G.Saray-G.Birliği maçında bu sezonun bazı ilkleri yaşandı. Öncelikle en hızlı gol bu maçta atıldı.
30. saniyede G.Birliği golü buldu. Zannediyorum teknik direktör Tudor bu gole çok sinirlenmiştir. Yine defansın “yumuşak ve kırılgan” lığı daha topun ayaklarına değmeden golü kalelerinde görmelerine sebep oldu. Sezonun en çabuk golü olarak kayda geçti. Bu maçta yaşanan ikinci ilkte bir dakika içinde hakem Fırat Aydınus’un iki defa penaltı vermesi oldu. Penaltılar doğruydu. Hakem cesaretliydi. Tebrik etmek lâzım. Ayrıca penaltıları ev sahibi G.Saray’ın aleyhine çaldı. Bu da önemli. G.Saray’ın lehine çaldığı penaltı da doğruydu.
Tudor, G.Saray’a geç geldi malesef. Malesef diyoruz eğer sezon başı gelse G.Saray bugün ligin en tempolu takımı olurdu. Maçın ilk yarısında G.Saray’ ın temposu hayli yüksekti. İkinci yarı yorgunluk emareleri ortaya çıkmaya başlayınca tempo düştü. G.Saray’da yaşlı oyuncu fazlalığının sonucudur bu. Adale sakatlıklarının fazlalığının tek sebebi antrenman temposunun yüksekliğinden. Sezon başı yapılması gereken antrenmanların alınmaması sebebiyle, maçı aynı tempoda çıkaramıyor takım.
Eğer Tudor bu takımı gelecek sezon da çalıştırırsa ve gerekli oyuncu değişimleri yapılırsa keyif verecek ve başarılı olacak bir G.Saray izleyebilir taraftar. Traftarın tirübünleri doldurmadığından dem vuruluyor. Suç taraftarda mı? Yoksa bu takıma bir sürü ikinci sınıf oyuncuları dolduranlarda mı? G.Saray takımında revizyon yapalım dense gidenleri mi, yoksa kalanları mı saymak daha kolay olur? Kaliteli bir G.Saray takımında bu takımdan hem yaş hemde kalite olarak fazla oyuncu kalamaz.
Ancak; G.Saray’ın ekonomik yapısı böyle bir değişimi yapabilmesine izin verir mi? Zor görünüyor. Yönetim mesela Serdar Aziz’e 7 milyon euro verirse bundan transfer başarısı diye söz edilebilir mi? Mali yönden kötü duruma düşmeninn tek sebebi saçma sapan transferlerin yüksek paralara yapılmasıdır.