"Gerçekten" haber verir 25 Ocak 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Kültür-Sanat

 

Son Osmanlı sarayı 20 yılda onarıldı

Sultan 2. Abdülhamid döneminde Osmanlı Devleti’nin yönetim merkezi olarak kullanılan, 2. Meşrûtiyet’in ilanına şahit olan Yıldız Sarayı Büyük Mabeyn Köşkü, 20 yıl süren çalışma sonunda eski ihtişamına kavuştu.

Köşkün çürüyen tahtaları, kurtlanan malzemeleri ve dökülen sıvalarının onarımı, işinin ehli ustalar tarafından 20 yılda bitirildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğüne bağlı İstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü Yıldız Sarayı Kontrol Amiri restoratör Ahmet Selbesoğlu, koruluk ve bahçeler içindeki köşk, saray ve çeşitli yapılardan oluşan 2 milyon metrekare alan üzerine kurulu Yıldız Sarayı’nın en büyük binası olan Büyük Mabeyn Köşkü’nün tarihî ve restorasyon uygulamaları hakkında bilgi verdi.

Bu bilgilere göre, Yıldız Sarayı’nın bulunduğu alan Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman döneminden itibaren av sahası olarak kullanıldı. Buraya ilk kez Yavuz Sultan Selim zamanında köşk yaptırıldı ve sonraki süreçte yapılaşma devam etti. Sultan Abdülaziz tarafından 1865’te dinlenme köşkü olarak Balyan ailesine yaptırılan Büyük Mabeyn Köşkü, sarayın en ihtişamlı ve büyük binası olarak tarihteki yerini aldı. Padişah olduktan sonra bir süre Çırağan Sarayı’nda ikamet eden 2. Abdülhamid, ailesiyle birlikte bir gece yarısı ansızın Yıldız Sarayı’na taşınarak, yaklaşık 1100 metrekare alan üzerine 3,5 katlı inşa edilen köşke yerleşti. 2. Abdülhamid, Avusturya-Macaristan Veliahtı Rudolf ve eşi (1884) ile Alman İmparatoru 2. Wilhelm’i (1889) yönetim merkezi olarak kullandığı Büyük Mabeyn Köşkü’nde kabul etti. 2. Meşrûtiyet’in ilânına şahit olan Büyük Mabeyn Köşkü’nde, Osmanlı-Rus savaşının kararları da alındı. Büyük Mabeyn Köşkü, 1920 yılının sonlarında Osmanlı İmparatorluğu’nun son padişahı Vahdeddin’in ayrılmasının ardından 3 yıl boş kaldı. Harp Akademileri Komutanlığının Maslak’taki yeni binasının yapıldığı 1978 yılına kadar hizmet veren köşk, daha sonra Kültür ve Turizm Bakanlığına devredildi.

MÜZEYYEN DÖŞEMENİN

ONARIMI 20 YIL SÜRDÜ

Mimar Selbesoğlu, yapının en önemli özelliklerinden birinin de bir metrekaresi 1600 parçadan oluşan “müzeyyen döşeme kaplamalar” olarak adlandırılan parkeler olduğunu belirtti.

Bunların yenisini yapmak yerine eskisini onarmayı tercih ettiklerini ve bunun için 20 yıldır çalıştıklarını ifade eden Selbesoğlu, bu süreci şöyle anlattı:

“Bir metrekare parkedeki bir parçayı çıkardık, yaklaşık 20 işlemden geçirerek, onu onardık, yeniden yerine koyduk. Bir metrekare döşemedeki 1600 parçanın her biri 20 işlemden geçtiğine göre, demek ki bir metrekare döşemede 32 bin işlem var. Büyük Mabeyn Köşkü’nde 2 bin metrekare döşeme yaptık. Yani 64 milyon işlem yapmışız. Üzerinden basıp geçiyoruz. Ama burada 20 seneye yayılan bir emek var.

Bu, hemen yapılan bir işlem değil. Buraya gelen ustalar onarıma başlamadan önce kendilerini yeterli gördüler. Bir tane yaptılar. Köşe çizgileri tutmadı. Her parça tek tek kesiliyor. Mikron oynadığınız zaman sapmalar oluyor. Ustalar bir sene deneme yaptılar. 1 yıl içinde kopyasını yapabilecek duruma geldiler. ‘Sonra yapmaya başlayabiliriz’ dedim. Aradan 20 yıl geçti. O zaman çocuklar bana ‘Hocam İstanbul’un en iyi ustasıyız’ derlerdi. Şimdi soruyorum ‘Ya hocam biz o zaman bir şey değilmişiz’ diyorlar. Bu san'at öğretmekle öğrenilen bir şey değil, yaşayarak öğrenilir.”

Ahmet Selbesoğlu, bir odanın tavan onarımı hakkında karşılaştığı bir olayı şöyle anlattı: “Restorasyon sırasında bir odanın tavanındaki kalem işleri yerine, yenilerinin yapıldığını gördüm. Ustaya ‘Eskisine ne oldu’ diye sordum. ‘Eski bezler çürümüştü, söktük, yeni bez yaptık’ dedi. Çok sinirlendim. Bizim yöntemimiz bu muydu? Bezi çöpten buldurdum, temizlettim, tekrar gerdirdim. Bezin üzeri Harp Akademileri zamanında boyanmıştı. Bunun üzerinden araştırma analizi yaparak önceki katmana ulaştık. Bezin yarısını koruduk. Usta bezin diğer yarısı için ‘Askerler muşamba yapmışlar, bez çıkmadı’ dedi. Tam inanmadım ama inanmaya mecburum. Yok olmuş bir şeyi ne yapacağım? O ustayı da uzun yıllar benimle çalışmasına rağmen işten çıkarttım.”

Bugünkü kalem işlerinin bir haftada yapıldığını, ama eskinin onarımının 2-3 ay sürdüğünü dile getiren Selbesoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “3 ay nerede, 1 hafta nerede? Müteahhide aynı parayı veriyorsanız, eskiyi onardığı zaman da yenisini yaptığı zaman da 100 alıyorsa bir haftalık olanı yapar. Restorasyon ağır bir iştir. Türkiye’de ne yapıyorlar? Eski bezi kesiyoruz, piyasada metresi 10-15 liraya Amerikan bez satılıyor. Üzerine yağlı boya yapıyoruz ve boyuyoruz. Altın varak yapıyoruz. Gelenler de ‘Aaa ne güzel olmuş’ diyorlar. Eseri tahrip ettiniz diyen yok... Eskinin onarılmış haline ise ‘Hiç güzel olmamış’ diyorlar. Bir yerde 250 yıl önce yapılmış kalem işi, bir yanda 3 ay önce yapılmış kalem işi... Yenisini ben kendi evime de yaparım. Bir yerde, bir şey yeni yapılmışsa bizim için onun bir ifadesi yok. Biz Büyük Mabeyn Köşkü’nü restore ederken hep bunu göz önünde bulundurduk ve eskiyi onardık. Onun için uzun sürdü, ama Türkiye’deki en iyi restorasyon oldu.”

25.01.2009


 

“Sur-i Sultani” için ilk adım

İSTANBUL 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı, “Sur-i Sultani Stratejik Vizyonu” projesinde İngiliz müzecilik danışmanlık firması Metaphor ile işbirliği yaptı.

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansından yapılan yazılı açıklamaya göre, Sur-i Sultani bölgesini bütünsel bir müzecilik anlayışıyla ele alan ajans, “Sur-i Sultani Stratejik Vizyonu” projesi kapsamında Topkapı Sarayı Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Aya İrini Müzesi, Darphane-i Amire gibi kurumların ve işleyişlerinin dünya standartlarına kavuşturulması için çalışmalara başladı. İngiliz müzecilik danışmanı Metaphor firmasıyla bugün sözleşme bağıtlayan ajans, bu çalışmayla Türkiye’de bir ilke imza atmış oldu.

Bu kapsamda Topkapı Sarayı Müzesi geçmişteki sınırlarına atıfla yeniden ele alınacak. Çalışma kapsamında Gülhane Parkı tarihsel bağlamına uygun şekilde “yeşil bir kamusal alan” olarak kurgulanacak, Darphane-i Amire yapıları düzenlenecek, İstanbul Arkeoloji Müzeleri “İmparatorluk Müzesi” oluşuna vurgu yapacak şekilde baştan tasarlanacak. Proje kapsamında stratejik vizyon sürecinin Nisan ayının sonunda, stratejik plan çalışmalarının ise 2010’un ilk aylarında tamamlanması hedefleniyor. Proje kapsamında gerçekleştirilen çalışmalar 2010 yılında bir sergiyle kamuoyuna sunulacak.

25.01.2009


 

Yerli turist müze sevmiyor

İZMİR Tarih ve Sanat Müzesi Müdürü Cemil Kanca, dünyanın pek çok yerinden yabancı turistin müzeyi gezdiğini, aynı ilgiyi yerli turistlerden göremediklerini bildirdi.

Kanca, yaptığı yazılı açıklamada, İzmir Büyükşehir Belediyesince 2004 yılında kurulan ve protokolle Kültür ve Turizm Bakanlığına devredilen Tarih ve Sanat Müzesi’nin, önemli eserleri bünyesinde bulundurduğunu belirtti. Özellikle Smryna ve Agora kazılarından çıkarılan eserlerle, İzmir’in yakın çevresinden getirilen eserlerin müzede yer aldığını ifade eden Kanca, “Dünyanın pek çok yerinden yabancı turist müzeyi gezerken, aynı ilgiyi yerli turistten göremedik. 2007 yılında 19 bin 102 yabancı ziyaretçiye karşılık 11 bin 828 yerli turist müzeyi gezdi. 2008’de ise 20 bin 85 yabancı turist, 12 bin 572 yerli turist müzemizi ziyaret etti” dedi. Kanca, ilk ve orta öğretim öğrencileri ile 65 yaş üstü vatandaşların ücretsiz gezebildiği müzeye girişin 3 TL olduğunu bildirdi.

25.01.2009


 

ESKADER kursları başlıyor

EDEBİYAT Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER) sanat kursları başlıyor.

2008 yılının yaz ve güz döneminde ilgiyle takip edilen kurslar 7 Şubat 2009 tarihinde yeniden başlayacak. Dil, Şiir ve Yazı kurslarına Senaryo Tekniği ve Fotoğraf kursları da ilâve ediliyor. Derneğin Cağaloğlu’ndaki merkezinde devam edecek kurslar, 30 Mayıs 2009 tarihine kadar Cumartesi günleri devam edecek. Senaryo Tekniği Tuncay Önür, Dil (Türkçe) Hüseyin Movit, Şiir Yusuf Bilge, Yazı Muhterem Yüceyılmaz, Fotoğraf kursu ise Ali İhsan Gülcü yönetiminde devam edecek. Kurs eğitimi sırasında dâvet edilecek yazar ve sanatçılar, birikimlerini, tecrübelerini ve düşüncelerini kursiyerlere aktaracaklar. Sanat kurslarına kayıt yaptırmak isteyenler, 0 (212) 5112323 ve 5112324 numaralı telefonlardan veya [email protected] ile [email protected] e-posta adreslerinden bilgi alabilecekler.

25.01.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır