Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Haziran 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ekonomi

 

Kaçağın faturası büyük

Toplam 21,9 milyar kWh’lık kayıp-kaçak enerjinin KDV hariç tutarının 2 milyar 223,7 milyon YTL’yi bulduğu belirtildi. Mardin kaçakta birinci il oldu.

ELEKTRİKTE KAYIP KAÇAK TUTARI 2.2 MİLYAR YTL OLDU

2007 yılında TEDAŞ tarafından satılan 126,1 milyar kilovatsaatlik (kWh) elektrik enerjisinin yüzde 14,8’i kayıp ve kaçağa gitti. Kayıp-kaçak tutarı, geçtiğimiz yıl KDV hariç yaklaşık 2,2 milyar YTL’yi buldu. Kayıp-kaçak oranı en yüksek olan il, yüzde 79,23 ile Mardin, en az olan il ise yüzde 3,78 ile Bilecik oldu. Elektrikte 2,2 milyar YTL’lik kaçak Elektrİkte kayıp-kaçak tutarı, 2007 yılında KDV hariç yaklaşık 2,2 milyar YTL oldu. 2007 yılında TEDAŞ tarafından satılan 126,1 milyar kilovatsaatlik (kWh) elektrik enerjisinin yüzde 14,8’i kayıp ve kaçağa gitti. Geçen yıl toplam 13,3 milyar kWh enerji teknik kayıp, 8,6 milyar kWh’lık elektrik enerjisi de kaçak kullanıma gitti. Toplam 21,9 milyar kWh’lık kayıp-kaçak enerjinin KDV hariç tutarının 2 milyar 223,7 milyon YTL’yi bulduğu belirtildi. Bu miktarın 871,45 milyon YTL’lik kısmının kaçak enerji kullanımına gittiği de vurgulandı. 2000 yılından beri kayıp-kaçakla mücadele eden TEDAŞ, söz konusu yılda yüzde 21,4 olan Türkiye’deki ortalama kayıp-kaçak oranını, 2007 itibariyle yüzde 14,8’e kadar düşürdü. Kayıp-kaçak oranında Türkiye’nin batısında başarı sağlayan TEDAŞ, Doğu ve Güneydoğu illerinde ise önemli bir düşüş sağlayamadı. Elektrikte kayıp-kaçak miktarları bakımından bölgesel olarak yüzde 64,7 ile Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. ve yüzde 56 kayıp-kaçak oranı ile Vangölü Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin bulunduğu bölge ilk sırada yer aldı. MARDİN VE ŞIRNAK İLK SIRADA TEDAŞ’ın raporuna göre, elektrikte kayıp-kaçak oranının en yüksek olduğu il yüzde 79,23 ile Mardin olarak belirlendi. Şırnak yüzde 74,20 kayıp-kaçak oranı ile ikinci sırada, Batman yüzde 65,42 ile üçüncü, Hakkari yüzde 64,89 ile dördüncü, Diyarbakır yüzde 64,89 ile beşinci sırada yer aldı. Kayıp-kaçak oranı en düşük il ise yüzde 3,78 ile Bilecik oldu. Bu ili yüzde 4,52 ile Denizli, yüzde 5,07 ile Kocaeli, yüzde 5,25 ile Bolu ve yüzde 5,63 ile Karabük izledi.

/ Ankara

15.06.2008


 

ASLAN: EKONOMİDE GİDİŞAT İYİ DEĞİL

Gaziantep Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aslan, GAP Eylem Planı’nda belirtilen sektörel ve bölgesel teşviğin detayını bilmediklerine işaret ederek, yeni teşvikler belirlenirken kendileriyle görüş alış verişinde bulunulmasını istedi. İthalata dayalı bu büyüme modeli sürerse sanayinin daha çok sıkıntıya gireceğine işaret eden Aslan, ‘’Bu da kriz demeyeceğim ama kaos getirir. Şu anda ekonomik gidişat iyi değil’’ dedi.

KOÇER: ÜRETİM KAPASİTESİ DÜŞÜYOR

Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Koçer de sanayide her geçen gün daha kötüye giden durumla karşı karşıya olduklarını belirterek, ‘’Sanayi kan kaybediyor. Üretim kapasiteleri düşüyor’’ dedi. Koçer, şöyle devam etti: ‘’Kur ve faiz politikası, iki uçlu testere gibi kesmeye devam ediyor. Yatırım şevki bitti. Yüksek ithalatın önüne geçilmesi, Türk sanayicisinin korunmasında çok acil tedbirlere ihtiyaç var.’’

Sanayi kan kaybediyor

SANAYİDE İŞLERİN HER GEÇEN GÜN DAHA KÖTÜYE GİTTİĞİNİ VURGULAYAN İŞADAMLARI, SANAYİNİN KAN KAYBETTİĞİNİ VE ÜRETİM KAPASİTELERİNİN DÜŞTÜĞÜNÜ BİLDİRDİLER.

Gazİantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Koçer, sanayide her geçen gün daha kötüye giden durumla karşı karşıya olduklarını belirterek, ‘’Sanayi kan kaybediyor. Üretim kapasiteleri düşüyor’’ dedi. TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Soner Aksoy ve Gaziantep Milletvekili Halil Mazıcıoğlu’nun da aralarında bulunduğu üyeler, Gaziantep Organize Sanayi Bölgesinde düzenlenen toplantıya katıldı. Burada bir konuşma yapan Aksoy sanayicilerin ekonomik durgunluktan şikayetine karşılık, ‘’Sizin ayağınıza bir çöp bile batsın istemediğimiz için yüreğimize taş basıyoruz, sırtımızdaki hançeri de göstermiyoruz ve bütün gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz’’ dedi. Daha sonra söz alan Gaziantep Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aslan da, açıklanan GAP Eylem Planı ile bölgede umutların yeniden yeşerdiğini, GAP projesi ciddî uygulanırsa Türkiye’nin kaderinin değişebileceğini söyledi. Aslan, GAP Eylem Planı’nda belirtilen sektörel ve bölgesel teşviğin detayını bilmediklerine işaret ederek, yeni teşvikler belirlenirken kendileriyle görüş alışverişinde bulunulmasını istedi. Aslan, ‘’Sütten ağzımız yandı, yoğurdu üfleyerek yemeye çalışıyoruz. Hangi anlamda teşvik politikası düşünüyorsanız, bunu bizlerle paylaşın. Hazırlanmasında biz de içinde olalım. Çünkü, biz parmağı taşın atında olanız’’ diye konuştu. Türkiye’de ihracatın arttığını, ama ithalatın daha fazla arttığına dikkati çeken Aslan, ithalata dayalı bu büyüme modeli sürerse sanayinin daha çok sıkıntıya gireceğine, şu anda piyasalarda durgunluk yaşandığına işaret etti. Aslan, ‘’Bu da kriz demeyeceğim ama kaos getirir. Şu anda ekonomik gidişat iyi değil’’ dedi. “KUR VE FAİZ, TESTERE GİBİ KESİYOR’’ Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Koçer de sanayide her geçen gün daha kötüye giden durumla karşı karşıya olduklarını belirterek, ‘’Sanayi kan kaybediyor. Üretim kapasiteleri düşüyor’’ dedi. Sadece parasal tedbirlere değil moral ve motivasyona ihtiyaçları olduğunu, sanayiyi daha yukarıya çıkaracak yeni bir teşvik gerektiğini vurgulayan Koçer, şöyle devam etti: ‘’Kur ve faiz politikası, iki uçlu testere gibi kesmeye devam ediyor. Merkez Bankası uzun zamandır faiz indirimi yapmadı. İç pazarda vadeler uzadı. Üretim maliyeti arttı. Yatırım şevki bitti. Yüksek ithalatın önüne geçilmesi, Türk sanayicisinin korunmasında çok acil tedbirlere ihtiyaç var. Türkiye’nin ihtiyacı olan yeni bir ekonomik program ortaya çıkarılmalı.’’

/ Gaziantep

15.06.2008


 

Gençler okumuş, ama işsiz

ATO’nun, hazırladığı ‘’İş’te yüksek öğretim’’ başlıklı rapora göre, her 100 yüksek okul mezunu gencin 36’sının atıl durumda bulunduğunu, bunların yüzde 72’sinin de işsiz ve iş aramaktan ümidini kesmiş gençlerden oluştuğunu bildirdi. Gençlerde en yüksek işsizlik oranı ise yüzde 28 ile yüksek okul mezunlarında.

Ankara Ticaret Odası (ATO), her 100 yüksekokul mezunu gencin 36’sının atıl durumda bulunduğunu, bunların yüzde 72’sinin de işsiz ve iş aramaktan ümidini kesmiş gençlerden oluştuğunu açıkladı. ATO’nun, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yararlanarak hazırladığı “İş’te Yüksek Öğretim” başlıklı rapora göre, Türkiye’de 20-24 yaş grubunda, askerlik görevini yapmakta olanlar ile hastane ve cezaevinde bulunanlar hariç, 510 bin yüksekokul mezunu genç bulunuyor. Sadece 281 bini çalışan bu gençlerin 44 bini yüksek lisans, dil ve mesleki eğitim gibi çeşitli kurslarla eğitim ve öğretim hayatına devam ederken, geri kalan 185 bin genç ise atıl durumda bekliyor. Yüksekokul mezunu atıl gençler içinde en büyük grubu işsizler oluştururken, bu 185 bin gençten 109 bini günlerini iş arayarak geçiriyor. Bu da her 100 yüksekokul mezunu gençten 21’inin işsiz olduğu anlamına geliyor. 24 bin yüksek okul mezunu genç ise iş bulmaktan ümidini kestiği için iş aramıyor. Atıl yüksekokul mezunu gençlerin yüzde 72’si, işsiz ve iş aramaktan ümidini kesmişlerden oluşuyor. Yüksekokul mezunu gençlerin sadece yüzde 55’i iş bulabiliyor.

ATO’nun raporuna göre, yıllardan beri gençlerin işsizlik oranları toplam işsizlik oranlarının çok üzerinde seyrederken, işsizlikten en fazla bunalan gençler de yüksekokul mezunları oluyor. 2007 yılı sonuçlarına göre, yüzde 19,9 ile toplam işsizlik oranının 10 puan üzerinde olan 20-24 yaş arası genç işsizlik oranları yüksekokul mezunlarında yüzde 28’e yükseliyor. Yüksekokul mezunu genç kızlarda işsizlik oranı yüzde 30,4 ile en yüksek seviyeye ulaşıyor. Tüm gençlerin üçte ikiye yakını (yüzde 65) daha önce bir işte çalışırken işsiz kalanlardan oluşuyor. Bu oran, yüksek eğitimlilerde tersine dönüyor ve yüksekokul mezunu işsizlerin üçte ikisini ilk kez iş arayanlar teşkil ederken, bu gençlerin yüzde 27,5’i bir yıl ve daha uzun süredir iş arıyor. Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan ATO Başkanı Sinan Aygün, yüksekokul mezunu genç işsizlerin durumunun içler acısı olduğunu belirterek, “Okul sıralarında 13-15 yıl dirsek çürütüyor, gelecek hayalleri kuruyor, mezun olduktan sonra iş bulamadığı için tüm hayalleri suya düşüyor. Gençlerin hayalleri ile birlikte Türkiye’nin geleceği de suya düşüyor” dedi.

/ Ankara

15.06.2008


 

KEY, memurun sabrını taşırıyor

Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (BEM-BİR-SEN) Genel Başkanı Mürsel Turbay, Konut Edindirme Yardımı adı altında memurdan yıllardır toplanan paraları ödeme konusunda kesin tarih verememesini eleştirerek, Konut Edindirme Yardımı (KEY) ödemeleri konusunda devam eden belirsizliğin memurun sabrını taşırdığını söyledi.

KEY ödemeleri ile ilgili yetkili ağızlardan basında her gün farklı yeni bir haberin yer aldığına dikkat çeken Turbay, konunun tam anlamıyla yılan hikâyesine döndüğünü, mağdur edilen memurun KEY ödemeleri konusundaki yaşanan belirsizliğe bir son verilmesini istedi. Hükümetin memurların KEY ödemeleri ile ilgili mağduriyetlerini çözme konusunda verdiği sözü unutmadıklarını da hatırlatan Turbay, sendika olarak konunun takipçisi olmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.

ŞABAN YILMAZ

15.06.2008


 

Kurşunsuz benzinin litre fiyatı 5 YKr arttı

Akaryakıt ürünlerinden 95 oktan kurşunsuz benzinin litre fiyatı 5 YKr arttı.

Ankara ve İzmir’de 95 oktan kurşunsuz benzinin litre fiyatı BP ve Shelle bayilerinde 3,54 YTL’den 3,59 YTL’ye yükseldi. İstanbul’un Avrupa ve Anadolu yakalarında ise 95 oktan kurşunsuz benzinin litre fiyatı, söz konusu dağıtım firmalarının bayilerinde 3,55 YTL’den 3,60 YTL’ye çıktı.

15.06.2008


 

Çağrı, babaların yüzünü güldürecek

ÇAĞRI Hipermarket, Babalar Günü’nde babaların ceplerine en uygun alış veriş imkânı sunuyor.

Babalar Günü’nün aile bağları açısından çok önemli olduğunu belirten Çağrı Hipermarket Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Kara, babaların çektiği sıkıntıları bildikleri için en hesaplı alış veriş imkânını sunduklarını bildirdi. Kara, “Babalarımız aileleri için çok büyük sıkıntılar çekmektedir. Biz ailelerinin mutluluğunu kendi mutluluğu sayan tüm babalarımızın Babalar Günü’nü kutluyoruz. Babalarımıza ‘Sınırsız Alışveriş Mutluluğu’nu en uygun şartlarda sağlamaya çalışıyoruz. Çağrı Hipermarket olarak 14 şubemizde züccaciyeden şarküteriye, temizlik malzemesinden gıdaya on binlerce ürünü en uygun fiyat ile değerli müşterilerimize sunuyoruz. Babalarımızı sadece bir gün değil, Çağrı Hipermarket olarak yılın her günü hatırlıyoruz” dedi.

Yeni Asya / İstanbul

15.06.2008


 

Alman yatırımcının tercihi: Türkiye

TÜRKİYE ile Almanya arasında ticaret hacminin özellikle son yıllarda hızlı bir artış trendine girerek 30 milyar avroya doğru ilerlediği ve Alman girişimcilerin, yatırımlarını Türkiye’ye kaydırdığı bildirildi.

Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Dr. Eckart Cuntz, Avrupa Birliği sürecindeki Türkiye’nin başarılı ekonomik ve siyasi grafiğiyle yatırımcıları çektiğini vurguladı. Türkiye’yi en büyük ekonomik partner olarak gördüklerini ifade eden Cuntz, şunları kaydetti: ‘’Alman girişimciler, AB sürecindeki Türkiye’ye güveniyor. AB’ye aday, sürekli gelişen ve büyüyen yapısıyla Türkiye, Alman işadamlarının yatırım için ilk tercihi arasında yer alıyor. Türkiye, çok dinamik ekonomiye sahip ve sürekli gelişen bir ülke. Yatırıma uygun bölgelere sahip, potansiyel çok yüksek. Türkiye’nin lojistik olarak konumu da çok iyi. Burada imal edilen bir mal, Avrupa, Rusya ve Orta Doğu’ya ihraç edilebilir. Pazarlara yakın bir coğrafi konuma sahip. Tüm bu avantajlar, Avrupalı yatırımcının iştahını kabartabiliyor.’’ Cuntz, Almanya-Türkiye arasındaki ticaret hacminin gün geçtikçe arttığına da değinerek, ‘’2000 yılında dolar bazında yapılan hesaplamalarla 12,2 milyar dolar olan ticaret hacmi, 2008’de 30 milyar Avro’ya doğru ilerliyor’’ dedi. Türkiye’deki yabancı yatırımcılar konusunda Almanya’nın ilk sırada yer aldığına değinen Cuntz, şöyle devam etti: ‘’Son 2 yılda yatırımlarda yüzde 50 artış yaşandı. Türkiye’de 1980 yılına kadar sadece 24 alman firması faaliyet gösteriyordu. Geçen yıl 2 bin 100 Alman şirketi yatırım yaptı. Bu sayı 3 bin 300’e yükseldi” diye konuştu.

/ Adana

15.06.2008


 

Dolaylı vergi yükü düşüyor

YURT içi tüketimdeki yavaşlamanın da etkisiyle dolaylı vergi yükü düşmeye başladı.

Yılın ilk beş ayında, gelir ve kazançlar ile servet üzerinden alınan doğrudan vergilerde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23.8 artış yaşanırken, yurttaşların tüketiminden alınan dolaylı vergilerdeki artış yüzde 15.4 düzeyinde kaldı. Gelir, kurumlar ve servet vergilerinden oluşan “doğrudan” vergilerde toplam tahsilat 25 milyar 581,2 milyon YTL düzeyinde gerçekleşti. Geçen yılın ilk beş ayında dolaylı vergilerin toplamda yüzde 34.9 olan payı, bu yıl yüzde 36.5’e yükseldi. Toplam dolaylı vergi tahsilatının geçen yıla göre yüzde 15.4 arttığı ilk beş ayda, doğrudan vergilerdeki artış ise yüzde 23.8 oldu. Bu gelişmeye karşın bütçe gelirlerinin büyük bölümünü oluşturmaya devam eden tüketimden alınan KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerin toplam vergi gelirinde geçen yıl ilk beş ayda yüzde 65.1 olan payı, bu yıl aynı dönemde yüzde 63.5’e indi.

/ Ankara

15.06.2008


 

Gıda ve tarım stratejimiz değişmeli

MÜSTAKİL Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Gıda ve Tarım Sektör Kurulu Başkanı Abdurrahman Kaan, son gelişmelerin gelecek yıllardaki savaşların gıda için yapılacağını gösterdiğini iddia ederek, “Bu münasebetle hepimiz tüm ülke olarak gıda üretiminde ve tüketiminde hassas olmalıyız.

İsraftan kaçınmalı ve alternatif tarım kaynaklarından yararlanmalıyız” dedi. MÜSİAD, Gıda ve Tarım Sektör Kurulu Başkanı Kaan, gıda sektöründe yaşanan aşırı hareketlilik ve endişe verici gelişmeler üzerine bir açıklama yaptı. Gıda sektöründe yükselen fiyat artışlarının ve dünyadaki gıda krizinin sebebinin 15 ana başlık altında toplandığını ifade eden Kaan, “Gelişen teknolojinin gerisinde kalmadan, tarım mı, sanayi mi açmazından çıkarak, tarımda etkin ve verimli üretim dönemine geçmeliyiz” diye konuştu. Denetimler ve ruhsatlandırma konusunda yaşadıkları sıkıntılara da dikkat çeken Kaan, gıda üretiminde sanayicinin birçok bakanlıkla muhatap olduğunu kaydederek, sektörle ilgili işlerde tek bir bakanlıkla iş yapma teklifinde bulundu. Gıda ve tarım sektöründe üretiminin artması ve sistemin işlemesi için gıda fiyatlarına ödenen vadelerin daha düşük vâde ile (En fazla 30 gün) ödenmesi gerektiğini de ifade eden Kaan, gıda, tarım ve sanayi açısından “Büyük Mağazalar Kanun Tasarısı”nın perakende sektörünü disipline edecek şekilde acilen yasalaşmasının beklendiğini vurguladı. Kaan, “Artan üretim maliyetleri nedeniyle her sene tarımdan 500 bin kişi çıkıyor. Böyle giderse yakın bir gelecekte sektörde yerli üretici ve sanayi kalmayacak, işletmelerin sahibi bankalar olacak” dedi. Kaan, çöl tarımı yapan ülkelerin çöl şartlarına uygun ve oldukça verimli hibrit tohumlar geliştirmelerine karşın ve ülkemizde 7 bin adet doğal tohum çeşidi olduğu halde, gerekli ıslah, verimlilik ve tanıtım çalışmaları yapılmadığı için tohumda ‘ithal bağımlı’ hale geldiğimize dikkat çeken Kaan, “Kendi tohumunu kendin üret” kampanyasının başlatılması istedi.

Yeni Asya / İstanbul

15.06.2008


 

SSK prim borçlularının ilânı yıl sonuna sarkıtılıyor

HER YIL Mart-Haziran döneminde açıklanan Sosyal Güvenlik Kurumu’na prim borcu bulunan işverenler listesinin ilanı bu yıl ise yılın sonuna kadar erteleniyor.

Sosyal Güvenlik Kurumu’na prim borcu olan işverenlerin kamuoyuna açıklanmasına ilişkin usul ve esaslar hakkında yönetmelikte bu yönde yapılan değişiklik, Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Bu yönetmelik uyarınca her yılın Mart-Haziran döneminde kamuoyuna açıklanan borçlu işverenler listesinin, 2008 yılı için yıl sonuna kadar açıklanabileceği yönünde düzenlemeye gidildi.

15.06.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Bütün haberler

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır