Milli Takımımız, son dönemde üzerinde çokça polemiklerin yapıldığı ve hâlâ meselelerin çözülemediği ortamda, kırılma maçı sayılabilecek İzlanda deplasmanında kaybetti.
Mağlubiyetin en önemli sebebi Arda, Burak, Selçuk, Gökhan Gönül gibi önemli oyuncuların alınmaması öngörüldü bazılarınca. Alınmamalarının sebebinin para-prim olduğu söylendi. Ama kaptan Arda konunun asla para olmadığını, çok para kazanan oyuncular olarak böyle bir şeye ihtiyaçları olmadığını açıkladı. Fatih Terim, “Bu kişisel değil, ilkesel bir meseledir. Bundan emin olabilirsiniz” açıklaması yaptı. Ama bu cümleden derinliğinde ne olduğu anlaşılamadı. Konu hâlâ da vuzuha kavuşmuş değil. Tartışma daha da sürecek. Belki önümüzdeki süreçte üç veya dört tane üst üste maç kazanırsak konu gündemden düşebilir.
Bir diğer konu milli takıma alınan oyuncular ve oynatıldıkları mevkiler. Bu maçta nispeten oyuncular mevkilerinde oynadı. Sadece Emre Mor santrofor mevkisinde oynatıldı. Emre’nin bu mevkide başarılı olmasının zor olduğunu gördük. Fatih Terim ikinci yarıda öne Tolga’yı alıp, Emre’yi arkaya alması doğru hamleydi. Emre Mor yetenekli bir oyuncu. Ama futbol bilgisini daha geliştirmesi lâzım. Yeteneklerini tek başına sergileyemeyeceğini, birlikte hareket etmesi gerektiğini öğrenmesi lâzım. Pas, şut, çalım zamanlamalarını doğru yapabilirse, milli takıma katkısı çok fazla olur. İzlanda karşısında ne yaptığını bilemeyen bir Emre Mor izledik.
Milli Takımda tartışılan bir konu da stoperler. Terim bu mevkide Mehmet Topal, Hakan Balta, Ömer Toprak, Serdar Aziz ve Ahmet Çalık’ı oynattı. İzlanda karşısında Mehmet Topal ve Ömer Toprak oynadı. İkisi de çok kötüydü. Mehmet Topal tabiri caizse “çakma” stoper. 2. goldeki hatası akıl almazdı. Ömer, bu mevkinin kaliteli ismi. Almanya Bundesliga’da yıllardır Bayer Leverusen takımında oynuyor. Tecrübeli ve kaliteli bir isim. Bu maçta kötü oynamış olabilir. Ama şunu unutmamak lâzım. Bir oyuncunun iyi veya kötü oluşunun en önemli sebebi takımın oyunu ve uyumudur. İzlanda karşısında takımımızda bu olmayınca Ömer de kötü oynadı.
Şimdi ne yapılacak. Meseleler açıkça konuşulacak mı? Yoksa üstü kapanacak mı? Aslında futbolumuzun kapsamlı şekilde ortak bir akıla ihtiyacı var. Yani futbolumuzun bilirkişilerinin katılımıyla istişareye açılması ve yeni bir ufuk, yeni bir misyonun startı verilmesi lâzım. Bu konuda futbol federasyonuna önemli iş düşüyor. Sessizliğini bozmayan Yıldırım Demirören yönetiminin üzerindeki ölü toprağını atması lâzım. Çünkü gün bugündür. Buna şiddetle ihtiyaç var.