
Kur’ân’›n
kerameti.
Kur’ân-› Hakîm:
her ayet ve su-
resinde say›s›z hikmet ve fayda-
lar bulunan Kur’ân.
men:
yasak etme, durdurma,
mâni olma, b›rakmama, bir fleyi
diri¤ etme, bir fleyin yap›lmas›n›
engelleme, esirgeme, vermeme,
önleme.
mesail:
meseleler.
mesele:
ehemmiyetli, önemli ifl.
meflrep:
su içme yeri.
muhakkak:
hakîkat› ve gerçe¤i
belli olmufl, do¤rulu¤u kesinlik
kazanm›fl, flüphesiz, mutlak.
muhalif:
karfl›, uyma, karfl›t.
mukaddemat-› ihzariye:
bir fleyi
haz›rlamak için önceden yap›lan
ifller.
nefy:
sürme, sürgün etme, ceza-
land›rarak baflka bir yerde ika-
met etmeye mecbur etme; sür-
gün.
neflr:
herkese duyurma, tamim.
netice:
bir iflin, bir fiilin sonunda
elde edilen fley, semere.
netice:
sonuç.
su’-i tesir:
etkinin kötülü¤ü; kötü
tesir, etki.
suret:
biçim, görünüfl, k›l›k, k›ya-
fet.
sür’at:
çabukluk, h›z, acele.
fluur:
bir fleyi anlama, tan›ma ve
kavrama gücü; anlay›fl, idrak.
tahdifl-i ezhan:
zihinleri kurcala-
ma.
tarz:
biçim, flekil, suret.
tecerrüt:
Her fleyden bofl olma,
her fleyden uzak olma.
tedbir:
idare etme, çekip çevir-
me.
telif:
kitap yazma, eser ortaya
koyma.
ülfet:
al›flma, kaynaflma, iyi ge-
çinme, gönüllerin birleflmesi.
ziyade:
çok, fazla, art›k.
âdeta:
sanki, düpedüz, baya-
¤›, bas baya¤›.
aksülamel:
tepki, reaksiyon.
alâküllihâl:
ister istemez, ol-
du¤u kadar, flöyle böyle.
arzu:
bir fleye karfl› duyulan
istek, heves.
garip:
tuhaf, flafl›lacak, bam-
baflka.
gurbet:
yabanc› yerlere git-
me.
hâlbuki:
hakikat ve do¤rusu
fludur ki, öyle iken, oysa ki,
hakikat flu ki.
hariç:
bir fleyin d›fl›, d›flar›s›,
d›flta kalan.
hatta:
manaya kuvvet ver-
mek için “üstelik, fazla olarak,
bundan baflka, kadar, bile,
dahi, hem de...” manalar›nda,
cümle bafllar›nda kullan›lan
edatt›r.
hayat-› içtimaiye:
sosyal ha-
yat, cemiyet hayat›, toplum
hayat›.
hayat-› ilmiye:
ilmî hayat,
ilimle ilgili çal›flmalardan olu-
flan hayat.
hilâf:
ters, karfl›, z›t, ayk›r›.
hizmet:
birinin iflini görme,
bir kimsenin hesab›na veya
menfaatine ifl görme.
hususan:
bilhassa, ayr›ca,
baflkaca, hususî olarak.
ihtiyar:
seçme, tercih, irade.
iktidar:
güç yetme, yapabil-
me, bir ifli gerçeklefltirmek
için gereken kuvvet.
ilâve:
ekleme, katma.
imrar-› hayat:
hayat geçir-
me.
inayet-i Rabbanîye:
Allah’›n
1...,305,306,307,308,309,310,311,312,313,314 316,317,318,319,320,321,322,323,324,325,...1390
Powered by FlippingBook