Tarihçe-i Hayat - page 980

Hz. Üstad›m›z›n 1950’de manevî ihtara binaen yaz-
d›r›ld›¤› ve lâhikada neflrolunan bu hasbihali, Eflref
Edip Bey, bilâhere Sebilürreflad Mecmuas›nda ve
Küçük Tarihçe-i Hayatta ayn› imzalarla neflretmifl
ve Hz. Üstad›m›z da tekrar onu lâhikalara dahil et-
mifltir.
Demokrat Kardeßlere Tavsiye
Diktatörler ve flefler idaresinde memleketin dînini,
iman›n›, can›n›, hayat›n› kas›p kavuran merhametsiz es-
ki devrin farmason kullar›n›n flu can çekiflme devrinde
Demokratlara tevcih ettikleri silâhlar›n en tesirlisi, onu
kendilerinden daha dinsiz göstermeye çal›flmalar›d›r. Bir
k›sm› dindarl›k perdesine bürünerek, Demokratlar›n mil-
lete vaad ettikleri din hürriyetini temin etmeyeceklerini
propaganda ediyorlar. Bir k›sm› da, irtic⛠himâye ediyor
ithâm›yla Demokratlar›n din hürriyetine taraftarl›k etme-
sini önlemeye, kendileri gibi, Demokratlar› da dini, din
müesseselerini tahrip etmeye, din ehline karfl› fliddet
göstermeye sevk ediyorlar.
Demokrat Partinin, iktidar› ele al›r almaz komünistle-
re karfl› fliddetli davranmas›, di¤er taraftan ezan-› Mu-
hammedînin serbestîsini temin etmesi, bu sebeple halk›n
muhabbetini kazanarak kendi kuvvetinden yirmi defa da-
ha bir kuvvet elde etmesi Halkç›lar› müthifl endifleye dü-
flürdü.
bilâhere:
sonra, sonradan, sonra-
lar›.
binaen:
-den dolay›, bu sebep-
ten.
dahil:
girme, içinde olma.
Diktatör:
bütün siyasî ve idarî
yetkileri elinde toplayarak hük-
meden kimse.
dindar:
dinin emirlerini yerine
getiren.
ezan-› Muhammedî:
Hz. Muham-
med’in tebli¤ etti¤i dinin ezan›.
farmason:
masonluk cemiyeti.
hasbihal:
halleflme; görüflüp ko-
980 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
nuflma, sohbet.
himaye:
koruma, muhafaza
etme.
idare:
yönetim, memleket ifl-
lerinin yürütülmesi.
ihtar:
hat›rlatma, uyar›.
iktidar:
güç, idareyi elinde
bulundurma.
iman:
inanç, itikat.
irtica:
gericilik, geriye dönme,
eskiyi isteme.
itham:
suç isnat etme, suçla-
ma.
komünist:
bütün mallar›n or-
taklafla kullan›ld›¤› ve özel
mülkiyetin olmad›¤› iddias›n-
da bulunan düzen in mensu-
bu olan kimse.
manevî:
manaya ait, maddî
olmayan.
Mecmua:
dergi.
müessese:
kurulufl, kurum.
muhabbet:
sevgi, sevme.
müthifl:
dehflet veren, ürkü-
ten, dehfletli, korkunç.
neflr:
kitap basma, ç›karma;
herkese duyurma, yayma.
propaganda:
bir inanç, dü-
flünce, doktrin v.b. ni baflkala-
r›na tan›tmak, benimsetmek
amac›n› güden ve çeflitli vas›-
talarla yap›lan faaliyet.
serbestî:
serbestlik.
sevk:
yöneltme.
tahrip:
harap etme, y›kma,
k›r›p dökme, bozma.
taraftar:
tarafl›, bir taraf› des-
tekleyen.
temîn:
sa¤lama.
tevcih:
yöneltme, çevirme.
vaad:
söz verme, aht.
1...,970,971,972,973,974,975,976,977,978,979 981,982,983,984,985,986,987,988,989,990,...1390
Powered by FlippingBook