22 Temmuz 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Basından Seçmeler

Devlette devamlılık, hukukta dermansızlık

Bu kadar tesadüf fazla olur.

Aynı isimlerin etrafında kümelenmiş bu kadar çok gölgenin ardında...

“Kralın” tümden çıplaklıklığı değilse bile...

İç karanlığının iç çamaşırları sırıtır.

***

Bakın nasıl dönüyor devran...

Nasıl yürüyor kervan.

Siz nasıl yolcusunuz...

Hancı nasıl hükümran.

***

Bir bürokrat “Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü” iken...

Cezaevlerinde devlet eliyle, adı üstünde, Hayata Dönüş diye “katliam” yapılıyorsa...

Bu önce utançtır, sonra ödenecek bir hukuki, idari bedel.

Oysa sistem burada ödüllendiriyor.

Hadi siyasilerin yine de siyasi bedel ödeme ihtimali var.

Nitekim, başka nedenlerle de olsa...

O “katliam”ın ne koalisyonu iktidar, ne partileri hükümet, ne (istisna hariç) bakanları bakan.

Ama genel müdürü, yüksele yüksele, bugün “hukuk kıyımı” noktasına varabiliyor.

***

Çünkü, galiba şöyle:

Bazı müthiş adamlar var ki...

Bunların adı “devlette devamlılık.”

Kara kutu, kutu karası, devletin yen içindeki yarası.

Bunlar, sorumlu oldukları cezaevlerinin kan gölüne dönmesiyle de yürüyor...

Türkiye’nin en kritik, en karanlık cinayetlerinden bir plaza suikastının faillerinden birinin, en karanlık yeraltı ailelerinden birine temizletilecek şekilde, adeta taammüden aynı cezaevine konmasıyla da yürüyor...

Ne yürümesi, koşuyor, koşuyor...

Bitkin iktidarlar bunları bayrak yarışının sopası gibi bir sonraki iktidara devrediyor...

Ve geliniyor bugüne.

Katliam cezaevlerinden kıyım yüksek kurullarına.

Ne utanma, ne beis, ne tereddüt.

Sanıkla yan yana fotoğraf çektirelim...

Yetmedi, sanığın da dahil olduğu çok kritik davanın savcılarını çektirelim...

Yetmedi, faili meçhul, kayıplar, gömmeler, işkenceler... Artık bir devletin lekeleri adına akla gelebilecek ne varsa, hasbelkader bunları kurcalayan, sorgulayan kim varsa çektirelim.

“Devlette devamlılık” böyle bir şey.

“Devletin sopası” elden ele böyle bir şey.

Utanmanın, sıkılmanın, hesap vermenin, kiriyle vedalaşmanın, pasıyla helalleşmenin, vatandaşıyla yüzleşmenin olmadığı “sürekli sürek avı” gibi bir şey.

***

Ama ne olacak ki...

Bu iktidar da sonuçta devlet olmak istedi, istiyor.

“Devleti ele geçirmek” için “devletleşmek, devletleştirilmek” mubah ya!

O yüzden, her katliam katliamdan; her cinayet cinayetten; her kara kutu karanlıktan sayılmıyor.

Ölü tersane işçilerinin üstünde adeta tepinenlerden, aha işte, şimdi dertlendikleri o müthiş Ceza ve Tevkif Evleri Müdürünü baş tacı ettikleri günlere kadar.

(...)

Hikâye budur:

Devleti kapmak, devlet olmak isterseniz, devlet de sizi kapar, ham yapar, oranızdan buranızdan koparır, devletleştirir, leştirir, leşleştirir!

Umur Talu

Sabah, 21.7.2009

22.07.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.