"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Evlenmek herkese farz mıdır?

Süleyman KÖSMENE
10 Şubat 2021, Çarşamba
Eskişehir’den Mehmet Ali Bey: “Ahir zamanda sizin en hayırlınız eşi ve çocuğu olmayıp, yükü az olanınızdır” şeklindeki hadis rivayeti sahih midir? Eğer öyleyse bu hadiste kastedilen mana nedir?”

Hayat Göreceli Şartlar Taşır

Hadisleri ve rivayetleri bağlamları ile ve istisnaları ile birlikte dikkate almak ve yorumlamak gerekir. Mutlak, kayıtsız şartsız ve istisnalarından çıkararak aldığımızda doğru neticeye ulaşamayız. Mübalâğalı ve alâkasız yorumlara gireriz. Böyle yorumlar ile de hadis, hadis olmaktan çıkar, hadis inkârcılarına gün doğmuş olur. 

Bu durum hadisin değil, hayatın göreceli olmasından kaynaklanıyor. Rahmet dini haram olmamak kaydıyla, her durumda insanı kucaklıyor. Eğer hayat tek düze kurallarla, kanıksanmış alışkanlıklarla, tek tip bir medeniyetle gitseydi tek bir Peygamber ve hatta tek bir kitap bütün kavimlere kifayet ederdi. Ama öyle değil. Her asrın ayrı özellikleri vardır, her kavmin ayrı alışkanlıkları, ayrı soruları, ayrı problemleri ve ayrı fitneleri vardır. Bu sebeple Bediüzzaman: “Asırlara göre şeriatlar değişir.” 1 diyor.

Üstad Hazretleri’nin ifadesiyle bir suyu bile içmenin kişiye göre dört beş ayrı hükmü vardır. Terlemiş birisi için su içmek tıbben haramdır. Yemekten 1-2 saat sonra su içmek tıbben sünnettir. Susuzluktan damağı ve böbrekleri kurumuş birisine su içmek tıbben vaciptir. 

Düzgün yorumlamadığımızda hadisin vermek istediği mesaj doğru okunmaz ve neticede bir Peygamber sözü berhava edilmiş olur. Hem de alnına “uydurma” damgası yiyerek… Ve ne kadar hadis hoyratı bir toplum olduğumuza da göstererek…   

Evlenmeyen Büyük İsimler

Evlilik kişiye göre bağlamlar kazanan bir kurumdur. Herkese göre aynı hükmü taşımıyor. Herkese farz değildir. Tıpkı yeme içme gibi, alış veriş yapma gibi evliliğin de haram olduğu, mekruh olduğu, mubah olduğu kimseler ve durumlar vardır. 

Herkes aynı şartları yaşamıyor. Fakru halde olmak, hasta olmak, dengini bulamamak, evlenmek istememek, vakti ve fırsatı olmamak, ilim için ve hizmet için feragat içinde olmak gibi birçok sebepler vardır ki, kişiyi bir aile kurmaktan alıkoyar.  

Peygamberlerden Hazret-i Yahya ve Hazret-i İsa (as) evlenmemişlerdir. Ashab-ı suffadan (ra) evlenmeyenler vardır. Peygamber Efendimiz de (asm) ısrar etmemiştir. Allah dostlarından Rabiatü’l Adeviye, Bayezıd-ı Bistami, Bişr-i Hafî; âlimlerden Taberî, Nevevî, zamanımız âlimlerinden İbnü’l-Emin Mahmud Kemal İnal, Ali Emirî Efendi, Seyyid Kutup, Bediüzzaman Said Nursî ve Bediüzzaman’ın bazı talebeleri evlenmemişlerdir. 

Bu zevat-ı alişanın evlenmemekle sünneti terk ettikleri veya bir fazilet kaybına uğradıkları söylenemez. Zaten Peygamber Efendimiz de (asm), “Evlenmeye imkân bulamayanlar oruç tutsun” 2 buyurmakla evlenmemenin olabileceğini, evlenme olmazsa haramdan korunmak için ne yapılması gerektiğini bildirmiştir.  

Yük Hafifliği

Bahsettiğiniz rivayet hadis kayıtlarında geçer. 3 Ahir zaman günleri için yol gösterici bir hadistir. Hadiste geçen “hafifü’l-haz”, yani “yük hafifliği” mefhumu, mal, çoluk çocuk ve aile yükünün hafifliği ile yorumlanmıştır. Mahşerde yükün ve sorumluluğun hafif olmasına dikkat çekilmiştir. 

Mal, çoluk, çocuk ve aile kişiye ve şartlarına göre sevapta ve fazilette büyük fırsatlar da sunar. O ayrı mesele. Ama herkes için değildir. Kişiye göre mahşer ve hesap yükünü ağırlaştıran birer ateş parçası da olabilir. 

Hadis-i şerif, şartların ağırlaştığı ahir zamanda, evlenmenin zorlaştığı durumlarda, gerek çocuk terbiyesinin, gerek aile olma yükümlülüğünün kişiye göre çekilmez olduğu hallerde evliliği tercih etmeyen kişileri rahmet çemberine dâhil eder. İnsanları mahşerde “kardeşinden, annesinden, babasından, karısından ve çocuklarından” 4 kaçacağı neticelere ve zor hesaplara karşı uyarır.   

Duâ

Allah’ım! Yükümüzü ağır kılma! Hesabımızı çetin kılma! Günahımızı bağışlanmaktan uzak eyleme! Dünyamızı belâlara ve imtihanlara, ahiretimizi azarına, azabına ve narına maruz bırakma! Âmin.

Dipnotlar:      

1- Sözler, s. 548., 2- İbn Ma’ce, Nikâh 1., 3- Bakınız: Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/252; Tirmizi, Zühd, 35; İbn Mace, Zühd, 4., 4- Abese Sûresi: 34, 35, 36.

Okunma Sayısı: 9289
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı