Tarihçe-i Hayat - page 742

istenilen imans›zl›¤›n emans›z surunu, Risale-i Nur, te-
melinden kald›racak, imans›zl›¤›n emâns›z ateflini söndü-
rüp, âb-› hayat bahfleden flerab-› kevserini, bütün dünya-
ya emânl› iman vermekle içirecektir.
1
?/
bÉn
Ñ r
dGn
ƒo
g ?/
bÉn
Ñ r
dn
G
Talebeniz
Hüsrev
„@ò
2
o
¬n
fÉn
ër
Ño
°S /
¬p
ªr
°SÉp
H
3
Ék
ªp
FGn
O Gk
ón
Hn
G o
¬o
JÉn
c
n
ôn
Hn
h $G o
án
ªr
Mn
Qn
h r
ºo
µ
r
«n
?n
Y o
?n
Ós
°ùdn
G
Aziz S›dd›k Kardefllerim!
Sizin bayramlar›n›z› tekrar be tekrar tebrik ediyoruz.
Gàyet ehemmiyetli iki meseleyi, sizlere —zekâvetinize
itimâden— Risale-i Nur’da müteferrikan parçalar› bulun-
malar›na binaen gayet muhtasar konuflaca¤›m.
Birincisi:
Risale-i Nur’un hakikî ve hakikatli bir fla-
kirdi bulunan ve Kur’ân-› Mu’cizülbeyan’›n kâtibi, bu de-
fa yazd›¤› mektupta, haddimden bin derece ziyade hüs-
nüzann›na istinaden, bir hakikat soruyor. Risale-i Nur’un
flahs-› manevîsinin gayet ehemmiyetli ve kudsî vazifesini
ve hilâfet-i Nübüvvetin de gayet ulvî vazifelerinden bir
vazifesini benim adî flahs›mda, üstad› noktas›ndan bir cil-
vesini gördü¤ünden, bana o hilâfet-i maneviyenin bir
mazhar› nazar›yla bakmak istiyor.
âb-› hayat:
hayat suyu.
adî:
basit, baya¤›, s›radan.
aziz:
izzetli, muhterem, sayg›n.
bahfl:
ba¤›fl, ihsan, verme.
berekât:
bolluklar, iyilikler, ihsan-
lar.
binaen:
-den dolay›, bu sebep-
ten.
cilve:
tecelli, iyi flekilde ortaya
ç›kma.
ehemmiyetli:
önemli.
emân:
yard›m isteme, aman dile-
me.
gayet:
son derece.
hakikat:
gerçek, esas.
hakikî:
gerçek.
hilâfet-i manevîye:
manevî hilâ-
fet, insanlar›n kalp, ak›l ve ruhla-
r›na hâkim olma.
hilâfet-i Nübüvvet:
Hz. Muham-
med’den sonra, onun yerine
Kur’ân davas›n› ve sünnetini de-
vam ettirip temsil etme.
hüsn-i zan:
iyi fikirde bulunup, iyi
olaca¤›n› düflünmek.
iman:
inanç, itikat.
istinaden:
istinat ederek, daya-
narak.
itimaden:
itimat ederek, dayana-
rak, güvenerek.
kâtip:
yaz›c›.
kudsî:
mukaddes, yüce.
Kur’ân-› Mu’cizülbeyan:
aç›kla-
malar›yla ak›llar› benzerlerini
yapmaktan âciz b›rakan Kur’ân.
mazhar:
bir fleyin ç›kt›¤› görün-
dü¤ü yer; nail olma, flereflenme.
mesele:
önemli konu.
muhtasar:
k›salt›lm›fl, özet.
müteferrikan:
ayr› ayr›; pek
çok.
nazar:
bak›fl, bak›fl aç›s›.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin ad›.
S›dd›k:
çok do¤ru, dürüst,
hakk› ve hakikati tereddütsüz
kabullenen.
flahs-› manevî:
manevî flah›s,
belli bir kifli olmay›p bir ce-
maatte meydana gelen ma-
nevî flah›s.
flakirt:
talebe, ö¤renci.
flarab-› kevser:
Kevser flarab›,
Kevser suyu; Cennette bulu-
nan Kevser Nehrinin sarhofl
etmeyen lezzetli flarab›.
talebe:
ö¤renci.
ulvî:
yüksek, yüce.
vazife:
görev.
zekâvet:
zekilik; çabuk anla-
ma, kavrama kabiliyeti.
ziyade:
fazla, fazlas›yla.
1.
Baki olan ancak Allah’t›r.
2.
Allah’›n ad›yla. Onu her türlü kusur ve noksanl›ktan tenzih ederiz.
3.
Allah’›n selâm›, rahmeti ve berekât› ebede kadar ve daima üzerinize olsun.
742 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
E
M‹RDA/
H
AYATI
1...,732,733,734,735,736,737,738,739,740,741 743,744,745,746,747,748,749,750,751,752,...1390
Powered by FlippingBook