"Gerçekten" haber verir 17 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Aile

BAZI DİZİLER AİLEYİ TEHDİT EDİYOR

Mersin’in Tarsus ilçesi Rehberlik Araştırma Merkezi (RAM) Müdürü Murat Tarsuslu, çok fazla izlendiği belirtilen bir dizinin incelenen 55 bölümünde, 411 cinayet, 152 yaralama, 137 saldırı, 147 dayak, 155 tokat, 175 kavga, 110 işkence, 3 tecavüz, 191 taciz, 145 silahlı çatışmanın meydana geldiğini bildirdi.

Tarsuslu, yazılı açıklamasında, ailenin, cinsellik, neslin devamı, toplum huzuru gibi çok sayıda görevi yerine getirmenin yanında, bireyin yaşamında çok önemli yer tutan sevgi ihtiyacı, psikolojik gelişim, eğitim, kültürel değerleri kazanma gibi temel ihtiyaçlarını karşıladığı en öncelikli kurum olduğunu ifade etti. Ailenin toplum çekirdeğini oluşturduğuna vurgu yapan Tarsuslu, bazı dizilerin ise içerikleriyle bu yapıyı bozmaya başladığını belirtti.

Çok fazla izlendiği belirtilen bir dizinin 55 bölümü üzerinde yapılan bir araştırmada önemli bulguların ortaya çıktığını ifade eden Tarsuslu, incelenen 55 bölümde, ‘’411 cinayet, 152 yaralama, 137 saldırı, 147 dayak, 155 tokat, 175 kavga, 110 işkence, 3 tecavüz, 191 taciz, 145 silahlı çatışma’’nın meydana geldiğinin belirlendiğini bildirdi.

Dizi filmlerin büyüme çağındaki çocukları gerçek dünyadan uzaklaştırarak için adeta bir ‘’hayal dünyası’’ oluşturduğa dikkati çeken Tarsuslu, şunları kaydetti:

‘’Kitle iletişim araçlarının kişinin tutum ve davranışları üzerindeki etkileri çok güçlüdür ve bu inkar edilemez. Ancak, son zamanlarda medyadaki bazı dizilerin olumsuz etkisiyle toplumda aile kurmak ve çocuk sahibi olmak gibi değerler önemi yitiriyor. Evlenmemek, nikahsız aşk birlikteliği yaşamak, kabul edilebilir, sıradan bir yaşam tarzı olarak gösteriliyor. Okul çağındaki genç kızlar için hayatın gerçeklerinden uzaklaşıp tozpembe bir dünyada yaşamasına imkan sağlayan, arkadaşlık ilişkilerinin daha da cinsel boyutlara indirilmesini meşrûlaştıran ve gençleri bu yönde bir hayat tarzını benimsemeye iten diziler var. Ergenlik çağının içerisinde bulunan gençler için şiddetin egemen olduğu, çalışarak hayatı kazanmak yerine kısa yoldan köşeyi dönmenin konu edindiği diziler mevcut.

Ailedeki problemler toplum kaynaklıdır ve bu problemler toplumun bütününü ilgilendiren ve çöküşüne sebep olabilecek hayati meselelerdir. Diziler, ölene kadar sürdürülmesi için söz verilen evliliklerin, ihanetlerle, entrikalarla yıkıldığını gösteren örneklerle dolu. Bireye ve topluma sağladığı önemli yararlarla toplumun ve bireyin vazgeçilmez ögesi olan aile, evlerimizin başköşesine oturan televizyondaki bu yayınlarla özellikle millî ve manevi değerlerden yoksun bazı dizi filmlerle dejenere oluyor.’’

17.10.2008


Baklava yeme yarışması düzenlendi

GAZİANTEP'TE, 3. Uluslararası Antep Fıstığı Kültür ve Sanat Festivali etkinlikleri kapsamında lahmacun ve baklava yeme yarışması düzenlendi.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi yemekhanesinde düzenlenen ‘Lahmacun Yeme Yarışması’nda, yarışmacılar 1.5 metre uzunluğundaki lahmacunu yemek için kıyasıya yarıştı. 15 kişinin katıldığı yarışma sonunda 1.5 metre uzunluğundaki lahmacunu 9 dakika 41 saniyede bitiren Fuat Öztürk birinci oldu. Yarışmada Ali Yıldırım ikinci, Bekir Kökçü ise üçüncülük elde etti. Oldukça renkli görüntülere sahne olan ‘’Baklava Yeme Yarışması’na da festival kapsamında Gaziantep’e gelen Polonya ve İspanyalı dansçılar da katıldı. 30 kişinin katıldığı yarışmada 18 dilim baklavayı 1 dakika 33 saniyede bitiren Yusuf Özdemir birinci, Abdullah Bilecen ikinci ve Mehmet Yıldızhan ise üçüncü oldu. Jüri üyeliklerini, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Settar Şanlıoğlu, Gaziantepli gurme Ragıp Güzelbey, yarışmanın sponsorlarından Kadir Bakışkan ile Şirvan Payaslı’nın yaptığı yarışmada dereceye girenlere festivalin sonunda törenle altın verilecek.

17.10.2008


Yeterli ve dengeli beslenme de insan hakkı

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası, Türkiye’de gıdaların önemli bir bölümünün kayıt dışı ve uygun olmayan şartlarda üretildiğini savundu.

Gıda Mühendisleri Odası tarafından, ‘’16 Ekim Dünya Gıda Günü’’ nedeniyle yapılan yazılı açıklamada, gıda güvenliğinin önemi vurgulandı. Bugün yaklaşık 6,5 milyar olan dünya nüfusunun 2050’lerde 9,5 milyara ulaşacağının öngörüldüğü ve gelir dağılımındaki eşitliksiz ve adaletsizliklerin 21’inci yüzyılda da insanlığın en önemli sorunları arasında yer alacağını gösterdiği belirtilen açıklamada, iklim değişiklikleri nedeniyle oluşan kuraklık, savaşlar, göç, uluslararası sermaye şirketlerinin çok kazanma hırsı gibi nedenlerin açlıkla mücadelenin önündeki en büyük engel olarak değerlendirildiği ifade edildi. Gıda ile ilgili sorunları tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de gıda güvencesi ve gıda güvenliği olarak iki ayrı açıdan değerlendirmek gerektiğinin kaydedildiği açıklamada, şöyle denildi: ‘’Gıda güvencesi; Birleşmiş Milletlerin kabul etti ve Anayasamızda sosyal devlet anlayışı çerçevesinde yer alan, herkesin yeterli ve dengeli beslenmesi için gerekli gıdaya ulaşma hakkının güvence altına alınmasıdır. Bu ilke, birçok ülkede ve ülkemizde gelir dağılımındaki adaletsizlikler nedeniyle yeterince uygulanmamaktadır. Gıda güvenliği ise sadece az gelişmiş ülkelerin değil tüm ülkelerin sorunudur.

17.10.2008


Bel ağrılarını hafife almayın

ÜZERİNDE yeterince durulmayan ancak sık görülen bel ağrıları özellikle ağır işlerde çalışanlar ile sporcuları tehdit ediyor.

Uzmanların ‘Faset sendromu’ dediği bu ağrılar fıtıkla birlikte gelişebiliyor. Halk arasında kireçlenme olarak bilinen ‘faset sendromu’, çoğu kez bel ve boyun fıtığı ile bir arada bulunabiliyor. Faset sendromunun bel ağrısının en sık görülen nedenlerinden olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Adnan Tüfek, önemsenmeyen bu ağrıların tedavi edilmediğinde ciddî dertlere sebep olabileceğini kaydetti.

Omurganın arka tarafında yer alan omurları birbirine bağlayan ve omurganın hareketinde önemli rol oynayan faset eklemlerinin karmaşık bir sinir ileti sistemleri bulunduğunu belirten Dr. Tüfek, “Bu nedenle de ağrıya oldukça duyarlı olan bu eklemler, yaşlanmaya, darbelere, travmalara bağlı olarak bozularak şiddetli boyun, sırt ve bel ağrılarına sebep olabiliyor. Eklemdeki bu bozulma yaşlanmanın sonucu olarak ortaya çıkabileceği gibi ağır işlerde çalışan gençlerde, sert spor yapanlarda da görülmektedir” dedi.

Dengesiz yük taşımanın da faset sendromuna yatkınlığı artırdığını vurgulayan Dr. Tüfek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eklemdeki bozulmaya bağlı ağrılar belin yan tarafında hissedilir. Ağrı kalçaya ve bacağın üst kısmına yayılabilir. Bel fıtığı ağrısı öne eğilmekle artış gösterirken faset sendromu ağrısı daha çok geriye yaslanmak ve yana dönmekle şiddetlenir. Kireçlenmelerin çok artması durumunda omurilikten çıkan sinirler bası altında kalabilir. Bunun sonucunda da bel ya da boyun fıtığı ağrısına benzeyen bir ağrı ortaya çıkabilir. Bu durumda olay boyundaysa omuza ve kola yayılan boyun ağrısı, beldeyse kalçaya ve bacağa yayılan bel ağrısı karşımıza çıkar.”

17.10.2008


ERKEN TEŞHİS TEDAVİ İHTİMALİNİ ARTTIRIYOR

VKV Amerikan Hastanesi doktorlarından Prof. Dr. Mehmet Şükrü Aktan, erken teşhis konulması halinde meme kanserinin tamamen tedavi edilebilme şansının çok yüksek olduğunu bildirdi.

Aktan, yaptığı yazılı açıklamada, kansere bağlı ölüm nedenleri arasında akciğer kanserinden sonra ikinci sırada yer alan meme kanseri için düzenli olarak muayenelerin yapılması gerektiğini, kadınların kendi kendilerine yapacakları muayenenin de erken teşhis için büyük önem taşıdığını kaydetti. Meme kanserinin, kadın sağlığını tehdit eden en önemli sorunlardan biri olmakla birlikte erkeklerde de nadiren görülebildiğini dile getiren Aktan, ABD’de her 8 kadından, Batı Avrupa ülkelerinde de her 10 kadından birinin meme kanserine yakalandığını ifade etti.

Türkiye’de ise her yıl 30 bine yakın kadına meme kanseri teşhisi konulduğunu aktaran Aktan, günümüzde erken teşhis imkânlarının artması ve bu konuda yapılan birçok araştırma ve çalışmanın, meme kanserine bağlı ölümlerin oranını azalttığını vurguladı.

Kanserin ortaya çıkış nedenlerinin bilinmediğini, ancak meme kanserinde risk ve koruyucu faktörlerin biliniyor olmasının, bu kanser türünde uyarıcı nitelikte bir yarar sağladığını kaydeden Aktan, bununla erken teşhis sayesinde meme kanserinin yol açabileceği sorunların büyük bir bölümünün çözümlenebildiğini ve tedavi sonrası yaşam süresi ve kalitesinde önemli ölçüde artışlar sağlanabildiğini belirtti.

17.10.2008


ATALAK HASTALARA EVDE HİZMET

İSTANBUL Sosyal Hizmetler İl Müdürü Seyfi Bozçelik, Türkiye’de ilk defa Ümraniye Toplum Merkezi kanalıyla uygulamaya konan, ‘’Evde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon’’ hizmetinden 140 kişinin yararlandığını söyledi.

Bozçelik, yaptığı açıklamada, 2006 yılından bu yana Türkiye’de ilk kez Ümraniye Toplum Merkezi kanalıyla uygulanan proje ile gecekondu bölgesinde yaşayıp hastanelerde fizyoterapi hizmeti alamayan sosyo-ekonomik yoksunluk içerisinde bulunan kişilere veya çok uzun süreli sıra bekleyen acil tedavi gerektiren hastalara hizmet verildiğini söyledi.

17.10.2008


Isı yalıtımı tasarruf sağlıyor

DOĞAL gaz ve kömür fiyatlarına art arda gelen zamlar nedeniyle tasarruf tedbirlerine yönelen dar gelirli ailelerin, kışı geçireceği odanın yalıtımını yaptırarak yakıt tüketimini düşürmeye çalıştığı bildirildi.

Kış aylarının gelmesiyle birlikte etkili olan soğuklar nedeniyle vatandaşlar, kış için tedbirlerini almaya başladı. Ancak doğal gaz ve kömüre art arda gelen zamlar nedeniyle tasarruf tedbirlerine yönelen özellikle dar gelirli aileler, bina veya konut yalıtımı yerine maliyeti daha az olduğu için oda yalıtımı tercih ediyor. Konya’da faaliyet gösteren bir yalıtım firmasının yetkilisi Zeki Yerlikaya, yaptığı açıklamada, yağmurla birlikte soğukların gelmesiyle birçok site ve apartman yöneticisinin, soğuktan korunmak için binalarının yalıtımını yaptırmaya başladığını söyledi.

Yeni yapılan evlerin hemen hemen tamamının ısı yalıtımı olduğunu, buna karşın eski binaların birçoğunun yalıtımsız olduğunu ifade eden Yerlikaya, şunları kaydetti: ‘’Binası eski olan vatandaşlar kış öncesi evlerinin yalıtımını yaptırmaya çalışıyor. Doğal gaz ve kömüre gelen zamlar nedeniyle yakıt maliyetini düşürmek isteyen vatandaşlar evlerine yalıtım yaptırıyor. Dar gelirli bazı vatandaşlar da oturduğu evinin tamamı yerine maliyeti daha az olduğu için sadece kışı geçireceği odasına yalıtım yaptırıyor. Bu şekilde oda yalıtımı yaptıranların sayısında önemli artış var.’’

TEK ODANIN YALITIMI

Yerlikaya, 20 metre karelik bir odanın yalıtımını, malzeme ve işçiliğiyle birlikte 400 YTL’ye yaptıklarını vurgulayarak, yalıtımı yapılan odada, yaklaşık yüzde 30 oranında yakıttan tasarruf sağlandığını bildirdi. Yerlikaya, konutlarının tamamını veya bir bölümünü yalıtımlı hale getirmek isteyen vatandaşların kar yağmadan yalıtım işlemini yaptırmaları gerektiğini sözlerine ekledi.

17.10.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır