Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 17 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Mevlânâ’nın mesajı Kur’ân’dan

Pakistan’da görev yapan Türk eğitim gönüllüleri tarafından, Mevlânâ’nın düşüncelerini Pakistan halkına tanıtmak maksadıyla kurulan Rumi Forum’un, başşehir İslamabad’taki açılış töreninde konuşan Forum Başkanı Harun Köken, “Mevlânâ dünyaya mal olmuş bir düşünce adamıdır, mesajı evrenseldir. Mesajının kaynağı ise, bitmez tükenmez kaynak olan Kur’ân ve Sünnet’ten damıttıklarıdır” dedi.

Rumi Forum Başkanı Harun Köken, “Mevlânâ dünyaya mal olmuş bir düşünce adamıdır, mesajı evrenseldir. Mesajının kaynağı ise bitmez tükenmez kaynak olan Kur’ân ve Sünnet’ten damıttıklarıdır” dedi.

Pakistan’da görev yapan Türk eğitim gönüllüleri tarafından, düşünceleriyle çağları etkileyen Türk ve İslâm düşünürü Mevlânâ Celâlettin Rumî’nin barış, karderşlik ve hoşgörü gibi evrensel düşüncelerini Pakistan halkına tanıtılması amacıyla kurulan Rumi Forum Pakistan’ın başşehri İslamabad’da açıldı. Açılışı iktidar partisi Müslim Lig’in Genel Sekreteri Senatör Müşahit Hüseyin Seyid ve Türkiye Cumhuriyeti İslamabad Büyükelçisi Hasan Kemal Gür yaptı. Rumi Forum’un açılışına siyaset ve akademi dünyasının önemli isimlerinin yanında; Türkiye’den gelen de çok sayıda iş adamı da hazır bulundu.

Açılış töreni Pakistanlı ünlü karii Hıdır Abdurrahman’ın Kur’ân-ı Kerim tilaveti ve duâlarla başladı.

Törende ilk konuşmayı yapan Rumi Forum Başkanı Harun Köken, Rumi Forum’un Mevlânâ’nın evrensel düşünceleri ve Türk tasavvuf anlayışını Pakistan’a yansıtmak amacıyla kurulduğunu ifade etti. Pakistan’ın millî şairi Muhammed İkbal’in ‘Dostumun dili Türkçe lâkin ben bu dili bilmiyorum’ sözüyle konuşmasına başlayan Köken, söyle devam etti; “Rumi Forum Mevlânâ - İkbal buluşmasının somutlaşmış şeklidir. Muhammed İkbal Mevlânâ’yı Pir-i Rumi olarak; kendisinede mürşid-i rumî olarak tanımlıyor. Bizler Rumi Forum ile iki ülke, iki kültür arasında olması gereken bağlantıyı gerçekleştiriyoruz. Rumi Forum’un amacı evrensel değerler ışığı altında toplumsal birliğe katkı sağlamaktır. Mevlânâ dünyaya mal olmuş bir düşünce adamıdır, mesajı evrenseldir. Mesajının kaynağı ise bitmez tükenmez kaynak olan Kur’ân ve Sünnet’ten damıttıklarıdır.”

Mevlânâ’nın hem doğu hem de Batı medeniyetinin kalplerinin anahtarını açmayı başardığını ve bütün dünyanın ortak değeri haline geldiğini ifade eden Köken, “O’na Anadolu ev sahipliği yapmaktadır. Bu Türk milleti için büyük bir onurdur” şeklinde konuştu.

MESAJ İSLÂMIN MESAJIDIR

Pakistan hükümetini temsilen açılışa katılan Müşahit Hüseyin ise Mevlânâ’nın doğu ile batı arasında bir köprü olduğuna değindi. Hüseyin, “Öncelikle Mevlânâ bu topraklarda domuştur. Bu nedenle doğuludur, ancak o aynı zamanda batılıdır da. Evrensel düşüncesiyle doğu ile batıyı bütünleştirmiştir” dedi. Müşahit Hüseyin, İkbal’in Mevlânâ’dan etkilendiğini ve Güney Asya’da İslâmın kılıçla değil, sufilerin çalışmalarıyla yayıldığını vurgulayarak, şunları söyledi: “Bu nedenlerden dolayı Mevlânâ aynı zamanda bizimdir de. Rumi’nin mesajı sevgi, barış, hoşgörü ve birlikteliktir. Onun mesajı evrenseldir. Bu mesaj kıtaların, kültürlerin ve inançların ötesinde çağları aşan bir düşüncedir. Bu aynı zamanda sevgi ve şefkat dini İslâmın mesajıdır.

Bu arada, Mevlânâ Celâlettin Rumî’nin doğumunun 800. yılı olması sebebiyle UNESCO 2007’yi Rumi yılı ilân etti.

/ İSLAMABAD

17.12.2006


 

Türk-İş: Ayrımcılık yapılıyor

Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararını eleştirerek, kararın ağırlıklı olarak kamu çalışanlarına yönelik olduğuna dikkat çekti. Kılıç, işçiye ayrı, kamu çalışanlarına ayrı hükümler getirmenin norm ve standart birliği iddiasını ortadan kaldıracağını kaydetti. Kılıç, “Bir kesimi koruyarak, bir kesimi mağdur edecek bir düzenleme yapmak, işleri daha da arap saçına dönüştürür” diye konuştu.

Anayasa Mahkemesi’nin, 1 Ocak 2007 tarihinde yürürlüğe girecek Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nundaki memurlarla ilgili maddeleri iptal etmesi eleştiriliyor.

Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç, yaptığı açıklamada, mahkemenin kararının, yasanın yürürlüğe girmesindeki riskleri ortaya koyduğunu söyledi. Mahkemenin iptal kararlarının ağırlıklı olarak kamu çalışanlarına yönelik olduğuna işaret eden Kılıç, işçiye ayrı kamu çalışanlarına ayrı hükümler getirmenin norm ve standart birliği iddiasını ortadan kaldıracağını belirtti. ‘’Bir kesimi koruyarak, bir kesimi mağdur edecek bir düzenleme yapmak işleri daha da Arap saçına döndürür’’ diyen Kılıç, ‘’İşçisi, memuru, esnafıyla kazanılmış hakları koruyacak yeni bir değerlendirmeye ihtiyaç var. Geniş kapsamlı bir konsensüsle yasa istikrarlı hale getirilmeli’’ dedi.

“YENİ DÜZENLEMEYE İMKÂN TANIMAKTADIR’’

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de mahkemenin kararının, yasanın ‘’çelişkilerle dolu olduğunu’’ gösterdiğini söyledi. Kamu çalışanları açısından alınan iptal kararlarını ‘’doğru’’ bulduklarını belirten Çelebi, işçiler açısından özellikle prim ödeme gün sayısı ve emeklilik yaşı konusunda benzer bir karar alınmamasını büyük bir ‘’adaletsizlik’’ olarak

yorumladı. ‘’Anayasa Mahkemesinin kararı, sosyal güvenlikte kurulması planlanan tek çatının çatırdadığının göstergesidir’’ diyen Çelebi, yasaya başından beri getirdikleri eleştirilerin devam ettiğini ifade etti. Çelebi, şunları kaydetti:

‘’İşçi-memur arasında yapay ayrımlara gitmekten vazgeçilmelidir. Tüm çalışanları ilgilendiren bir düzenlemede işçileri, kamu çalışanlarından ayırmanın Anayasa’daki eşitlik ilkesine aykırı olduğunu düşünüyoruz. Her şeye rağmen, Anayasa Mahkemesinin kararı yeni bir düzenlemeye imkân tanımaktadır. Adaletsizliği gidermek için fırsat doğmuştur. Bu fırsatın değerlendirilerek sağlanacak uzlaşmayla yeni bir hazırlığa girilmelidir.’’

CHP’li Kılıçdaroğlu: Çifte standart

CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu da, Anayasa Mahkemesi’nin Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda, bağlanmış aylık ve gelirlerin artırılması maddesini memurlar ve diğer kamu görevlileri yönünden iptal ederek diğer sigortalıları reddetmesinin çifte standart olduğunu söyledi. Reformun toplumun bütün kesimlerinin mutabakatıyla olması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Aylık ve gelirlerin artırılmasına ilişkin fıkrada sadece devlet memurları açısından iptal edilmesi çifte standarttır. Korunması gereken işçilerdir. Bakın işsizlik sigortası vardır. Devlet memurları için işsizlik sigortası var mı? Yok. Esnaf ve sanayi için var mı? Yok sadece işçiler için vardır. Anayasa mahkemesinin gerekçeli kararını bilmiyorum ama doğru bir uygulama değildir” dedi.

/ ANKARA

17.12.2006


 

Blair: KKTC’ye doğrudan uçuş başlatabiliriz

İngiltere Başbakanı Tony Blair, hukuken bir engel olmadığı takdirde İngiltere’nin KKTC’ye doğrudan uçuşları başlatabileceğini söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Esenboğa havaalanında ortak basın toplantısı düzenleyen Blair, Türkiye’nin AB üyeliğini başından beri desteklediklerini hatırlatarak, son dönemdeki zorluklar ve 8 müzakere başlığının askıya alınmasına rağmen sürecin devam etmesinin önemli olduğunu kaydetti. Türkiye’nin AB üyeliğini başından beri güçlü bir şekilde desteklediklerini belirten Blair, son birkaç ayda bazı zorlukların söz konusu olduğunu, ama yine de ileriye doğru gidilebilecek bir yolun mevcut olduğunu düşündüğünü bildirdi. Blair, “Ek Protokol’ün gerektirdiği yükümlüklerin Türkiye tarafından yerine getirilmesinin önemli olduğunu, ancak aynı zamanda AB’nin de taahhütlerini yerine getirmesinin gerektiğini” söyleyerek, AB’nin taahhütleri ile KKTC üzerindeki izolasyonların sona erdirilmesi, doğrudan ticaretin yapılabilmesi, kısıtlamaların kaldırılmasını kast ettiğini belirtti. Blair, Kıbrıs sorununa çözüm bulunması için BM sürecinin yeniden canlandırılmasının önemine de işaret eti.

Konuk Başbakan Blair, AB’nin 8 başlıkta müzakereleri askıya aldığını hatırlatarak, bununla birlikte geriye 27 faslın daha kaldığını göstermesinin önemli olduğunu kaydetti. Enerji ve çabalarını Türkiye için harcıyor olmalarının sebebinin sadece AB’nin Türkiye için önemli olması değil, aynı zamanda Avrupa’nın geleceği için de Türkiye’nin çok önemli olması olduğunu belirten Blair, Türkiye’nin stratejik açıdan önemli konumuna da dikkati çekerek, Türkiye’nin Orta Doğu ile Avrupa arasında bulunmasının, AB için önemli olduğunu bildirdi. Üyelik sürecinde bazı zorluklar olabileceğini, tarihe bakıldığında bunu en iyi bilebilecek ülkelerden birinin İngiltere olduğunu ifade eden Blair, üyelik sürecinde kendilerinin de bazı zorluklarla karşılaştıklarını, ama yine de çabalarını sürdürdüklerini bildirdi. Blair, bu zorluklara rağmen üyeliğin kendileri için de çok önemli olduğunu söyleyerek, zorlukları aşmak için daha çok çalışmak gerektiğini ve bunu da sadece Türkiye’nin değil Avrupa’nın geleceği için de yapmak gerektiğini kaydetti.

Blair, izolasyonların sona erdirilmesinin herkesin görmek istediği bir şey olduğunu ifade ederek, “süreç ileri götürülebilirse örneğin İngiltere gibi ülkelerden KKTC’ye doğrudan uçuşların söz konusu olabileceğini” bildirdi. Blair, doğrudan ticaret tüzüğü ile Ek Protokol’ün gereklerinin birlikte yerine getirilmesi gerektiğini söyleyerek, böylelikle Türkiye ve AB’nin birbirlerine üyelik taahhütlerini göstermiş olacağını kaydetti. Konuk başbakan, KKTC ile İngiltere arasında doğrudan uçuşların başlaması konusundaki soruya karşılık da bunu yapmak isteyeceğini, ancak sorunun uluslararası anlaşmalar çerçevesinde hukuki olarak bunun yapılıp yapılamayacağı olduğunu bildirdi. Bunu incelemekte olduklarını belirten Blair, “Hukuken mümkün olması durumunda bunu yapmak isteyeceğini, ancak şu anda somut bir taahhüt ya da söz veremeyeceğini” ifade etti. Blair, çünkü belki kendisine verilecek hukuki tavsiyenin farklı yönde olabileceğini belirtti. Blair, Türkiye’nin AB’ye, yaptığı açılım gibi AB’nin de Türkiye’ye kendini açması gerektiğini ve bunların aynı anda olması gerektiğini söyleyerek, bu durumda farklı bir atmosfer oluşturabileceklerini bildirdi.

17.12.2006


 

Erdoğan: Ziyaret bizi memnun etti

Başbakan Erdoğan, İngiltere Başbakanı Tony Blair’ın Türkiye ziyaretiyle ilgili olarak, Blair’ın Brüksel’deki AB Zirvesi’nin hemen arkasından Türkiye’ye geldiğini, geç vakit kendileriyle AB süreci, Kıbrıs ve Ortadoğu ile ilgili görüş alışverişinde bulunduklarını ve son derece yararlı görüşme olduğunu kaydetti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Blair ile AB süreci, Kıbrıs ve Ortadoğu konularında yararlı görüş alış verişinde bulunduklarını ifade etti. Erdoğan, Tony Blair’in Ortadoğu ziyaretinden önce Türkiye’ye uğramasının kendilerini mutlu ettiğini belirterek, ‘’İngiltere, AB müzakere sürecini -Türkiye noktasından bakarak söylüyorum- başından beri destekledi ve bu süreç içerisinde kendileriyle gayet olumlu görüş alış verişlerimiz oldu. Bu süreçte sürekli yanımızda oldular’’ diye konuştu. AB içinde Kıbrıs sorununun kendine özgü inceliklerini ve çözümsüzlüğün hangi taraftan kaynaklandığını en iyi İngiltere’nin anladığını dile getiren Erdoğan, bunu AB içinde sürekli gündeme getirmesinden dolayı İngiltere’ye teşekkür etti. Kıbrıs’a ilişkin gelişmeleri Blair ile NATO zirvesinde ele aldıklarını, daha sonra da telefonda görüştüklerini anlatan Erdoğan, bu konuları yeniden müzakere ettiklerini kaydetti. Erdoğan şunları söyledi: “Türkiye-AB ilişkileri ne yazık ki liman açma gibi tali unsurlara indirgenmiştir. Avrupa Konseyi, ek protokolün uygulanması konusunda aldığı kararlarla ülkemize büyük bir haksızlık yapmıştır. Bu kararlar, ilişkilerimizin ulaştığı boyutla da hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır. Doğrudan ticaret tüzüğü, Kıbrıs Türk tarafının beklentileri esas alınmak suretiyle ve hiçbir şarta bağlanmadan onaylanıp uygulanmalıdır. Kıbrıs konusunda BM nezdinde kapsamlı çalışmaların yeniden başlatılması sürecinin olabileceğini konuşma imkanım oldu.’’

