İlk açıklaması federasyon bütçesinin 270 milyondan 602 milyon TL’ye çıktığı oldu. Federasyonun sportif başarıyla ilişkisini, “Biz olaya idari olarak bakıyoruz” oldu. Yani başarı ve başarısızlık bizim dışımızdadır diyerek topu taca atmış oldu. O zaman başarısızlığın “sorumlusu kim ?” sorusu akla geliyor. İbreyi Fatih Terim’e döndürüyor.

Demirören, 14 yabancı kuralının iyi olduğunu, naklen yayından 600 milyon dolar beklediğini ve yasada değişiklikle bir sonraki ihaleyi kulüplerin yapabileceğini söyledi. Süper Lig takımlarından bazılarının puan silme cezasından kıl payı kurtulduklarını, daha aşağı liglerden ceza alan takımlar olduğunu belirtti. 

Yaşanan prim kavgasında ise Arda Turan’ın haksız olduğunu ifade etti. Burak Yılmaz’ın, “Ben prim almadım” demecini yalanladı ve 467 bin TL prim aldığını ve dekontunu kendisinin imzaladığını belirtti. Burak Yılmaz’ın ben almadım dediği paranın, Demirören’in “Hayır aldı. Dekontları cebimde” demesi yeni bir tartışmayı da başlatmış oldu. Gözler şimdi k onunun muhatabı Burak Yılmaz’ın açıklamalarına çevrilecek. Federasyon Başkanı, Fatih Terim’in sözleşmesinin basına sızmasını manidar bulduğunu ve maaşının G.Saray’dan aldığından daha fazla olduğunu da kaydetti.

Demirören, passolig ile ilgili açıklama yaparken, “Passolig güvenlik açısından oluşturulmuş bir organizasyon. Eksik yanları var. Hukuk sistemimiz tam çalışmıyor bununla ilgili. Kötü tezahüratlar yapanlar diğer seyirciler tarafından uyarılmıyor. Yanlış yapanları ihbar etmek lazım. Önce iğneyi kendimize batıralım.” dedi. Yani Demirören tirübünde olan problemi seyirci kendi arasında halletsin. Bir bakıma, “ikaz etsin-ihbar etsin” diyor. Bu da passolig uygulamasının tam amacına ulaşmadığını gösteriyor. Kaç tane seyirci küfür eden birine veya birilerine kalkıp “küfür etme” ikazı yapacak cesareti gösterebilir. İkaz ederken, dayak bile yiyebilir. 

 Yıldırım Demirören, milli takım ve federasyona yapılan eleştirileri maksatlı buldu. “Algı” operasyonu yapıldığını belirtti ve herkes haddini bilecek dedi. Ama bunların kim olduklarını belirtmedi. Bu şekil açıklamalardan hiç bir zaman sonuç çıkmaz. Suçlama var, muhatabı yok olunca meseleler hiç bir zaman açıklığa kavuşmuyor.

Hülâsa; Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören kamuoyu tarafından beklenen röportajı yaptı. Ama açıklamaları tatminkâr değildi. Kısaca konuların aydınlanması 12 Kasım’da Antalya’da oynanacak Kosova karşılaşmasından önce Fatih Terim’in düzenleyeceği basın toplantısına kaldı. Basın mensuplarının soracakları soruları şimdiden merakla bekliyoruz.