ABD’deki başkanlık siyaseti tam bir sirk, ve bu sirke Wisconsin Valisi ile Cumhuriyetçi başkan adayı Scott Walker öncülük ediyor.
Cumhuriyetçi başkan adayları, Başkan Obama’nın İran’la nükleer müzakereler sonucu anlaşmaya varmasını, Cumhuriyetçi liderlerin sabık başkan George W. Bush’un felâket Orta Doğu politikasından hiçbir şey öğrenmediklerini gösterircesine Amerika’nın imzaladığı en kötü anlaşma olarak değerlendiriyor.
Görünen o ki Cumhuriyetçi adaylar kim en gözü dönmüş ve temel diplomasi bilgisinden en uzak politikayı üretip, uluslar arası toplumu hiçe sayarak, bağımsızlığını elinde tutan Müslüman ülkelere karşı hırçın hareketler sergileyebilir diye birbirleriyle yarışıyor.
Aday Scott Walker, Hıristiyan Sağ’ının fanatik şahinlerinden ve yüksek sesle bağırıp çağırıp dikkat çekmeye çalışan Donald Trump’tan baskı görmüş olacak ki, bazı tehlikeli ve cahilce açıklamalar yapmaya karar verdi:
“Görevi aldıkları ilk gün harekete geçmeleri gerektiğine inanıyorum. Gelecekteki başkandan görevi aldığı ilk günden askerî müdahaleler dahil olmak üzere saldırgan eylemler yapması beklenebilir. Bu mümkün, Allah göstermesin, ama gayet mümkün. Ve ben, ilk günden harekete geçmeye hazır olmayan bir başkan istemiyorum. Yani ben, ilk günden itibaren başkan olmaya hazırlanıyorum.”
Scott Walker, niyetinin ABD’nin Ortadoğu’da sözü geçen ülkelerle yeniden tesis ettiği ilişkilerde kaydedilen bütün ilerlemenin tümüyle bozulması olduğunu açıkladı. İran’a karşı sarf ettiği sözler, Filistinlilere destek olmak için İsrail’e karşı duran diğer bütün Ortadoğu ülkelerine de yöneltilmişti.
Sözlerimi not edin, Walker uluslar arası toplumun işbirliğiyle İran’la yapılan anlaşmadan geri caymanın uluslar arası arenada itibarımızı yerle bir edeceği fikrinden rahatsızlık duymuyor. Onun hedefi, Saddam Hüseyin’in can çekişen ordusundan çok daha güçlü bir orduya sahip olan İran’la yeni bir askerî çatışma başlatıp Amerikan silâh endüstrisini memnun etmek. Walker’ın açıklamaları korkunç şekilde rahatsız edici ve Cumhuriyetçi Parti’nin şu günlerdeki siyasî çalışmaları göz önüne alındığında, görüşlerinin anında rakiplerinde yankılanıp tepkiye yol açacağı ve Amerika’nın savaş tacirleri tarafından destekleneceği açık.
Walker’ın mesajı dünyanın geri kalanı için ne diyor? Amerika’nın yükümlülüklerini yerine getirme konusunda güvenilmez olduğunu mu? Amerika’nın Bush yıllarından hiçbir şey öğrenmediğini, kendi jeopolitik etkisini beceriksiz ve yıpratıcı bir şekilde savunmaya devam edeceğini mi? ABD başkanlığına aday olan isimlerin açıkça dünyanın geri kalanına saygı ve hürmeti olmadığını, konu diğer ülkelerle müzakere etmeye geldiği zaman çok yönlülüğe ve faydacılığa yer olmadığını, Ortadoğudaki statükoyu temel olarak anlama becerisinden dahi yoksunluğunu mu?
Bunlar kötü zamanlar ve Walter seçilirse işler daha da kötüye gidecek. Cumhuriyetçi Parti’nin diplomasiyi baltalamak için kendi kendine empoze ettiği aşırıcılığa izin vermek; ABD’nin George W. Bush’un Amerika’nın ününü çamura saplayan kötü yönetiminden sonra uluslar arası mecrada başarılı bir duruş imaj sergilemek için yaptığı bütün çabayı çöpe atmak demektir.
Walker üniversite derecesi olmayan bir aday. İslâm üzerine çalışması olmayan bir aday. Siyasî oyunlara inanan bir aday. Oysa bu bir oyun değil. Bu, insanların ölüp ölmeyeceği sonuçlarını doğuran inanılmaz derecede ciddî bir siyaset. Walker’in Ortadoğu’ya şaka gibi muamele ettiğini görmek kesinlikle iğrenç.
Çeviri: Mücahit Çakır