Erdoğan, ‘Irak’ın toprak bütünlüğünü, Türkiye olarak şiddetle savunduklarını, İran, Suriye ve komşu ülkelerin de aynı düşüncede olduklarını belirterek, ‘’Irak’ta parçalanmayı savunanlar varsa, onlar geleceği göremeyenlerdir diye düşünüyorum. (Filistin’de) içerde ve dışarda ekonomik yaptırımların süratle kaldırılmasının gereğine inanıyorum, bizler, Türkiye olarak elimizden gelen desteği vermeye devam ediyoruz’’ diye konuştu.

/ ANKARA

17.12.2006


 

Marjinal ittifak destek bulamadı

Eğitimciler Birliği Sendikası’ndan, 41 STK tarafından kurulduğu söylenen, gelen tepkiler neticesinde birçok kuruluşun oluşumdan desteğini çektiği “Ulusal Birlik Hareketi” ile ilgili olarak yapılan açıklamada, “Antidemokratik dönem ve sermayelere borçlu olan, bu marjinal oluşumlar milletin terbiye edici tokadını yemiş durumdadırlar” denildi.

Sendika, konuyla ilgili gazete kupürlerinden oluşan bir afişte yaptırarak bütün teşkilatlarına gönderdi. Bu hareketin içinde 11 iş kolunda örgütlenmiş bir konfederasyonun bulunmasının “hiçbir ilmî disiplin” içinde açıklanamayacağı belirtilen açıklamada, “Çünkü bütün dünyada sendikal hareketlerin tarihi, aynı zamanda özgürlük hareketlerinin tarihidir. Sendikacılık, işin tabiatı gereği antidemokratik güçlerin, uygulamaların, oluşumların hep karşısında olmuştur” denildi.

MİLLETİN TERBİYE EDİCİ TOKADI

Yaşanan son olayın ise bardağı taşıran son damla olduğu belirtilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi: “Düşündürücü olan, toplumda geçmişlerinden dolayı bir araya gelmeleri aslında çok ta makul görülmeyen İşçi Partili ve MHP’li kurumların Cumhurbaşkanlığı seçimlerini sabote edebilmek için bir araya gelip anti demokratik talep ve yöntemlerle toplumu germeye çalışmalarıdır. Hareketin aldığı ilk eylem kararına bakıldığında ne yapılmak istendiği çok açık bir şekilde ortadadır: 23 Aralık’ta İzmir’de ‘Menemen’den Çankaya’ya laik cumhuriyet Mitingi’! Aralarında TESK, Kamu-Sen, ADD, Kemalist Atılım Birliği, 27 Mayıs Millî Devrim Derneği gibi varlıklarını antidemokratik dönem ve sermayelere borçlu olan, bu marjinal oluşumlar milletin terbiye edici tokadını yemiş durumdadırlar. Bu tokadın sersemliğiyle açıklama üzerine açıklamalar yapmaktadırlar.”

17.12.2006


 

Kutan: Cumhurbaşkanını halk seçsin

Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, ‘’Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin en uygun çözüm olduğu kanaatindeyiz’’ dedi.

Kutan, Pursaklar Belediyesi Kültür ve Eğitim Merkezi’nde düzenlenen partisinin ilçe başkanları toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin dış politika ve ekonomi alanlarındaki sorunlarının giderek arttığını söyledi. Bu tablonun değişmesi için milletin önünde, en geç 2007 yılının Kasım ayında gerçekleştirilecek bir genel seçim fırsatı bulunduğunu belirten Kutan, ‘’Bu seçim ülkenin geleceği açısından fevkalade önemli. Bu fırsatı millet olarak en iyi şekilde kullanmak mecburiyetindeyiz. Türkiye gerçek anlamda bir yol ayrımında’’ dedi.

Recai Kutan, konuşmasının ardından, gazetecilerin cumhurbaşkanı seçimine ilişkin sorusu üzerine, ‘’Biz Saadet Partisi olarak cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin en uygun çözüm olduğu kanaatindeyiz’’ dedi. AKP grubunun olumlu bir tavır içinde olması halinde, kısa zamanda yapılacak bir Anayasa değişikliği ile cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi imkânının ortaya çıkabileceğini belirten Kutan, şöyle devam etti: “Şimdi, ‘genel seçim, cumhurbaşkanlığı seçiminden önce olsun’ ve ‘bu yeni parlamento cumhurbaşkanını seçsin’ tartışmaları var. Bir kere bunun bir çözüm ortaya koyacağı inancında değilim. Bu konuda AK Parti grubu ve Başbakan Erdoğan’ın, ‘Hayır, genel seçim zamanında yapılacak ve cumhurbaşkanını bu parlamento seçecektir’ beyanları bulunuyor. Bu tartışmalar adım adım gerginlik meydana getiriyor. Bunu önlemenin yolu cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin temin edilmesidir.’’

/ ANKARA

17.12.2006


 

Komisyon, Çelik’i dinleyecek

Çocuklarda ve gençlerde artan şiddet eğilimi ile okullarda meydana gelen olayların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonu, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’i dinleyecek.

Edinilen bilgiye göre, AKP İstanbul Milletvekili Halide İncekara’nın başkanlığında yapılan toplantıda, komisyonun çalışma yöntemi belirlendi. Komisyon, ilk olarak gençlerde artan şiddet eğiliminin nedenleri konusunda durum tespiti yaparak, eksiklikleri belirleyecek. Bu kapsamda konuyla ilgili kurum ve kuruluşlarının yetkililerinden bilgi alacak olan Komisyon, daha sonra raporunu oluşturacak. Komisyon, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’i 21 Aralık Perşembe günü dinleyecek. Aynı gün önerge sahiplerini de dinleyecek olan Komisyon, 22 Aralık Cuma günü ise UNİCEF Türkiye Temsilcisi Edmond McLoughney’i davet etti.

/ ANKARA

17.12.2006


 

CHP önünde ‘başörtüsüne özgürlük’ eylemi

Ankara İnanç Platformu ‘Başörtüsüne Özgürlük’ eyleminin 45. Haftasında basın açıklamasını bu hafta CHP Ankara İl Başkanlığı önünde gerçekleştirdi.

Abdi İpekçi Parkında buluşan eylemci grup, yoğun güvenlik tedbirleri altında CHP Ankara İl Başkanlığı’na yürüdü. Eylemci grubun görüşme isteğini kabul etmeyen il yöneticileri, parti önünde protesto edildi. Güvenlik görevlileri yürüyüş esnasında slogan atılmasına ve pankart açılmasına izin vermedi.

Ankara Mazlumder Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Bayram Akçay, bu hafta eylemlerini başörtüsü yasağını savunan ve mütedeyyin insanların hayat alanlarını kısıtlayan kararlara destek veren CHP’nin önünde yapmaya karar verdiklerini belirterek, kendilerini pencereden seyreden CHP’lilere, “Biz 45 haftadır sokaklardayız. Sesimizi duymadığınız gibi bir haftadır sizden görüşmek için taleplerimizi iletiyoruz ve cevap vermiyorsunuz. Mecliste gruba kampanyalarla başörtülü hanımları getirirken iyi de, gerçek hak mağdurlarını kabul etmemeyi nereye sığdırıyorsunuz? Şimdi siz bizi görmüyor, duymuyor ve dinlemiyorsunuz” diye seslendi.

BU AYIP SON BULSUN

Platform adına konuşan Mazlumder Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Serpil Kayaer de yaptığı konuşmada, “İnanç ilkelerini devletin belirlemediği, dine ve inanca baskının olmadığı bir ülke istiyoruz. Bizim ülkemiz bu ayıplarla daha fazla yaşamamalıdır” dedi.

17.12.2006


 

Hoş görüsü, insanlığın barış anahtarı

TBMM Başkanı Bülent Arınç, ‘’Büyük mutasavvıf Mevlânâ’nın engin hoşgörüsü ve sevgisinin, bugün insanlığın ihtiyaç duyduğu barış, kardeşlik ve iç huzurun anahtarı olduğuna inanıyorum’’ dedi.

Arınç, Hazreti Mevlânâ’nın 733. Vuslat Yıldönümü sebebiyle Konya Valisi Atilla Osmançelebioğlu’na, gönderdiği mesajda, geniş kitleleri derinden etkileyen hikmeti, şiiri ve düşünceleriyle insanların manevî dünyasını zenginleştiren Mevlânâ’nın, sevgi, hoşgörü, doğruluk, iyilik gibi değerler ile insanlara mutluluğun yolunu gösterdiğini ifade etti. Mevlânâ’nın evrensel mesajlarının bugün dahi insanlığa ışık tuttuğuna işaret eden Arınç, “Büyük mutasavvıf Mevlânâ’nın engin hoşgörüsü ve sevgisinin, bugün insanlığın ihtiyaç duyduğu barış, kardeşlik ve iç huzurun anahtarı olduğuna inanıyorum’’ dedi.

/ ANKARA

17.12.2006


 

Aksu’dan şehit yakınları ve gazilere yardım talimatı

İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, 81 ilin valisine yazılı bir talimat göndererek, Kurban Bayramı öncesinde şehit yakınları ve gazilere, gerekli yardım ve desteğin sağlanmasını istedi.

İçişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Bakan Aksu’nun talimatı şöyle:

“Devletimizin ve milletimizin ebedi varlığını, birlik ve bütünlüğünü muhafaza etmek amacıyla gözünü kırpmadan canlarını feda eden aziz şehitlerimizin dul ve yetimlerinin ve bu uğurda yaralanan gazilerimizin mevcut hayat standartlarını yükseltmek ve refah içinde yaşamalarını sağlamak amacıyla Bakanlığımızca yürütülen çalışmalara devam edilmektedir. Bu çalışmalar çerçevesinde, aziz şehitlerimizin dul ve yetimleri ile gazilerimizden ihtiyaç sahibi olanlarına, devletimizin ve milletimizin geçmişte olduğu gibi gelecekte de yanlarında olacağının bir ifadesi olarak, vali ve kaymakamlarımızın yakın ilgi ve koordinesiyle Kurban Bayramı öncesinde yardım ve destekte bulunulması, sonucundan Bakanlığımıza bilgi verilmesini önemle rica ederim.”

/ ANKARA

17.12.2006


 

AP’li Davies: İzolasyonların kaldırılması gecikti

Avrupa Parlamentosu'nun (AP) İngiliz üyesi, Liberal demokrat partili Chris Davies, KKTC’nin üzerindeki ambargoların kaldırılmasında çok gecikildiğini belirtti.

The Daily Telegraph gazetesinin okur mektupları köşesine mektup gönderen Davies, AB’nin Kuzey Kıbrıs ile doğrudan ticaret başlatma girişimlerinin Rumlar tarafından engellendiğine dikkat çekerek, Telegraph’ın bu durumu kınayan 14 Aralık tarihli nüshasında yer alan başyazısı için teşekkür etti. Çözümün AB’nin böyle bir durumda tek bir üye ülkenin veto hakkı kullanması kuralını ortadan kaldırmasında yattığını ifade eden Davies, Telegraph okurlarından böyle bir adımı desteklemelerini istedi.

Okur mektupları köşesinde yer alan David Lewis imzalı bir diğer mektupta da KKTC konusunda ikiyüzlülük yapanın sadece AB olmadığı, İngiltere’nin de ikiyüzlü bir tutum izlediği belirtildi. İngiltere tarafından hazırlanan ve 1960 yılında yürürlüğe giren anayasanın asla işletilemediğini belirten Telegraph okuru, bu anayasanın dini, dili ve kültürü ayrı iki ayrı kişiyi bir “deli gömleğiyle” bağlamak gibi olduğunu kaydetti. İngiltere’nin bölgedeki ahlaki sorumluluğunun sürdüğüne dikkat çeken The Daily Telegraph okuru David Lewis, ambargoların kaldırılması konusunda İngiliz hükümetinin üzerine düşeni yapması gerektiğini ifade etti.

/ LONDRA

17.12.2006


 

DYP’li gençler siyasete hazır

DYP Trabzon Merkez İlçe Gençlik Kolları Başkan Mehmet Ali Tuna, gençler olarak siyasete hazır olduklarını söyledi.

Yeni yönetimiyle basının karşısına çıkan Başkan Tuna, DYP Trabzon Merkez Gençlik Kolları olarak, gerek merkez, gerekse il teşkilâtından aldıkları destekle, Trabzon Merkez mahalle ve köylerdeki gençlik teşkilâtlarını yeniden yapılandırdıklarını söyledi. Gençler olarak siyasete hazır oldukları mesajını veren Tuna, “Gençlik Kollarını oluştururken Trabzon Merkezinin farklı kesimlerinden, farklı meslek gruplarından, üniversiteden arkadaşlarımıza yer vererek, gençlerin siyasette daha fazla yer almaları konusunda bir mesaj vermek istedik” dedi.

Hasan KÜCEK / TRABZON

17.12.2006


 

İstanbul’da “kardeş buluşması”

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunun (SHÇEK) farklı yuva ve yetiştirme yurtlarında kalan çocuklar, kardeşlik duygularının geliştirilmesi amacıyla bir araya getirildi.

İstanbul Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından Feshane’de düzenlenen faaliyette konuşan İl Müdürü Seyfi Bozçelik, kurum olarak toplumla beraber çocuklara tüm güzellikleri vermek için hareket ettiklerini kaydederek, ‘’Biz taraf değiliz. Toplumun bir parçasıyız’’ dedi. Etkinlikte, SHÇEK’in İstanbul’daki 15 yuva ve yetiştirme yurtlarından getirilen 4-18 yaş arası çocuklar, palyaço ve sihirbazların gösterileriyle hoşça vakit geçirdi.

/ İSTANBUL

17.12.2006


 

Unakıtan: Gelir dağılımında açık bir iyileşme var

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, gelir dağılımında açık bir iyileşme olduğunu bildirdi.

Unakıtan, DYP Hatay Milletvekili Mehmet Eraslan’ın soru önergesine verdiği yazılı cevaba göre, 2002 yılında en üst yüzde 20’lik gelir grubunun, gelirden aldığı pay yüzde 54.9 iken bu oran, 2004 yılında yüzde 46.2’ye düştü. En alt yüzde 20’lik gelir grubunun ise gelirden aldığı pay yüzde 4.9 iken, bu oran 2004 yılında yüzde 6’ya yükseldi. Bakan Unakıtan TÜİK tarafından açıklanan bu rakamların gelir dağılımında açık bir iyileşmeyi gösterdiğine işaret etti. Hükümetin gerçekleştirdiği yapısal reformlar ve takip edilen mali disiplin politikası sonucunda, bütçe açıklarının zaman içinde azaldığını ve 2006 yılı itibariyle Gayri Safi Millî Hasılaya oranının yüzde 0.5’in altına indiğini ifade eden Maliye Bakanı Unakıtan, şunları kaydetti:

‘’Söz konusu reformlar ve alınan tedbirlere paralel olarak vergi tabanı genişledikçe, bütçe imkânları ve genel makro ekonomik hedefler çerçevesinde genel olarak vergi oranları yeniden değerlendirilebilecektir.’’

/ ANKARA

17.12.2006


 

Taarruz uçağı ilk denemede tam not aldı

Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 9 ülkenin katılımıyla geliştirilen Ortak Taarruz Uçağı’nın (JSF) ilk deneme uçuşu ABD’de yapıldı.

Taarruz uçağı F-35 Lightning II’nin (Şimşek II), askerî havacılık tarihindeki en kapsamlı uçuş testi programını başlatarak, uçuşunu başarıyla tamamladığı belirtildi. Uçuşun ardından Şimşek II’nin çok iyi bir performans sergilediğini söyleyen F-35 Kaptan Pilotu Jon Beesley, “Uçuş, test programı için muhteşem bir başlangıç oldu. İlk uçuş bu olayı gerçekleştirebilmek için çalışan insanların da başarısının kanıtı oldu” dedi. F-35’lerde, bir taarruz uçağına şimdiye kadar yerleştirilen en güçlü motor olan, 40.000 itiş gücüne sahip Pratt & Whitney F135 turbofan motoru bulunuyor. Radarda görünmezlik özelliğine sahip F-35’in finansman ve geliştirilmesinde, ABD’nin yanı sıra Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 9 ülke yer alıyor. F-35’ler, konvansiyonel kalkış-iniş (CTOL), kısa kalkış dikey iniş yapabilenler (STOVL) ve nakliye (CV) olmak üzere üç farklı modelde geliştiriliyor. Konvansiyonel kalkış ve inişli (CTOL) F-35 modeli uçuşunu TSİ 20.44’te Fort Worth Texas’ta bulunan Lockheed Martin tesisinden başlattı.

/ ANKARA

17.12.2006


 

Doğuda kış, batıda bahar

Doğu Anadolu Bölgesi'nde gecenin en düşük hava sıcaklığı sıfırın altında 23 dereceyle Kars'ta yaşanırken, Batı bölgelerinde hava sıcaklığı mevsim normellerinin üzerinde seyrediyor.

Meteoroloji Bölge Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, gecenin en düşük hava sıcaklıkları sıfırın altında olmak üzere Kars'ta 23, Erzurum'da 20, Ardahan'da 17, Ağrı'da 14, Erzincan'da 8, Iğdır'da de 7 derece olarak ölçüldü. Kar kalınlıklarının ise Ardahan'da 8, Kars'ta 4, Ağrı'da 3, Erzurum ve Iğdır'da da 1'er santimetre olduğu belirtildi. Hava sıcaklıklarında önümüzdeki günlerde 1-2 derecelik düşüşün daha yaşanacağı bölgede, Salı güne kadar kar yağışının beklenmediği bildirildi. Dün Ankarada, sıcaklık 10, İstanbul'da 13, İzmir'de 18, Adana'da ise 19 derece olarak ölçüldü.

/ ERZURUM

17.12.2006


 

Köprüde onarım çalışması

Atatürk Köprüsü, 19 ve 21 Aralık'ta onarım çalışmaları sebebiyle 4’er saat süreyle trafiğe kapatılacak.

İstanbul Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, Atatürk Köprüsü’nde birleşme derzlerinde meydana gelen arızanın giderilebilmesi için onarım çalışması yapılacak. Bu sebeble köprü, 19 Aralık 2006 (Pazartesiyi salıya bağlayan gece) ve 21 Aralıkta (Çarşambayı Perşembeye bağlayan gece) 00.30-04.30 saatleri arasında araç ve yaya trafiğine kapatılacak. Bu tarihlerde Atatürk Köprüsü’nü kullanacak araç ve yayaların, 00.30-03.30 saatleri arasında Yeni Galata Köprüsü’nü, 03.30-04.30 saatleri arasında ise Yeni Galata Köprüsü de deniz trafiğine açılacağı için Haliç Köprüsü’nü kullanmaları gerektiği belirtildi.

/ İSTANBUL

17.12.2006


 

Türkiye'deki anne ölümlerinin sebepleri

Türkiye’de anne ölümlerine yol açan sebeplerin dörtte biri doğumdan hemen önce, doğum sırasında veya doğumdan sonra başlayan kanamalardan kaynaklanıyor.

Gebeliğe bağlı ölümlerin yaklaşık üçte biri 25-29, yüzde 22’si ise 30-34 yaş grubunda meydana geliyor.

Sağlık Bakanlığı ile Hacettepe Üniversitesi tarafından yapılan Ulusal Anne Ölümleri araştırmasına göre, gebeliğe bağlı sebeplerden dolayı ölen kadınların yaş dağılımında, 15-19 yaş grubundan 25-29’a doğru bir artış ve ileri yaşlara doğru bir azalma yaşanıyor. Gebeliğe bağlı ölümlerin yaklaşık üçte biri 25-29, yüzde 22’si ise 30-34 yaş grubunda meydana geliyor.

Gebeliğe bağlı ölümlerin yüzde 17’si kanama; yüzde 14’ü ise yüksek tansiyon sonucu ortaya çıkıyor. Kadınların yüzde 12’si ise gebelik veya doğum sırasında ya da doğum sonrası dönemlerde gelişen; başka bir yerden kopup gelen pıhtılarla oluşan ani damar tıkanmaları, zor doğumlarda müdahalenin geç yapılması ya da cerrahi işlemlerle ilgili sebeplerden dolayı ölüyor. Türkiye’de annelerin yüzde 37’sinde ölüm doğumdan önceki dönemde meydana geliyor. Bu dönemdeki ölümlerin yarısı 22. haftadan önce, diğer yarısı da bu dönemden sonra gerçekleşiyor. Gebeliğe bağlı ölümlerin yüzde 9’u doğum sırasında, yüzde 54.1’i doğum sonrası dönemde meydana geliyor.

/ ANKARA

17.12.2006


 

Solunum yolları enfeksiyonlarını ciddiye alın

Adıyaman’ın Kahta İlçesi Devlet Hastahanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Ahmet Levent Başaran, kış aylarında solunum yolları enfeksiyonlarına çok sık rastlandığını belirterek, zamanında müdahale edilmediği takdirde bu hastalığın ölümle sonuçlanabileceğini söyledi.

Dr. Levent Başaran, kış aylarının başlamasıyla birlikte ateşli öksürük, nefes darlığı, solunum zorluğu şikâyetleriyle birlikte seyreden solunum yolları enfeksiyonlarında artış olduğunu belirtti. Başaran, “Yetişkinlerde olduğu gibi çocukları mevsimine göre giyindirmek gerekiyor. Ne fazla sıkı ne de az giyindirmeli. Çocukların aşırı giyindirilmesi halinde fazla terleme meydana gelir. Terleme ve soğumayla da vücudun çalışma düzeni bozulur. Yeterli giydirilmemesi halinde ise direnç azalacağından hastalığa çabuk yakalanılabilir” dedi.

Kış aylarında evde dumansız ve sigara içilmeyen bir ortamın oluşturulmasına dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Dr. Başaran, “Bunlar solunum yolları enfeksiyonlarını hazırlayan en önemli etkenlerdir. Aileler, çocuklarında öksürük, ateş, solunum sıkıntısı, hızlı nefes alma, solunumda inleme, nefes alma güçlüğü, burun tarafında oynamalar, göğsünde çekilme gibi şikâyetler görüldüğü takdirde hemen bir ilgili doktora giderlerse iyi olur. Aksi takdirde hastalık ilerlerse hem tedavi güçleşir hem de ölümlere yol açabilen sonuçlar görülür. Ayrıca hastalıklara karşı aşılar zamanında yaptırılırsa hastalıklara yakalanma riski azalacaktır” diye konuştu.

/ ADIYAMAN

17.12.2006

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004