"Gerçekten" haber verir 21 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Haberler

 

Dünyanın damına havaalanı

DünyanIn ikinci en yüksek havaalanı, Çin’in güneyindeki Sichuan eyaletinin Tibet kısmında bu ay hizmete girecek.

Changdu Daily gazetesinin haberine göre, deniz seviyesinden 4.280 metre yükseklikte kurulan Kangding’deki havaalanı, Tibet’te deniz seviyesinden 4.334 metre yükseklikteki Kamdo havaalanından sonra dünyanın en yüksekteki ikinci havaalanı olacak. Havaalanının Mayıs ayında açılmasının planlandığı, ancak ilkbahar döneminde Tibet ile Çin’in Tibetlilerin yaşadığı diğer bölgelerindeki ayaklanmalar sebebiyle açılışının ertelendiği belirtildi.

21.10.2008


 

İLÂÇ İSRAFINA “DUR” DEYİN

Türk Eczacılar Birliği (TEB) 2. Başkanı Şevket Kaya, dünyada önemli bir sanayi kolu olan ilâç üretiminin Türkiye’deki pazar payının yaklaşık 10 milyar dolar civarında olduğunu belirtti.

‘’Ülkemizde ilâç israfı 500 ile 700 milyon dolar arasında. Bu da 10 milyar dolar civarındaki bir pazar için oldukça yüksek bir rakam’’ diyen Kaya, her ne kadar hastaların ilâç alımlarında provizyon sistemi devreye girdikten sonra bu israf azalmış gibi görünse de AB ülkelerine kıyasla, daha çok ilâcın çöpe atılmaya devam edildiğini ifade etti. Türkiye’deki israfın büyük kısmının bilinçsiz ilâç tüketiminden kaynaklandığını ifade eden Kaya, şunları söyledi: ‘’Evlerdeki ilâçların yüzde 15’ini paketini hiç açmadan, yüzde 25’ini de yarım bırakarak israf ediyoruz. İsraf edilen ilâçlar arasında ilk sırada mide ilâçları, ikinci sırada ağrı kesiciler ve üçüncü sırada da antibiyotikler geliyor. Hastalar tam doz kullanmaları gereken ilâçları, özellikle de antibiyotikleri, yarım bırakarak hem ilâcı israf ediyor, hem de tam iyileşme sağlayamadığı hastalığı için yeni bir tedavi ve ilâç arayışına giriyor. Bu da ilaç israfının önünü açıyor. Birçok eve parasızlık yüzünden ilâç girmezken, birçok ilâç atılıyor.’’ AKILLI İLÂÇ KULLANIMI Kaya, TEB’in ilâç israfının önlenmek amacılığıyla son birkaç yıldır çalışmalar yürüttüğünü anımsatarak, geçen yıl yetişkinler için ‘’Akılcı İlâç Kullanımı’’ temasını işlediklerini, bu yıl ise çocuklara yönelik ‘’Akıllı Çocuk, Akılcı İlaç Kullanır’’ programını sürdürdüklerini bildirdi. Kaya, şöyle devam etti: ‘’Akılcı ilâç kullanımı, bir hastalığın önlenmesi, kontrol altına alınması ya da tedavi edilmesi için, doğru ilâçların uygun nedenlerle, gerektiği zamanlarda uygun hastalara, gerektiği miktarda ve uygun fiyatla ulaştırılmasını kapsayan bir sistemin bütünüdür.’’ İlâç israfının sadece Türkiye’ye özgü bir sorun olmadığını belirten Kaya, Asya ülkeleri başta olmak üzere dünyada ilâç israfının önemli bir sorunu olduğunu kaydetti. Kaya, dünyada ilâç temininde adaletsizlik olduğunu ve az gelişmiş ülkelerin ilaçlara ulaşmakta sıkıntılar yaşadıklarını sözlerine ekledi.

21.10.2008


 

Güneş sınırına uydu

Amerİkan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Dünya’dan milyarlarca kilometre ötede Güneş sisteminin bitip yıldızlararası uzayın başladığı esrarengiz bölgenin fotoğraflarını çekmek ve harita çıkarmak amacıyla uzaya uydu yolladı.

İBEX adı verilen 462 kiloluk uydu, Pasifik üzerinde 12 bin metreye çıkan Lockheed L-1011 uçağından bırakılan Pegasus füzesiyle bu akşam uzaya gönderildi. İBEX, sıcak güneş rüzgârlarının Samanyolu galaksisinin diğer yıldızlarından gelen parçacıklarla çarpışarak manyetik alan ve türbülans meydana getirdiği geniş bölgenin ilk haritasını çıkaracak. 2 yıl sürecek projenin sorumlularından David McComas, “Güneş sisteminin sınırı olarak değerlendirilen bölge çok önemli, zira burası, bizi en tehlikeli galaktik ışınların çoğundan koruyor” dedi. McComas, “Bu bölge olmasaydı, bu ışınlar Dünya yörüngesine ulaşarak insanlı uzay seferlerini çok tehlikeli hale getirecekti” şeklinde konuştu. Bilimadamlarının Güneş sisteminin sınırları konusundaki bilgisi, her ikisi de 1977 yılında uzaya gönderilen ve hâlâ görev yapan Voyager 1 ve Voyager 2 uydularından geliyor.

21.10.2008


 

Kur’ân-ı Kerim’li oyuna erteleme

Japon elektronik devi Sony, müzik muhtevasında Kur’ân-ı Kerim’den bölümler olan ve büyük ilgi çekmesi beklenen bilgisayar oyununun satışlarını, Müslümanların tepkisine sebep olabileceği gerekçesiyle erteledi.

‘LittleBigPlanet’ isimli oyun dünyanın her yerindeki satış noktalarından geri çekiliyor. Oyunda arka planda çalınan müzikler arasında Kur’ân’dan bölümler de yer alıyor. Sony’den yapılan açıklamada, “Müslümanları kızdıracak bir durum olduysa özür dileriz” ifadesi yer aldı. Playstation 3 konsolunda çok satanlar listesine girmesi beklenen platform oyununun yenilenmiş hali önümüzdeki ay piyasaya çıkacak. Sony, 18 ay önce bir bilgisayar oyununda Manchester Katedrali’ni kullanmış, içerdiği şiddet ögeleri yüzünden İngiltere Kilisesi’nden özür dilemişti. Ancak o olayda oyun piyasadan geri çekilmemişti.

21.10.2008


 

Zirveler tahribata yol açabiliyor

Yüksek zirvelerin beyinde hafif tahribata yol açabildiği belirtildi. İtalyan araştırmacılar, bir grup dağcının beyinleri üzerinde tırmanıştan önce ve sonra inceleme yaptı.

Europian Journal of Neurology’de yayımlanan araştırmada, yüksek irtifada beyin dokusunda değişiklikler meydana geldiği, ancak bunun aşikâr bir nörolojik probleme yol açtığının belirlenmediği belirtildi. Yüksek zirvelerde oksijen seviyesinin düştüğü ve bunun vücut üzerindeki olumsuz etkisi biliniyor. Araştırmaya katılan 9 erkek dağcının beyin MR’ı tırmanış öncesinde çekildi ve dağcılarda nörolojik bir hastalığı bulunup bulunmadığına bakıldı. Bu grup daha önce hiç 3000 metrenin üzerinde tırmanmamış kontrol grubuyla karşılaştırıldı. Gruptakilerin üçü 8000 metrelere tırmanırken, diğerleri en az 7500 metrelik çıkışlar yaptı ve 6500 metrenin üzerinde en az 15 gün geçirdi. Dağdan döndükten 8 hafta sonra yine incelemeye alınan dağcıların beyinlerinin iki bölümünde beyin dokusunun hacmi ve yoğunluğunda düşme belirlendi. Ancak bu durumun, dağcıların nörolojik performansında önemli bir değişikliğe yol açmadığı belirlendi. Bununla birlikte, tırmanış öncesi ve sonrası testlerdeki bazı anormal bulguların, sık sık yüksek irtifalara çıkmanın küçük fakat ilerleyen beyin tahribatının sonucu olabileceği kaydedildi.

21.10.2008


 

Yağ asidini azalt, Alzheimer’i tedavi et

AmerİkalI bilim adamlarının yaptığı bir çalışma, beyindeki yağ asidi seviyesini kontrol altında tutmanın Alzheimer hastalığının tedavisinde yardımcı olabileceğini ortaya koydu.

Çalışmayı yapan araştırma ekibi, Nature Neuroscience dergisinde yayınlanan makalede, farelerde yapılan deneylerde, beyindeki yağ asidi oranlarının düşürülmesinin hayvanların hafıza sorunları ve davranış değişikliklerini azalttığının ortaya çıktığını yazdı. Gladstone Nörolojik Hastalıklar Enstitüsü ve California Üniversitesi bilim adamları, yaptıkları deneylerde normal farelerin beyinleriyle, Alzheimer’a benzer durumları sağlamak için genetik müdahalede bulunulan fareleri karşılaştırdı. Bilim adamları, Alzheimerlı farelerin beyinlerinde araşidonik asit olarak adlandırılan yağ asidi oranının yüksek olduğunu belirlendi. Bilim adamları daha sonra PLA2 enzimi tarafından kontrol edilen yağ asidi oranını azaltarak, Alzheimerlı farelerin hafıza sorunlarını kısmen azaltmayı başardı. Araştırmaya başkanlık eden Dr. Lennart Mucke, yağ asidi seviyesinin diyet ya da ilâçlarla düzenlenebileceğini belirtti, ancak bu yeni teravi stratejisini insanlarda denenmeden önce daha çok çalışma yapılması gerektiğini kaydetti.

21.10.2008


 

Kaybolan oğlunu dilenirken buldu

KIrklarelİ’nde, üç gün önce evinden ayrılan sara hastası genç, ailesi tarafından cami bahçesinde dilenirken bulundu.

Alınan bilgiye göre, sara hastası Vural Çardak (16), 3 gün önce ailesine haber vermeden evinden ayrıldı. Oğlunu arayan Mehmet Çardak ile üvey anne Hülya Ermancı, sara hastası genci Karakaş Camii’nin bahçesinde dilenirken buldu. Babasını aniden karşısında gören genç, kendini cami tuvaletine kitleyerek bir süre dışarı çıkmadı. Haber verilmesi üzerine olay yerine gelen polisin yardımı ile dışarı çıkartılan genç, daha sonra tedavisinin yapılması için Kırklareli Devlet Hastanesine götürüldü. Hastanedeki tedavisinin ardından Çavdar Polis Merkezine götürülen ve burada ifadesi alınan gencin, üç gün arkadaşının evinde kaldığı öğrenildi. Vural Çardak, daha sonra ailesine teslim edildi. Mehmet Çardak, hayatından endişe ettiği oğlunu kısa sürede bulduğu için mutlu olduğunu, ancak dilencilik yaparken gördüğü için de büyük şaşkınlık ve üzüntü yaşadığını söyledi.

21.10.2008


 

Temiz araç, bol ağaç

Adana’da bir firma, su israfının önüne geçmek için ABD’den ithal ettiği özel solüsyonlarla araçları 1,5 litre suyla temizleyerek israfı önlemenin yanı sıra TEMA’nın ağaçlandırma kampanyasına da katkı sağlıyor.

Firma yetkilisi Erkan Çiğdem, günümüzde su kaynaklarının azalmasına rağmen tüketimin her geçen gün arttığını, israfın da en fazla araç yıkama işlemlerinde dikkati çektiğini bildirdi. Bir aracın yıkanması için en az 150-200 litre su harcandığına belirten Çiğdem, kendilerinin ise ABD’den ithal edilen ve içinde özel kimyasal karışımların bulunduğu 1,5 litre suyla bir aracı temizlediklerini söyledi. İki kez aracını temizleten her müşteri için TEMA’ya bir meşe tohumu ektirdiklerini, bunun bedelini de müşteri adına kendilerinin ödediğini ifade eden Çiğdem, ‘’TEMA, 5 YTL karşılığında 9 meşe tohumunu toprakla buluşturuyor. Biz bu çalışmayı yaparken hem su israfını önlüyor hem de çevreye katkı sağlıyoruz. Araçlarını yıkatmak isteyen müşterilerimiz, TEMA ile olan bu ortak çalışmamızdan haberdar olunca daha istekli davranıyor’’dedi.

21.10.2008


 

GİZLİ ÇETELER ALT EDİLEBİLECEK Mİ?

İngiliz The Independent gazetesi dâvânın Türkiye için bir demokrasi sınavı olduğunu yazdı. Laik bir çetenin halkı hükümete karşı kışkırtmak için cinayet planları yaptığına dair suçlamalara dikkat çeken gazete, dâvânın Türkiye'nin en önemli siyasî dâvâlarından biri olduğunu, dâvâyla Türkiye'deki demokratik gelişmeleri önleyen gizli çetelerin nihayet alt edilmesi umudunun ortaya çıktığını bildirdi.

SUSURLUK GİBİ OLABİLİR KAYGISI VAR

Dâvâyı “generallerin yargılanacağı derin devlet dâvâsı” olarak niteleyen ve Ergenekon'un, Türkiye'nin AB üyeliğine, ülkeyi düşmanları karşısında zayıflattığı gerekçesiyle karşı çıktığını belirten Times gazetesi de, 1996'da ortaya çıkan Susurluk olayı ve bununla ilgili olarak açılan soruşturmada bir ilerleme sağlanamadığını hatırlatarak, "Şimdi Ergenekon dâvâsının da aynı duruma geleceğine dair kaygılar yaşanıyor" yorumu yaptı.

Dış basının “Ergenekon” ilgisi

“LAİK ÇETE YARGILANIYOR”

İNGİLİZ The Independent gazetesi davanın Türkiye için bir demokrasi sınavı niteliği taşıdığını yazdı. Laik bir çetenin halkı hükümete karşı kışkırtmak için cinayet planları yaptığına dair suçlamalara dikkat çeken gazete, dâvânın Türkiye’nin en önemli siyasî dâvâlarından biri olduğunu, dâvâyla Türkiye’deki demokratik gelişmeleri önleyen gizli çetelerin nihayet alt edilmesi umudunun ortaya çıktığını bildirdi. Çok tanınan laik ve sağ görüşlü kişilerden oluşan 86 sanığın ultra-nasyonalizm noktasında bir araya geldiklerini ve amaçlarının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hükümetinin zor kullanılarak görevden uzaklaştırılması olduğunu duyuran gazete, 2455 sayfalık iddianamenin Dan Brown romanlarını andırdığını yazdı.

“SUSURLUK GİBİ OLMASIN”

The Times gazetesi ise generallerin terör suçuyla yargılanacakları “derin devlet” dâvâsının sanıklarının aşırı sağcı-laik kişiler olduklarını, cinayet, sosyal kalkışma ve askerî darbe düzenleyerek seçilmiş Türk hükümetini devirmeyi amaçladıkları suçlamasıyla karşı karşıya olduklarını yazdı. Söz konusu gruba “Ergenekon” adı verildiğine işaret eden Times, Ergenekon’un Türkiye’nin AB üyeliğine de ülkeyi düşmanları karşısında zayıflattığı gerekçesiyle karşı çıktığını bildirdi. 1996’da ortaya çıkan Susurluk olayı ve bununla ilgili olarak açılan soruşturmada bir ilerleme sağlanamadığını yazan Times, “Şimdi Ergenekon dâvâsının da aynı duruma geleceğine dair kaygılar yaşanıyor” dedi.

“TÜRK TALİBAN’I YARGILANIYOR”

Rusya’da İngilizce yayın yapan Russia Today televizyonu, Ergenekon dâvâsını “Türk Taliban’ı yargılanıyor” başlığı ile duyurdu. Devlet içinde devlet oluşturmaya çalışan yapının temizlenmesine yönelik mahkemenin Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine katkı sağlayacağı kaydedilen haberde, “Türkiye'nin ne kadar şeffaf bir ülke olduğunun göstergesi olarak görülüyor” yorumu yer aldı. Afganistan’da ABD tarafından oluşturulan Taliban’ın sonunda ABD’ye zarar vermeye başladığı ifade edilen haberde, “Afganistan’daki Taliban gibi Türkiye’de ABD tarafından eğitilen Ergenekon örgütü de güçlerini ABD’ye karşı konumlandırdı” açıklaması yer aldı.

“TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ İÇİN ÖNEMLİ”

İsveç medyası ise Türkiye’de “asrın davası” olarak nitelenen Ergenekon dâvâsına büyük ilgi gösterdi. İsveç’in büyük haber ajanslarından TT, abonelerine Ergenekon hakkında hazırladığı geniş bir araştırma haberi servis etti. İsveç’in çok satan gazetelerinden Sydsvenskan da dünkü sayısında Ergenekon dâvâsı hakkında geniş bir araştırma yazısı yayınladı. Türkiye’nin geleceği için çok önemli bir dâvâ olarak nitelenilen yazıda, Türkiye’nin en çok tartışılan dâvâlarından birisi olan Ergenekon’da, bir grup ulusalcının hükümete darbe girişiminde bulunmak suçundan yargılanacağı kaydedildi. İsveç’in devlet radyosu Sveriges Radio (İsveç Radyosu), Ergenekon dâvâsına geniş yer ayırdı. Radyo, örgütün, kaos ortamı oluşturarak askeri bir müdahaleye zemin oluşturmaya çalıştığını kaydetti.

21.10.2008


 

İlk duruşmada izdiham

Ergenekon soruşturması kapsamında haklarında dâvâ açılan 46’sı tutuklu 86 sanığın yargılanmasına dün başlandı.

“Ergenekon’’ soruşturması kapsamında haklarında dâvâ açılan ve emekli Tuğgeneral Veli Küçük, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Cumhuriyet gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk ve eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Yalçın Alemdaroğlu’nun da aralarında bulunduğu 46’sı tutuklu 86 sanığın yargılanmasına Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki adliye binasındaki İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde dün başlandı.

‘’Ergenekon’’ dâvâsının görüleceği duruşma salonunun bahçesine açılan ‘’ziyaretçi girişi’’, saat 08.00 itibarıyla açıldı. Duruşmayı izleme hakkı bulunan basın mensupları, avukatlar ve bazı sanık yakınları, askerler tarafından ellerindeki listeden isimleri kontrol edilerek içeri alındı. Bu bölümde, her basın kuruluşundan 2 görevliye, değişik renklerde hazırlanan ‘’duruşma giriş kartı’’ ve ‘’duruşma binası giriş kartı’’ verildi. Giriş işlemleri sırasında gazetecilerin ses kayıt cihazları, diz üstü bilgisayarları, cep telefonları ve benzeri elektronik eşyası emanet bölümünde muhafaza altına alındı. Üst aramasından geçirilen basın mensupları, yanlarında sadece kalem ve not defterleri olacak şekilde içeri alındı. Saat 10.25’te başlayan davanın duruşmasında, basın mensupları, sanık avukatları ve yakınları ile izleyiciler salonda yoğunluk oluşturdu. Bunun üzerine bazı sanık avukatları, bu şartlar altında yargılama yapılamayacağını savundu. Mahkeme Heyeti Başkanı Şengün, bunun üzerine, yargılamanın yapılıp yapılamayacağının mahkemenin takdirinde olduğunu belirterek, duruşma salonu içindeki yoğunluğa işaret etti ve kendilerinin de bundan memnun olmadığını bildirdi. Şengün, fiili şartlar ve görüntünün değişik olabileceğini ancak mahkemeden kuşku duymamaları gerektiğini ifade etti. Mahkeme Heyeti Başkanı Şengün, daha sonra ‘’avukatların duruşma salonuna ve kendilerine ayrılan bölüme sığmadıklarının gözlendiğini’’ belirterek, içeridekilerden salonu boşaltmalarını istedi. Duruşmaya saat 13.00’e kadar duruşmaya ara verildi. Mahkeme heyeti, verilen arada, davanın Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki adliyede devam etmesine karar verdi. Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, duruşma salonunun bitişiğindeki alanın duruşma salonundan sayılmasına, duruşma salonuna giremeyen basın mensupları ve sanık yakınlarının duruşmayı buradan takip etmesine karar verdi.

CHP, HUKUK KOMİSYONU OLUŞTURDU

Ergenekon dâvâsını izlemek üzere CHP’den 3’ü milletvekili 4 kişilik bir ekip Silivri Cezaevi’ne geldi. Sabah saatlerinde cezaevine gelen partililer adına bir açıklama yapan CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengi, CHP olarak dâvâyı takip etmek için bir hukuk komisyonu oluşturduklarını ve bu komisyonun dâvâyı sonuna kadar takip edeceklerini söyledi.

CEZAEVİ ÖNÜNDE HAREKETLİLİK

‘’Ergenekon’’ dâvâsı dolayısıyla Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi önünde hareketlilik yaşandı. Dâvânın tutuklu sanıklarından emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün, Bilecik’in Gölpazarı ilçesine bağlı Türkmen Köyü’ndeki akrabaları ve hemşehrileri ile İP ve TGB üyesi kişilerden oluşan grup, cezaevi önünde bir araya geldi. Bu gruplardan İP’lilerin ellerinde Türk bayrakları ve üzerinde parti isminin yazılı olduğu şapka bulunduğu görüldü.

21.10.2008


 

İlhan Selçuk ve Ferit İlsever ilk duruşmaya katılmadı

Ergenekon davasının tutuksuz sanıklarından Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk ile İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever’in rahatsızlıkları sebebiyle rapor aldıkları ve ilk duruşmaya katılmayacakları bildirildi.

SELÇUK VE İLSEVER DURUŞMAYA GELMEDİ Davanın tutuksuz sanıklarından eski İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Kemal Yalçın Alemdaroğlu, ise duruşmaya katılmak için sabah saatlerinde Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ne geldi. Alemdaroğlu, ‘’Anayasaya, yasalara ve yüksek yargı organlarının kararlarına uygun uygulamalar yaptık. Rektörlük dönemimde yaptığım budur. Bundan ötürü suçlanıyorsam, ülke yöneticileri bunu düşünsün’’ dedi.

21.10.2008


 

Evren: Bu dâvâ Türkiye'nin adaletle imtihanı olacak

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı Sami Evren, ‘’Ergenekon’’ dâvâsının ‘’Türkiye’nin demokratikleşme, insan hakları ve adaletle imtihanı olacağını’’ söyledi.

Evren, konfederasyon üyeleriyle Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde yaptığı basın açıklamasında, ‘’Ergenekon’’ dâvâsının Silivri’de görülmeye başlandığını hatırlatarak, dâvâda ‘’derin devletin, sorumlu olduğu cinayet, faili meçhuller ve karanlık tertiplerden dolayı yargılanacağını’’ ifade etti. ‘’Ergenekon’’ örgütünün asıl mağdurunun emek ve demokrasi güçleri olduğunu belirten Evren, ‘’Ergenekon dâvâsı çeşitli askerî ve siyasal odakların örtük hesaplaşmalarına, gizli uzlaşma ve ittifaklarına alet edilmemelidir. Bu dâvâ, Türkiye’nin demokratikleşme, insan hakları ve adaletle imtihanı olacaktır. Ergenekon davası bütün karanlık ilişkiler ağı ortaya dökülünceye, tüm sorumlular yargılanıncaya kadar derinleştirilmelidir. Türkiye’nin gerçek anlamda bir demokratikleşmeye ihtiyacı olduğu açıktır” dedi.

21.10.2008


 

Terörün bitmesi reformlara bağlı

AB Uyum Komisyonu Başkanı ve AKP Düzce Milletvekili Yaşar Yakış, AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerde bir süredir hafif bir yavaşlama olduğunu belirterek, ‘’Bu yavaşlamanın kendisine göre makul gerekçeleri vardır’’ dedi.

Yakış, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin AB üyeliği yolundaki reformları hızlı gerçekleştirebilmesi oranında terör olaylarının azalacağına inandığını söyledi. Avrupa’da belli çevrelerin, Türkiye’de terör olaylarının yaygınlaşmasını AB’ye katılımla ortadan kalkabileceğini düşündüğünü ifade eden Yakış, şöyle konuştu:

‘’AB ile ilişkilerimizde bir süredir hafif bir yavaşlama olmuştur. Bu yavaşlamanın kendisine göre makul gerekçeleri vardır. Bunlardan bir tanesi, Avrupa Anayasası’nın önce Fransa’da ardından Hollanda’da reddedilmesi. Bunun akabinde oluşturulan Lizbon Antlaşması’nın başka bir ülkede reddedilmesi. Bu süreç bir yavaşlama yarattı. 2007 yılında Türkiye’deki 3 seçim (Cumhurbaşkanlığı seçimi, genel seçim ve Anayasa Referandumu) ile 2008’deki AK Parti’ye açılan kapatma davası bizim açımızdan bu süreci yavaşlattı.’’

AB’nin daha güçlü olması için Türkiye ekonomisini de içine alması gerektiğinin savunan Yakış, şunları kaydetti: ‘’Avrupa’da yaşanan mali krizin, katılım sürecini etkiteceğini düşünmüyorum. Uzun düşünüldüğünde AB’nin güçlü olması ve istikrarı için Türkiye ekonomisini de içine alacak şekilde büyümesi gerekiyor. Bu şekilde AB’nin krizlere karşı güçlü olması Türkiye ile sağlanabilir. Öte yandan, bu çeşit krizler bizim katılımımızı kolaylaştırabilir.’’

21.10.2008


 

MGK bugün toplanacak

MİLLÎ Güvenlik Kurulu (MGK), bugün toplanacak. MGK’nin iki ayda bir yapılan olağan toplantısı, Çankaya Köşkü’nde gerçekleştirilecek.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün başkanlık edeceği toplantıda, başta terörle mücadele olmak üzere iç ve dış gelişmeler değerlendirilecek. Toplantıya, Orgeneral İlker Başbuğ Genelkurmay Başkanı, Orgeneral Işık Koşaner de Kara Kuvvetleri Komutanı olarak ilk kez katılacak. Toplantıda, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Atila Işık da ilk kez yer alacak.

21.10.2008


 

Ergenekon provokasyonları

İstanbul’un 4 ayrı ilçesinde 25 araç kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce kundaklandı. Adana’da çoğunluğunu çocukların oluşturduğu grup, terör örgütü lehine sloganlar atıp, izinsiz gösteri yapmak istedi.

Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde de Öcalan’ın işkence gördüğü iddiasıyla gösteri yapmak isteyen terör örgütü yandaşları ile polis arasında taşlı sopalı çatışma çıktı. Olaylarda bir gösterici hayatını kaybetti.

Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde ise bir grup PKK sempatizanı, ortalığı savaş alanına çevirdi. Van, Mardin, Batman, Şırnak ve Diyarbakır’da esnaf kepenk kapattı.

Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde izinsiz gösteri yapan gruba polis müdahale etti. Olaylarda bir gösterici hayatını kaybetti.

DTP il teşkilatı önünde toplanan bir grup, basın açıklaması yapmak için Belediye Meydanı’na yürümek istedi. İlçe merkezinde yoğun güvenlik önlemi alan Emniyet Müdürlüğü ekipleri, grubun İsmail Beşikçi Caddesi’nden Belediye Meydanı’na geçmesine izin vermedi. Bu sırada, terör örgütü ve elebaşı lehine slogan atan grup, polisin “dağılın” uyarısına taş ve sopalarla karşılık verdi. Biber gazı ve tazyikli suyla gruba müdahale eden polis, havaya ateş açarak göstericileri dağıtmaya çalıştı. Çıkan olaylarda, göstericilerden Ahmet Özkan hayatını kaybetti, bir polis memuru yaralandı. Yaralı polisin, devlet hastanesinde tedavi altına alındığı bildirildi. Öte yandan, ara sokaklara dağılarak, eylemlerine burada devam eden göstericiler, cadde ve sokaklarda barikat kurarak, yolları trafiğe kapattı. Çok sayıda göstericinin gözaltına alındığı olaylara müdahale için takviye kuvvet gönderildiği belirtildi.

İSTANBUL'DA 25 ARAÇ KUNDAKLANDI

İstanbul'un 4 ayrı ilçesinde 25 araç kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce kundaklandı. Kadıköy Göztepe Sanayi Sitesi Yumurtacı Apti Sokak'ta yer alan ve bazıları hurda olan araçların da bulunduğu Kadıköy Belediye Başkanlığı Trafik Müdürlüğü Araç Çekim Sahası ile yaklaşık 100 metre ilerisinde bir sokağa park edilen araçlar, henüz kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişilerce molotofkokteyli atıldı. Kısa sürede büyüyerek araç çekim sahasındaki yaklaşık 18 araç ile sokaktaki 3 aracı tamamen etkisi altına alan yangının söndürülmesi için olay yerine Kadıköy, Erenköy ve Üsküdar itfaiye ekipleri gönderildi. Bu sırada, sokaktaki araçlarda başlayan yangın yakındaki bir binaya da sıçradı. Bölgeye gelen itfaiye ekiplerince söndürülen yangın sonucu, araç çekim sahası ile sokaktaki 3 araç ile alevlerin sıçradığı binada hasar oluştu. Olayda bazı araçlar tamamen kullanılamaz hale geldi. Tuzla İçmeler'deki AKP İlçe Başkanlığı önünde park halindeki partiye ait minibüs de kundaklandı. İtfaiye ekiplerince çevredeki araçlara sıçramadan söndürülen yangında, minibüste büyük çapta hasar oluştu. Ümraniye ve Büyükçekmece'de de 3 araç kundaklandı. Polisin, olaylarla ilgili kaçan şüphelileri yakalamak için başlattığı araştırmalar sürüyor.

ŞİŞLİ'DE PATLAMA HASARA YOL AÇTI

Şişli İlçe Emniyet Müdürlüğü Çocuk Büro Amirliği yakınındaki Feriköy Mahallesi Bozkır Caddesi üzerine park edilen bir minibüs ile otomobil arasına konulan ve makineleri yağlamakta kullanılan, ince, uzun bir borusu olan yağ kabındaki maddeden kaynaklandığı belirlenen bir patlama meydana geldi. Patlama sonucu minibüs ve otomobil ile çevredeki 2 binanın camları kırıldı.

DOĞUDA ESNAF KEPENK KAPATTI

Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde ise bir grup PKK sempatizanı, ortalığı savaş alanına çevirdi. Van, Mardin, Batman, Şırnak ve Diyarbakır’da terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın tutuklu bulunduğu İmralı Kapalı Cezaevi’nde fiziki şiddet gördüğü iddiasıyla çok sayıda esnaf kepenk kapattı.

21.10.2008


 

Kendi elektriğini üret, fazlasını devlete sat

ENERJİ ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, 500 kilovata kadar herkesin kendi elektriğini üretebileceğini belirterek, vatandaşların çifte sayaç takarak ürettiği fazla elektriği devlete satabileceğini söyledi.

Güler, Ordu’nun Ünye ilçesinde Belediye Gösteri Merkezinde düzenlenen partisinin ilçe kongresine katıldı. Buradaki konuşmasında, Türkiye’de 30 olan enerji yatırımcısı sayısını 3 bine ulaştırdıklarını aktaran Bakan Güler, yatırımcısı sayısını 3 milyona ulaştırmayı hedeflediklerini kaydetti. Türkiye’nin enerji alanında dünyanın önde gelen devletlerden birisi olmasına çalıştıklarını vurgulayan Güler, ‘’Yurt genelinde 4 bin kilometre çelik boru hattı varken, biz bu sayıyı 11 bin kilometreye çıkardık. Demir yolu ulaşımına da önem verdiğimizi herkes görecektir’’ dedi. Güler, rüzgâr enerjisinde Türkiye’nin Avrupa’da ilk 10 arasına girdiğini belirterek, hedeflerinin ilk sıralara kadar yükselmek olduğunu söyledi. Rüzgâr enerjisi üretimini vatandaşlarla beraber gerçekleştireceklerini aktaran Güler, şunları kaydetti: ‘’Artık kişisel olarak rüzgârdan enerji üretebileceksiniz. 500 kilovata kadar herkes kendi elektriğini üretebilecek. Çifte sayaç takarak, fazla elektriğinizi de bize satacaksınız. Bu konuda 10 yıl alım garantisi veriyoruz. 500 kilovata kadar olan üretimden de ruhsat istemeyeceğiz. Hazırlayacağımız bu projeyle rüzgâr eserken, biz de es geçmeyeceğiz.’’

21.10.2008


 

Konya’da, su eserleri müzesi kuruluyor

KONYA Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (KOSKİ), sürahi, kemer, tas, testi, sayaç gibi suyla ilgili yüzlerce eserin sergileneceği müze için proje hazırladı.

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, yaptığı açıklamada, geçmişten bugüne kültür değerlerinin yaşatılması ve geleceğe aktarılması için su eserleri müzesi kurmak istediklerini söyledi. Bu çerçevede proje çalışmalarına başladıklarını ifade eden Akyürek, ‘’Müze kurulması noktasında son aşamaya geldik. Konya’nın su kaynağı olan merkez Meram ilçesindeki, Meram Çayı kenarında 650 bin metre karelik çok geniş bir alana yapacağımız Su Eserleri Müzesi, Türkiye’de bir ilk olma özelliğine de sahip olacak’’ dedi. Akyürek, müzede su dolapları (su değirmeni), su kemerleri, çıkrıklı kuyu, taslar, su testisi, bakır sürahi, bakır ibrik, kazan, güğüm, su sayaçları gibi su ile ilgili yüzlerce eserin sergileneceğini belirtti.

21.10.2008


 

10 YTL’ye senin de bir yuvan olsun

MERSİN’İN Anamur ilçesinde faaliyet gösteren Çevre, Doğa ve Turizm Derneğinin (AÇED), Türkiye’nin önemli üreme merkezlerinden Anamur sahillerinde başlattığı ‘’Caretta Caretta Koruma Projesi’’ sayesinde yavru kaplumbağa yuvaları çevrecilerin 10’ar YTL’lik katkılarıyla koruma altına alınıyor.

AÇED Başkanı Oğuzhan Alıçlı, yaptığı açıklamada, Anamur Burnu ve Pullu Orman Kampı arasında bulunan 12.7 kilometrelik bölümdeki kumsalın, caretta carettalar için Türkiye’deki en uygun yumurtlama alanlarından biri olduğunu söyledi. Önceki yıl Anamur’da 674 caretta caretta, bir chelonia mydas ve 4 adet de Nil Kaplumbağası yuvası tespit edildiğini ve bu yuvalardan çıkan 30 bin yavru deniz kaplumbağasının denize canlı olarak ulaşmasının sağlandığını hatırlatan Alıçlı, ‘’Geçen yıl ise bin yuvalama alanının oluşması ve 45 bin yavrunun denizle buluşması yörenin önemini bir kez daha gösterdi’’ dedi. Doğaya zarar vermeden, var olan doğal silueti koruyarak da turizmin geliştirilebileceğini belirten Alıçlı, çalışmalarını bu düşünce doğrultusunda yürüttüklerini bildirdi. Alıçlı, bu çerçevede İl Çevre ve Orman Müdürlüğünün onayı ve Anamur Milli Parklar Müdürlüğü ile işbirliğiyle ‘’2008 Caretta Caretta Koruma Projesi’’ni hayata geçirdiklerini söyledi. Projeye bağışta bulunarak bir caretta caretta yuvasına sahip olunacağını ifade eden Alıçlı, ‘’Sadece 10 YTL’ye bir caretta caretta yuvası edinerek soyu tükenme tehlikesi altında olan deniz kaplumbağalarına yardım edebilirsiniz. Buradaki yuva sahipliği elbette sembolik olacak. Verilen her 10 YTL bağış deniz kaplumbağalarının yumurtlama döneminden yavru kaplumbağaların yumurtadan çıkıp denize ulaştıkları döneme kadar sürede yapılan çalışmalara gidecek. Böylelikle yuvalar güven altına alınırken, her bağışçı, bir yuva sahibi olarak nesli tükenmekte olan deniz kaplumbağalarının korunmasına katkıda bulunabilir.’’

21.10.2008


 

Başkanın makam aracına bombalı saldırı

HAKKÂRİ’NİN Çukurca ilçesi Belediye Başkanı Mehmet Yaşar Turan’ın park halindeki makam aracına bırakılan bombanın patlaması sonucu ölen ya da yaralanan olmadı.

Alınan bilgiye göre, Cumhuriyet Caddesindeki belediye binasının önünde park halinde bulunan Belediye Başkanı Turan’ın makam aracında saat 21.00 sıralarında patlama meydana geldi. Patlamada, ölen ve yaralanan olmazken, makam aracında büyük hasar meydana geldi. Patlama sebebiyle çevredeki ev ve iş yerleri de zarar gördü. Güvenlik güçleri ilçede giriş ve çıkışları kontrol altına alarak operasyon başlattı.

21.10.2008


 

Nezarethaneden 44 kaçak firar etti

ERZİNCAN’DA polis nezaretinde tutulan 44 kaçak göçmen firar etti. Kaçaklardan 36’sı yakalandı, 8’i aranıyor.

Edinilen bilgiye göre, Erzincan’ın Tercan ilçesinde, 3 gün önce yurda kaçak giriş yaptıkları gerekçesiyle yakalanan 53 yabancı uyruklu şahıs İl Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi. Erzincan Asayiş Şube müdürlüğü’nde tutulan kaçaklardan 44’ü, önceki gece saat 20.00 sularında bulundukları binanın tuvalet camını kırarak firar etti. 9 kişi ise kaçamadı. Polisin ekipleri, kaçaklardan 36’sını inşaatlarda, otogar, istasyon ve sokaklarda yakaladı. Afgan, Pakistan, Irak ve Bangladeş uyruklu oldukları belirtilen kaçaklar, yeniden Asayiş Şube Müdürlüğü’ne getirildi. Polis Ekiplerinin 8 kaçağın yakalanmasına çalıştığı öğrenildi. Bu arada, Erzincan Emniyet Müdürü Dr. Ahmet Çimen, Asayiş Şube Müdürlüğü’ne gelerek olay hakkında ayrıntılı bilgi aldı.

21.10.2008


 

Özürlü kardeşler yangında öldü

RİZE’NİN Ardeşen ilçesindeki yangında, zihinsel özürlü 2 kardeş dumandan zehirlenerek öldü.

Alınan bilgiye göre, Deniz Mahallesi’nde oturan zihinsel özürlü kardeşler İlyas (31) ve Hilmi Memoğlu’nun (29) odalarında elektrikli ısıtıcının yorganı tutuşturması sonucu yangın çıktı. İtfaiye ekiplerinin müdahalesiyle evin diğer bölümlerine sıçramadan söndürülen yangında, İlyas ve Hilmi kardeşler dumandan zehirlenerek öldü. İlyas ve Hilmi Memoğlu’nun annelerinin, yangın çıktığı sırada başka bir odada, yine özürlü olan diğer çocuğuna yemek yedirdiği bildirildi. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.

21.10.2008


 

Kestiği ağacın altında can verdi

ANTALYA’NIN Manavgat ilçesi Karabük Köyünde geçici orman işçisi olarak çalışan Mustafa Tırnaksız, kestiği ağacın altında kalarak öldü.

Edinilen bilgiye göre, Karabük Köyünde geçici orman işçisi olarak çalışan 33 yaşındaki Mustafa Tırnaksız, kestiği ağacın üzerine devrilmesi sonucu sıkıştı. Diğer işçiler ve köylülerin yardımıyla sıkıştığı yerden çıkarılan Tırnaksız, hastaneye kaldırılırken yolda öldü. Tırnaksız’ın cesedi, savcılığın incelmesinden sonra otopsi yapılmak üzere Adlî Tıp Kurumu morguna gönderildi.

21.10.2008


 

5. Aile Şûrâsı, 5 Kasım’da Ankara’da toplanacak

AİLE ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğünce bu yıl 5’incisi düzenlenen Aile Şurası 5 Kasımda Ankara’da toplanacak.

‘’Aile Destek Hizmetleri’’ ana temasıyla düzenlenen şurada, psikolojik danışmanlık ve rehberlik, aile eğitimi, sosyal yardımlar, özürlü ve yaşlı bakımı ile yeni iletişim teknolojilerine bağlı sorunlar ele alınacak. Aile konusundaki sorunların tartışılması, paylaşılması ve çözümleyici sonuçlara ulaşılması bakımından önemli olan şûrâda, dünyada ve Türkiye’de yaşanan hızlı değişimin ailede oluşturduğu etkiler karşısında ailenin desteklenmesi gereği ve önceliği değerlendirilecek. Şûrâda, Aile İçin Rehberlik, Danışmanlık Ve Terapi Çalışmaları Komisyonu, Aile Eğitimi Komisyonu, Sosyal Yardımlar Komisyonu, Çocuk, Yaşlı ve Özürlü Bakımı Komisyonu, Yeni İletişim Teknolojileri Karşısında Yeni Yaklaşımlar Komisyonu ve Hukuksal Sorunlar Komisyonu oluşturulacak. Dedeman Oteli’nde toplanacak şûrânın çalışmaları 3 gün sürecek.

21.10.2008


 

Güçlü ekonomi, kaliteli demokrasi

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ülke olarak zenginleşmenin iki çıpasının olduğunu belirterek, “Bu çıpalar güçlü ekonomi ve kaliteli demokrasidir. Bu iki unsuru yan yana getiremediğimiz sürece yoksulluğumuz devam eder” dedi.

TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ‘’Ülke olarak zenginleşmek istiyorsak bunun iki yolu var, güçlü ekonomi ve kaliteli demokrasi’’ dedi.

Bolu Ticaret ve Sanayi Odasınca düzenlenen ‘’Dünyadaki Ekonomik Kriz ve Türkiye’ye Etkileri’’ konulu toplantıda konuşan Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin önünü açmak isteniyorsa, girişimciliğe büyük önem verilmesi gerektiğini ifade etti. Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: ‘’Ben aslen Kayseriliyim, bizim küçüklüğümüzde yapılan ev gezmelerinde büyüklerimiz siyaset ya da futbol yerine ‘bugün ne kadar mal sattın’, ‘dün ne kadar para kazandın’ türünden konuşurlardı. Yani ekonomiyi konuşurlardı. Bugün bu kürsüye herhangi birinizi çağırsam futbol ya da siyaseti saatlerce konuşabilir, ama iş ekonomiye gelse birçoğunun uzun süreli konuşamayacağını üzülerek görmekteyim. O yüzden her işin başının ekonomi olduğunu ve gelecek planlarımızı da buna göre yapmamız gerektiğini söylemek zorundayım.’’

Kayseri de 1991 yılından sonra valilik, belediye, ticaret ve sanayi odası, üniversite ve sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek Kayseri için ne yapmaları gerektiği hususunda el ele verdiklerinin altını çizen Hisarcıklıoğlu, ‘’Ben, ‘Birlikte rahmet ayrılıkta azap vardır’ sözüne çok değer veririm. O yüzden Bolu’da da hayat görüşleri ne olursa olsun birçok kesimden insanın bir araya gelerek kent için elini taşın altına koyması gerekmektedir’’ diye konuştu.

Rakamların ekonominin geçmişini, psikolojinin ise ekonominin geleceğini simgelediğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:

‘’Bugün esnafımız büyük bir umutsuzluk içinde. Yapılan anketler bunu gösteriyor, umutsuz insan bildiğiniz gibi yatırım yapamaz. Ülke tarihine baktığımızda carî açığını finanse etmekte güçlük çektiğimiz anlarda hep krizlerin çıktığını görüyoruz. Şu an da ülkemizde 47 milyar dolar cari açık var. Devlet bunun bir kısmını yabancı sermaye ile bir kısmını da reel sektör kanalı ile finanse ediyor. Kalp krizi bildiğiniz gibi kalbe giden damarlara kan gitmemesinden kaynaklanır. Ekonominin kanı da paradır. Eğer sistemde para azalmaya başlamışsa orada sorun var demektir. Şu anda da Türkiye’de böyle bir durum yaşanmaktadır. Şu anda ülkemizdeki yabancı sermaye girişi 17 milyar dolar civarındadır. Tahminler 15 milyar dolar noktasına ineceğini öngörmektedir.’’

Türkiye’nin global krizden 2001 krizinde aldığı tedbirler ve sonrasında uyguladığı ekonomi politikası sayesinde çok fazla etkilenmediğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, şöye devam etti:

‘’Devir tedbirli olma dönemidir. Hiç kimse ‘kriz bizi çok fazla etkilemiyor’, ‘bize bir şey olmaz’ türünden düşünce içerisinde olmamalıdır. Bu kriz 1929 yılından sonra yaşanan en büyük krizdir. Dünyada hiç kimse bu krizin nerede sonlanacağını bilmiyor. Şu anda krizin tam ortasındayız. ’’

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, ülke olarak zenginleşmenin iki çıpasının olduğunu belirterek, ‘’Bu çıpalar güçlü ekonomi ve kaliteli demokrasidir. Bu iki unsuru yan yana getiremediğimiz sürece yoksulluğumuz devam eder’’ dedi.

Yeni bir anayasanın şart olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, ‘’Bu anayasa liberal-demokrat çizgide olmalı, toplumun büyük kesiminin mutabakatı olmalı ve uzlaşarak yapılmalıdır’’ diye konuştu.

21.10.2008


 

Yapılması gereken çok iş var

AVRUPA Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Marc Pierini, Türkiye büyük bir ülke olduğu için Avrupa Birliği (AB) üyeliği konusunda yapılması gereken çok fazla iş olduğunu belirterek, “Bu zor bir süreç...

Bazen acı verici bir süreç bile olabilir, bazı rahatsızlıklar ortaya çıkabilir” dedi.

Pierini, Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odasını ziyaret ederek, burada aralarında Şanlıurfa Barosu, Mazlum-Der, İHD’nin yanı sıra bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Konuşmasında Türkiye’nin AB üyeliği konusuna da değinen Pierini, kamuoyunun bazen müzakerelerin çok yavaşladığı ya da adil olmayan bir şekilde yürütüldüğü izlenimine kapılabildiğini belirtti. “Önümüzde bir yol haritası, AB normları ve tüzüklerini içeren AB müktesebatı ve siyasî kriterler var” diyen Pierini, bütün bu kuralların herkes için geçerli olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

“Siyasî kriterlerden, ifade özgürlüğünden, hukukun üstünlüğü ve demokrasiden bahsettiğimizde, bütün bunların aslında Türkiye tarafından kendisinin karar vermesi gereken konular olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Çünkü hiç kimse Türkiye için bu alanlarda karar veremez. Bu kararı Türkiye’nin kendisinin vermesi gerekiyor. Bu bağlamda siyasî sistem içinde sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla birlikte kuvvetli bir diyalog sağlanması gerekmektedir.”

Diyalog kapsamında yüzde yüz olmasa bile kuvvetli bir uzlaşı ortamı sağlanması gerektiğine işaret eden Pierini sözlerini şöyle sürdürdü:

“Burası oldukça büyük bir ülke olduğu için yapılması gereken çok fazla iş var. Bu süreç oldukça zor bir süreç. Bazen acı verici bir süreç bile olabilir, bazı rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Ama bu süreç her iki taraf için de oldukça zorlu bir süreç. Bunun yanında bir de imaj açısından birtakım eksiklikler söz konusu. Hem hükümet, hem medya, hem de sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek, bu eksikliklerin giderilmesi konusunda çaba sarf etmesi gerekiyor.”’

21.10.2008


 

Türk yargı sistemi Avrupa’da 40. oldu

AVRUPA Konseyi Adaletin Etkinliği Komisyonu, yargı için kişi başı 7 euronun ayrıldığı Türkiye’nin 45 ülke içinde 40. olduğunu bildirdi.

Komisyon, üye ülkelerin yargı sistemleri hakkında 2006 yılı verilerine dayanarak hazırladığı raporu kamuoyuna sundu. Rapor 45 üye ülkenin adalet kurumlarının gelişimini ve karşılaştırmasını rakamlarla ortaya koyuyor. Türkiye adalete ayırdığı bütçeyi yüzde 50 oranında arttırmasına rağmen pek çok alanda Avrupa ortalamasının altında kaldı. Türkiye yargı için kişi başına ayırdığı 7 euro ile 45 Avrupa ülkesi içinde 40. sırada yer aldı. Tüm yargı sistemine bütçeden ayrılan pay Türkiye’de 522,5 milyon euro olurken, Fransa’da 3,5 milyar, İspanya’da 2,9 milyar, İtalya’da 2,7 milyar euro adaletin sağlanması için harcanıyor. 5 bin 767 mahkemenin bulunduğu Türkiye’de 12 bin 500 kişiye 1 mahkeme düşüyor. Davaların sonuçlanma süreleri göz önüne alındığında Türk hakimlerinin Avrupalı meslektaşlarına göre daha hızlı oldukları ortaya çıkıyor. Türkiye’de 3 bin 936 savcı, 1475 noter ve 57 bin 552 avukat görev yapıyor.

21.10.2008


 

DP’li gençlerden Yeni Asya’ya ziyaret

DP İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanı Osman Ülker, Üniversitelerden Sorumlu Başkan Çağıl Erten ve Dış İlişkilerden Sorumlu Başkan Gökhan Kurt gazetemizi ziyaret ederek Genel Yayın Yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz’le görüştü.

İl Gençlik Kolları olarak yaptıkları çalışmalar ve ileriye yönelik projeleri hakkında bilgi veren DP’li gençler, partilerini alternatif haline getirmeyi hedeflediklerini anlattılar. Güleçyüz de köklü bir siyasî hareketin mensupları olarak, geçmişin olumlu tecrübelerini esas alan, hatalardan ders çıkaran ve eksikleri tamamlamayı öngören bir yaklaşımla çalışılması halinde başarılı olmamaları için hiçbir sebep bulunmadığını söyledi.

21.10.2008


 

Antalya, 9 milyon turiste odaklandı

ANTALYA'YA hava yoluyla gelen turist sayısının 9 milyon hedefine yaklaştığı bildirildi.

Antalya Kültür ve Turizm Müdürlüğünden edinilen bilgiye göre, 17-19 Ekim tarihlerinde Antalya Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nden 90 bin 190 turist giriş yaptı. Bölgeye gelen turist sayısı 1-19 Ekim tarihlerinde 606 bin 688 olurken, yılbaşından bu yana Antalya’ya gelen turist sayısı 8 milyon 378 bin 325’e ulaştı. TÜRSAB Antalya Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Kerim Çavuşoğlu, Antalya’nın 2008 yılı turizm sezonu başlarken ortaya koyduğu 9 milyon turist hedefinin yıl sonunda gerçekleşeceğini söyledi. Türkiye ve Antalya’nın ulaştığı turist sayısının bu olmaması gerektiğini ifade eden Çavuşoğlu, şöyle konuştu: ‘’Antalya yıl sonu itibariyle hedeflediği 9 milyon turist sayısına ulaşacak. Turizm sektörünün hedeflediği rakamlar tutacak. Daha yıl sonuna 2,5 ay var. Turizmde yabancı sermaye yatırımcılarının olması, tesislerin dünya standartlarının üzerinde bulunması ve fiyatların rakip ülkelere göre daha uygun olması nedeniyle Türkiye ve Antalya tercih ediliyor. En büyük sıkıntımız turizmi 12 aya yayamamak. Bunu gerçekleştirirsek daha iyi olacak.’’

21.10.2008


 

Deniz Feneri için faks mesajı

Adalet Bakanlığı Uluslararası İlişkiler Genel Müdürlüğü, Dışişleri Bakanlığı ve Frankfurt Başkonsolosluğuna, Deniz Feneri dâvâsıyla ilgili istenen bilgi ve belgelerin gönderilmesi işleminin hızlandırılmasını talep eden bir faks gönderdi.

Deniz Feneri için Almanya’ya faks

ADALET Bakanlığı Uluslararası İlişkiler Genel Müdürlüğü, Dışişleri Bakanlığı ve Frankfurt Başkonsolosluğuna, Deniz Feneri davasıyla ilgili istenen bilgi ve belgelerin gönderilmesi işleminin hızlandırılmasını talep eden faks gönderdi. Almanya’da görülen Deniz Feneri davasıyla ilgili soruşturma yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, davayla ilgili Almanya’daki bilgi ve belgelerin istenmesini talep etmiş, Adalet Bakanlığı da talep yazısını Acele Posta Servisi yoluyla Frankfurt Başkonsolosluğuna iletmişti. Alınan bilgiye göre, dosyanın henüz gelmemesi sebebiyle Adalet Bakanlığı Uluslararası İlişkiler Genel Müdürlüğü, Dışişleri Bakanlığı ve Frankfurt Başkonsolosluğuna davayla ilgili bilgi ve belgelerin gönderilmesi işleminin hızlandırılmasını talep eden faks gönderdi. Adalet Bakanlığı, Frankfurt’tan beklenen dosyayı Ankara Cumhuriyet Savcılığına gönderecek.

21.10.2008


 

Soylu: DP, dik duruşlu ve kimseden emir almaz

DEMOKRAT Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, DP’nin dik duruşlu ve kimseden emir almayan bir parti olduğunu söyledi. Soylu, partisinin Burdur İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, Hükümetin ekonomik politikalarını eleştirdi.

Demokrat Parti’nin dik duruşlu ve kimseden emir almayan bir parti olduğunu ifade eden Soylu, şöyle konuştu: ‘’Vatandaşı inim inim inleten bu Hükümet, artık olmuş armut gibi sallanıyor. Ama bu olmuş armut ne CHP’nin ne de MHP’nin sallamasıyla yıkılmaz. Bu olmuş armut Demokrat Parti’nin mübarek elini, DP’nin rüzgarını bekliyor. Bu olmuş armudu ancak sizler düşürürsünüz. Siz dik duruşunuzu sürdürdüğünüz takdirde, doğduğum günden bugüne kadar hiçbir lekesi olmayan ben de söz veriyorum DP’yi iktidar yapacağım.’’ DP’nin programının yeniden yazıldığını, partisinde Genel Başkan ve Genel İdare Kurulu saltanatının olmayacağını ifade eden Soylu, ‘’Biz sizin aranızdan geldik. 10 aydır Türkiye’yi karış karış gezerek sizlerin isteklerini alıyoruz. Tüzüğümüz, delegenin istekleri doğrultusunda olacak. Adaylar sizin istediğiniz adaylar olacak’’ diye konuştu.

21.10.2008


 

Sosyal güvenliğe özel hat

Sosyal Güvenlik Kurumu, (SGK) reform ile birlikte 1 Ekim’de başlayan yeni hayata vatandaşı çabuk adapte etmek için ‘özel hat’ kurdu.

Vatandaşın yanlış bilgilendirmesinin önüne geçmek için kurulan ‘SGK Soru-Cevap Hattı’ şimdiden büyük ilgi gördü. İnternettten mail atan vatandaşların emeklilik, sosyal yardım, tedavi ücretleri, askerlik borçlanması, evlilik yardımı gibi bir çok konudaki sorusuna SGK uzmanları tarafından anında cevap veriliyor.

SGK’nun kurduğu özel iletişim hattında çalışan görevliler, piyasada sosyal güvenlik uzmanlarının yaptığı soru cevaplama işine benzer hizmet veriyor. Emeklilik yaşı, emeklilik maaşı, tedavi ücretleri, askerlik borçlanması, evlilik yardımı ve merak edilen birçok konuda vatandaşın kafasına takılanlara ışık tutuluyor. SGK’nın internet sitesinde yer alan ‘Sorun Cevaplayalım’ linki üzerinden, mail yoluyla reformla ilgili merak edilenler kısa sürede cevaplanıyor. Büyük ilgi gören ‘özel hatta’ reformu en ince ayrıntısına kadar bilen sosyal güvenlik uzmanları çalışıyor.

Söz konusu projenin önemli bir ihtiyaçtan doğduğunu dile getiren SGK Başkanı Fatih Acar, 1 Ekim’de sağlık ve sigortacılık alanında birçok yenilik yapıldığını söyledi. Türkiye’nin özellikle sosyal güvenlik reformu anlamında çok önemli bir değişim aşamasında olduğunu kaydeden Acar, “Norm ve standart birliğinin sağlanması, sağlık alanında yeni uygulamalar yürürlüğe girdi. Kurum olarak yasanın yayınlandığı tarihten itibaren 27 yönetmelik 26 tebliğ çalışması yayınlandık. Bu kadar fazla düzenlemenin uygulanmasından karşılanacak önemli sorunlar olabilir. Bunların yaşanmaması için seferberlik ilân ettik” diye konuştu. Bu çerçevede eğitim çalışması yaptıklarını belirten Başkan Acar, kamu kurumlarının personel dairelerinde çalışan 500 kişiye reformu pratik olarak anlattıklarını ifade etti. Bugünden itibaren 81 ilin il müdürlerine vatandaşın şu ana kadar karşılaştıkları sorunlar hakkında bilgilendirme toplantıları yapacaklarını kaydeden Acar, vatandaşların en çok merak edilen 100 sorusunun cevabını SGK’nın internet sitesinden bulabileceklerine işaret etti.

Bu hizmetin yanında spesifik, kişilere özel soruları cevaplandıracak birim kurdukları bilgisi veren Başkan, “Özel hattan reformun uygulanması için merak edilenleri kamu kurumlarından, sivil toplum ve vatandaşlardan gelen sorulara ayrıntılı cevap veriyoruz. İnternet sitemize özel bir link koyduk. Vatandaşlardan gelen sorular birimler tarafından değerlendirilip kendilerine kısa sürede dönülüyor.” dedi. Acar, sgk.gov.tr üzerinden ‘5510 Sorun cevaplayalım’ linkiyle vatandaşların bu hizmetten yararlanabileceğine işaret etti.

21.10.2008


 

“Bin öğrenciye bin masa”

Sİvas’In Gürün ilçesinde, öğrencilerin evlerinde daha rahat ders çalışmalarını sağlamak amacıyla başlatılan kampanyayla 1000 öğrenciye çalışma masası verilecek.

Gürün Kaymakamı Davut Gül, geçen yıl ilçede sınıfları teknolojik donanımlara kavuşturarak, fiziki ve eğitim şartlarını iyileştirip, beyaz bayrak uygulamalarını hayata geçirdiklerini söyledi. Gül, bu yıl da Türkiye’ye örnek olacak bir proje hazırlayarak, öğrencilerin evlerinde daha rahat ders çalışmalarını sağlamak amacıyla ‘’Bin Öğrenciye Bin Masa’’ kampanyasını başlattıklarını bildirdi. Öğrencilerin birçoğunun ders çalışacak masasının bulunmadığını, yemek masaları, kanepe, halı ya da kilimin üzerinde ders çalıştıklarını belirten Gül, bu sorunu çözüme kavuşturmayı planladıklarını ifade etti. Öncelikle ekonomik durumu iyi olmayan öğrencilere çalışma masası dağıtacaklarını belirten Gül, şöyle konuştu: ‘’Millî Kütüphane’deki çalışma masalarının aynısından yaptırmaya karar verdik. Bin öğrenciye bin masa vereceğiz. İlk hedefimiz, bizde dosyası bulunan yardıma muhtaç 600 aile. Bunlardan, evlerinde öğrencileri olanlara masalardan vereceğiz. Bunun yanında başarıları öğrencilere de ödül olarak masa dağıtacağız. Kaynak olarak önemli ölçüde Kaymakamlık imkanlarından yararlanacağız. Eksik kalan bölümü, sivil toplum kuruluşlarının, hayırseverlerin destekleriyle tamamlayacağız.’’ Masaları ilçedeki marangozlara ve meslekî teknik eğitim merkezindeki öğrencilere yaptırmayı düşündüklerini ifade eden Gül, böylece, verecekleri paranın yine Gürün ekonomisine yansıyacağını kaydetti.

21.10.2008


 

Din görevlilerinden kaynaşma toplantısı

Hatay Diyanet Mensupları Eğitim, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİMDER), Camiler ve Din Görevlileri Haftası faaliyetleri çerçevesinde din görevlilerini bir araya getirerek dayanışma ve kaynaşma ortamını sağladı.

Antakya Öğretmenevi’nde bir araya gelen yaklaşık 100 din görevlisinin toplantısında konuşan Hatay Müftüsü Mustafa Sinanoğlu, din görevlerinin bir araya gelmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. DİMDER Başkanı Haşim Alkan ise, “Bu hafta, Diyanet görevlilerini bir araya getirme, onların sıkıntılarının dillendirilmesi anlamında çok önemlidir. Camilerle ilgili sorunlarımızı güzelliklerimizi konuşurken yeni yapılacak çalışmalara da ışık tutması bakımından bu hafta ayrı bir önem taşıyor.” dedi.

21.10.2008


 

Kimsesiz çocuklar dönere doydu

Hatay Sevgi ve Şefkate Muhtaç Çocukları Koruma Derneği tarafından, Altınözü’nde bulunan Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’ndeki kimsesiz, yetim ve zihinsel engelli çocuklara döner partisi düzenlendi.

Derneğin yönetim kurulu üyesi Filiz Asfuroğlu, amaçlarının, çocukların karnını doyurmaktan ziyade onlar için güzel bir ortam oluşturarak sevildiklerini hissettirmek olduğunu söyledi. Amaçlarına ulaşabildikleri takdirde mutlu olacaklarını belirten Asfuroğlu, “Onlar zaten kurumlarında yeterli besleniyor ve tertemiz bir ortamda yaşıyorlar. Sağduyulu müdür, sevgi dolu öğretmen ve aşırı ilgili bakıcılara sahipler. Bu tesbitleri yerinde gözlemlediğimiz için derin bir vicdan rahatlığı ve büyük bir huzur yaşıyoruz” dedi.

21.10.2008


 

Aktütünlü çocuklar solmasın

Kayserİ’dekİ Aydınlıkevler Lisesinden bir grup öğrenci, ‘’Çiçekler Solmasın’’ kampanyası kapsamında 17 askerin şehit olduğu Aktütün’e giderek, buradaki çocuklara kırtasiye ve giyim yardımında bulunacak.

Aydınlıkevler Lisesinde ‘’Öğrenci Demokrasi Meclisi Başkanlığı’’ seçiminde aday olan 12 öğrencinin propaganda döneminde ortaya attıkları Aktütün’deki çocuklara mektup gönderme fikri, rehber öğretmen Serap Polat’ın desteğiyle kampanyaya dönüştü. Öğrencilerden Ceylan Korkut, kampanya kapsamında her okulun Doğu ve Güneydoğu’da bir köy seçmesini isteyerek, ‘’Bu köylerdeki çocuklarla mektuplaşıp, onların dertlerini paylaşalım. Onlardan tek farkımız, farklı coğrafyada doğmamız, farklı imkânlara sahip olmamızdır’’ dedi. Öğretmen Serap Polat da kampanya kapsamında öğrencilerin yazdığı 250 mektubu Aktütün’deki çocuklara göndereceklerini belirterek, ‘’Öğrencilerimiz, bu çocukların içinde bulundukları durumla ilgili duygu ve düşüncelerini kaleme alarak mektup yazdı. Bu mektupları Aktütün muhtarına gönderip, oradaki çocuklara ulaştırılmasını sağlayacağız’’ diye konuştu.

21.10.2008


 

THY uçağı pistten çıkma tehlikesi atlattı

Türk Hava Yolları’nın (THY) Budapeşte-İstanbul seferini yapan uçağı, Atatürk Havalimanı’na indikten sonra pistten çıkma tehlikesi atlattı.

109 yolcu ve 6 mürettebatla Budapeşte’den hareket eden TK 1436 sefer sayılı THY uçağı, saat 12.40’ta Atatürk Havalimanı ‘’06-24’’ pistine indi. Uçak, pistte en son durma noktası olan ‘’Stop Way’’i geçtikten sonra pistten çıkmak üzereyken durabildi. Uçak, yolcuların normal olarak çıkışları sağlandıktan sonra incelenmek üzere aprona çekildi. THY yetkilileri, uçakta herhangi bir teknik arıza bulunmadığını, acil iniş için izin istenmediğini, normal olarak alana indiğini belirterek, gerekli incelemelerin yapılacağını kaydettiler.

21.10.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır