"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İlhamın derecatı

Şeyma TÜRKAN
27 Temmuz 2016, Çarşamba
İlham ile vahyin farkı nedir? İlhamın dereceleri var mıdır? İlham; kelâm-ı İlâhinin has bir itibarla hususî bir rahmetin tecellisi olarak kalbe zahir olması ile gerçekleşmektedir. Kısaca, Allah tarafından kalbe doğan manalardır. İlhamın pek çok derecesi bulunmaktadır.

İlhamların en cüz’î derecesi, hayvanların ilhamlarıdır. Nitekim, Nahl Sûresinin 68. âyetinde “Rabbin bal arısına şöyle ilham etti: “Dağlardan, ağaçlardan ve insanların yaptıkları çardaklardan (kovanlardan) kendine evler edin” buyrularak hayvanlara da ilham olunduğu beyan edilmektedir. İlhamın bir üst derecesi insanlara gelen ilhamlardır, sonra meleklerin ilhamları ve daha sonra büyük meleklere gelen ilhamlar vardır. 

Vahiy ise, Cenâb-ı Hakk’ın azim bir saltanat sahibi ünvanıyla, halife-i ruy-i zemin sıfatındaki elçisine emirlerini bildirmek maksadıyla fermanını ilân etmesidir. Şeriatte vahyin manası Cenâb-ı Hakk’ın emir ve hükümlerini, peygambere melek, kitap, ilham, rüya yollarıyla buyurması şeklinde tanımlanır. Vahyin lügat manası ise kelâm, kitap, işaret, ilham, ifham, emir, teshir, bir şeyi harfiyyen i’lâm, bazı hususî maksadları tebliğdir. Esasen vahiy ile insan,  Allah’ın Kelâm sıfatının en ulvî tezahürüne şahit olmaktadır.  Mektubat Risalesi’nde de bahsedildiği gibi burada üzerinde durmamız gereken mesele vahyin ilham ile arasındaki yüksek farktır ki; bu farkı Bediüzzaman Hazretleri “elimizdeki boyalı âyinede görünen küçük ve sönük ve perdeli güneşin misali, semadaki güneşe ne nisbeti varsa; öyle de o müddeilerin kalbindeki ilham dahi, doğrudan doğruya kelâm-ı İlâhî olan Kur’ân güneşinin âyetlerine nisbeti, o derecededir.” diyerek açıklamışlardır. “Vahiy gölgesizdir, safidir, havassa hastır. İlham ise; gölgelidir, renkler karışır, umumîdir. Melâike ilhamları ve insan ilhamları ve hayvanat ilhamları “ gibi çeşitleri vardır. (Asay-ı Musa) 

Burada özellikle belirtmek gerekir ki vahiy, yalnızca peygamberlere gelir. Ve vahiy ilhamdan farklı olarak kendisine has bir nişanla ve  bir vasıta ile gönderilir. İlham ise vasıtasız bir surette kalbe ilka edilir. Rabbimizin kelâm sıfatının melaikeler âleminde de tecellileri vardır. Çünkü Allah’ın peygamberlerden sonra en üstün derecede konuştuğu varlıklar büyük meleklerdir. Büyük meleklere gelen bu ilhamlar insanlara gelen ilhamlardan daha yüksek bir derecededir. Ancak melaike içinde de avam tabakada olanları bulunmaktadır. Bu avam tabakadaki melaikeye gelen ilhamlar, evliyalara ve havas tabakada olan insanlara gelen ilhamların altındadır. 

Cenâb-ı Hakk’ın manevî terakkisi yüksek zatlarla hususî bir tarzda konuşması vardır ki; buna âlim ve evliyaların ilhamatı denilmektedir. Bu ilhamat ile yüksek zatlar Kur’ân ve sünnetin özüne uygun çok kıymetli eserler ortaya koymuşlardır.

 İlhamların tecellileri insanlar arasında da farklı farklı tezahür etmektedir. Avam tabakadaki insanlar, ilhama mazhar olsa da ilmî ve kalbî kuvvet itibariyle yüksek zatlara olan tecelli gibi ilhamlara mazhariyet mertebeleri bir olamaz. San’atkâr, edip, şair, bilim insanı gibi fen ve edebiyatta yol almış ilim sahiplerine mazhar olan ilhamat ile din ilimlerinde büyük mertebe kat etmiş âlimlerin ve Allah dostlarının ilhamatı elbette aynı derecede bir tecelli değildir. 

Ayrıca Şems Sûresinin 8. âyetinde “Sonra da ona (nefse) hem kötülüğü, hem (ondan) sakınmayı ilham edene (kasem olsun ki)...” buyrulduğundan her nefse, ahlâkın güzelliğinin ilham edildiğini öğrenmekteyiz. Ancak işlenen günahlar, bu ilhamları perdelemektedir. Bununla birlikte takva ve amel-i salih ise bu ilhamları arttırmaktadır. Hususiyetle belirtmek gerekir ki, kâmil mü’minlere gelen bu ilhamlar, Kur’ân-ı Kerîm’deki ve kâinat kitabındaki pek çok hakikatın tılsımını keşfetmeye vesile olmaktadır.

Kısaca ilhamlara; derinliği geniş bir umman, nihayetsiz bir sema gibi mütefavit mükalemelerdir diyebiliriz.

Şerh çalışmalarınızı mail adresimize gönderebilirsiniz.

[email protected]

Kaynaklar:

Bediüzzaman Said Nursî, Mektubat, sayfa 104,  Bediüzzaman Said Nursî, Asay-ı Musa, sayfa 432, Alaaddin Başar, Risale-i Nur’dan Kelimeler Cümleler, Zafer Yayınları www.sorularlarisale.com

 

 

Okunma Sayısı: 1417
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı