"Gerçekten" haber verir 06 Mart 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Haberler

 

Hata pilotlarda değil, sistemde

Türkiye Havayolları Pilotları Derneği Başkanı Ali Ziya Yılmaz, THY uçağının Hollanda’daki kazasıyla ilgili olarak, “Burada imalât ve sistem hatası var. Bu sistem hatası otopilota yanlış işlemler yaptırıyor” dedi.

TÜRKİYE Havayolları Pilotları Derneği (TALPA) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ziya Yılmaz, THY uçağının Hollanda’daki kazasına ilişkin, ‘’Burada bir sistem hatası var. Bu sistem hatası otopilota yanlış işlemler yaptırıyor’’ dedi.

TALPA’nın Yeşilköy’deki merkezinde, THY uçağının Hollanda’daki kazasıyla ilgili Hollanda makamlarınca açıklanan rapora ilişkin basın toplantısı düzenlendi. Toplantının ardından soruları cevaplayan TALPA Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ziya Yılmaz, Hollanda Kaza İnceleme Heyeti tarafından Boeing firmasına uyarı yazısı gönderildiğini söyledi. Sistem hatasının kabul edilebilir bir hata olmadığını ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti:

‘’Uçakta iki ayrı yükseklik göstergesi var. Biri, deniz seviyesine göre olanı (tazyikaltımetre), diğeri de yere göre seviyeyi (radaraltımetresi) ölçer. Radaraltımetresinden alınan bilgileri otopilot değerlendirir ve ona göre işlem yapar. Otopilotla inişler ona göre yapılır. Radaraltımetresi 2500 feetten itibaren göstermeye başlar. 1950 feette eksi 8 feet gösterdiği için uçak kendini yerde sanmış. Yerde sandığı için de gaz kollarını geriye çekmiş, yani iniyor uçak düşüncesiyle. Ondan sonra sür'ati düşmüş. 500 feetten itibaren de uçak uçamayacağı sür'atlere kadar düşmüş. İmalat hatası var. Onun için uyarıyorlar firmayı. Bu ikazdan aldığı bilgilerle sesli bir ikaz yapmış kokpite. Radaraltımetresini dikkate almıyorlar. Çünkü çok kötü havalarda radaraltımetresiyle ineriz biz, normalde tazyikaltımetresini kullanırız. Sistemin böyle bir hata yapabileceği ikazı hiçbir yerde yazmıyor. Bu nedenle firmaya ikaz veriyorlar, ‘böyle bir sistem arızasının gerekli tedbirlerini alınız’ diye. Böyle bir arıza olacağını düşünmüyoruz bile. Burada bir sistem hatası var. Bu sistem hatası otopilota yanlış işlemler yaptırıyor. Bundan oldu bu olay.’’ İstanbul / aa

06.03.2009


 

Karşılıksız çekler arttı

Merkez Bankası tarafından bankalara duyurulan toplam karşılıksız çek sayısı Şubat ayında, geçen yılın aynı ayına göre yaklaşık yüzde 53,1 artarak 149 bin 186’ya çıktı.

Merkez Bankası verilerine göre, karşılıksız çek sayısı 2008 yılı Şubat ayında 97 bin 441 adet idi. Merkez Bankası tarafından bankalara duyurulan birikimli karşılıksız çek sayısı Şubatta, geçen yılın aynı ayıyla kıyaslandığında ise yüzde 48,4 artış göstererek 232 bin 500’den 345 bin 11’e çıktı. Mahkemeler tarafından yapılan bildirimlere göre, Merkez Bankasınca duyurulan yasaklanan çek sayısı da Şubat ayında, 2008 yılının aynı ayına göre yüzde 7,9 artarak 6 bin 127’den 6 bin 613’a yükseldi. Ankara / aa

06.03.2009


 

"Kavgacı siyasete hayır"

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, kavgacı ve çamur atma üzerine bir siyaset yapmadıkların ve asla yapmayacaklarını söyledi.

DP Lideri Süleyman Soylu, partisinin Zonguldak, Bartın il ve ilçelerindeki belediye başkan adaylarıyla İl Genel Meclisi adaylarının tanıtım törenlerine katılmak üzere Zonguldak’a geldi. Şehir merkezinde, Alaborna Restaurant’ta yapılan aday tanıtım töreninde konuşan Soylu, kavgacı ve çamur atma üzerine bir siyaset yapmadıkların ve asla yapmayacaklarını belirterek, ahlâklı belediyecilik anlayışıyla, mahallî idarelere saydamlık, berraklık, tarafsızlık ve ilke getirileceğine söz verdi. Soylu, seçimi kazanacak bütün DP belediye başkanlarının 30 Mart sabahı “kırat rozetini” çıkarıp, “hizmet rozetini” takacaklarını ifade etti. Daha sonra şehir turuyla Zonguldak DP Belediye Başkan adayı Hamza Kara ile halkı selâmlayan Soylu, buradan Kilimli Beldesi Belediye Başkanı ve yeni başkan adayı Ali Alparslan’ı makamında ziyaret edip tebrik etti. Zonguldak / Yeni Asya Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, ‘’Yepyeni bir Demokrat Parti anlayışıyla Türkiye’yi bütünleştireceğiz’’ dedi. Süleyman Soylu, seçim çalışmaları için geldiği Sinop’un Boyabat ve Durağan ilçelerinde vatandaşlara seslendi. ‘’Yolsuzlukların sona ermesi için, yoksullukların ortadan kalkması için 29 Mart’a hazır mısınız?’’ diyerek konuşmalarına başlayan Soylu, Türkiye’de ekonomik krizin giderek derinleştiğini dile getirdi. Vatandaşlara ulaşabilmek için gece gündüz yol aldığını, bu sırada insanların kepenk kapatmak zorunda kaldığını gördüğünü aktaran Soylu, ‘’Bu hükümetin uyguladığı ekonomik politikalar nedeniyle 40 yıllık dükkanını kapatan esnafın sıkıntısını yaşadım. Sıfır terörle devralmışlardı bu ülkeyi, şehit ailelerinin evindeki ağıtların sıkıntısını yaşadım’’ diye konuştu. Türkiye’nin borçlandırılığını, 650 bin kişinin 3 ayda işsiz kaldığını ileri süren Soylu, ulusun iktidardan memnun olmadığını ifade etti. ‘’Bu hükümetin ipini çekecekler 29 Mart’ta, bu hükümeti bitirecekler’’ diyen Soylu, şunları kaydetti: ‘’Yepyeni bir Türkiye hayal ediyorum. Herkesin inancına göre yaşadığı yepyeni bir Türkiye inşa edeceğiz, devletin vatandaşa güvendiği bir Türkiye inşa edeceğiz. Yepyeni bir Demokrat Parti anlayışıyla Türkiye’yi bütünleştireceğiz. Bu 40 yaşındaki genç adam, rahmetli Menderes’in partisini yeniden iktidara getirecek, Türkiye’nin en genç başbakanı olacak. Allah nasip edecek ben kaldıracağım yeşil kartı. Aynı modern ülkelerinde olduğu gibi T.C. kimlik numarasını gösteren herkes, doğduğu günden yaşamının sonuna kadar sağlıkla ilgili tüm hizmetlerden sonuna kadar bedava yararlanacak. Kimsenin yarınından endişe etmediği bir Türkiye oluşturacağız. Adaleti hemen gerçekleştiren bir Türkiye oluşturacağız. Ermenistan’ı, Rusya’sı, Yunanistan’ı ve Avrupa ülkeleriyle kardeş olan bir Türkiye oluşturacağız. Türkiye’nin bu yolsuzluk siyasetinden kurtulması için sizden güç istiyorum.’’ Sinop / aa

06.03.2009


 

Tüzmen: Roman havası oynayacağız

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Mersin’de, Roman vatandaşlarla biraraya geldiği toplantıda, ‘’29 Mart’ta bütün belediyeleri AK Partili yapıp, sonra da Roman havası oynayacağız’’ dedi.

Kürşad Tüzmen, yerel seçim çalışmaları kapsamında, AKP’nin Mersin Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Mustafa Eyiceoğlu, Akdeniz Belediyesi başkan Adayı Hacı Özkan ve partililerle, çoğunluğunu Roman vatandaşların oluşturduğu Turgut Reis mahallesini ziyaret etti. Mersin’i, turizm, tarım, ticaret, teknoloji ve taşımacılıktan oluşan ‘’5 T’’ formülüyle kalkındırmayı hedeflediklerini belirten Tüzmen, şöyle konuştu: ‘’Biz, AK Parti olarak söylediğimizi yapar, yaptığımızı söyleriz. 6.5 yıldır bakanlık yapıyorum ve herkesin içinde alnım açık gezebiliyorum. Çünkü, bugüne kadar verdiğim sözleri tuttum. Ekibime de güveniyorum. Onlar da verdikleri sözün eridirler. Bu şehir son 10 yılını boşa geçirmiş. Yanıbaşımızdaki Antalya’da insanlar geleceğe güvenle bakabiliyor. Peki biz niye bakmıyoruz? Kentimize ve kendimize güvenmenin zamanı gelmiştir. Roman’sız Türkiye, Roman’sız musiki, Roman’sız dünya, Roman’sız mutluluk olmaz. 29 Mart’ta bütün belediyeleri AK Partili yapıp, sonra da Roman havası oynayacağız.’’ Mersin / aa

06.03.2009


 

Besmele gibi laikliği anlatıyoruz

Kendilerini laiklik karşıtı gösterenlere tepki gösteren Erdoğan, “Biz her yerde—yani hâşâ—besmele çeker gibi laikliği anlatıyoruz. Bize kalkıp antilaik diyorlar. Böyle komik şey olur mu?” dedi.

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Biz her yerde, yani haşa besmele çeker gibi laikliği anlatıyoruz. Bize kalkıp anti laik diyorlar. Böyle komik şey olur mu?’’ dedi. ‘’24’’ televizyonunun ‘’Açık Görüş’’ programında soruları cevaplayan Erdoğan, ‘’Çetelerle mücadelede özellikle muhalefet partilerinin bir miktar, daha doğrusu CHP’nin rahatsız olduğunu ifade ettiniz. Muhalefet bundan neden rahatsızlık duymuş olabilir’’ sorusunu şöyle cevaplandırdı: ‘’Burada üzüldüğümüz nokta şu; her geçen gün kasetler falan çıkıyor, CD’ler ortaya çıkıyor ve buralarda ilginç şeyler ortaya çıkıyor. Bizim ülkemizde neler olmuş. Bunları yok farz etmek mümkün mü? Gönlümüz arzu eder ki bütün bunların olmadığı bir Türkiye, yaşanmadığı bir Türkiye. Biz öyle bir Türkiye’de olalım ki birbirimize hiçbir kurum veya kurumlar şüpheyle bakmasın. İnsanlarımızın birbirine şüpheyle bakmadığı, ülkemizde insanların adeta birbirlerinin hafıza kayıtlarını okuduğu bir yapı oluşmasın, ama şimdi bakıyorsunuz ki okuyoruz. Niyet okuyucular çıkmış ortaya, bol miktarda. Bize öyle bakanlar var. İster istemez bize de öyle bir zaman geliyor ki biz de farklı bakıyoruz.’’ ‘’İnternet sitelerine, medyaya yansıyan bilgiler bir döneme ilişkin çok önemli tanıklıkları da beraberinde getiriyor’’ sözleri üzerine Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ‘’Bunun bedeli var ama. Bir 14 Mart süreci yaşadık. Bunun bir bedeli olmadı mı Türkiye’ye. Burada samimî, açık net düşünenler bu bedeli gördüler zaten. Çünkü demokratik hayatın vazgeçilmez unsurları diyeceksiniz ve ondan sonra kalkacaksınız bu ülkede 16 milyon 500 bin insanın reyini almış bir siyasi partiyi Avrupa’da, dünyada, hiçbir yerde görülmemiş bir şekilde, hem de üstelik anti laik olmakla suçlayacaksınız. Biz her yerde, yani haşa besmele çeker gibi laikliği anlatıyoruz. Bize kalkıp ‘anti laik’ diyorlar. Böyle komik şey olur mu? Ben diyorum ki demokrasinin saygınlığını hep birlikte savunalım. Bunu birilerine sipariş etmeyelim. O zaman ülkemiz hem çok daha demokrasiyi güçlendirecek, hem de çok daha iyi bir noktaya gelecektir’’ Ankara / aa

06.03.2009


 

Balbay yine gözaltında

Ergenekon soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısının talimatı üzerine, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, sabah erken saatlerde Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay ile Neriman Aydın’ı evlerinde gözaltına aldı.

CUMHURİYET Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay ile Neriman Aydın, ‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında ek ifadeleri alınmak üzere İstanbul’a getirildi. Emniyet yetkililerinden alınan bilgiye göre, Ergenekon Soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısının talimatı üzerine, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, sabah erken saatlerde Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay ile Neriman Aydın’ı evlerinde gözaltına aldı. Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne getirilen Balbay ve Aydın’ın ek ifadelerinin alınması için aha sonra THY’nin tarifeli uçağıyla İstanbul’a getirildi. Ankara / aa

06.03.2009


 

Barajlarda doluluk, yüzde 80’i geçti

İSTANBUL'A su sağlayan barajlardaki doluluk oranı, son yağışlarla birlikte yüzde 80’in üzerine çıktı. İSKİ verilerinden derlenen bilgiye göre, İstanbul’a su sağlayan ve 868 milyon 674 bin metreküp su biriktirme hacmine sahip olan Ömerli, Darlık, Elmalı, Terkos, Alibey, Büyükçekmece, Sazlıdere, Istrancalar, Kazandere ve Pabuçdere barajlarındaki su rezervi bugün itibariyle son 2 yılın en yüksek su miktarı olan 696 milyon 826 bin metreküpe, doluluk oranı da yüzde 80,22’ye ulaştı. İstanbul / aa

06.03.2009


 

139 bin kişi kredi borcunu ödemeyedi

TÜRKİYE'DE Ocak ayında 138 bin 987 kişi ferdi kredi ve kredi kartları borcunu ödemedi. Merkez Bankası verilerine göre, ocak ayında ferdi kredi borcunu ödememiş kişi sayısı 56 bin 273, kredi kartı borcunu ödememiş kişi sayısı 82 bin 714 olarak belirlendi. Bankalarca bildirimi yapılan Merkez Bankasının negatif nitelikli ferdi kredi ve kredi kartları sisteminde yer alan kişi sayısı 2008 yılında bir önceki yıla yüzde 230,6 artarak 207 bin 636’dan 686 bin 547’ye yükselmişti. Ankara / aa

06.03.2009


 

TL, son bir yılda yüzde 15,4 değer kaybetti

TÜRK Lirası (TL) Ocak ayında, Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) ve Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE) bazında değer kaybetti. Merkez Bankası verilerine göre, 1995=100 bazlı reel efektif döviz kuru endeksi, Şubat ayında bir önceki aya göre, TÜFE bazında yüzde 1,9 azalarak 165,9’den 162,7’ye, ÜFE bazında da yüzde 0,9 değer kaybederek 134,9’dan 133,8’e geriledi. TL’nin değeri, küresel ekonomik krizin çıktığı Eylül ayından bu yana TÜFE bazında 15,2, ÜFE bazında da yüzde 17,3 oranında geriledi. TL’nin değeri ise Şubat ayı itibariyle bir yılda TÜFE bazında yüzde 14, ÜFE bazında ise yüzde 15,4 azalış gösterdi. Ankara / aa

06.03.2009


 

Ekonomi seçimden sonra da lâzım

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Mustafa Koca, ekonominin seçime feda edilmemesi gerektiğini, ekonomi kendilerine seçimden sonra da lazım olacağını ifade etti.

Koca, yaptığı yazılı açıklamada, ekonomik stresin, bütün sıkıntısıyla milletin üzerine çöktüğünü belirterek, ‘’Ancak seçim çalışmaları iyice hız kazandığından dolayı ekonomiden çıkan derin inilti sesleri, seçim meydanlarından yükselen hoparlör gürültülerinin altında yok olmaktadır’’ görüşünü bildirdi. Önceki krizlerden farklı olarak çıkış formüllerini dışarıdan aramanın pek mümkün görünmediğine işaret eden Koca, ihracat rakamlarının ürkütücü bir şekilde düştüğünü, buna bağlı olarak üretimin azaldığını ve işsizliğin yükseldiğini vurguladı. Koca, Türkiye’nin tedbir adına bir büyük paket açıklama işini bugüne kadar gerçekleştiremediğini ifade ederek, finans krizinden öte reel sektör krizinin yaşandığını, ancak finans merkezlerinin bu krizi sadece artırıcı nitelikte tavırlar takındıklarını kaydetti. Mustafa Koca, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: ‘’Hükümet olabildiğince hızlı bir şekilde kamu yükleri noktasında, yeni kaynaklar bulma noktasında, istihdamı destekleme noktasında, KOBİ’lerin ayakta kalmalarını sağlama noktasında, yeni pazarlar bulma noktasında, mevcut pazarlarla ilgili olan problemlerin çözümü noktasında acil tedbirler almalı ve alarm halinde çalışmaya yönelmelidir. Belki seçim için de en faydalı çalışma bu şekilde olacaktır. Ekonomiyi seçime feda etmeyelim. Ekonomi bize seçimden sonra da lazım olacak.’’ İstanbul / Yeni Asya

06.03.2009


 

Dünya ekonomisi ‘by-pass’la kurtulmaz

ABD’de ‘by-pass’ olan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, küresel ekenominin durumu ile kendisinin durumunu kıyaslarken, “Dünya ekonomisi hakikaten hasta. By-pass olacak durumu da yok. Ona başka bir tedavi uygulamak gerekiyor” dedi.

ABD’de deki tedavisinin ardından Türkiye’ye dönen Unakıtan, Atatürk Havalimanı’nda düzenlediği basın toplantısında bir haftaya kadar iş başı yapmayı düşündüğünü söyledi. Unakıtan, “El atılması gereken birçok konu var. Kendimi iyi hissediyorum” dedi. Ekonomik kriz ile ilgili bir soru üzerine, özellikle ABD’de bulunduğu dönemde krizin bu ülkedeki yansımalarını yakından gördüğünü aktaran Maliye Bakanı, Türkiye’nin ekonomik krizden gelişmiş ülkeler kadar etkilenmediğini söyledi. Dünya ekonomisinin içinde bulunduğu durumdan kurtulmasının çok kolay olmadığını ifade eden Bakan Unakıtan, küresel ekonominin durumu ile kendisinin durumunu kıyaslarken, “Dünya ekonomisi hakikaten hasta. By-pass olacak durumu da yok. Ona başka bir tedavi uygulamak gerekiyor” diye konuştu. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, tedavi amacıyla ailesiyle birlikte 10 Şubat’ta ABD’ye gitmiş, 16 şubatta Cleveland Clinic’te başarılı bir by-pass ameliyatı geçirmişti. İstanbul / cihan

06.03.2009


 

Dolar, 1.80 TL’yi zorluyor

Serbest piyasada dolar yükselişini dün de sürdürdü. Kapalıçarşı’da saat 14.00 itibariyle 1,7530 TL’den alınan dolar, 1,7600 TL’ye satıldı. Böylece dolar, son 33 ayın en yüksek seviyesine ulaşmış oldu. Gedik Yatırım Araştırma Uzmanı Yunus Kaya, dolarda kısa dönemde zirve olarak 1,80 TL seviyelerini öngördüklerini ifade etti. Dünyada dolara olan talebin sürdüğünü, aynı zamanda Avrupa merkez bankalarının faizleri en düşük seviyeyi indirmelerine ilişkin beklentinin doları güçlendirdiğini belirten Kaya, Türkiye’de de dolara olan talebin devam ettiğine işaret etti. Kaya, “Piyasada dibin oluşmadığı beklentisi, yatırım araçları arasında doları öne çıkarıyor” dedi. Kaya, Varlık Barışı kapsamında Türkiye’ye gelen dövizin nisan ayından itibaren bozdurulmasıyla doların 1,80 TL’yi aşmasının zor olacağını beklediklerini kaydetti. İstanbul / aa

06.03.2009


 

Eroğlu: Bürokrasi, işleri kolaylaştırmak içindir

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, bürokrasiyi kaldıracaklarını ifade ederek, “Bürokrasi, vatandaşların işlerini kolaylaştırmak içindir, engel koymak için değildir” dedi.

Kars’ta çevre koordinasyon toplantısına katılan Bakan Eroğlu, ‘’Kars’ta yapacağımız çok iş var. Kars, Pekin’den Londra’ya kadar uzanan büyük bir hattın ortasında yer alan önemli bir merkez haline gelecek’’ dedi. Ülkenin kalkınmaya ihtiyacı olduğunu belirten Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’Ülkemizin bütün dünya devletleri arasında gerçekten başının dimdik olması lazım. Biz, köklü, büyük bir tarihe sahip, şanlı bir tarihe sahip milletin evladıyız. Milletimizin bu şanlı tarihine yakışır şekilde gece-gündüz çalışmamız lazım. Birlik, beraberlik ve kardeşlik havası içinde inşallah büyük hedeflere doğru koşmamız lazım. Bunları yapacak olan bizleriz, sizlersiniz. İşte Kars’ı yönetecek arkadaşlar burada. En önden yönetici koşarsa vatandaş da arkadan koşar. Biz, özellikle vatandaşın işlerini pratik hale getireceğiz. Vatandaşın önünden biz yürüyeceğiz. Yani birtakım engelleri, bürokrasi denen bu lüzumsuz şeyi kaldıracağız. Bürokrasi, vatandaşların işlerini kolaylaştırmak içindir, engel koymak için değildir. Bunu lütfen anlayalım. Bir de burada bütün hedefimiz vatandaşlarımızın refah seviyesinin artması, onların mutluluğunun artmasıdır. Bu yüzden bizim de refah seviyesini artıracak birtakım projeleri üretmemiz ve geliştirmemiz gerekiyor.’’ Kars / aa

06.03.2009


 

DP'den Islâhiye'ye başörtülü aday

Demokrat Parti (DP), adaylığı iptal edilen Mehmet Uludağ’ın yerine eşi Malike Uludağ’ı İslahiye Beledeye Başkan Adayı gösterdi.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), AKP’den İslâhiye Belediye Başkan aday adayı olan ancak daha istifa ederek DP’den aday olan Mehmet Uludağ’ın adaylığını itiraz üzerine iptal etti. DP yönetimi, bunun üzerine Mehmet Uludağ yerine İslâhiye Belediye Başkan Adayı olarak eşi Malike Uludağ’ı belirledi. Aday gösterilmesinin ardından seçim çalışmalarına başlayan, İslâhiye’nin ilk kadın Belediye Başkan adayı olan Malike Uludağ, seçim bürosunda partililerle biraraya geldi. Uludağ eşine yapılan haksızlık karşısında onurlu bir davranış sergileyen İslâhiye halkına teşekkür etti. Uludağ “Parti yönetimi ve sizler bana bu görevi verdiniz. Ben bu görevi onurum kabul ediyorum. Ben sizlerle seçime kadar değil mezara kadar birlikte olacak bacınız olarak desteklerinizi bekliyorum” dedi. İslâhiye / Bilal Erdoğan

06.03.2009


 

İllerde oy kullanma saatleri belirlendi

YÜksek Seçim Kurulu (YSK), güneşin doğuş ve batış saatlerindeki farklılıklar sebebiyle 29 Martta yapılacak yerel seçimlerde 32 ilde oy verme işleminin 07.00-16.00 saatleri arasında tamamlanmasına karar verdi. Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanan YSK kararına göre, 07.00-16.00 saatleri arasında oy kullanılacak iller şunlar: ‘’Adıyaman, Ağrı, Artvin, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkari, Kars, Malatya, Kahramanmaraş, Mardin, Muş, Ordu, Rize, Siirt, Sivas, Trabzon, Tunceli, Şanlıurfa, Van, Bayburt, Batman, Şırnak, Ardahan, Iğdır ve Kilis.’’ Bu illerin dışında kalan illerde ise oy vermenin başlangıç ve bitiş saatleri 08.00-17.00 olarak uygulanacak. Ankara / aa

06.03.2009


 

KARARA BÜYÜK TEPKİ

Darfur’dakİ BM-Afrika Birliği Ortak Barış Gücü (MINUAD), tutuklama kararının ardından Darfur’da Beşir’e destek gösterileri düzenlendiğini duyurdu. MINUAD’a göre, Darfur’daki 3 büyük şehir El Faşer, Geneina ve Nyala’da hükümete destek gösterileri düzenlendi. Gösterilerin olaysız geçtiği bildirildi. Beşir’in yandaşları başşehir Darfur’da da sokaklara döküldü ve binlerce kişi şehirde gösteriler düzenledi. UCM’nin kararını protesto eden göstericiler, ‘’Beşir, seni kanımızın son damlasına dek koruyacağız’’ ve ‘’Beşir, seninleyiz’’ gibi sloganlar attı.

Bu arada Sudan, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) Devlet Başkanı Ömer Hasan El Beşir hakkında tutuklama kararı çıkarmasının ardından, yaklaşık 10 uluslararası sivil toplum kuruluşunu sınırdışı etmeye karar verdi. Sudan’ın Darfur bölgesinde faaliyet gösteren bir insanî yardım kuruluşunun adının açıklanmasını istemeyen bir yetkilisi, AFP’ye yaptığı açıklamada, ‘’Bize ülkeyi 24 saat içinde terk etmemiz söylendi. 10 kadar uluslar arası sivil toplum örgütü sınırdışı edilecek’’ dedi. Sudan’da çalışan ve adının açıklanmasını istemeyen BM yetkilisi de 10 kadar sivil toplum örgütünün sınırdışı edileceğini doğruladı. Bir başka sivil toplum örgütü yetkilisi de, ‘’UCM’nin kararından 5 dakika sonra bize ülkeyi terketmemizi söylediler’’ dedi.

AFRİKA BİRLİĞİ

ERTELEME İSTEYECEK

Afrika Birliği, UCM’nin Sudan Devlet Başkanı Ömer Hasan El Beşir hakkındaki tutuklama kararının ertelenmesi için girişimde bulunacak. Sudan’ın da üyesi olduğu Afrika Birliği’nin, bu isteğini iletmek üzere Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) bir heyet göndereceği bildirildi. Mısır Haber Ajansı MENA’nın yayımladığı açıklamada, ‘’Afrika Birliği, mahkemenin kararının sonuçlarını geciktirmek için BM Güvenlik Konseyi’ne üst düzey bir heyet gönderecektir’’ denildi. Açıklamada, Afrika Birliği’nin, Sudan’ın bağımsızlığına, istikrarına ve birliğine yönelik planlar karşısında bu ülkeyle dayanışma içinde olduğu vurgulandı. BMGK’nın, UCM’nin kararlarını 1 yıl erteleme hakkı bulunuyor.

ÇİN: KARAR

KAYGI VERİCİ

Çin yönetimi, UCM’-nin, Beşir hakkında verdiği tutuklama kararını “kaygı verici” olarak nitelendirdi. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Çin Gang, Darfur bölgesi ile Sudan’daki barış sürecini engelleyebilecek bütün girişimlere karşı olduklarını belirtti. Çinli yetkili, uluslar arası toplumun başlıca görevinin, Darfur’da istikrarı koruyarak, siyasî çözüm sürecini ve Birleşmiş Milletler ile Afrika Birliği tarafından başlatılan karma barış harekatını sürdürmek olduğunu söyledi. Sözcü, BM Güvenlik Konseyinden; Afrika Birliği, Arap Birliği ve Bağlantısızlar Hareketi üyelerinin sesine kulak vererek, UCM’nin statüsüne ilişkin Roma Sözleşmesinin 16. maddesi uyarınca söz konusu dâvâ sürecini durdurmak için girişimde bulunmasını istediklerini de ifade etti. Dış Haberler Servisi

06.03.2009


 

İKT: DARFUR’DA ÇÖZÜM ZORLAŞIR

İslÂm Konferansı Teşkilâtı (İKT), Sudan Devlet Başkanı Ömer Beşir hakkında tutuklama emri çıkarılmasını eleştirdi ve bunun, Darfur meselesinin çözümü yolundaki çabalara zarar verebileceği uyarısında bulundu.

İKT Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu imzasıyla yayımlanan yazılı açıklamada, UCM kararının Darfur’daki iç savaşın çözüme kavuşturulmasına yönelik girişimlere olumsuz etkisi olabileceği, Sudan ve bütün bölgenin istikrarını bozabileceği belirtildi. Açıklamada, BM Güvenlik Konseyinin UCM’nin kararını durdurması istenirken, Sudan hükümeti de savaş suçu işleyenlerle ilgili soruşturmaları hızlandırmaya dâvet edildi.

06.03.2009


 

İRAN, KARARI KINADI

İran, UCM’nin Sudan Devlet Başkanı Ömer Beşir hakkında tutuklama emri çıkarmasını kınadı. Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, ‘’büyük güçlerin etkisiyle alınan kararın siyasi olduğu’’ görüşüne yer verildi. ‘’Filistin, Lübnan, Afganistan, Irak ve diğer yerlerde insanlık ve savaş suçları işlenirken, UCM ve diğer ilgili mahkemelerin harekete geçmediği’’ kaydedilen açıklamada, bu kararın ‘’adil olmadığı’’ belirtildi. Açıklamada, ‘’Uluslar arası hukuka aykırı olan kararı şiddetle kınıyoruz’’ ifadesi kullanıldı. Darfur’daki sorunun Sudan’ın bir iç meselesi olduğu ifade edilen açıklamada, ‘’sorunun barışçıl yollardan çözümüne katkısı olacak girişimlerin olumlu karşılanacağı’’ belirtildi.

06.03.2009


 

Ünlü rap sanatçısı Müslüman oldu

Albümlerİ ABD’de listeleri alt üst eden ünlü rapçi Snoop Dogg, Müslüman olduğunu açıkladı. Dünyaca ünlü ABD’li rap şarkıcısı Snoop Dogg Müslüman oldu. Daha önce bu yönde gelen iddialar doğrulanmazken Müslüman olduğunu Snoop’ın kendisi açıkladı. Albümleri ABD’de listeleri alt üst eden ünlü rap şarkıcısı, geçtiğimiz hafta Chicago’da gerçekleşen “İslâm Ulusu Topluluğu (Nation of Islam) Toplantısı”na katıldı ve İslâm dinine geçtiğini açıkladı. ABD’li siyahi Müslüman liderlerden ‘Vaiz Farrakhan’ın konferanslarını dinlediğinde çok etkilendiğini söyleyen rapçi, “Farrakhan’ın bir konuşmasını dinlediğinizde kendinizi onun aynasında görüyorsunuz. Birşeyleri düzeltmek için neler yapabileceğinizi görüyorsunuz” dedi. Dış Haberler Servisi

06.03.2009


 

Oslo’da Müslüman okula red

Norveç’İn başşehri Oslo’da belediye meclisi, Müslüman çocuklarına eğitim vermek amacıyla okul kurulmasını reddetti. Norveç haber ajansı NTB’nin haberine göre, Norveç’e Müslüman ülkelerden gelen ailelerin çocuklarının devam etmesi amacıyla kurulmak istenen özel okul hakkında belediye meclisi üyeleri olumsuz görüş bildirdi. Üyeler, buna gerekçe olarak, “okula devam edecek öğrencilerin radikal görüşe sahip insanlarla bağlantı kurma ihtimallerini” gösterdi. Stockholm / aa

06.03.2009


 

Alnımızın akıyla bugünlere geldik

YENİ Asya Gazetesi’nin 40. yılı Eskişehir hanım okuyucuları tarafından da büyük bir ilgi ile kutlandı. Program gazetemiz yazarlarından Mehtap Yıldırım’ın Yeni Asya’nın serencamını anlatan konuşmasıyla başladı. Bundan otuz dokuz yıl önce “lahana yaprağı kadar da olsa bir gazete” diyen Zübeyir Gündüzalp Ağabey’in gayretleriyle ve diğer himmet sahiplerinin çabalarıyla ortaya çıkan Yeni Asya’nın çeşitli badirelerden geçerek bu günlere geldiğini söyleyen Mehtap Yıldırım, “Yeni Asya olayların içinde pişerek, darbelerden ve muhtıralardan alnının akıyla geçerek bu günlere gelmiştir” dedi. Yeni Asya Gazetesi’nin eğitim ve kültür hayatına olan katkılarına da değinen Yıldırım, Yeni Asya’nın bir okul olduğunu vurguladı.

Ardından “Günümüz hanımlarının meselelerine Hanımlar Rehberinden çözümler” adlı bir sunum yapan Bizim Aile Dergisi Yayın Koordinatörü Yasemin Güleçyüz, çağımız hanımlarının huzur arayışlarının reçetesinin “Hanımlar Rehberi” olduğuna dikkat çekti. Hanımların gençlerden daha ziyade bir rehbere muhtaç olmasının sebeplerine değinen Yasemin Güleçyüz, gençleri de yetiştiren ve değiştirenlerin hanımlar olduğunu vurguladı. Bir toplumu yozlaştırmak, tahrip etmek için önce hanımların kullanıldığına işaret eden Güleçyüz, hanımların yegâne rahat ve saadetinin İslâmiyet’in güzelliklerinden ayrılmamak olduğunu kaydetti. Aile saadetinin sağlanmasında kadın ve erkeğin birbirine müsbet mânâda örnek teşkil etmesi gerektiğine değinen Yasemin Güleçyüz, “Eşinizi takvada, hayırda, güzel amellerde taklit edin; onlar da sizin güzel hasletlerinizi, takvanızı taklit etsinler” dedi. Eşlerin birbirine ebedî arkadaş, refika-i hayat olduklarını; kadının erkeğin esiri olmadığı gibi âmiri de olmadığını ifade eden Güleçyüz, Peygamber Efendimizin (a.s.m) kızı Hz. Fatıma’ya “Sen Ali’ye cariye olursan, o da sana köle olur” nasihatini hatırlattı. Tesettürsüzlüğün aile hayatını tahrip etmesine de değinen Güleçyüz, tesettürün hanımlar için fıtrî olduğunu, Hanımlar Rehberi'nden örneklerle geniş ve ilmî tesbitlerle açıkladı. Bizim Aile Dergisi Yayın Kurulu Üyesi Fatıma Nur Hacınebioğlu da, “Sevgi Toplumunda Kadının Yeri” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Hacınebioğlu, çocuk eğitiminde ailenin öneminden bahsederek, çözüm yolları sundu.

RABİA BEŞTAŞ / ESKİŞEHİR

06.03.2009


 

İHH’dan Afganistan’daki yetimlere yardım

İHH İnsanî Yardım Vakfı, çetin geçen kış şartları sebebiyle zor günler yaşayan Afganistan’daki yetimlere acil yardımda bulundu. 105 yetim çocuğun barındığı Talukhan Yetimhanesi’ne yakacak odun, jeneratör için mazot, yatak, çarşaf ve battaniye yardımı yapılırken; 120 yetim çocuğun barındığı Gazne Yetimhanesi’ne çarşaf, battaniye ve gıda yardımı yapıldı. Yardımlar, yetimlerin üç aylık ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde ayarlandı. İHH ekipleri, yetimlerin yanı sıra 6 milyon insanın açlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğu Afganistan’da ihtiyaç sahibi aileleri de unutmadı. Yeni Bağlan ilçesine bağlı Cilevgir, Girdap, Akmescit, Cari Huşk Köyleri ile eski Bağlan ilçesine bağlı Sereki Nev, Sereki 10 ve Sereki 8 köylerindeki ihtiyaç sahibi ailelere 35 kg un dağıtıldı.

Sebze fiyatında

yüzde 100 artış

nSON haftalarda yaşanan olumsuz hava şartlarının, özellikle yaz sebzesi bazı sera ürünlerinde yüzde 100’e varan oranlarda fiyat artışına sebep olduğu bildirildi. Mersin Hal Müdünü Atilla Gümüşoğlu, geçen yıllara göre bütün ürünlerde bolluk yaşandığını ancak, son haftalarda başta don olmak üzere sera alanlarındaki olumsuz hava şartlarının bu bolluğu etkilediğini söyledi. Ürünlerin gelişimi ve hasadında soğuk hava dolayısıyla yaşanan sıkıntının, haldeki ürünlere de fiyatlarda yükselme olarak yansıdığını anlatan Gümüşoğlu, ‘’Narenciye ürünleri çok fazla etkilenmedi ancak bazı yaz sebzelerinde fiyatlar geçen aya göre yüzde 100’e varan oranda arttı. Fiyatlardaki yükselme, küresel krizin de etkisi ile satışlara yansıdı. Tüccarlar ise tahsilat konusunda sıkıntı yaşıyor’’ dedi.

06.03.2009


 

İzmit’te, Yeni Asya Neşriyata büyük ilgi

İZMİT'TE gerçekleştirilen kitap fuarına katılan Yeni Asya Kitabevi halktan büyük ilgi gördü. İzmit NCİTY Alışveriş Merkezi’nde 13 Şubat -1 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilen fuara Yeni Asya Kitabevi de katıldı. Fuarda, Yeni Asya Neşriyat yayınlarına vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Yeni Asya Kitabevi yetkilisi Salih Oral, krize rağmen diğer yayınevlerine oranla daha büyük bir ilgiyle karşılandıklarını ve önemli miktarda kitap satışı gerçekleştirdiklerini söyledi. Fuara katılan İzmitli vatandaşlar bu gibi sergi ve fuarların devamını istediklerini belirttiler. İzmit / ALİ DÖNMEZ

06.03.2009


 

Sorunlar, Yalova’da görüşülecek

YALOVA Üniversitesi ve Türkiye Akademisyenler birliğinin birlikte düzenlediği ve 3 gün devam edecek olan organizasyonda bilim İnsanları, ülke ve dünya sorunlarını Yalova’da tartışarak çeşitli konularda tebliğler sunacak. Türkiye’nin seçkin bilim insanlarının katılacağı "21. Yüzyılda Türkiye’de Sosyal Bilimler ve Toplum Bilimleri Sempozyumu” konulu organizasyon 6 Mart Cuma Günü başlayıp, 8 Mart Pazar akşamı sona erecek. Sempozyumun ilk gün açılışı 6 Mart Cuma günü saat 14.00’te Yalova Halk Eğitim Merkezinde yapılacak. Yalova / YAVUZ TOPALCI

06.03.2009


 

Denizli’de, okullar bir gün tatil edildi

DENİZLİ'DE deprem incelemesi dolayısıyla okullar bir gün tatil edildi. Denizli’de günlerdir meydana gelen sarsıntılar sebebiyle yapılan incelemelerde dün de olağanüstü bir hareketlilik gözlemlendiği, muhtemel bir depreme karşı bu kararın alındığı bildirildi.

06.03.2009


 

Hükümete bir yetki tırpanı da Danıştay’dan

DANIŞTAY İdarî Dâvâ Daireleri Kurulu, Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Yönetmeliği’nin, bazı hükümlerinin yürütmesini durdurdu. YARSAV, 24 Ocak 2007 tarihli söz konusu yönetmeliğin bazı maddelerinin iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle Danıştay’da dâvâ açmıştı. Dâvâyla ilgili ilk incelemesini yapan Danıştay 2 ve 5. Dairesi müşterek heyeti, yönetmeliğin 5. maddesinin 2. fıkrası, 24. maddesinin 3. fıkrası ve 90. maddesinin 3. fıkrasındaki bazı ibarelerinin yürütmesini durdurmuş, diğer hükümlerin yürütmesinin durdurulması talebini ise reddetmişti. Müşterek heyetin kararına dâvâlı Adalet Bakanlığı ve dâvâcı YARSAV’ın itiraz etmesi üzerine dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na geldi. Müşterek heyetin yürütmesini durdurduğu hükümlerle ilgili itirazı reddeden Kurul, bunun yanı sıra yönetmeliğin bazı hükümlerinin daha yürütmesini durdurdu. Gerekçede, ‘’Mahkemelerce yapılan tüm faaliyetlerin denetiminin ve bu denetimin sonuçlarının gereklerinin yürütme erkine bırakılmaması hatta yürütmenin etki ve gözetiminin dahi bulunmaması hukukun genel ilkelerinin ve üstün kamu yararının mutlak gereğidir’’ denildi. Ankara / aa

06.03.2009


 

AYM’den CHP’ye red

ANAYASA Mahkemesi, 5377 sayılı Kanun’un, kanuna aykırı eğitim kurumu açanların cezalarını indiren ve bu tür yerlerin kapatılmasını öngören Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ilgili hükmünü kaldıran maddesinin iptal talebini reddetti. CHP, 5377 sayılı Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 3. maddesiyle 5237 sayılı TCK’nın 13. maddesinin (1) numaralı fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen (2) numaralı fıkranın ve 29. maddesiyle değiştirilen 5237 sayılı Kanun’un 263. maddesinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle Anayasa Mahkemesi’nde dâvâ açmıştı. Ankara / aa

06.03.2009


 

Tunceli için 2 müfettiş görevlendirildi

İÇİŞLERİ Bakanı Beşir Atalay, Yüksek Seçim Kurulu’nun Tunceli Valisi Mustafa Yaman hakkındaki kararının ardından konunun araştırılması ve incelenmesi için 2 mülkiye başmüfettişi görevlendirdi. YSK, önceki gün yaptığı toplantıda, ‘’Tunceli Valisi’nin (Mustafa Yaman) YSK’nın seçimin düzenine ve dürüstlüğüne ilişkin kararlarını uygulamakta gösterdiği duyarsızlığın, idari disiplin yönünden gereğinin takdir ve ifası isteği ile İçişleri Bakanlığına bildirilmesini’’ kararlaştırmıştı. İçişleri Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, bu kararının ardından İçişleri Bakan Beşir Atalay konunun incelenmesi ve araştırılması için 2 mülkiye başmüfettişini görevlendirdi. Ankara / aa

06.03.2009


 

Asit kuyularının açılmasına güvenlik engeli

SİLOPİ Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bazı kişilerin öldürülerek atıldığı iddia edilen kuyularda yapılması planlanan kazı kararını güvenlik gerekçesiyle ertelediği bildirildi. Şırnak Baro Başkanı Nuşirvan Elçi, yaptığı açıklamada, Silopi Cumhuriyet Başsavıcısı Atilla Öztürk’ün kendilerine güvenlik gerekçesiyle kuyularda dün kazıya başlanmayacağını bildirdiğini ifade ederek, ‘’Silopi Sulh Ceza Mahkemesi 5-11 Mart tarihlerinde kazılara başlanmasına karar vermişti. Ancak, bugün (dün) kazı yapılmayacağı bize iletildi’’ dedi. Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı 1990’lı yıllarda öldürülen bazı kişilerin Silopi’deki bazı kuyulara atıldığı iddiasıyla ilgili başlattığı soruşturma kapsamında dün kuyularda kazıya başlanması kararlaştırılmıştı. Silopi / aa

06.03.2009


 

TV çocuklara zararlı

Renklİ ve hareketli görüntüsüyle çocukların ilk aylardan itibaren ilgisini çeken televizyonun, çocuk gelişimi açısından çok büyük riskler taşıdığı bildirildi. Televizyon karşısında uzun süre kalan çocukların konsantrasyon güçlüğü çektiğine dikkat çeken uzmanlar, ayrıca çocukları hareketsiz ve pasif bir hayat tarzına ittiğini belirtiyor. Bursa Zübeydehanım Doğumevi Çocuk Gelişimci Uzmanı Aysun Demirok, okul öncesi dönemde çocuğun sosyal, duygusal ve zihinsel gelişiminin hızlı bir şekilde devam ettiğini söyledi. Bu anlamda çocukların televizyon karşısında uzun süre vakit geçirmemeleri gerektiğini kaydeden Demirok, “Bu dönemlerde soyut düşünce gelişmediği için her şeyi somut olarak yorumlarlar. Televizyon uygun olarak izletilmediğinde çocuklar konsantrasyon güçlüğü çekebilmekte ve dikkatini toplamakta sıkıntılar yaşanmaktadır. Ayrıca çocukları hareketsiz ve pasif bir hayat tarzına iterek ve yanlış özdeşim modelleri kurmasına sebep olabilmektedir.” dedi. Demirok, çocuğa olumlu televizyon alışkanlığı kazandırabilmek için yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı: “Anne baba çocuğun kaç gün ve kaç saat televizyon izlemesi konusunda bir plan yapmalıdır ve bu plana uygun hareket edilmelidir. Anne baba televizyonu çocukla birlikte ortak bir alana koyarak seyretmelidir. Televizyon izleme konusunda tutarlı davranmalıdırlar. Seyretmemesi gereken programları neden izlememesi gerektiği anlatılmalıdır. Anne babalar çocuğu televizyon izlemenin dışında resim yapması, kitap okuması, müzik, spor gibi aktivitelerle ilgilenmesi konusunda yönlendirmeliler. Anne baba televizyon izleme konusunda çocuklarına doğru model olmalıdır. Çocuğun izledikleri bazı kahramanların sadece film, hikâye olduğu, gerçekte olmadığı anlatılmalıdır.” Bursa / cihan

06.03.2009


 

Yumurta, kaslar için birebir

ABD’de yapılan bir araştırma, yumurtada bulunan yüksek kalitedeki proteinin kas gelişimi ile enerji ve tokluk hissine önemli katkıda bulunduğunu gösterdi. Illinois Üniversitesi araştırmacıları, 25’ten fazla protein araştırmasını gözden geçirdiklerinde, yumurtadaki proteinin düzenli ve sürdürebilir enerji sağlamasının yanı sıra düzeyi düştüğünde verim veya enerji azalmasına yol açan kan şekeri veya ensülin seviyesinde dalgalanma oluşturmadığını belirledi. Yumurtadaki proteinin ayrıca her yaştaki insanda kas kütlesinin korunması, gelişimi ve çalışmasını doğrudan etkilediğini gören araştırmacılar, yüksek kalitedeki bu proteinin insan vücudunun ihtiyaç duyduğu kas kütlesini inşa ve korumak için bütün temel amino asitleri sağladığını ortaya çıkardı. Illinois / aa

06.03.2009


 

Biyonik gözle yeniden görmeye başladı

İngİltere’de 30 yıldır görmeyen bir hasta, takılan biyonik göz sayesinde artık ışıkları görebiliyor. Londra’nın Moorfield Göz Hastanesinde 7 ay önce deneysel bir ameliyat geçiren 73 yaşındaki Ron isimli İngiliz, Argus I adı verilen biyonik gözü sayesinde yollardaki beyaz çizgileri takip edebildiğini, hatta beyaz, gri ve siyah giysileri bile ayırabildiğini söyledi. Soyadını açıklamayan görme engelli kişiye takılan biyonik göz, bir güneş gözlüğüne yerleştirilen kamera ve video işlemciyi kullanarak, elde ettiği görüntüyü gözün dışındaki mini alıcıya kablosuz şekilde gönderiyor. Alıcı bundan sonra veriyi çok ince bir kablo aracılığıyla retinadaki elektrotlara aktarıyor, elektrotlar da uyarıldığında, optik sinirler üzerinde mesajları, uyarılan elektrotlara uygun biçimde ışık ve karanlık nokta modellerini anlayabilen beyne iletiyor. Amerikan Second Sight firması tarafından geliştirilen biyonik göz sayesinde hastaların, aktarılan görsel modelleri anlamlı görüntüler şeklinde algılayabilmeleri bekleniyor. Londra / aa

06.03.2009


 

Silâh sıkmak isteyen poligona gitsin

HalkI korku ve paniğe sevk ederek havaya ateş eden vatandaşlara polisten uyarı geldi. Bursa Emniyet Müdürlüğü, silâh atmayı çok isteyen vatandaşlara özel atış poligonlarını tavsiye etti. “Silâh sıkmak için illa silâhınız ve merminiz olmasına gerek yok” diyen emniyet yetkilileri, şehir merkezinde havaya ateş edenlere göz açtırmayacaklarını söyledi. Özellikle maç sevinçlerini kutlamak isteyen bazı kişiler silâha sarılınca istenmeyen olaylara sebebiyet veriyor. Bursa Emniyet Müdürlüğü, hâlen şehirde bir özel silâh atış poligonu olduğunu belirterek, “Silâh sahibi olmasanız bile atış yapabilirsiniz. Devlet tarafından izne tabi olarak, açılmış olan özel poligonlardan faydalanabilirsiniz. Bu poligonlarda belirlenen bedel karşılığında atış yapabilir, bu hobinizi kanunlara uygun şekilde kendinizi ve çevrenizdekileri tehlikeye sokmadan güvenli bir şekilde görevli nezaretinde geliştirebilirsiniz” uyarısında bulundu. Bursa / cihan

06.03.2009


 

Cassini, yeni uydu keşfetti

ABD Havacılık ve Uzay Kurumu (NASA), Cassini uzay aracının Satürn gezegeninin G halkasında mini bir uydu keşfettiğini açıkladı. NASA’da görevli bilim adamları, Cassini’nin G halkasında yaklaşık 600 gün süren incelemeleri sırasında kaydettiği ve Dünya’ya geçtiği görüntüleri analiz ederek, kendisine ait halka kemeri bulunan çapı 600 metre civarındaki mini uyduyu keşfetti. Bu uyducuğun G halkasının ana kaynağı olabileceğini düşünen bilim adamları, Cassini’nin tesbitinden önce G halkasının bilinen bir uyduya sahip olmayan tek halka olduğunu, bunun da zaten garip olduğunu belirtti. Ankara / aa

06.03.2009


 

NASA: Dev göktaşı dünyayı teğet geçti

Amerİkan Havacılık ve Uzay Kurumu NASA, geçen Pazartesi günü devasa boyutlarda bir asteroidin (göktaşı) dünyayı "teğet geçtiğini" bildirdi. NASA'dan yapılan açıklamada, yüzyıl kadar önce Sibirya'ya düşen ve yaklaşık 512 bin dönümlük bir alanı tahrip eden göktaşı büyüklüğündeki asteroidin dünyanın 78 bin 532 kilometre yakınından geçtiği kaydedildi. Açıklamada, "2009 DD45" adı verilen asteroidin yapay uyduların yerküreye uzaklığının 2 katı, ayın uzaklığının ise 5'te 1'i biri kadar mesafeden geçtiği ifade edildi. Söz konusu asteroidin Şubat ayı sonunda fark edildiği ve izlenmeye başlandığı, dünya için tehlike oluşturmayacağının bu sırada belirlendiği de açıklamada yer aldı. Pasadena / aa

06.03.2009


 

Çin, uzay programına başlıyor

ÇİN, Hainan eyaletinde kuracağı yeni uzay merkezinin inşaatına yakında başlıyor. Şinhua ajansının bildirdiğine göre, Çinli yetkililer, yeni uzay merkezinin inşasının bir süre önce sivil ve askerî makamlarca onaylandığını belirterek, Vençang şehrinde kurulacak merkezin yüksek taşıma ve fırlatma kapasitesi ile düşük maliyet giderlerine sahip olacağını kaydetti. İddialı bir uzay programı yürüten Çin, kısa süre önce, yörüngede kendisine ait bir uzay istasyonunun ilk modülünü 2010’da uzaya fırlatacağını ve 2011 başlarında ilk uzay aracının modüle kenetleneceğini açıklamıştı. Çin Eylül’de, Uzun Yürüyüş II-F roketinin taşıdığı Şenzu-7 uzay aracı ile 3 astronotu uzaya göndermiş ve ilk uzay yürüyüşünü başarıyla yerine getirmişti. Pekin / aa

06.03.2009


 

Doğum gününde idam ettiler

ABD'de bir mahkûm idam edildi. 1991 yılında soygun sırasında adam öldürmekten idam cezasına çarptırılan 38 yaşındaki Kenneth Morris, doğum gününde dün zehirli iğneyle idama gönderildi. Ceza, Teksas'taki Huntsville cezaevinde infaz edildi. Morris, aynı eyalette bu yıl idam edilen 16. mahkûm oldu. Washington / aa

06.03.2009


 

Virüsler bakterilere karşı

Bİlİm adamları üzerinde ‘’oynama’’ yaptıkları virüsleri, antibiyotiklere karşı direnç gösteren bakterilerle savaş için kullanacak. Alınan bilgilere göre, MIT ve Boston Üniversitesinden bilim adamları, antibiyotiklere karşı direnç kazanmış ya da direnç gösteren ve hastanın iyileşmesini engelleyen ya da yavaşlatan bakterilere karşı, üzerlerinde parazit olarak yaşayan virüsleri modifiye ederek mücadele etmelerini mümkün kılan yeni bir yöntem geliştirdi. Geleneksel antibiyotikler savunma sistemlerini zayıflatsa da bakteriler her geçen gün daha dirençli hâle geliyor. İlaç geliştirmekten daha ucuz olduğu belirtilen yeni yöntemde, modifiye edilmiş parazit virüsler, geleneksel antibiyotiklerle birlikte kullanıldığında DNA’sı bozulan bakterilerin savunma sistemini düşürüyor ve gelişmesini önlüyor. Araştırmacılar, virüsleri fareler üzerinde denedi. Bakteri bulaşmış farelerde, hem modifiye edilmiş virüs hem de antibiyotikler birlikte kullanıldığında hayvanların yüzde 80’i yaşama imkânı bulurken, sadece antibiyotik tedavisi uygulanan farelerin yüzde 20’si hayatta kalmayı başarabildi. ABD Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi verilerine göre bu ülkede antibiyotiklere dirençli bazı bakteriler yüzünden her yıl 94 bin kişi hastalanıyor, bunlardan 19 bini ölüyor. Bakteriler, antibiyotiklere karşı sürekli direnç kazanırken geçtiğimiz on yıl içerisinde antibiyotiklerin yeterince geliştirilmediği ifade ediliyor. Washington / aa

06.03.2009


 

Suça karşı opera

Yenİ Zelanda’da bir kasabanın belediye yetkilileri, hoparlörlerden opera şarkıları yayınlamaya başlayalı beri suç oranının azaldığını düşünüyor. Auckland yakınlarındaki Waitakere kasabasında, üç yıldır sokak hoparlörlerinden opera şarkıları yayınlanıyor, toplu taşıma araçlarında klâsik müzik çalınıyor. Belediye Başkanı Bob Harvey, müziğin insanların halet-i ruhiyyesini olumlu etkilediğini düşünüyor. “Mozart, Vivaldi, Çaykovski ve biraz da Dame Kiri çalıyoruz” diyen belediye başkanı, suç işleme oranının bu müzik sayesinde azaldığına inanıyor. Wellington / aa

06.03.2009


 

Hollanda’nın camileri külliye gibi

Hz. Peygamber Efendimizin (asm) katkı ve iştirakleriyle başlatılan meşhur “Kuba” mescid ve camiinin yapımlarındaki teşvik ve işarâtıyla, başta Türkiye olmak üzere bütün dünya ülkelerinde cami yapımı devam etmiş ve hâlen de bütün hızıyla devam etmektedir. Camilerin muhafazası, korunması ve yaşatılması elzemdir. Başta Türkiye olmak üzere, âlem-i İslâm’da, ecdad yadigârlarının kaynağı olan bu eserlerin korunması konusunda ciddî olarak durulması lâzımdır.

Türkiye’de görevli imam ve müezziniyle resmen açık 77 bin cami var. Ve bu camilerin minarelerinden günde 385 bin defa ezan-ı Muhammedi okunmakta, bu cihetle Türkiye bugün dünyada bir numara. Hollanda’da irili ufaklı minareli, minaresiz 450 cami bulunmaktadır. Hollanda’daki camilerin Türkiye’den farkları bir külliye mesabesinde olmasıdır.

Hollanda’daki 450 caminin hepsini değil, fakat örnek mânâda birkaç tanesini takdim etmek istiyorum: Mevlânâ Camii, Kocatepe Camii, Nasır Camii, Süleymaniye Camii… Bu camilerin herbiri harika. Hangi bakımdan harika ve Türkiye’deki camilerden farkı nedir, diye sorarsanız cevabım şu olur. Rotterdam’daki Mevlânâ Camiinin içine ailesi veya şahsî olarak giren bir mü’minin her müşkülatı hallediliyor. Caminin içlerinde bir kâğıt parçası ve bir çöp yok. Cami yerden ve yandan ısıtmalı. Caminin bir bölümünde kütüphanesi var, bir bölümünde kıraathanesi var, bir mânâda sohbethane ve çay içme yeri, içinde TV’sine kadar pek çok şey var. Bir bölümünde Kur’ân kursu görevi gören yerleri var ve mutad Kur’ân dersleri burada devam ediyor.

Bir bölümünde gençlerin seyretmesi için büyük ekranlı televizyonlu bölüm var. Burada millî maçlar ve Türkiye’den süper lig maçları seyrediliyor. Buna ilâveten özel bir bölmede çok miktarda bilgisayar var, internet ağı ile dünya ile iletişim kurulmakta ve bilgiler alınmaktadır.

Tuvaletler son sistem tertemiz ve içinde sıcak ve soğuk sular mevcut. Ayrıca Türkiye’den çok farklı olan bu mezkûr cami ve emsali camilerde tuvaletlere bitişik rahatlıkla banyo yapılacak veya duş alınacak, temiz ve sıhhatli bölümler var. Anadolu’nun bağrından gelen çok kişi bu sisteme ayak uydurmaktadırlar. "Temizlik imandandır” hadis-i şerifi buralarda hakim olmuş ve tecelli etmiştir.

Nasır Camii gibi Türkler dışındaki Müslümanların yaptırdıkları camileri de gezdim, gördüm, ibadet ettim. O camiler de aynıydı. Kendi dillerini ve örf ve âdetleri her şekilde deruhte edilmektedir. Her kesim kendi lisanları örf ve geleneklerini hem yaşamakta ve hem de yeni nesillere öğretmekte ve örnek hareketler sunmaktadırlar. Bu mezkûr yerler günün büyük bölümünde açıklar. Yani sabah namazından gece 24’lere kadar…

Yine aynı yerlerde lokantalar var. Bir arkadaşını, aileni ve dostunu buralara götürüyorsun, her cihetle doyarak ayrılmanın zevkini ve inşirahını yaşıyorlar. Şimdi Türkiye’de bu tarz ve minval üzere kaç cami var? Soruyorum Diyanet Teşkilâtına, 77 bin camide bu tarz kaç cami var? Müşahede ettiğim bir çok camide namaz bittikten sonra hoca efendi kapıyı kilitliyor ve her şey diğer bir vakte kadar kapanıyor. Olur mu böyle şey? Peki oradaki gençler ve cemaat ne işler yapıyor, imam veya müezzinin başka görevleri nedir? Cami derneklerinin mütevelli heyetleri nerede? Bunların hepsi camiler haftasına kalmadan konuşulmalı ve çareler üretilmelidir.

Çokları AB için veya Avrupa için ağzına geleni söylüyor, fakat gerçek görüntü bu. Yalnız camilerimizi kıyasladığımızda ne kadar açıklarımızın olduğunu görmekteyiz. Daha acıklı tarafı, Avrupa’da 500 Ayasofya Camii var ve hepsi ibadete açık. Ya bizim İstanbul’daki Ayasofya’dan ne haber? Diyanet Teşkilâtının ve cemaatlerin yalnız hac organizesiyle işleri bitmiyor, camiler artık külliye haline gelmelidir ve bu nev'î ruhsatla hayata geçmelidir. Yapılacaksa tam yapılmalıdır ve caminin manevî anlamı heder edilmemelidir. Bu itibarla Hollanda da camilerini bir külliye ve bir büyük medrese halinde gördüm. Gözlerim yaşardı.

2008 itibarıyla ayrı ve önemli bir tesbitim de şudur: Cami ve buna benzer tarihî yapıların içinde normalinden fazla sesler ve tarihî binayı yıpratmakta ve tahrip etmektedir. Nitekim bazı tarihî müzelerimizde bu ses yankıları kaldırılmıştır. Bu yeni ilmî tesbiti ecdadımız mazinin derelerinde yakalamış, senin ve benim önüme koyduğu muhteşem camilerde göstermiştir. Elbette görenlerle, içinde olup görmeyenler de var.

Üstünde durduğum, özellikle Türkiye’de çoğunlukla Mimar Sinan mühürlü, bu harika camilerimizin bir ucundan bir ucuna en ufak ses duyulmaktadır, sistem ve teknik böyle yapılmış. Türkiye’de olduğu gibi, maalesef Hollanda’da da gördüm. Cami içinde yüksek sesle bağırmak yetmiyormuş gibi, buna bir de ses cihazı ekleniyor. Bu hâl ecdadın san'at eserine tamamen bir hakarettir. Eğer Mimar Sinan hayatta olsa, bu muhteşem eserin teknik sisteminin hukuku için, bunların topunu kadı efendilere celb ederdi. Nerde kaldı camide sağır muamelesi gören Müslümanların hakkı? Hele küçük camilerdeki koca hoparlörlere ne demeli?

Çünkü büyük Mimar Sinan, ses akustik sistemini koymuştur. Dünya buna da hayran. Biz imam ve müezzinlerin cami içinde ve minareden okunan sesleri işitiyoruz. Kulaklarımızın sağır olmadığına göre bu bağırmak neyin nesi? Hele makamsız okunan ve uzatmalarda 4 elif miktarını 44 elif miktarına çıkarılan ve dinen cevaz verilmeyen “teganni” biçiminde uzatmalara mutlaka erbabı tarafından müdahale edilmeli, aslı gibi okunmalıdır. Bununla beraber verilen Cuma salâları da bunun içindedir... En büyük vebal bunların başındaki müftülerindir. Adeta kontrol mekanizması kopmuştur. Eğri oturup doğru konuşalım, bazı yerlerde “tespihin ipi kopmuş”…

14 asır önce Kur’ân-ı Kerim, Lokman Sûresi 19. âyette yüksek ses yasaklanmış ve bir hayvan sesi de misal gösterilmiştir. Bu ölümsüz ifade, çağımızda da Kur’ân’ın mû'cizeliğini ve tazeliğini yine ortaya koymaktadır. Çünkü bağırmakla iknâ olunmuyor. Hollanda’nın bazı şehirlerinde belediye başkanı ve meclisinin kararı ile Cuma namazları dışa sesli olarak verilmektedir. İnşaallah mezkûr ses dengesi sağlandıkça, oralarda bir eşitlik olacaktır inancındayım. Yani ülkelerimiz arasında vasatı bulacağız ve bulmalıyız.. Elbette işin ehilleri geldikçe ve ortaya çıktıkça olacaktır…

HOLLANDA DA ULAŞIMDAKİ

AHENK VE İSTİKRAR..

Hollanda’nın bir ucundan bir ucuna 280 km... 16 milyon nüfuslu bu güzel ülke, takriben çoğunluğu denizi doldurularak meskenler kurulmuştur. Yani adeta bir nev'î suyun üstünde yaşamaktadırlar. Kendilerini her şekilde ve büyük teknik bir çalışma içinde denizden, denizin dalgalarından ve büyük akıntılardan yüksek ve alçak kanallar ile koruyorlar.

Şehirciliğin zirvesindeler. Benim önüme biri gelse “Ben belediye reis adayı olacağım” dese, ona ilk göstereceğim ülke, Hollanda ve onun harika şehirleri... Gidip oraların alt yapısı ile üst yapısını ve şehirlerinin trafik işleyişini görüp gelmesi lâzım. Bir kaldırım diğer kaldırımdan yüksek değil. İnsan yolu ayrı, bisiklet yolu ayrı binek arabaların yolu ayrı… Yaya geçenlere son derece saygı mevcut.

Hollanda’yı iki büyük nehir parselliyor, bir şehirden 5-6 defa geçiyor. Bu nehirler “Maas Tunnel ve Rijn nehirleridir. Rijn Almanya’ya kadar gidiyor ve Belçika’nın doğusundan da geçiyor. Maas ve Rijn nehrinin ikisi de Rotterdam’ın içinden geçiyor. Ayrıca Hollanda’nın kuzeye, yani İngiltere’ye bakan yakası tamamen deniz. O kıyı bölgelerinden de dünyaya yine deniz işletmeciliği açılıyor.

Bahsi geçen şehirler sanayinin zirvesindeler. Bu iki büyük nehir şehirden geçiyor, fakat geçtiği her yerde devâsâ köprüler var. Yüzlerce aracın geçtiği bu köprülerdeki nöbetçi ve görevli kişiler gemilerden sinyal alınca, büyük ana caddeyi trafiğe kapatarak köprüyü açıyor. Böylelikle o modern büyük cadde haşmetiyle adeta ayağa kalkıyor ve gemiler de oradan insanları ve yüklerini taşıyor. Bütün bu işler gürültüsüz, kavgasız ve torpilsiz hak geçirmeden olmaktadır.

Bu cihetle, taşımacılık gayet ucuz, kolay ve sür'atli. Günün 24 saati çalışıyor. Buralardan gece geçtik, gündüz geçtik, bir son model saat gibi çalışıyor. Hiç kimse birbirine mani değil. Bir polisi caddede görmedim, fakat bir olay olduğunda sayısız polis bir anda oraya müdahale ediyor. Son derece disiplin mevcut.

Bizim kaptan-ı deryamız Rıza Bey, Atalay Bey ve emsali kardeşlerimiz arabaya besmeleyle bindikten sonra, ilk işleri koltuktaki kemere bağlanmak. Sorduğumda aldığım cevap ise, “Efendim, her yerde kamera var, senin kemersiz olduğunda plâkan ile otomatik olarak resmini çekiyor ve daha sonra aldığın aylığın yarısı kadar para cezası gelir, ödemediğinde artar ve araban trafikten men edilir” oldu. Böyle bir disiplinde hadi göreyim kemer takmayanları…

Hava meydanlarına 50 km’den işaretler var. Bizim bazı büyükşehirlerde hava alanının ancak girişinde ve küçük olarak levhalar var. Aramızdaki fark böyle. Sayısız futbol sahası var, çoğunlukla şehrin dışında ve binlerce kişi katılıyor. Şehirdeki vatandaşı rahatsız edecek bir kelime ve ses gelmiyor. Bu sistem yapılmış, sistem sesi stadyumun içine alıyor. Bizim stadyumlar şehirlerin içinde ve sabaha kadar küfür ve bağırış çağırışlardan uyuyamazsın. Bunlar da ayrı bir ses trafiği. Nerde bizim belediye adayları ve imar müdürleri? Kulakları çınlasın…

HASILI KELÂM

Maddî rahmetin aralıksız yağdığı ve her an 4 mevsimin göründüğü Hollanda’da, manevî rahmetin bütün şaşaasıyla tecelli edeceğine ümitvarım. Görünen irili ufaklı 450 cami ve yüzlerce medrese ve dershanedeki kalp ve ruha hitap eden sadalar kubbe-i asumanda barigâh-ı Rahmetin kapılarını açacaktır. Nasıl geçti 18 gün bilemedim, acaba rüyada mı idim, yoksa hakikat mıydı? Her taraf maddî ve manevî olarak ışıl ışıldı. Hizmetleri ve hizmet erbablarını gördükçe, gönlümüz ışıldıyordu, sevinçten gözlerim yaşarıyordu. Hep iyi tarafa baktım, iyilerle birlikte oldum. İfrat ve tefritten ziyade, vasatı bulduk ve bulmaya çalıştık..

Ayrıca o diyarlarda bir vicdan muhasebesi yaparak büyük bir cehd ile bize bir çok cihetle yardımcı olan, vasıtalarıyla taşıyan ve imkânlarıyla misafir eden, bizim gibi Allah için koşan, konuşan ve yazan serdengeçtilere kalplerini, dergâhlarını, dershanelerini, konferans salonlarını açan ve yürekleri Allah aşkıyla dolu cengâver bay ve bayan kardeşlerime, hassaten Rektör Prof. Ahmet Akgündüz’e, Prof. Bünyamin Duran’a, Nusretlere, Rızalara, Atalaylara, Nur Muhammedlere, Muratlara, Hasibelere, Nurdanelere, Sevgilere, Rukiyelere, Atifelere, Gülşenlere, Nurefşanlara, Hanzadelere, hasılı bütün emeği geçen ve bizim için hayır duâsında bulunan, civanmert can dostlarıma kalbî şükranları sunuyorum. Bahtları açık olsun, Allah yardımcıları olsun..

—Son—

[email protected] / www.haliluslu.com

HALİL USLU

06.03.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır

Kurumsal Linkler:
Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl

Reklam Linkleri:
Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla