"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yeni Asya şahs-ı manevînin vekâletini deruhte ediyor

Rüstem GARZANLI
22 Nisan 2018, Pazar
Adapazarı Yeni Asya Temsilcisi Hamit Aksoy ile Risale-i Nurlar’ı, Yeni Asya’yı, Saadettin Çelik Ağabeyi, Silvan’da ki hizmetleri ve hatıraları konuştuk.

Hamit Aksoy kimdir, kendinizi tanıtır mısınız?

1960 Silvan doğumluyum. İlk ve ortaokulu Silvan Yatılı Bölge Okulu’nda, liseyi de Silvan’da okudum. 1980 yılında İstanbul’da memuriyete başladım. 1983’te askere gittim. 1985 yılında Saadeddin Çelik Ağabeyin dâvetiyle memuriyetten istifa ederek Adapazarı’na yerleştim. Adapazarı’nda bir yanda maişetim için özel bir şirkette çalışırken, bir diğer yanda da Saaded- din Ağabeyle hizmete devam ettik. Hizmet-i Kur’ân’la daha yakından alâkadar olabilmem için 2006 yılında çalıştığım işyerimden emekli oldum. Hâlâ Sakarya Yeni Asya Bürosu’nda hizmetlerimizi yapmaya ve çalışmaya devam ediyorum, dört çocuk babasıyım.

Hamit Bey, Risale-i Nurlar’ı nasıl tanıdınız?

Silvan Yatılı Bölge Okulu’nda okuyan öğrencilerin bütün ihtiyaçları devlet tarafından karşılanıyordu. Muazzam tedris veren, okulsuz köylerin zeki çocuklarına okuma imkânı sağlayan bir okul idi.

Benim de kaydımı 1969’da Silvan Yatılı Bölge Okulu’na yaptırdılar. Orada okumaya başladım. 1973’te 4. sınıfta iken üst sınıflardan olan arkadaşlar Saadeddin Çelik Ağabey vasıtasıyla Nurlar’la tanışmışlardı. O zaman kiralık bir ev dershane olarak kullanılıyordu. Bizi de dershaneye götürdüler. Saadeddin Ağabeyin ida- resindeki dersler bizi celp etti. Çok güzel alâka gösteriyorlardı, bu yolun nereye varacağını bilmediğimden ailemden iki muteber medrese icazetli akrabama danıştım. İkisi de ‘Nurculardan zarar gelmez’ diyerek beni teşvik ettiler. Bu merhaleden sonra hizmet faaliyetlerine kayıtsız teslim oldum. Sebep olanlardan Allah razı olsun. Müsebbip olan Allah’ıma da hamd-u senalar olsun.

Silvan’da Saadettin Çelik Ağabey’in bir Nur dershanesi açması, orada nasıl karşılandı? Varsa ilginç bir hatıranızı anlatır mısınız?  

Silvan deyince beylerin, efendilerin, mirlerin, ağa ve aşiretlerin; şeyh, molla ve fakî (Faqî)’lerin, hatta Kürt milliyetçiliğinin filizlendiği bir mekân akla geliyor. Böyle bir ortamda o yörenin yabancısı olan Saadettin Çelik Ağabey bütün maddî manevî imkânlarını zorlayarak Silvan’da Medrese-i Nuriye’yi açması, büyük bir cesaret ve fedakârlık isteyen bir işti. Vaesefa bölge halkına reva görülen yanlış bakış açıları, menfi cenahın istismarına çokça malzeme hazırlandı. Değerli ve asil hanedan çocuklarına doğru ve pratikte uygulanan İslâmiyet verilmediği için arayış içinde olan çocukları sokak alıp götürdü…

Kimi Leninci, kimi Maocu oluverdiler. Bu cüretkâr güruh kendinden o kadar emin idiler ki kimseyi dinlemediler. Çünkü samimî Müslümanlar, bu günün çocuklarını eski zamanın usûlleri ile iknaya çalışıyorlardı. Tam bu zamanda Nur Talebelerini ümmetin imdadına Cenâb-ı Hak gönderdi. Silvan Lisesi aşırı ideolojilerin at koşturduğu bir yerdi. Ben YBO’da ortaokulu bitirip parasız yatılı okul imtihanlarına girmedim. Emsallerimiz iyi liseler kazandılar, biz ise Silvan’da medresede kalmak için Silvan Lisesi’ne kaydolduk.

Lisede ideoloji hakimdi. Her derste ilimden ziyade menfi fikirler konuşuluyordu.

Meselâ; bir gün ders bitti, eve gideceğiz, fakat ikindi namazının vakti çıkmak üzere. Kapıyı tuttular bildiri okunacak dediler. Ben vaktin çıktığını eve gideceğimi ısrarla söyleyince beni orada bayağı dövdüler. Yüzüm gözüm morarmış şekilde medreseye gittim, aynı akşam haber köye gitmiş. Sabah benim akrabalarım, kadın erkek demeden gelmişler ve ilçeye baskın yaptılar. O gün bildiri oku- nacağını söyleyen ve bana saldıran azılılardan birkaçını iyice dövdüler. Bundan sonra okulda bana karışamadılar.

O zamanlar izbe bir yerde dersler yapılıyordu. Aynı mülkün sahibinin arsası genişti. Saadeddin Ağabey ve Salih Çevik o arsayı aldılar. YBO’dan gelen bizler arsanın temizliğini yaptık. Bina vücut buluncaya kadar Saadeddin Ağabey en ağır işlerde bir ameleden daha fazla çalıştı. Bizler de çocuktuk, fakat elimizden gelen her şeyi yapmaya gayret ediyorduk.

Bu arada Silvan halkı Nurcular’ı, yani Üstadımızı bildikleri için Saadeddin Ağabeyi çok iyi tanıyıp seviyorlardı; yalnız ideoloji sapkınları da bu duruma kahr oluyorlardı ve şöyle bir propaganda yapıyorlardı “Bu başçavuş Kürt çocukları Türkeşçi yapmaya çalışıyor, hatta dershanede kurt başını bile asmışlar” diye iftiralarını da duyuyorduk. Bütün azılı militanlar Saadeddin Ağabeyi tanıyor ve öldürmek istiyorlardı. Hıfz-ı İlâhî tarafından korunuyordu. Saadettin Abinin kimseden pervası yoktu, çantasında Cevşeni, göğsünde dağlar kadar yüksek, dünya kadar geniş bir imanı vardı, kadere inanmış bir kahramandı….

Hamit Bey, küçük yaştan itibaren Saadettin Çelik Ağabeyle tanıştınız, memleketini bırakıp Adapazarı’na yerleştiniz, Saadet- tin Abinin vefatına kadar da beraberliğiniz aynı yer- de devam etti. Bulunduğun yörelerdeki intibalarını anlatır mısınız?

Saadeddin Ağabey ışık gördüğü birinin peşini hiç bırakmazdı. İlkokulda Nurlar’ı tanıştırdığı birini sonuna kadar takip eder, ne durumda olduğunu bilir, arar sorardı. Öyle şefkatli ve yardımseverdi ki, bir Nurcu adayını motorla İstanbul’a imtihana götürebilecek bir dâvâ adamıydı.

Benim de içlerinde bulunduğum 10 kişiden fazla çocuğu bir minibüsle 1976’da İstanbul’a kadar getirdi, gezdirdi. Bizleri aynı şekilde Van, Urfa ve Isparta Mevlidlerine götürürdü. Bu minval üzere ben liseyi bitirdim. Hiçbir ciddî tedrisat görmediğim için köye gidip ağabeylerime yardıma başla- dım. Bir Haziran sabahı tarlada tütün ekiyordum, köyden 2 kilometre uzaklıkta bulunan tarlanın yakınına gelen Saadeddin Ağabeyin beni çağırdığını hayretle gördüm, yanına gittim. Bana “İstanbul’da cemaat Kültür Dershanesi’ni açmış, seni oraya göndereceğiz” dedi. Beni tütün tarlasından kurtarıp, İstanbul’a götürdü, orada bir müddet kaldıktan sonra Risale-i Nurlar’ın himmeti ve Saadettin Ağabeyin duâsı ile memuriyet gibi bir göreve başladım. Daha sonra memuriyetten istifa ederek, canım kadar sevdiğim Saadeddin Ağabeyin yakınına, yani Adapazarı’na geldim, o gün bugün Adapazarı’nda hizmetin içindeyiz. Elhamdulillâh…

Risale-i Nur ve onun naşir-i efkârı olan Yeni Asya hayatınıza nasıl bir yön vermiş, anlatır mısınız?

Kelâm-ı Ezeli olan Kur’ân’ dan ihtiyaç halinde cevapları tam olarak çıkaramayız. Mütehassıs zevatın tefsirleri buna cevaptır. Bu ezelî kelâmın son ve mütekâmil tefsiri olan Risale-i Nurlar’ı dahi anlarız, fakat baş döndürücü hadisata karşı anında ve isabetli tavrı almada fert olarak yetersiz kalabiliriz. İşte Yeni Asya böyle hallerde imdada yetişir ve şahs-ı manevînin vekâletini deruhte eder. Yani, Yeni Asya olmasa alnı secdelilerin bu azim tahribata âlet olmalarını anlayamaz ve taraftar olurdum. Ayrıca; muazzez Üstadımız her şeyde orta yolu tavsiye ettiği halde irtibatta ise müfritaneyi tavsiye ediyor. En güzel irtibat ve güncel olaylara cevabı taze olarak YENİ ASYA deruhte ediyor. Cenâb-ı Hak kıyamete ka- dar kaim etsin. Âmin…

Hamit Bey son olarak neler söylemek istersiniz?

Bu Kur’ânî hazineyi bize bahşeden Allah’a hamd olsun. Resul-i Ekrem’e (asm) sonsuz salât ve selâm olsun ve bu Nurlar’ı tanımamıza vesile olan Saadeddin Ağabeye binler rahmet yağsın inşallah.

Kur’ân meşvereti emrediyor. Asr-ı Saadet meşveretin eseridir. Küfrün cemaate hücumu hiç bu kadar tahripkâr olmamıştı. Onun için bugün ahir zamandır, biz Kur’ân’a kulak vereceğiz. Emrine imtisal edeceğiz. Hürriyet-i şer’iyenin tahakkuku ve ittihad-ı İslâm’ın teşekkülünü Rahmet-i İlâ- hi’den niyaz ediyoruz. Vesselâm…

Okunma Sayısı: 3272
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı