"Gerçekten" haber verir 24 Ocak 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Haberler

 

11. dalga, 25 gözaltı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Turan Çolakkadı, Ergenekon soruşturması kapsamında, 4 savcının talebiyle mahkemeden alınan izin doğrultusunda gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonlarda 25 kişinin gözaltına alındığını bildirdi.

Son dalgada 25 gözaltı var

İSTANBUL Cumhuriyet Başsavcıvekili Turan Çolakkadı, ‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında aralarında polis ve muvazzaf subayların da bulunduğu 25 kişinin gözaltına alındığını bildirdi. Çolakkadı, Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde basın mensuplarının soruları üzerine, soruşturmayı yürüten 4 savcının müşterek talebiyle mahkemeden alınan izin doğrultusunda çeşitli illerde operasyon yapıldığını söyledi. Operasyonunun eş zamanlı olarak yapıldığını ifade eden Çolakkadı, ‘’Soruşturma kapsamında, dün (önceki gün) akşam itibarıyla aralarında polis ve muvazzaf subayların da bulunduğu 25 kişi gözaltına alındı’’ dedi.Çolakkadı, gözaltına alınanların İstanbul’da olduğunu belirterek, ‘’Gözaltına alınanlar yarından (bugünden) itibaren adliyeye getirilecek’’ diye konuştu.

24.01.2009


 

SUÇLU CEZASINI ÇEKMELİ

‘Derin devlet’ olarak bilinen, icraatları ve yargısız infazları ile darbeye zemin hazırlayan kanundışı yapı ve oluşumların çökertilmesi isteniyor. Daha önce Susurluk olayı, şimdi de Ergenekon dâvâlarında gündeme gelen fail-i meçhul cinayetlerin aydınlatılması, makam ve mevkii ne olursa olsun suçu sabit görülenlerin cezalandırılması ile demokrasi güç kazanacak.

ÇETELER TEHDİT EDİYOR

Öte yandan, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, güvenliğin sağlanmasının özgürlük alanının genişletilmesi anlamına geldiğini belirterek “Güvenlik sağlanmazsa özgürlük diye birşey olmaz” dedi. 81 İlin Emniyet Müdürlerine seslenen Atalay, “Nerede yanlış varsa üzerine gidelim. Nerede karanlık nokta varsa aydınlatalım. Nerede bir çete varsa bunu çökertelim” diye konuştu.

Karanlık nokta kalmasın

İÇİŞLERİ Bakanı Beşir Atalay, güvenliğin sağlanmasının özgürlük alanının genişletilmesi anlamına geldiğini belirterek, “Güvenlik sağlanmazsa özgürlük diye birşey olmaz” dedi.

Bakan Atalay, 2008 yılı Emniyet ve Asayiş hizmetlerinin genel değerlendirmesi, 2009 yılı projeleri, iç güvenlik, emniyet ve asayiş konularıyla ilgili İl Emniyet Müdürleri toplantısında konuştu. Dengeli bir güvenlik politikasının vatandaşın huzuru ve mutluluğunu sağlayarak hayatı kolaylaştırarak kişilerin hak ve özgürlüklerini kullanmalarının önündeki engelleri kaldırarak demokratik toplum düzeninin güçlenmesine katkı verdiğini dile getiren Atalay, insanların korkusuz yaşamasının sağlanamaması halinde diğer özgürlüklerin çok fazla bir önem taşımayacağını ifade etti.

Atalay, suçların aydınlatılmasında Türkiye’nin Avrupa’da en iyi ülkelerden birisi olduğuna dikkat çekerek, önleyici tedbirlerin artırılmasıyla suçlarda azalma olduğunu kaydetti. “Ülkemiz faili meçhuller ülkesi olmaktan kurtuldu. Bu da arkadaşlarımızın daha başaralı çalışmalarıyla sağlanıyor” diyen Bakan Atalay sözlerini şöyle sürdürdü: “İç güvenlikte en önemli konumuz terördür. Başta bölücü terör örgütü olmak üzere tüm terörist yapılanmalara karşı mücadelemiz sürecek. Bu konuda da daima hukukun içinde kalmaya özen göstereceğiz. Nerede yanlış varsa üzerine gidelim. Nerde karanlık nokta varsa aydınlatalım. Toplumumuzu rahatsız eden organize suç örgütü, bir çete varsa bunu bertaraf edelim, çökertelim.

Polisimizin, güvenlik birimlerimizin arkasındayız, cesaret veriyoruz. 2008 yılında 37 ilde gerçekleştirilen 118 operasyonda 2 bin 237 çete üyesi yakalanmış, bunların 903’ü tutuklanmıştır.”

24.01.2009


 

Genelkurmay: Soruşturmanın netleşmesini en çok biz istiyoruz

Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, Yarbay Mustafa Dönmez’in evinde bulunan silâh ve mühimmat ile ilgili olarak, ‘’Bu konunun, soruşturmanın netleşmesini herkesten fazla biz istiyoruz’’ dedi.

Soruşturmanın netleşmesini istiyoruz

Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Yarbay Mustafa Dönmez’in evinde bulunan silah ve mühimmat hakkında, ‘’Bulunan silah ve malzemelerle ilgili konuya biz çok önem veriyoruz. Bu konunun, soruşturmanın netleşmesini herkesten fazla biz istiyoruz’’ dedi.

Tuğgeneral Gürak, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’ndaki haftalık basın bilgilendirme toplantısında yaptığı açıklamada, geçtiğimiz günlerde vefat eden malul gazi emekli Albay Abdülkerim Kırca hakkında bazı basın yayın organlarında yer alan haberlerle ilgili olarak ‘’meslek ilkelerine aykırı yayın yapıldığı’’ gerekçesiyle Basın Konseyi ve Gazeteciler Cemiyeti nezdinde gerekli girişimde bulunulduğunu ve bir basın organına yönelik ‘’yaptırım uygulanmasının’’ talep edildiğini bildirdi. Basın mensuplarının sorularını da cevaplayan Tuğgeneral Gürak, ‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında tutuklanan Yarbay Mustafa Dönmez’in evinde bulunan silâh ve mühimmat ile ilgili soruyu cevaplarken, ‘’Bulunan silah ve malzemelerle ilgili konuya biz çok önem veriyoruz. Bu konunun, soruşturmanın netleşmesini herkesten fazla biz istiyoruz’’ dedi. Bu çerçevede Genelkurmay Başkanlığı tarafından yürütülen soruşturmanın ve incelemenin devam ettiğini belirten Tuğgeneral Gürak, soruşturmanın sonuçlarının ‘’kamuoyu ile paylaşılabilecek bölümü olması halinde paylaşılacağını’’ kaydetti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ arasında yapılan haftalık görüşmeyle ilgili soru üzerine Tuğgeneral Gürak, bu görüşmelerin bundan sonra her hafta Perşembe günü yapılacağını bildirdi. Gürak, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ’un Perşembe günleri ilk önce Başbakan Erdoğan’la ardından da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşeceğini bildirdi.

24.01.2009


 

Meclis, 246 kamera ile izlenecek

MECLİSTEKİ insan ve araç trafiği, 5’i termal olmak üzere 246 kamerayla 24 saat boyunca takip edilecek.

TBMM’de, TBMM ile Türk Telekom arasında imzalanan protokol kapsamında kurulan Kamera Güvenlik Sistemi, düzenlenen bir törenle hizmete girdi.

Törende konuşan, TBMM Başkanı Köksal Toptan, Meclis kurulduğundan bu yana, endişeye neden olacak, güvenlik açısından bir olumsuzluğa şahit olunmadığını ifade ederek, daha güvenli bir ortama kavuşturulması için, böyle bir projenin hayata geçirilmesinin elzem olduğunu söyledi. TBMM Başkanı Toptan, “İnşallah 246 kamera, önümüzdeki aylarda, yıllarda hiçbir olumsuzluğu görüntülemeyecektir. Yenilenen bilişim altyapısıyla da İnşallah hep güzel haberler gelecektir” dedi.

Kamera Güvenlik Sistemi ile ilgili bilgi veren TBMM Bilgi İşlem Müdürü Zeki Çiftçi, ‘’Meclisimizde daha önce 12 olan kamera sayısı 246’ya çıkarıldı. Kameralardan 221’i sabit, 20’si hareketli, 5’i termal kameradır. Kamera sistemiyle entegre çalışan otomotik plaka tanıma yazılım modülüyle Mecliste araç girişleri kontrol edilebilecek. Şüpheli paket algılama yazılım modülüyle Meclis çevresinin güvenliği en üst düzeyde sağlanacak’’ dedi.

24.01.2009


 

Baykal’dan Ergenekon savunması

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, parti genel merkezinde aralarında İstanbul, İzmir, Adana, Aydın ve Bursa’nın da bulunduğu bazı illerin belediye başkan adaylarını açıkladığı basın toplantısında, önceki gün 16 ilde eşzamanlı gerçekleştirilen Ergenekon’un 11. dalga operasyonlarına tepki gösterdi.

AKP iktidarı döneminde son 2 yıldır toplumun büyük bir depreme maruz bırakıldığını savunan CHP lideri Baykal, ‘’Laiklik kalkmış, sosyallik kalkmış. Şimdi elde hukuk devleti ve demokratiklik kalır’’ dedi. Türkiye’nin tarihî bir dönemden, çok ağır, çok ciddî bir bunalım döneminden geçtiğini savunan Baykal, ‘’Bir süreden beri Türkiye şok dalgalarıyla bir büyük toplumsal travma yaşıyor’’ dedi. Baykal, ancak darbe dönemlerinde karşılaşılabilecek uygulamaların, artık günlük uygulamalar haline dönüştüğünü öne sürerek, ‘’toplumun belli noktalarında yıllardan beri görev yapan tanınan insanların, birbiri ardına gece yarıları, sabaha karşı evlerinden alındığını, evlerinin arandığını, Türkiye’de kitlesel panik ve korku ortamı oluşturulduğunu” iddia etti. Baykal, Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun 29 Martta yapılacak yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday gösterileceğini açıkladı.

24.01.2009


 

Toptan: Yemekte Ergenekon konuşulmadı

TBMM Başkanı Köksal Toptan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yasama, yürütme ve yargı başkanlarına verdiği yemekte, “Ergenekon ile ilgili tek kelime konuşulmadığını” söyledi.

Toptan, TBMM’de gazetecilere yaptığı açıklamada, Gül’ün verdiği yemekte, “spesifik olarak” Ergenekon davasının konuşulmadığını ifade etti. TBMM Başkanı Toptan, “Konuyu kimse açmadı bile orada. Genel bir takım ilkeler üzerinde konuşuldu. Ergenekon ile ilgili tek kelime konuşulmadı” dedi.

24.01.2009


 

Doğu Perinçek savunmasında ağladı

“ERGENEKON” dâvâsının dünkü duruşmasında tutuklu sanıklardan İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek’in savunmasıyla devam etti. Perinçek’in bir ara ağladığı görüldü.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki salonda yapılan 41’inci duruşmasına, 39 tutuklu sanık ile tutuksuz yargılanan sanıklardan Güler Kömürcü Öztürk, İsmail Eksik, Aydın Gergin, Yusuf Beşirik ve İbrahim Benli katıldı. Duruşma, tutuklu sanıklardan İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek’in savunmasıyla devam etti. Duruşmasının öğleden önceki bölümünde Perinçek’in bir ara göz yaşlarını tutamadığı görüldü.

24.01.2009


 

ART’deki arama 18 saat sürdü

ERGENEKON soruşturması kapsamında, Avrasya Televizyonu’nda (ART) önceki gün sabah 7.30 sıralarında başlayan arama 18 saat sonra sona erdi.

Ankara Emniyet Müdürlüğü ekipleri yaklaşık 18 saat süren çalışmaları sonunda binadan 10 koli ile ayrıldı. Televizyon binasında polislerin aramaları sürerken bazı vatandaşlar Türk bayraklarıyla bina önüne gelerek sloganlar attı ve protesto gösterilerinde bulundu.

24.01.2009


 

Yalçın Küçük yeniden serbest bırakıldı

ERGENEKON soruşturması kapsamında tutuklu iken avukatlarının itirazı üzerine tahliye edilen ancak hakkındaki başka davalar sebebiyle yeniden İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne getirilen Prof. Dr. Yalçın Küçük serbest bırakıldı.

Prof. Dr. Küçük, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde 1994 ve 1995 yıllarından kaldığı söylenen davalarla ilgili düşüm işlemlerinin tamamlanmasının ardından, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirilerek yeniden sağlık kontrolünden geçirildi. Küçük, kontrolün ardından serbest bırakıldı.

24.01.2009


 

Sivas’ta 5 kişi serbest

SİVAS'TA “Ergenekon” soruşturması kapsamında gözaltına alınan 9 kişiden 5’i serbest bırakıldı.

Soruşturma kapsamında Sivas’ta gözaltına alınan öğretim görevlisi A.T. ile M.B, S.T, H.İ. ve C.A. emniyette ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. Sivas Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince yürütülen operasyonda gözaltına alınan Cumhuriyet Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde görevli öğretim üyesi F.H, araştırma görevlisi O.D. ile M.B. ve H.İ’nin sorgusunun sürdürüldüğü bildirildi.

24.01.2009


 

Sıcak para dövize kaydı

Konya Ticaret Odası Başkanı ve TOBB Başkan Yardımcısı Hüseyin Üzülmez, Merkez Bankası’nın faizleri iki puan birden düşürmesiyle faizin bir çekiciliğinin kalmadığını ve sıcak paranın dövize kaydığını söyledi.

Konya Ticaret Odası (KTO) Başkanı ve TOBB Başkan Yardımcısı Hüseyin Üzülmez, Merkez Bankası’nın faizleri iki puan birden düşürmesiyle faizin bir çekiciliğinin kalmadığını ve sıcak paranın dövize kaydığını söyledi.

Üzülmez, yaptığı açıklamada, Türkiye’de bugüne kadar faiz yükseldikçe dövizin ucuzladığını belirterek, bu durumda faizler inince dövizin pahalanmasının çok normal olduğunu kaydetti. Son üç gündür dolarda yaşanan yüksek artışın ana nedeninin döviz piyasasının sığ olmasından yani yani piyasadaki döviz miktarının azlığından kaynaklandığını ifade eden Üzülmez, ‘’Merkez Bankası, faizleri iki puan birden düşürünce faizin bir çekiciliği kalmadı ve sıcak para dövize kaydı. Şu andaki ortamda faiz eskisi kadar para getirmemektedir ve yatırım yapılmamaktadır. Bu da dövize olan talebi arttırmaktadır’’ dedi.

Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için ‘’istikrarın’’, döviz kurunun bir çizgiye oturması demek olduğunu belirten Üzülmez, ‘’Döviz fiyatının oynamasını ise istikrarsızlık olarak algılamaktayız. Dövizdeki net artış oranları riski olanlara kötü etki eder ve varlık sahiplerini döviz tutmaya ve daha fazla döviz almaya iter. Böyle bir durumda zaten sığ olan döviz piyasamızda dövizi olanların satmaması, ihtiyacı olmayanların TL’den dövize dönmesi sığlığı daha da artırır. Döviz fiyatının gereksiz yükselmesine yol açar” diye konuştu.

24.01.2009


 

Kriz yarışmacı yapıyor

İstanbul Serbest Muhasebeci ve Malî Müşavirler Odasının “Hayaller Yarışıyor” başlıklı araştırmasına göre, televizyonlarındaki yarışma programlarına ilgi artıyor, her 100 yetişkinden 15’i yarışmacı olmak istiyor.

İSTANBUL Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odasının (İSMMMO) ‘’Hayaller Yarışıyor’’ başlıklı araştırmasına göre, televizyonlarındaki yarışma programlarına ilgi artıyor, her 100 yetişkinden 15’i yarışmacı olmak istiyor. İSMMMO’dan yapılan yazılı açıklamada yer verilen araştırmaya göre, Türkiye’de yaklaşık 2,5 milyon insan yarışma programlarına yarışmacı olmak için başvurdu ve sırada bekliyor. Türkiye nüfusunun yarısından fazlasının (yüzde 60) 18 yaşın üstünde olduğu ve yarışmalara katılabilmek için 18 yaşından büyük olma şartının arandığı dikkate alındığında, Türkiye’de her 100 yetişkinden 15’inin televizyonlarda yarışmacı olmak istediği ortaya çıkıyor. TV kanallarının istatistikleri, izlenmesi ve sunucuların verdiği demeçlerin birebir görüşmelerle desteklenmesiyle hazırlanan araştırmaya göre, ekonomik kriz sebebiyle televizyon dizilerinin sayısında azalma olmasına rağmen, günden güne yeni yarışma programları ekranlarda yayınlanıyor. 9 ulusal kanalda halen 12 yarışma programı sürerken, 2009 yılında mevcutlara ‘’en az’’ 5 yeni yarışma programının daha katılması bekleniyor. Yarışma programları birbirinden farklı biçim ve konularda yapılırken genel kültür, bilgi, yetenek ve eğlence yarışmalarına son olarak da macera yarışmaları eklendi.

İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, araştırmaya ilişkin değerlendirmesinde, yarışmaların çoğunlukla para kazandırmaya dönük olduğuna ve bu yönüyle ekranların birer ‘’şans oyunu platformu’’na döndüğüne dikkati çekti. Ekonomik krizin, arayışı da artırdığını, birbirinden farklı biçim ve konularda olsa da yarışmalarda maddi vaatlerin ‘’uçuştuğunu’’ belirten Arıkan, “İnsanlar için birer umut kaynağı oldu’’ yorumunu yaptı.

24.01.2009


 

Yargıyı rahat bırakın

UluslararasI Hukukçular Birliği ile bazı hukuk dernekleri tarafından yapılan ortak açıklamada, savcıların gücünü yasalardan aldığı, soruşturmayı insanların değil yasaların açtırdığı kaydedilerek, ‘’Yargıyı kendi haline bırakınız” denildi.

Uluslararası Hukukçular Birliği, Hukukçular Derneği, Hukukun Üstünlüğü Derneği, Demokrat Hukukçular Derneği, Adalet ve Hukuk Derneği, Boğaziçi Avukatlar Derneği, Mizan Hukukçular Derneği tarafından Topkapı Eresin Oteli’nde düzenlenen basın toplantısında, ortak açıklama, Hukukçular Derneği Başkan Yardımcısı Reşat Petek tarafından okundu. ‘’Ergenekon’’ soruşturmasını yürüten savcılara baskının adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs olduğu ve suç teşkil ettiği ifade edilen açıklamada, ‘’Savcılar gücünü yasalardan almaktadır. Soruşturma açtıran insanlar değil, yasalardır. Hukuk önünde eşitlik ilkesini kabul edenler, bazı kişileri daha ‘saygın’ kabul edip, ayrıcalıklı konumda göremezler. YARSAV, yasalar karşısında hukuki varlığı tartışmalı bir dernektir. Halen görevde olan hakim ve savcıların, sürdürülen soruşturmalarla ilgili basına açıklama yapmaları, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile bağdaştırılamaz’’ denildi.

SAVCILAR, GÜCÜNÜ YASALARDAN ALIR

Savcıların gücünü yasalardan aldığı, soruşturmayı insanların değil yasaların açtırdığı kaydedilen açıklamada, şöyle denildi:

‘’Yargıyı kendi haline bırakınız. Dava sonunda maddî gerçeğe ulaşılarak adil bir karar verilebilmesi için, dâvâ sürecinin gerek sanıklar ve gerekse mağdurlar açısından hukuk devletinin gereği olan adil yargılanma hakkına uygun bir şekilde yürütülmesini ve sonuçlandırılmasını sonuna kadar destekliyoruz. Adil yargılanma hakkının teminatı ise yargının her türlü baskı ve etkiden uzak kalabilmesidir.

Türk adalet sisteminin karşı karşıya olduğu problemlerden hiçbiri YARSAV kadar yargıya zarar vermemiştir. YARSAV yargıda ihsas-ı reyde bulunma, taraf olma, ayrımcılık ve kendi meslektaşlarını suçlama dönemini başlatmıştır. Bu çok tehlikeli bir yapılanma ve tavırdır. Meslekî sorunlarla ilgileneceği düşüncesiyle YARSAV’a üye olan hakim ve savcılarımızı da YARSAV Başkanının siyasi parti lideri gibi yaptığı açıklamalarından sonra bu dernekten ayrılmaya dâvet ediyoruz.

24.01.2009


 

Doğal gaza şartlı indirim

ENERJİ ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, doğal gaz fiyatında indirim konusunda, “Ay sonuna kadar doların çok artmaması durumunda yapacağız” dedi.

Güler, Stratejik Teknik Ekonomik Araştırmalar Merkezi (STEAM) tarafından İstanbul’da düzenlenen, Türkiye’de Güneş Enerjisi ana temalı Uluslararası Enerji Arenası sırasında gazetecilerin sorularını cevapladı. Hilmi Güler, “herkesin cebini yakan doğal gaz faturalarında bir indirime gidilmesi konuşuluyordu. Bu konudaki son gelişme nedir?” sorusunu şöyle cevapladı: “Yapacağız. Rakamların olması için ay sonuna kadarki rakamları görmemiz lâzım. Çünkü hesap öyle yapılıyor. Ay sonuna kadar doların çok artmaması durumunda yapacağız.”

24.01.2009


 

DTP, JİTEM’in araştırılmasını istedi

DTP, JİTEM’in uygulamalarının araştırılması için hazırladığı Meclis araştırma önergesini, TBMM Başkanlığına sundu.

Şırnak Milletvekilleri Sevahir Bayındır ve Hasip Kaplan, Parlamento’da basın toplantısı düzenleyerek, araştırma önergesinin muhtevası hakkında bilgi verdi. Çetelerle mücadele etmeye devam edeceklerini ifade eden Bayındır, “Silopi kayıpları” hakkında yaptığı konuşmaya, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in tepki gösterdiğini hatırlattı. Bayındır, “Gündeme getirdiğimiz iddialar, yerli yersiz değildir. Meclisi göreve çağırmak görevimizdir. Görevimizi yapıyoruz” dedi. Hasip Kaplan da JİTEM’in Silopi’de kurulduğunu ve BOTAŞ tesislerinde üstlendiğini iddia etti. JİTEM’in bugüne kadar kabul edilmediğini, oysa işlenen failî meçhul cinayetlerin ortaya çıkarıldığını savunan Kaplan, konunun araştırılmasına ihtiyaç olduğunu söyledi. Kaplan, Meclis’in, ülkenin gerçek gündemiyle ilgili görev ve sorumluluk üstlenmesini istedi ve “DTP, çete dâvâlarının ne savcısıdır ne de avukatıdır. Biz, bu dâvâların mağduruyuz, müdahiliyiz, dâvâcısıyız” diye konuştu.

24.01.2009


 

İşsizlik fonundan 1 milyon 395 bin kişi yararlandı

MHP Mersin Milletvekili Behiç Çelik’in soru önergesini cevaplayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, İşsizlik Sigortası Fonu uygulamasının başladığı Mart 2002’den 30 Kasım 2008 tarihine kadar 1 milyon 395 bin 855 kişinin başvuruda bulunduğunu belirtti.

Bakan Çelik, ‘’Bunlardan işsizlik ödeneği almaya hak kazanan 1 milyon 240 bin kişiye 1 milyar 762 bin 890 Türk lirası ödeme yapıldı’’ dedi. Çelik, İşsizlik Sigortası Fonunda 30 Kasım 2008 tarihi itibariyle 37 milyar 553 milyon 813 bin 545 Türk liralık kaynak biriktiğini ifade etti.

24.01.2009


 

FIRTINA EGE’Yİ YIKTI GEÇTİ

Datça’da saatteki hızı 110 kilometreye ulaşan fırtına sebebiyle öğrenciler karnelerini erken aldı.

Muğla’da Devlet Hastanesi’nin çatısı çöktü, 3 kişi yaralandı. Denizli’de şehrin en önemli meydanında dev reklâm panosu devrildi.

Muğla’nın Datça ilçesinde fırtına sebebiyle okullar tatil edildi. Datça Kaymakamı Mustafa Kaya, ilçede önceki geceden bu yana etkili olan fırtınanın saatteki hızının 110 kilometreye ulaştığını belirterek, “Bu nedenle okulların tatil edilmesine karar verildi” dedi. Fırtına ilçede hasara sebep oldu.

Muğla’da şiddetli fırtına Muğla Devlet Hastanesi Acil Servis kısmının’nin çatısının çökmesine sebep oldu, 3 kişi yaralandı. Şehirde bazı bölgelere uzun bir süre elektrik verilemedi. Fırtına sebebiyle şehir merkezinde ağaçlar devrildi, minareler zarar gördü.

Milas ilçesinde de saatteki hızı 85 kilometreye ulaşan fırtına sebebiyle ağaçlar devrildi. Bazı ev ve iş yerlerinin çatıları uçtu. Milas’ın Ören beldesi Yalı Mahallesi’nde bulunan 10 tekne şiddetli fırtına sebebiyle battı. Bazı evlerin çatıları ve güneş enerjileri uçtu. Ören beldesine bağlı Çamlıca Köyü camisinin minaresi devrildi. Milas’ta ve Ören beldesinde elektrik kesintisine gidildi. Fırtına Marmaris’te de maddî hasarlara yol açtı.

Denizli’de de şiddetli rüzgâr, iş yerlerindeki afiş ve reklâm panolarını yerinden söktü. Bayramyeri Meydanı’nda dev reklâm panosu, rüzgârın etk-isiyle devrildi. Denizli İtfaiye Müdürlüğü ekipleri tarafından indirilen reklâm panosu maddî hasara yol açarken, şans eseri herhangi bir yaralanma meydana gelmedi. Pazar gününe kadar devam etmesi beklenen lodosun hızı zaman zaman saatte 70 kilometreye çıktı.

24.01.2009


 

ARA TATİL BAŞLADI

İLK ve orta öğretim okullarındaki yaklaşık 15 milyon öğrenci karne aldı.

2008-2009 eğitim-öğretim yılının ilk dönemi bugün sona erdi. Okul öncesi eğitimdeki 701 bin, ilköğretim okullarındaki 10 milyon 870 bin ve liselerdeki 3 milyon 245 bin öğrenci ile yaklaşık 600 bin öğretmen, 9 Şubata kadar tatil yapacak. Örgün eğitim kurumlarında öğrenim gören öğrenciler, ilk yarı yıldaki çalışmalarının karşılığı olan karnelerini aldı. İlkokula bu yıl başlayan öğrenciler, ilk kez karne alma heyecanı yaşadı. Karnelerinde ders hanelerinin karşısında yüksek notları gören öğrenciler büyük sevinç yaşadı. Sınıfında öğrencilerine karne dağıtan öğretmenler, düşük not alan öğrencilerine üzülmemelerini ikinci dönem daha çok çalışarak karnelerindeki notları düzeltmelerini istedi. Eğitim-öğretim yılının ikinci yarısı, 9 Şubat 2009 Pazartesi günü başlayacak. Öğrenciler eğitim dönemini 12 Haziran 2009 Cuma günü alacakları karne ile 3 ay sürecek bir yaz tatiline girecek. Millî Eğitim Bakanlığı, geçen öğretim yılında ilköğretim öğrencileri için başlattığı ‘sanal karne’ uygulamasını bu yıl ortaöğretim öğrencileri için uygulayacak. İlk ve ortaöğretim öğrencilerine ‘sanal karne’ verilecek. Veliler, MEB’in ‘www.meb.gov.tr’ adresli internet sitesine çocuklarının TC kimlik bilgileri ile girerek karneleri görebilecek. İ

24.01.2009


 

Nevşehir’de Filistin’e yardım kermesi

Nevşehİr’dekİ sivil toplum kuruluşları Filistin’e yardım amaçlı kermes düzenledi.

Nevşehir Belediyesi düğün salonunda aralarında Yeni Asya’nın da bulunduğu 17 gönüllü sivil toplum kuruluşu İsrail’in saldırılarından zarar gören Filistinlilere yardım için kermes düzenledi. Gıda, kitap ve giysilerin satışa sunulduğu kermese halk büyük ilgi gösterdi. Kermesdeki gıdalar kolilere konarak şehir esnafları da gezildi.

24.01.2009


 

TAVAK kuruluşunu tamamladı

TÜRK-Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) beş ana başlık altında çalışmalarına hız kazandırdı. Vakfın ilk toplantısı İzmir’de yapıldı.

Ege Koop başkanı Hüseyin Aslan, Eski YÖK üyesi Necdet Basa ve TAVAK Vakıf başkanı Prof. Dr. Faruk Şen yaptığı açıklamada; İzmir Alaçatı’da 2010 yılının kış sömestrinde faaliyete geçecek olan vakfın geçici binasının temin edileceğini ve öğrenci kapasitelerinin tesbit edileceğini belirtti. Şen, üniversitede özellikle Alman kökenli bilimadamlarının ders vereceğini dile getirerek ikinci ağırlıklı konunun ise Türkiye ile Almanya arasında bilimsel çalışma ve araştırmaların ağırlık kazanacağını ifade etti.

24.01.2009


 

42 yıl kullanılıyordu, depreme dayanıksız çıktı

KIRIKKALE Üniversitesine devredilen Hacı Hidayet Doğruer Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinin ek binasının depreme dayanıksız olduğu belirlendi.

42 yıl hastane olarak hizmet veren binanın bir bölümü depo olarak kullanılmaya başlandı. Alınan bilgiye göre, 1964 yılında yapılan binada hizmet veren hastanesinin bazı servisleri, yaklaşık 20 yıl önce hayırsever iş adamı Hidayet Doğruer tarafından yaptırılan başka bir binaya taşındı. Hastane yönetimince ‘’kadın doğum’’ bölümü olarak kullanılan eski bina, 2006 yılında Kırıkkale Üniversitesi Süleyman Demirel Araştırma ve Uygulama Hastanesine devredildi. Devir işlemleri sırasında geçen yıl yapılan testte depreme dayanıksız olduğu belirlenen binanın kullanımına izin verilmedi.

24.01.2009


 

Havası en kirli il Samsun

KASIM ayında Türkiye genelinde en yüksek kükürtdioksit ortalaması Samsun’da, partiküler madde ortalaması ise Iğdır’da gerçekleşti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Kasım ayına ilişkin Hava Kirliliği verilerini açıkladı. Buna göre Kasım ayında kükürtdioksit ortalamalarının en yüksek bulunduğu il ve ilçe merkezleri kirlilik sırasına göre Samsun, Kars, Bitlis, Edirne ve Kütahya oldu. Aynı dönemde partiküler madde ortalamalarının en yüksek bulunduğu il ve ilçe merkezleri ise kirlilik sırasına göre Iğdır, Kahramanmaraş (Elbistan), Kütahya, Van, Karabük ve Konya olarak belirlendi.

24.01.2009


 

Öğretmenlerin ders ve ek ders saatlerinde değişiklik

MİLLÎ Eğitim Bakanlığı’ndaki (MEB) yönetici ve öğretmenlerin ders ve ek ders saatlerinde değişiklik yapıldı.

Konuya ilişkin Bakanlar Kurulu kararı, Resmî Gazete’de yayınlandı. İlgili düzenlemeye eklenen fıkrayla, merkez ve taşra teşkilâtında bakan, yetkili kıldığı makam veya valilik onayıyla görevlendirilen yönetici ve öğretmenler ile bakanlığa verilmiş bir görevi yürütmek üzere diğer kurumlarda bakan onayıyla görevlendirilen yönetici ve öğretmenler, göreve başladıkları tarihten itibaren haftada 18 saat ek ders görevi yapmış sayılacak. Bakanlık merkez teşkilâtındaki görevlendirmeler için 1 yıl, diğer görevlendirmeler için ise her 6 ayda yeni bir onay alınması ve fiilen görev yapma şartı aranacak.

24.01.2009


 

2B’lerin parasıyla 30 kat orman oluşturulur

Son haftalarda tekrar gündeme gelen orman vasfını kaybetmiş araziler (2B) hakkında bir açıklama yapan İmamoğlu Seracılık ve Çiçek Sanayii’nin sahiplerinden Naci Dilmen İmamoğlu, 2B özelliği taşıyan arazilerin satılmasından elde edilecek gelirin yarısının yeni orman dikimi için ayrılması halinde, satılan yerlerin belki 30 katı orman kazanılacağını söyledi.

İstanbul Florya’da faaliyet gösteren “İmamoğlu Seracılık” sahiplerinden Naci Dilmen İmamoğlu, www.senozderesi.com sitesine yaptığı açıklamada; Türkiye’de çiçekçilik ve süs bitkileri yetiştiriciliği’nin daha gelişimini tamamlayamadığını dile getirdi. Çiçekten ziyade orman bitkileri ve şehirleri süsleyen ağaç türü bitkilerin üretiminin, yetiştirilmesinin arttırılmasına ihtiyaç duyulduğunu kaydeden İmamoğlu, “Tabiî ki çiçekçilik de bunun yanında devam edecek, ama esas önemli olan yurt ekonomisine önemli katkılar getirecek, yeni istihdam alanı oluşturacak ve Türkiye’nin de önemli bir eksikliğini kapatacak olan fidan yetiştirmektir” dedi. Belediyenin kurduğu fidanlıkların (Ağaç A.Ş gibi) gelişmekte olan piyasanın önünü kestiğini de belirten İmamoğlu, “Ağaç A.Ş olmasaydı, Türkiye’de de İtalya’daki firmalarla rekabet edebilecek büyük şirketler ortaya çıkabilecekti” diye konuştu.

Devletin her alanda bir takım destekler vermesine rağmen her yere sera kurdurmadığını, dünyanın her yerinde sera işletmelerinde doğal gaz, elektrik ucuzken Türkiye’de işyeri fiyatından daha pahalı olduğunu dile getiren İmamoğlu, şöyle devam etti: “Meselâ, devletin elinde bir sürü kullanmadığı boş arazi var, Adapazarı, Yalova gibi. Bir proje çizip götürsek, ‘100 bin tane fidan ekeceğim, şu araziyi bana kiraya ver’ desem normalde boş duran araziler, biz isteyince kıymete biner. Oysa müsaade edilse yeni bir istihdam kapısı olacak. Ama devlet ne yapıyor? Bunlara bile destek vermiyor. Türkiye’nin her bölgesinde böyle kilometrelerce boş arazi var. Sembolik kiralarla üreticilere verilse bu konularda yeni yeni bir takım istihdam sahaları çıkabilir. ‘Bize para versinler’ demiyoruz. Karşılıksız para da istemiyoruz, ‘atıl arazileri kullanalım’ diyoruz.”

Orman özelliğini kaybeden ve bir daha orman olması mümkün olmayan yerlerin halka açılarak değerlendirilmesi ve ekonomiye kazandırılması gerektiğini belirten İmamoğlu, şöyle devam etti: “2B özelliği taşıyan yerleri sat, buradan aldığın paranın yarısını yeni orman dikimi için ayır. Kaybettiğin arazi 10 ise, 20 kat, hatta 30 kat orman kazanırsın. Ama özellikle ormanların özelleştirilmesi lâzım. Hemen olacak bir mevzu değil. Anayasal bir iştir. Pilot bölge seçilerek yapılabilir, sonuç alınca büyütülür. Türkiye’nin millî geliri 5-6 bin dolar. Finlandiya’nın orman gelirinden kişi başına düşen pay 3 bin dolar. İyi değerlendirilse, Karadeniz bölgesi yeter sadece Türkiye’ye. Ormana çok elverişli Karadeniz. Bunu değerlendirmesi lâzım. Ama bilimsel çalışmalarla yapılması lâzım bu işin. Öyle rastgele ağaç dikmemek lâzım. Üniversitelerin yardımıyla en kıymetli ağaçları diktireceksin. Sulaması yok, kendi kendisine yağmuru bol. Aslında devletin bu çalışmalara engel olmaması yeter.”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ağaç türlerinde isabetli seçimler yaptığını, ama mevsimlik çiçek konusunda çok fazla israf olduğunu da ifade eden İmamoğlu, ilçe belediyelerinde ise çok daha fazla hata yapıldığını kaydetti.

ÜMİT KIZILTEPE

24.01.2009


 

Mevsimlerden etkileniyoruz

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Okan Çalıyurt, kapalı ve yağışlı havaların bireyleri psikolojik olarak olumsuz yönde etkilediğini söyledi.

Çalıyurt, yaptığı açıklamada, insanların zaman zaman kapalı, bulutlu, yağmurlu ve bunaltıcı havalarda isteksiz, enerjisi azalmış, morali olumsuz etkilenmiş, içe dönük ve karamsar bir tablo çizdiğini hatırlattı.

Açık, pırıl pırıl ve bol güneşli bir havanın ise insanları pozitif etkilediğini ve enerji artışı, moralde yükselme, canlılık ve dışa dönük davranışların ortaya çıkmasını sağladığını ifade eden Çalıyurt, hava durumunun bu etkisinin, öğrenilmiş bir davranış olmasının yanında tamamen biyolojik bazı gerçeklerin de rol oynadığını belirtti. Bu olayın temelinde güneş ışığının insan duygu durumda yer alan bazı kimyasal maddelerin düzeylerini etkilemesinin önemli yer tuttuğunu belirten Çalıyurt, şöyle devam etti: ‘’Özellikle depresyonun biyokimyasal sebepleri arasında kabul edilen serotonin adlı madde güneş ışığı veya parlak ışıklar ile aktive olmaktadır. Tam tersine kapalı veya bulutlu günler ise serotonin düzeyini azaltmaktadır. Gün ışığı veya parlak ışıkların diğer önemli bir özelliği de beynimizde hipotalamus adlı bölgede yer alan vücut saatini düzenlemesidir. Bu biyolojik saat uyku ve uyanıklık döngüsü ile duygu durum ve enerji düzeylerini kontrol etmektedir.

Karanlık günler veya kapalı havaların bu sebeple biyolojik saat üzerinden de olumsuz etkileri ortaya çıkmaktadır. Bu etkinin en tipik örneği ise kuzey ülkelerinde günlerin oldukça kısaldığı ve karanlık geçen sürenin uzadığı kış dönemlerinde, adına kış depresyonu (mevsimsel afektif bozukluk) denilen bir depresyon türünün ortaya çıktığı bilimsel olarak gösterilmiştir.’’

24.01.2009


 

Japonya uzaydan sera gazını gözleyecek

Japonya, küresel ısınmaya yol açan, sera etkisi yapan gazları uzaydan izlemek için uydu fırlattı.

Uydudaki iki algılayıcı yeryüzünden yansıyan kızılötesi ışınları izleyecek ve iki sera etkisi yapan gazın, karbondioksit ve metan gazlarının yoğunluklarının hesaplanmasına yardımcı olacak. 5 yıl yörüngede kalacak ve ayda bir veri toplayacak olan uydudan ilk verilerin Nisan ya da Mayıs ayında alınması bekleniyor.

24.01.2009


 

ABD’de bir eyalet İngilizce’yi reddetti

Amerİkan country müziğinin merkezi Tennessee eyaletinin Nashville şehrinde, yerel hükümetin resmî dilinin İngilizce olması için yapılan teklif halk oylaması sonucu reddedildi.

Mahalli basının bildirdiğine göre, İngilizce’nin resmî dil olarak kullanılmasına 32 bin 144 kişi ‘evet’ derken, karşı yönde fikir belirten kişi sayısının 41 bin 752 olduğu belirtildi. ‘Hayır’ oyunu kullanan Nashville sakinleri, resmî dilin İngilizce olması durumunda bunun şehirde ayrımcılığa yol açabileceğini ve şehrin imajına zarar verebileceğini düşünüyor. ABD’deki 50 eyaletin 30’unda İngilizce resmî dil olarak kabul ediliyor.

24.01.2009


 

Tanzanya’da bir Albino dehşeti daha

Tanzanya’nIn kuzeyinde kimliği belirlenemeyen kişilerin bir albinoyu öldürdüğü bildirildi. Mahalli yetkili-ler, saldırganların bu kişiyi öldürüp bacaklarından birini kesip götürdüklerini belirtti.

Albinizm hastası kişilerin (albino), genellikle büyücülük ve cadılık ritüellerinin kurbanı olduğu Tanzanya’nın farklı bölgelerinde, 2008 yılı ile bu yılın ilk ayı itibariyle, çoğu kadın ve çocuk, en az 36 albinonun öldürüldüğü kaydedildi.

24.01.2009


 

Arzî ve semavî felâketlere 235 bin kurban

Dünyada geçen yıl tabiî afetlerde toplam 235 bin 816 kişinin öldüğü bildirildi.

BM tarafından Cenevre’de açıklanan rakamlar, can kaybının neredeyse tamamının, Nergis kasırgasının alt üst ettiği Myanmar ve depremin vurduğu Çin’de meydana geldiğini gösterdi. BM istatistiklerine göre, geçen yılki can kaybı 2004’te güneydoğu Asya sahillerini silip süpüren dev dalgalardan bu yana en ağır bilânço oldu. BM’ye göre, Çin’in Siçuan bölgesini yıkan depremde 87 bin, Myanmar’daki kasırgada ise 138 bin insan öldü.

24.01.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır