Haberler |
Suriye’de görülecek çok yer var |
Rehberimiz Şam şehrini Kasyon tepesinden seyretme zevkinin bir başka olduğunu söylediğinde hepimize bir uyarıda bulunmuştu. Fotoğraf makinelerimizin pillerini yenilemeyi... Ne demek istediğini tepeye çıkınca daha iyi anladım. İnsanlar, gece ve gündüz bu tepeye o mükemmel manzarayı kuşbakışı seyretmek için çıkıyorlarmış. Yürüyüş yapmak isteyenler, özellikle akşam yemeği yemek isteyenler burasını tercih etmekteymişler. Bizim gibi ilk defa gelenler için bir Şam gecesini Kasyon tepesinde yaşayabilmek ayrı bir güzellik taşımaktaydı. Şam’ın kafile üzerindeki etkilerinin oldukça fazla olduğunu görme imkânı oldu. Yüz yıl önce bu toprakların hakimi neslin torunları mazideki dedelerinin ihtişamı karsısında etkilenmişlerdi. Hama şehrine geldiğimizde ise bizi bir başka sürpriz karşıladı. Hama, Suriye’nin 5. büyük şehri. Yaklaşık 1 milyon 350 bin nüfus barındırıyor. Şehrin tarihi, M.Ö. 5000 yıllarına dayanıyor. Asi Nehri, şehrin içinden geçiyor. Doğu dillerinde Hama, “kale” anlamına geliyormuş. Asi Nehri üzerindeki su dolaplarından ötürü Medinetün-Nevair (Su dolabı şehri) de deniliyor. Hama da çok kısa bir moladan sonra çıktığımız yolumuz ikinci defa bu sefer güneşin etrafı aydınlattığı saatte Humus’tan geçiyor. Suriye’nin en büyük rafinerisi burada kurulmuş. Benzinin Türk parasıyla 1.3 TL mazotun 0.70 TL olduğu Suriye’nin toplam iki rafinerisi bulunmakta. Öğleyi biraz geçmişti ki Halep şehrine varabildik. Planladığımızdan oldukça gecikmiş vaziyette. Halep kalesinin etrafı Türkiye’nin hemen her köşesinden gelen tur arabalarıyla dolu. Halep, Türk sınırlarına yaklaşık 60 km mesafede Suriye’nin ikinci büyük şehri. Tarihin en eski dönemlerinden günümüze kadar gelebilmiş bir şehir. Nüfusunun 4 milyon’a yakın olduğu ifade edilmekte. Nüfus yapısındaki mozaik yüzyılların tarihi ve kültürel birikimini yansıtmakta. Arapça’nın yanı sıra çarşılarında Türkçe, Ermenice ve Fransızca hâlâ kendine yer bulabilmekte. Muhteşem kalesinin dışında cami, medrese ve hamamları kadar büyük kiliseleri ile de şehir tam bir mozaik.. Halep kalesi şehirden 50 metre yükseklikteki doğal bir tepenin üstüne kurulmuş. Halep Kalesi’nin yerinde, çok eskiden bir Hitit Tapınağının olduğu söyleniyor. Daha sonra bir Yunan Tapınağı’na çevrilen yapı, 10.yy’da Hamadani hanedanı döneminde Seyf Ed-Devle tarafından, haçlı ordularına karşı stratejik bir kale olarak tahkim edilmiş. Bugünkü Halep Kalesi, Selahaddin-i Eyyubi’nin oğlu Malik el Zahir Gazi döneminde şehrin merkezi olarak yeniden inşa edilmiş ve çevresi 20 metre derinliğinde bir hendekle güçlendirilmiş. Giriş kapısı, hendeğin üstüne açılır bir köprüyle karşıya bağlanmış. Yapı itibariyle Gaziantep Kalesine çok benziyor.
HZ. ZEKERİYA CAMİ AVLUSU Eh sonunda Şam-Halep gezisi kültür ağırlıklı kısmı bitmiş alışveriş kısmına gelmiştik. Rehberimizin pazarlıksız hiç bir malı almamız gerektiği gibi uyarılarla birlikte istenirse Türk gençlerine Türk lirasıyla 5 milyon verildiği takdirde rehberlik yaparak bizim adımıza pazarlık yapabileceği tiyolarından sonra bir anda Halep Kapalı çarşısına dağıldık. Yapı olarak kıyaslandığında İstanbul’un Mısır çarşısındaydık sanki. Çarşıya girer girmez ağır bir baharat kokusu ile karşılaşıyorsunuz. Toplam 12 kilometrelik bir genişliğe sahip çarşı için hem zaman, hem de enerjimiz azalmıştı. Halep Kapalı çarşının büyük bir kısmı 15.yy’da yapılmış. Ortadoğu’daki en uzun çarşısı olan bu çarşı, birbirini takip eden hanlardan oluşmaktadır. Çarşı içindeki çok sayıda kervansaray günümüzde imalâthane olarak kullanılır. Bu büyük çarşıda iş kollarına göre ayrılmış esnaflar genel olarak; turistik eşyalar ile baharat, halı-kilim, ip, giysi, dokuma, el işleri ve baharat satıyor. Yaklaşık iki saati aşkın meraklı gözlerle gezdik dolaştık. Şimdi de dönüş yoluna koyulmuştuk. Manevi havayı teneffüs etmek isteyenler için ziyaret edilecek çok yer var Suriye’de. İslâm tarihinin ilk dönemlerine ait camiler, medreseler, birçok İslâm düşünürü ve sahabe türbelerini görmek mümkün. Ayrıca İslâm öncesi dönemlerle ilgili birçok esere de rastlayabilirsiniz. Suriye’nin her tarafı adeta tarih ve kültür kokuyor.
—SON—
|
A. LEVENT ERTEKİN 27.06.2009 |