29 Temmuz 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Haberler

 

ŞİKÂYET VE SUÇ DUYURULARI İNCELEMEYE ALINDI

Ergenekon hakim ve savcıları şimdilik yerinde kaldı, ama yerleşik uygulama ve teamüllere aykırı bir şekilde, savcıların başına ikinci bir başsavcı vekili atandı. Ayrıca kuruldan, savcılar hakkındaki şikâyet ve suç duyurularının Adalet Bakanlığınca işleme konularak sonuçlandırılması kararı çıktı. Ardından Bakanlık, dün yaptığı açıklamada, 10 şikâyet dosyasının incelemeye alındığını bildirdi.

İKİNCİ BİR BAŞSAVCI VEKİLİ NEREDEN ÇIKTI?

Eski savcı Avcı: “Aynı görevi icra edecek ikinci bir başsavcı vekilinin olmasını istemek çok garip. Bunun, HSYK'nın talebi ve diretmesiyle olduğu görülüyor. Bu doğal olarak Ergenekon soruşturmasının sağlıklı yürütülmesine dair endişe uyandırıyor. Bir ilde iki vali olamayacağı gibi kritik soruşturmaları yürütecek savcıların başında da iki başsavcı vekili olamaz.”

GÜNLERDİR devam eden HSYK toplantıları anlaşmayla bitti, Adalet Bakanlığı ile HSYK arasındaki kriz ara formülle aşıldı. Başta Zekeriya Öz olmak üzere Ergenekon savcılarının görev yeri değişmedi. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) merakla beklenen 2009 Yaz Kararnamesi 21 günlük maratonun ardından tamamlanabildi. Yaklaşık 15 saat süren toplantının ardından anlaşmaya varıldığını Adalet Bakanı Sadullah Ergin, kameraların karşısına geçerek açıkladı. Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) Yaz Kararnamesi’nde Ergenekon savcı ve hakimleri yerlerini korudu. Üç İstanbul hakimi de İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na atandı. Bakan Ergin, 140 hakim ve savcının yer aldığı listenin gece saatlerinde HSYK’nın internet sitesinde yayınlanacağını söyledi ve başka ayrıntı vermedi. Ancak Bakan Ergin’in açıklamasından kısa bir süre sonra detaylar netleşmeye başladı. İlk olarak Ergenekon savcısı Zekeriya Öz’ün yerinde kaldığı bilgisi geldi. Ardından, diğer Ergenekon savcılarının da görelerinde kaldığı belli oldu. Ergenekon savcı ve hakimleri hakkındaki iddialar ve suç duyuruları nedeniyle görev yerlerinin değiştirilmesini isteyen kurulun 5 yargıç üyesi ile Adalet Bakanlığı arasındaki kriz, ara formülle aşıldı. Ergenekon soruşturmasında görevli savcılar hakkındaki şikayetlerin işleme konulması garantisini alan HSYK, 7 savcı ile mahkeme heyetinin görev yerlerinde kalmalarına karar verdi. Bu kararla birlikte görev yerleri değiştirilen isimler arasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Turan Çolakkadı ile Ergenekon soruşturmasında görevli cumhuriyet savcıları Zekeriya Öz, Fikret Seçen, Mehmet Murat Yönder, Nihat Taşkın, Kasım İlimoğlu, Ercan Şafak ve Mehmet Ali Pekgüzel yer almadı. BAKANLIĞIN ŞİKÂYETLERİ DİKKATE ALMASI HSYK KARARI ALTINA ALINDI HSYK, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılarla ilgili şikayet ve suç duyuruları için Adalet Bakanlığı tarafından yasal gereği başlatılarak işlem yapılmasını da hükme bağladı. Bu karar doğrultusunda, Ergenekon soruşturmasının siyasallaştığı, masumiyet karinesinin ihlal edildiği, usulsüz arama ve dinleme kararları ile somut delil olmadan verilen gözaltı talimatları mercek altına alınacak ve gerekirse soruşturma başlatılacak. Savcılarla ilgili nihai kararı yine HSYK verecek. Kurul ayrıca soruşturmayla ilgili en kilit noktalardan biri olan Ergenekon savcılarının da bağlı bulunduğu İstanbul Başsavcıvekilliğine Olcay Seçkin’i atadı. Seçkin, soruşturmanın bundan sonraki sürecinde yine aynı görevde bulunan Turan Çolakkadı ile birlikte söz sahibi olacak. Ergenekon savcıları yaptıkları iş ve işlemlerden Çolakkadı’nın yanısıra Seçkin’e karşı da sorumlu olacaklar. Seçkin, çok tartışılan arama, teknik takip ve gözaltı kararlarında söz sahibi olacak. Ergenekon Dâvâsına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Başkanı Köksal Şengün ve üyeler Hasan Hüseyin Özese, Sedat Haşıloğlu ve Hüsnü Çalmuk’un görev yerlerinde de değişiklik yapılmadı. Ankara / aa-cihan

29.07.2009


 

'Yaz Kararnamesi'nde dikkat çeken isimler

HAKİM ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) Yaz Kararnamesi’nde Ergenekon savcı ve hakimleri yerlerini korudu.

Üç İstanbul hakimi de İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na atandı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yargılanmasını isteyen Sincan Hakimi Osman Kaçmaz da yerini korudu. HSYK, uzun süredir beklenen Yaz Kararnamesi’ni açıkladı.

Kararnamede; İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Turan Çolakkadı ile Ergenekon soruşturmasında görevli Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Murat Yönder, Kasım İlimoğlu, Nihat Taşkın, Fikret Seçen, Ercan Şafak ve Mehmet Ali Pekgüzel’in isimleri yer değiştiren hakim ve savcılar arasında geçmedi.

Ergenekon savcı ve hakimlerinin yerlerinin değişmediği kararnamede; ‘İstanbul hakimi’ olarak görev yapan Recai Akgün, Serap Durmaz ve Ertuğrul Kubilay, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na atandı. Bu hakimlerin Ergenekon davasında görevlendirilip görevlendirilmeyeceği önümüzdeki günlerde belirlenecek.

Kararnamede dikkat çeken atamalardan biri de Adıyaman Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ahmet Kalpak’ın faili meçhul cinayetleri araştıran Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’nda görevlendirilmesi oldu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yargılanmasını isteyen ve adı, Ergenekon Dâvâsının Ankara’ya alınmasıyla mahkemede savcı olarak görevlendirilmesi gündeme gelen Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Osman Kaçmaz’ın yeri de değişmedi. Anayasa Mahkemesi Raportörü olarak atanan Berrak Yılmaz ise, Çorum Ortaköy Cumhuriyet Savcılığı’ndan bu göreve getirilmesiyle dikkat çeken bir başka isim oldu. Ankara/aa-cihan

29.07.2009


 

GİRESUN YİNE SELE TESLİM

Karadenizde sel, özellikle Giresun’da büyük hasara sebep oldu. Konuyla ilgili açıklama yapan Belediye Başkanı Kerim Aksu, “Etkili olan bu yağış kente bir önceki yağıştan iki kat daha fazla zarar verdi. Şu an hasarın boyutunu rakamlarla anlatabilmem mümkün değil” dedi.

Gİresun başta olmak üzere, önceki akşam saatlerinden itibaren etkili olan yağışlar, Doğu Karadeniz’de hayatı olumsuz etkiledi. Giresun’da, şehir merkezinde, denize dökülen Aksu Deresi ile Boğacık Sütlaş, Küçükgüre ve Büyükgüre derelerinin taşması sonucu özellikle Hacı Hüseyin Mahallesi’nde ev ve iş yerlerini su bastı. Giresun İtfaiye Müdürlüğüne, 111 adet ev ve iş yeri su baskını ihbarı yapıldı. Eğimli yerlerdeki sokak ve caddelerde, akıntının kaldırım taşlarını sökmesi dolayısıyla maddî hasar oluştu.

Yetkililer, çok sayıda ev ve iş yerini su basmasına rağmen, birkaç gün önceki selde dere yataklarının açılması dolayısıyla, araçların sürüklenmesi gibi bir durumun yaşanmadığını söyledi. Aksu Deresi kenarındaki binalarda oturan ve mahsur kalan yaklaşık 10 kişi, sivil savunma ekiplerince kurtarıldı. Giresun Belediye Başkanı Kerim Aksu, ‘’Etkili olan bu yağış kente bir önceki yağıştan iki kat daha fazla zarar verdi. Alt yapıda büyük hasar oluştu. Bu afet karşısında iş makinesi ve insanın, insan gücünün yapabileceği bir şey yok’’ dedi.

Öte yandan, şehirdeki sel sebebiyle alt yapının hasar görmesi sonucu bazı mahallelere elektrik, buna bağlı olarak da su verilemiyor. Ankara / aa

RİZE: Rize’de de etkili yağışlar sonucunda toprak kayması oldu. Ev ve işyerlerini su bastı. Rize Valisi Zekeriya Şarbak, şehirde dere taşkınlarına sebep olan sağanağın gündüz etkili olması dolayısıyla, tehlikeyi fark eden vatandaşların riskli bölgeleri terk ettiğini, şu ana kadar can kaybı olmadığını söyledi.

TRABZON: Trabzon Havalimanı’na kadar uzanan yolun bir bölümü ile Trabzon-Akçaabat Karadeniz sahil yolu bölümünün bazı bölümlerinde oluşan su birikintileri, trafiği olumsuz yönde etkiledi.

ORDU: Şehir merkezi ile Perşembe ve Ünye ilçelerinde bazı ev ve iş yerlerini su bastı. Yetkililer, vatandaşları muhtemel sel ve heyelana karşı dikkatli olmaları konusunda uyardı.

ZONGULDAK: Zonguldak’ın Çaycuma ve Gökçebey ilçesi ile bazı beldelerde yaşanan selde, 12 milyon 183 bin 513 TL’lik hasar meydana geldiği bildirildi. Bayındırlık ve İskân Müdür Vekili Mithat Bahadır, 12-18 Temmuzdaki aşırı yağışlar sonucu meydana gelen su baskını afeti dolayısıyla müdürlüklerinin yanı sıra kaymakamlıklar, İl Tarım Müdürlüğü, İl Özel İdare Müdürlüğü ve belediyelerce hasar tesbitinin yapıldığını söyledi. İl Tarım Müdürü Yusuf Akın da ilk belirlemelere göre Çaycuma genelinde 113 çiftçiye ait 1070 dekar alanın hasar gördüğünü ve zararın 200 bin lira civarında olduğunu söyledi.

29.07.2009


 

3G sağlığı olumlu etkileyecek

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Çerezci, 3G üzerinden görüntülü konuşma sayesinde cep telefonlarının beyinden uzak tutularak görüşülmesinin insan sağlığını olumlu yönde etkileyeceğini söyledi.

Uzmanlara göre, görüntülü konuşmada telefonun direkt kulağa götürülmeden konuşulması sebebiyle cep telefonun yaydığı elektromanyetik radyasyon, beyni daha az etkileyecek. Görüntülü konuşma ayrıca telefonu belli bir açıdan sürekli sabit tutulmasını gerektirdiğinden konuşma süresi de kısalacak. Telefonun kulağa götürülerek yapılan klasik konuşma sebebiyle cep telefonunu yaydığı elektromanyetik radyasyonun doğrudan beyni etkilediğini ifade eden Çerezci, 3G görüntülü konuşma sayesinde ise cep telefonların beyinden uzak tutularak görüşülmesinin insan sağlığı için olumlu bir adım olduğunu vurguladı. Sakarya / cihan

29.07.2009


 

Frekans sorunu bu yıl çözülmeli

RATEM Başkanı Yusuf Gürsoy, frekans tahsisi sorununun bu yıl içinde çözüme kavuşturulmasını beklediklerini belirterek, bu sayede radyo ile televizyonların yayın kalitelerinin teknik ve içerik açısından artacağını bildirdi.

Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği (RATEM) Başkanı Yusuf Gürsoy, frekans tahsisi sorunun bu yıl içerisinde çözüme kavuşturulmasını beklediklerini belirterek, bu sayede radyo ile televizyonların yayın kalitelerinin teknik ve muhteva açısından artacağını bildirdi. Gürsoy, frekans tahsisinin uzun yıllardır ülke gündeminde olmasına karşın halen bir çözüme kavuşturulamadığını belirterek, RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun’un ‘’frekans tahsisleriyle ilgili konuların RTÜK gündeminin baş sayfasında olacağını’’ söyledi. Adana / aa

29.07.2009


 

Sigara yasağı tasvip görüyor

TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Cevdet Erdöl, “Sigara yasağına halkımızın büyük bir kabul ve katılım oranı var. Bu oran sigara içenlerde de yüksek, içmeyenlerde de” dedi.

TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Cevdet Erdöl, ‘’Sigara yasağının kapsamının genişletilmesinde halkımızın büyük bir kabuliyet ve memnuniyet oranı var. Bu oran sigara içenlerde de yüksek, içmeyenlerde de’’ dedi. Erdöl, yaptığı açıklamada, ‘’özgürlüklerin genişlemesi’’ olarak nitelendirdiği sigara yasağının genişletilmesinin üzerinden 10 gün geçtiğini hatırlatarak, ‘’Halkımızın büyük bir kabuliyet ve memnuniyet oranı var. Sigara içenlerde de bu oran yüksek, içmeyenlerde de yüksek. Bunun yüzde 95’lerin üzerinde olduğunu görüyoruz. İnşallah sorunsuz bir şekilde dumansız hava sahası devam edecek’’ dedi. Erdöl, kapsamı genişletilen uygulamanın semerelerinin birkaç yıl sonra görüleceğini dile getirerek, şunları söyledi: "Yaklaşık 10 yıl sonra kanserlerde ciddî bir azalma göreceğiz. Onun için bu bir ‘topluma sağlık aşısı’. Bunu halkımızın kabul etmemesi halinde yapacağımız bir şey olmaz ama halk kabul ettiği zaman büyük mutluluk duyuyorsunuz. Örneğin otobüslerde ciddî bir denetleme yok ama hiçbir otobüste sigara içilmiyor. Neden, halk kabul ediyor bunu. Halkın kabuliyeti esas. Kahvehanelerde, lokantalarda, alış veriş merkezlerinde de insanlar gönül rızasıyla bu uygulamayı kabul ettikleri takdirde ki öyle oluyor, bu iş yürüyecek. Bundan da toplumumuzun hepsi kârlı çıkacak.’’ Ankara / aa

29.07.2009


 

SAVCILARA HSYK BASKISI SÜRÜYOR

ADLÎ yargı ünvanlı hakim ve savcıların atanması konusunda kriz çıkaran Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyeleri, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile yaptıkları görüşme neticesinde geri adım attı.

Ergenekon ve KCK soruşturmasında hakim ve savcı değişikliği konusunda istediğini yaptıramayan HSYK’nın bekleme moduna geçmesiyle ilgili değerlendirmede bulunan eski Savcı Gültekin Avcı, tehlikenin şimdilik geçtiği yorumunda bulundu. HSYK üyelerinin Ergenekon savcılarını görevden alma amaçlarından vazgeçmeyeceklerine dikkat çeken Avcı, bunu güz kararnamesinde gerçekleştirmeye çalışacaklarını vurguladı.

Adalet Bakanlığı’nda yapılan görüşmelerde bakanlık ile HSYK üyeleri arasında ciddî pazarlıkların yapıldığını söyleyen Avcı, “Adlî yargıda yaz ve güz kararnameleri vardır. Yaz kararnamesinde Adalet Bakanı Ergin’in HYSK üyelerini ikna ettiği görülüyor. Ergenekon savcılarını görevden almak isteyen HSYK’nın bu talebi, güz kararnamesine kaldı. Zaten HSYK üyeleri da toplumdan gelen eleştiri ve kurulun yıpranması nedeniyle bu özel yetkili Ergenekon savcılarının görevden alınmasını istemiyordu. Yani tehlike şimdilik geçti. Amaçlarından vazgeçmeyip kendilerini beklemeye aldılar. Güz kararnamesinde HYSK, Ergenekon savcılarını görevden almak için elinden geleni yapmaya çalışacak” dedi.

HSYK’nın Ergenekon savcıları konusunda tedirgin olup endişe duymasının demokrasi adına güzel bir gelişme olduğunu söyleyen Avcı, tarihi bir soruşturma yapan Ergenekon savcılarının en azından soruşturma bitene kadar başka bir göreve atanmamaları gerektiğinin altını çizdi.

İKİNCİ BİR BAŞSAVCI VEKİLİ TALEBİ ÇOK GARİP

Adalet Bakanı’nın da kurulda yer almasının önemine değinen Avcı, adlî yargı atama kararnamesine yansımayan başsavcı vekili konusunda HSYK’nın bir diretmesinin olabileceğini bildirdi.

Gültekin Avcı, “Başsavcı vekili, özel yetkili soruşturmaları yürüten savcıların başıdır. Aynı görevi icra edecek ikinci bir başsavcı vekilinin olmasını istemek çok garip. Tabi HSYK’nın talebi ve diretmesiyle olduğu görülüyor. Böyle bir talebin hangi ihtiyaçtan doğduğu, ikinci başsavcı vekilinin ne iş yapacağı bilinmiyor. Bu doğal olarak Ergenekon soruşturmasının sağlıklı yürütülmesine dair endişe uyandırıyor. Bir ilde 2 vali olamayacağı gibi kritik soruşturmaları yürütecek savcıların başında da iki başsavcı vekili olamaz. Ben böyle bir şey görmedim” şeklinde konuştu.

Atama kararnamesiyle İzmir Cumhuriyet Savcısı Murat Gök’ün Samsun Cumhuriyet Savcılığı’na atanmasına ilişkin de görüşlerini açıklayan İzmir-Bayındır Eski Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı, “Pazarlıklar her zaman olur. Bu normaldir. Kurul üyeleri, bazı kişileri terfi ettirmek ister. Murat Gök, son zamanlarda göz dolduran savcılardan birisi. Yaptığı başarılı operasyonlarla ve açıklamalarıyla adından sıkça söz ettirdi. Adalet Bakanlığı da kendisine birçok soruşturma açtı. Soruşturma sonucunda belki ceza almayacak ama atama baskısı yapan HSYK, tayin edilmesini sağladı. İzmir önemli bir yer. Samsun’a atanmasını biraz ağır buluyorum” ifadelerini kullandı. Samsun /cihan

29.07.2009


 

Biz de engellendik, ama reformlarla aştık

İsveç’in Ankara Büyükelçisi Christer Asp, kendisinin İsveç’in Avrupa Birliğine girişini önleme çabalarıyla bizzat mücadele etmek zorunda kaldığını belirterek, “Tabiî ki bizi AB dışında tutmak isteyenleri dinlemedik. Üzerimize düşen vazifeleri yerine getirdik. AB’ye girmek isteyen her ülkeye karşı AB içinde direnç gösteren birtakım çevreler muhakkak çıkmaktadır” dedi.

İsveç’İn Ankara Büyükelçisi Christer Asp, ‘’Ben İsveç’in müzakere sürecinde rol oynadım. İsveç’in AB’ye girişini önleme çabalarıyla mücadele etmek zorunda kaldım. Tabii ki biz dinlemedik bizi AB dışında tutmak isteyenleri. Üzerimize düşen vazifeleri yerine getirdik. Demek ki bundan çıkarılması gereken bir ders var’’ dedi.

Christer Asp, Gaziantep’i Geliştirme Vakfı’nın, İsveç’in AB dönem başkanlığını devralması nedeniyle düzenlediği ‘’AB Süreci ve Türkiye’’ konulu söyleşiye konuk oldu. Asp, AB içinde, birliğe yeni üye olacaklara direnç gösteren çevrelerin mutlaka çıktığını söyledi.

‘’AB ilk kurucu altı üyesiyle kalmış olsaydı hiç bugünkü görünümünü, imajını verebilir miydi, aynı kudretle yansıtabilir miydi’’ diyen Asp, genişleme politikasının AB’nin etkinliğine diğer bütün faktörlerden daha çok katkıda bulunduğunu söyledi. Asp, sözlerini şöyle sürdürdü:’’Fransa 10 yıl boyunca İngiltere’nin birliğe girmemesi için uğraş vermiştir. Ben İsveç’in müzakere sürecinde rol oynadım. İsveç’in AB’ye girişini önleme çabalarıyla mücadele etmek zorunda kaldım. Tabii ki biz dinlemedik bizi AB dışında tutmak isteyenleri. Üzerimize düşen vazifeleri yerine getirdik. Bunu yerine getirmiş olmamıza rağmen nihai oylamada 80 tane AB parlamentosu üyesi, İsveç’in AB’ye girmesinin aleyhinde oy kullanmışlardır. Demek ki bundan çıkarılması gereken bir ders var. AB’ye girmek isteyen her ülkeye karşı AB içinde direnç gösteren bir takım çevreler muhakkak çıkmaktadır. Öte yandan, ikinci çıkarılması gereken ders ise hemen hemen her katılım bir başarı hikayesine dönüşmüştür. İstisnasız bütün katılımlar AB’nin gerek iç dinamikler açısından güçlenmesine gerekse de uluslararası ilişkiler açısından güçlenmesine yol açmıştır.’’

Asp, Türkiye’nin de AB’ye katılımına karşı olan çevrelerle sıkı bir şekilde mücadele etmek zorunda kalacağını belirtti. Türkiye’nin AB’ye katılımının bir Malta ya da İsveç’in birliğe katılması kadar kolay olmayacağını vurgulayan Asp, ‘’Şunu da unutmamak gerekir ki, Türkiye gelecekte AB’ye bugüne kadar katılmış en büyük ülke olacaktır’’ dedi.

TENKİTLER FIRSAT OLARAK ALGILANMALI

AB’ye katılacak ülkelere yönelik tenkitlerin bir fırsat olarak da algılanabileceğini ifade eden Asp, şunları söyledi:’’Bana İsveç’in neden değiştiğini soruyorlar. ‘İsveç Türkiye hakkında en tereddütlü ülke iken neden böyle sıkı bir Türkiye taraftarı oldu’ diyorlar. Bunun tek ve basit bir cevabı var, çünkü artık Türkiye değişti. Türkiye, AB reformları sürecinde çok ileri adımlar attı. Hatta bu Türkiye’de sessiz ihtilal olarak tanımlanabilecek değişiklikler oldu. İşte bu değişiklikler müzakerelere giden yola tarihi taşları döşedi. Ama o tarihten sonra bu süreçte bir yavaşlama olduğunu da gözlemlemekteyiz. Yeni dönem başkanı İsveç olarak biz Türk parlamentosunun ve hükümetinin AB’ye üyelik yönündeki girişimlerini hızlandıracağına inanıyoruz ve bunu saygıyla karşılayacağız.’’

Asp, İsveç’in, dönem başkanlığı sürecinde Türk hükümeti ile çok yakın bir işbirliği içinde olacağını, yapılması gerekli reformlar için işbirliği içerisinde çalışacağını vurguladı. Asp, ‘’Ama şu da unutulmamalı ki müzakereler gittikçe zor bir alana doğru ilerliyor. Çünkü artık çevresel sorunlar tartışılacak, rekabet sorunları tartışılacak, sosyal ve istihdam konuları tartışılacak. Bu demek oluyor ki Türk hükümetine gerçekten çok önemli çalışmalar yapmak düşüyor. Türk hükümeti reformları bir an önce gerçekleştirerek müzakerelere açılan fasılların sayısının artmasını sağlamalı. İsveç elinden gelen her şekilde bu süreçte Türkiye’ye yardımcı olmaya çalışacaktır’’ diye konuştu. Gaziantep / aa

REFORMLAR TÜRKİYE’NİN

İYİLİĞİ İÇİN GEREKLİ

Asp, yaptığı konuşmada, AB’ye katılma kararı almanın bir ülke için çok önemli olduğunu çünkü bu kararın ülkeyi siyasi, iktisadi ve sosyal yönden etkileyeceğini ifade etti. Türkiye’nin müstakbel bir AB üyesi olarak aslında Türkiyeliliğinden bir şey kaybetmeyeceğini, Türkiye olarak kalacağını ifade eden Asp, ‘’Ancak daha geniş bir milletler topluluğu içinde aynı ahlaki değerleri, aynı değerleri paylaşan ve aynı vizyonu paylaşan bir ülke olacaktır. Bu bir ülkenin gelişimi için çok önemli bir adımdır. İşte bu nedenle Türkiye’nin AB’ye üyeliği çok ayrıntılı, derinlemesine bir biçimde tartışılmalı ve gereği gibi anlaşılmalıdır’’ diye konuştu.

Asp, AB’nin, asırlar boyunca kıtayı perişan eden savaşlara bir son vermek amacıyla kurulmuş bir proje olduğunu anlattı. Türkiye’nin AB’ye üyelik için yaptığı reformların aslında Türkiye’nin kendi iyiliği için de gerekli olduğunu söyleyen Asp, ancak reformların Türkiye’nin müzakerelerde ilerleme sağlamasında da önemli rol oynadığını bildirdi. Asp, şöyle devam etti: ‘’Sonuç olarak İsveç’in başkanlığı döneminde AB’nin gelişmesi yönünde politikamızı sürdüreceğiz. Türkiye’nin katılımına olumlu bakışımızı sürdüreceğiz. İsveç’in Türkiye’ye karşı olan bütün yükümlülüklerini yerine getireceğinden emin olabilirsiniz. Önümüzdeki yıllarda hem AB’nin hem de Türkiye’nin kendi vatandaşlarına Türkiye’nin AB’ye girmesinin yararlarının anlatılacağı bir politika geliştirmelerini şiddetle savunuyoruz. Bu çok büyük bir stratejik önem arz ediyor.’’

Asp, konuşmasını ‘’Türkiye AB’ye giremezse gelecek nesiller bizi hiçbir zaman affetmeyecektir’’ sözleriyle tamamladı. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Ömer Ersoy Kültür Merkezinde gerçekleştirilen söyleşide Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Mehmet Aslan, Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Nejat Koçer de söz alarak Türkiye’nin AB’ye üyeliği konusunda görüşlerini dile getirdi.

29.07.2009


 

PKK, Ankara’daki üçlü zirvede masaya yatırıldı

Terör örgütü PKK’ya karşı Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri ve Irak tarafından oluşturulan üçlü mekanizma Ankara’da toplandı.

Üçlü mekanizmanın bakanlar düzeyindeki ana komitesinin üçüncü toplantısı Dışişleri Bakanlığında başladı.

19 kişilik Irak heyetine, Irak’ın Ulusal Güvenlikten Sorumlu Devlet Bakanı Şirvan El Vaili başkanlık etti. Heyette, Kuzey Irak’taki Bölgesel Kürt Yönetimi yetkilisi Necip Osman da yer aldı. Toplantıda, Türk heyetine İçişleri Bakanı Beşir Atalay başkanlık yaptı. Amerika Birleşik Devletleri’ni ise, Irak’taki Çok Uluslu Gücün Komutan Yardımcısı Steven Hammer temsil etti. Öğle saatlerinde toplantıya ilişkin ortak basın toplantısı düzenlendi.

Türkiye, Irak ve ABD arasında terör örgütü PKK’ya karşı işbirliğinin geliştirilmesi amacıyla kurulan üçlü mekanizmanın sonunda açıklama yapan İçişleri Bakanı Beşir Atalay, şunları söyledi:

- Terör faaliyetlerine son verilmesi amacıyla yürütülmekte olan üçlü mekanizma zirvesini gerçekleştirdik.

- ABD adına şu anda General Hummer başkanlık yaptı. Bu toplantı mekanizma çerçevesinde Ankara’da düzenlenen ilk toplantıdır.

- Bu toplantıda üçlü mekanizmaya, her üç tarafında verdiği önem konusundaki kararlılık ortaya konulmuştur.

- Kuzey Irak’taki terörün kampları, lojisytik destek boyutu değerlendirilmiştir.

- 3 ayda bir toplanıyoruz. Alt komite haftada bir toplanıyor. Bu komite Bağdat’ta toplanıyor. 3 ülkenin de temsilcisi var. Bizim temsilimiz de güçlü seviyede. Erbil ofisimiz var. Orada da 3 ülkenin temsilcisi var.

- Konunun bütün boyutları ele alındı. Türkiye’ye dönük Irak topraklarındaki terör faaliyetlerinin tamamı bu toplantının konusudur. Zaten üçlü mekanizmanın oluşturulmasının sebebi de bu terör faaliyetlerinin önlenmesidir.

- Biz Türkiye tarafı olarak daima daha somut sonuçlar peşindeyiz. O dileklerimizi de ifade ettik.

- Eğitim amaçlı işbirliği konusu var. Bizim güvenlik birimlerimizin, Irak’ın güvenlik birimlerine eğitim vermesini görüştük.

- Üçlü mekanizmanın ortak hedefleri konusunda, daha somut sonuçlar vereceğimize inanıyoruz.

- Bundan sonraki toplantımızı da Ekim ayında Bağdat’ta yapacağız.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Atalay, Iraklı bir gazetecinin ''Mahmur kampı ve oradaki Kürt göçmenlerin geleceği konusunda ne düşünüyorsunuz?'' ve ''Türk Hava Kuvvetleri tarafından sınır boyundaki Irak köylerine düzenlenen akınlarla ilgili ne düşünüyorsunuz?'' sorularına şu yanıtı verdi:

''Mahmur ve diğer konular bir bütünün bölümü. Bütünlük içinde değerlendiriyoruz, gündemimizde, inceliyoruz. Mahmur kampıyla ilgili daha fazla analiz ve bilgiye ihtiyacımız var. Diğer soruyla ilgili olarak ise bilgilendirme ve haberdar edilerek yürütülen çalışmalardır.''

Aynı konuya ilişkin bir başka soruyu da cevaplayan Atalay, konuya bütün içinde baktıklarını ve çalışmaların devam ettiğini vurguladı. Atalay, bir başka gazetecinin ''Türkiye'nin Irak'tan istediği 150 kişilik PKK listesi vardı. Bu konuyla ilgili bir gelişme var mı?'' sorusunu cevaplarken, ''Bizim somut taleplerimiz var. Toplantıların başında ilettik. her toplantıda bunları irdeliyoruz. Her konu ele alınıyor, ince ince değerlendiriliyor. Üçlü mekanizma toplantıları bir süreçtir'' diye konuştu. Iraklı Bakan Şirvan El Vaili'ye yöneltilen 'Türkiye'deki demokratik açılımla ilgili çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusunu cevaplayan Bakan Atalay, ''Kendi yürüttüğümüz demokratik açılım ve bu soruna ilişkin yürüttüğümüz çalışmalar devam ediyor. Bununla ilgili, bazı boyutlarıyla ilgili kısa sürede açıklama yapacağım'' diye konuştu. Ankara

29.07.2009


 

Hilmi Özkök: Darbe planlarını biliyordum

Eskİ Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral Hilmi Özkök’ün Ergenekon savcılarına verdiği ifadede “Bazı kuvvet komutanlarının darbe planlarından haberdardım” dediği öğrenildi. Hilmi Özkök, Ergenekon savcılarına 25 Nisan’da İzmir’de tanık sıfatıyla ifade vermişti. Milliyet Gazetesinin haberine göre Özkök, savcılara “Ayışığı ve Yakamoz kod adlı darbe planlarını biliyordum, ancak delil bulamadağım için işlem yapamadım” dedi. Özkök, jandarmanın illegal telefon dinleme iddialarını da dönemin İstihbarat Daire Başkanı Tuğgeneral Levent Ersöz’e sorduğunu söyledi. Hilmi Özkök, şu an ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Ersöz’ün bu iddialarla ilgili olarak “Yok böyle bir şey, bunlar söz konusu olamaz” dediğini aktardı. İstanbul / Yeni Asya

29.07.2009


 

Valiye Seçim Kanunu’na muhalefet etmekten dâvâ

Son kararname ile Giresun Valiliğine atanan eski Tunceli Valisi Mustafa Yaman hakkında, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’a muhalefetten, 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Vali Yaman’ın, 29 Mart 2009 tarihideki yerel seçimler öncesinde başlattığı ‘’beyaz eşya dağıtımı’’ nedeniyle, ‘’seçimin düzenine ve dürüstlüğüne ilişkin YSK kararlarını uygulamakta duyarsızlık gösterdiğine’’ hükmetmişti. Kurul, idari disiplin yönünden gereğinin takdir ve ifasının yapılması için Yaman’ı İçişleri Bakanlığına bildirmiş, İçişleri Bakanlığı da konunun incelenmesi ve araştırılması için 2 mülkiye başmüfettişi görevlendirmişti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da Vali Yaman hakkında soruşturma başlatmıştı. Alınan bilgiye göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmanın ardından hazırladığı iddianameyi, yargılamanın yapılacağı Yargıtay 8. Ceza Dairesi’ne gönderdi. Yargıtay 8. Ceza Dairesi, iddianameyi kabul etti ve tensip tutanağı düzenleyerek, duruşma gününü belirledi. Ankara / aa

29.07.2009


 

Dışişleri Bakanlığı: TPAO, Doğu Akdeniz’de petrol aradı

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO), 14-18 Kasım 2008 tarihlerinde Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanları dahilinde jeofizik araştırma faaliyetleri gerçekleştirdiğini bildirdi. Özügergin, TPAO’ya, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarında hidrokarbon kaynaklarını araştırma ve çıkarma ruhsatları verilmesi hususunun Yunan basınında geniş yankı bulduğunun hatırlatılması ve bu konudaki görüşlerinin sorulması üzerine verdiği yazılı cevapta, şunları kaydetti: “TPAO tarafından Doğu Akdeniz’de deniz yetki alanlarımız dahilindeki bazı bölgelerde TPAO, 14-18 Kasım 2008'de jeofizik araştırma faaliyetleri gerçekleştirmiştir.” Ankara / aa

29.07.2009


 

3G, yarın başlıyor

UlaştIrma Bakanı Binali Yıldırım ile Turkcell, Vodofone ve Avea genel müdürlerinin katılımıyla 3. Nesil (3G) Elektronik Haberleşme Hizmetleri tanıtımı amacıyla bugün basın toplantısı düzenlenecek. 3G hizmeti de yarın da fiilen başlayacak. Toplantıda, Yıldırım’ın her üç işletmecinin hizmetlerini de kullanarak görüntülü konuşma gerçekleştirecek. ‘Cepten’ görüntülü konuşmaya 1 gün kala, Ulaştırma Bakanlığı’nın mevcut telefonları çöpe gitmekten kurtaracak proje üzerinde çalıştığı ortaya çıktı. İlk etapta görüntülü konuşturamayan 8 milyondan fazla cep telefonu, firmaların toplama merkezlerinde bakımdan geçirilip garanti belgesi düzenlenecek. Ardından düşük vergiyle Uganda, Mısır ve Irak’a ihraç edilecek. Böylece görüntülü konuşturamayan telefonlar çöp yerine ekonomiye 250 milyon dolar olarak dönecek. Ankara / aa-cihan

29.07.2009


 

Keneler kısırlaştırılıyor

KIrIm Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığıyla mücadele kapsamında dünyada ilk kez Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) bünyesinde bilim adamlarınca sürdürülen ‘’kene kısırlaştırma’’ çalışmaları 2010 yılında tamamlanacak. Projeyle, kısırlaştırılan erkek kenelerle çiftleşen KKKA virüsü taşıyan dişi kenelerin yumurtalarından canlı larva çıkmaması ve böylece kene popülasyonunun kontrol altına alınması amaçlanıyor. Ankara / aa

29.07.2009


 

Cezaevleri doldu, taşıyor

Cezaevlerİndekİ tutuklu ve hükümlü sayısı 2009 yılının ilk 6 aylık döneminde 8 bin 729 kişi arttı. 2008 yılında cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı 103 bin 235 iken; bu sayı 2009 Haziran sonu itibariyle 111 bin 865’e ulaştı.

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif evleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye’de 346 kapalı ceza infaz kurumu, 28 müstakil açık ceza infaz kurumu, 3 çocuk eğitim evi, 3 kadın kapalı, 1 kadın açık, 3 çocuk kapalı ceza infaz kurumu olmak üzere toplam 384 ceza infaz kurumu hizmet veriyor.

2008 yılı sonunda 92 bin 704 kişi adlî suçlardan, 5 bin 439’u terör suçundan, 5 bin 92’si çıkar amaçlı örgütlü suçtan olmak üzere 103 bin 235 kişi cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü bulunuyordu. Bu oran 2009 yılında artış gösterdi. 2009 yılının ilk 6 aylık döneminde 101 bin 188 adlî suçtan, 5 bin 723 terör suçundan ve 4 bin 954 kişi de çıkar amaçlı örgütlü suçtan olmak üzere toplam 111 bin 865’e ulaştı. 3 Temmuz 2009 tarihi itibariyle ise bu oran 111 bin 964’e ulaştı.

2008 yıl sonu itibariyle ceza infaz kurumlarında 96 bin 890 erkek, 3 bin 599 kadın ve 2 bin 746 çocuk olmak üzere toplam 103 bin 235 kişi bulunuyor. 31 Aralık 2007 tarihi itibariyle bu rakam 90 bin 837 idi. 2008 Ocak ve Aralık dönemi içinde mevcut 12 bin 398 kişi arttı. Kapalı ceza infaz kurumlarında kapasite fazlası 2 bin 260 olup bütün ceza infaz kurumlarında kapasite fazlası bin 617, açık ceza infaz kurumlarında ise boş kapasite 643.

Ceza infaz kurumlarının nüfusu, 1999’da çıkarılan Cezaları Erteleme ve Şartla Salıverilme Yasası sonrası 49 bin 512 tutuklu ve hükümlüye kadar inerken, 2001’den itibaren artmaya devam etti. 1974 ise 24 bin 860 tutuklu ve hükümlü sayısı ile son 39 yılda cezaevlerinin en rahat nefes aldığı yıl. Emniyet yetkililerine göre bu tablonun yakalanan suçlu sayısındaki artışa bağlı olduğunu belirtiyor. Ankara / aa 3 BİN 700 HÜKÜMLÜ SÜREKLİ ÇALIŞIYOR Ceza infaz kurumlarında bulunan yetişkin ve çocuk hükümlü ve tutuklulara yönelik ise okuma yazma kursları ile ikinci kademe kursları (ilkokul) düzenleniyor. 199 ceza infaz kurumunda bulunan iş yurtlarında konfeksiyon, ayakkabıcılık, dericilik, mobilyacılık, el san'atları, hizmet sektörü, fırıncılık, tarım, hayvancılık, çinicilik, inşaat başta olmak üzere 40’tan fazla işkolunda yılda ortalama 3 bin 743 hükümlü sürekli, 10 bin hükümlü ise kısmi zamanlı çalışıyor. Hükümlüler gündelik ücret alıp sigorta ve kâr payından yararlanıyor.

29.07.2009


 

DEP'in eski vekili Zana'ya 1 yıl 3 ay hapis cezası

İNGİLTERE'NİN Londra Suas Üniversitesinde yaptığı konuşma nedeniyle hakkında ‘’terör örgütünün propagandasını yapma’’ suçundan dâvâ açılan kapatılan DEP’in eski milletvekili Leyla Zana, 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz yargılanan sanık Leyla Zana katılmadı, avukatları Cebbar Leygara, Meral Danış Beştaş ve Sanık avukatları, Zana’nın yaptığı konuşmanın propaganda olmadığını, durum tesbiti olduğunu savunarak, Zana hakkında beraat kararı verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, kısa aranın ardından, sanık Zana’ya Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2. maddesi uyarınca ‘’terör örgütünün propagandasını yapma’’ suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Heyet, daha sonra, sanığın duruşmadaki davranışlarını göz önünde bulundurarak cezayı 1 yıl 3 ay hapse indirdi. İddianamede, sanık Leyla Zana’nın Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2. maddesi uyarınca ‘’terör örgütünün propagandasını yapma’’ suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyordu. Diyarbakır / aa

29.07.2009


 

Dere yatağında 15 adet top mermisi bulundu

ERZURUM'UN Çat ilçesi Işıklı Köyündeki dere yatağından 15 adet patlamamış top mermisi bulundu. Bomba uzmanlarınca top mermileri patlatılarak imha edildi. Alınan bilgiye göre; önceki gün Işıklı Köyünde sağanak yağış sonrası oluşan selde dere yatağında saklı bulunan top mermileri gün yüzüne çıktı. Köylülerin ihbarı üzerine olay yerine giden jandarma, 5 adet 120 milimetre ve 10 adet de 120 milimetre çapında top mermisi buldu. Cumhuriyet savcısının talimatıyla olay yerine giden bomba imha uzmanları, top mermilerini patlatarak imha etti. Top mermilerinin Kurtuluş Savaşı döneminden kalma ve Rus yapımı olduğu belirtildi. Aynı köy yakınlarında 2 yıl önce de 11 adet patlamamış top mermisi bulunmuştu. Erzurum / cihan

29.07.2009


 

Martılar şehirlere akın ediyor

KIyI kesimlerinde yuva yaptıkları bilinen martılara çeşitli sebeplerle artık şehirlerde de rastlanmaya başladığı, genellikle yırtıcı olmayan bu türün şehirlerde güvercin, serçe gibi kuşları avlayarak, beslendiği bildirildi. Doğa Derneği Tür Sorumlusu Ferdi Akarsu, yaptığı açıklamada, şehirleşmenin artmasıyla birlikte tabiî hayat şartlarının değişmesinden dolayı bazı canlı türlerinin kendilerine yeni alanlar bulduklarını söyledi. Bu canlı türlerinin başında martıların geldiğini anlatan Akarsu, genellikle deniz kenarları ve sulak alanlarda yuva yapan martıların, yapılaşmanın etkisiyle artık denize kıyısı olmayan şehirlerde bile görülmeye başladıklarını vurguladı. Akarsu, martılar arasında özellikle ‘’gümüş’’ adlı türün, şehirlerde rahatlıkla yaşayabildiğini ifade ederek, ‘’bu tür, şehirlerde ve çöplüklerde beslenerek yaşayabiliyor. Gümüş martı, ekolojik toleransı çok yüksek bir tür. Siz eğer bu martının deniz kenarındaki veya sulak alanlarda hayat alanlarını tahrip ederseniz, onlar şehirlerde de yuva kurup yaşayabilir. Kolay adapte olan bir tür’’ dedi. Bursa / aa

29.07.2009


 

Alkol tüketimi meme kanseri sebebi

Merkezİ Konya’da bulunan Orta Anadolu Meme Hastalıkları Derneği (OMEDER) Başkanı Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Yasin Özkütük, alkol kullanımının, meme kanseri riskini arttırdığını söyledi. Özkütük, yaptığı açıklamada, meme dokusunda oluşan kanserin kadınlar arasında en sık görülen kanser türü olduğunu, ancak erkeklerde de rastlanabildiğini söyledi. Özkütük, ‘’Erkeklerde meme kanseri kadınlara göre çok daha hızlı ilerliyor ve daha ölümcül olabiliyor. Meme kanseri görülme oranı kentsel alanda daha fazla. Bunda batılılaşmış hayat tarzının artması önemli bir etken’’ dedi. Opr. Dr. Yasin Özkütük, alkol kullanımının meme kanseri riskini arttırdığını belirterek, şunları kaydetti: ‘’Yapılan araştırmalarda özellikle alkol kullanan erkek ve kadınlarda meme kanserinin sıklıkla görüldüğü ortaya çıktı. Alkolün yanı sıra sigara da diğer kanser türlerinde olduğu gibi meme kanserine sebep olan etkenlerden biri. Ayrıca doğum kontrol hapları ve hormon tedavilerinde kullanılan hapların da meme kanserine sebep olduğu belirtiliyor. Bu sebeple sağlıklı bir hayat sürmek isteyenlere özellikle alkol ve sigaradan uzak durmalarını öneriyoruz.’’ Konya / aa

29.07.2009


 

Erek Dağı’nı herkes görmeli

Van Kalesinden ayrılıp, Çoravanis tabir edilen beldeden geçerek, bir başka güzel ve aynı zamanda manevî değeri olan, Nur Talebeleri için görülmesi arzu edilen, ulaşılması biraz da sıkıntılı, insanın ruh hâlinde farklı bir iz bırakan; Erek Dağı’na geldik. Buraya gelenler bilirler, Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin birkaç talebesiyle kaldığı bu mekân, insanı bir başka âleme götürür. Sanki Üstad hâlâ orada gibi. İçimde her zaman bir ürperti olmuştur. Sanki bana her gün “Keçeli aşağıdan su getir” diyecek, ben de "Bu uzak mesafeye hep beni mi gönderiyorsun?" diye itiraz edeceğim gibi bir duygu oluşuyor. Keşke yanında olsaydım da hep beni gönderseydi. "Sadece bende mi böyle?" diye düşünürken, başkalarının da aynı şeyi düşündüklerini duyunca, bu çekinmenin Üstadla birlikte olma arzusu olduğu kanaatine vardım. Yıkık olarak duran kilisenin garip fakat mahçup, aynı zamanda sakin duruşu, sanki kilisenin camiye yaklaşmak arzusunu anlatır gibiydi. Üstad’ın tefekkür için hep yüksek ve toplumdan uzak yerleri seçmesi çok manidardır. Erek Dağı’nda; ya korku veya Allah’a yakınlık duyguları hâkimdir. Yalnız başına orada kalmak cesaret ister. Gündüz bile tek kalmayı düşünemezsiniz. İnsanlardan uzak bu mekân Üstad için aranan yer. Manevî bakıldığında gerçekten Allah’a yakın hissedersiniz kendinizi. Tefekkür için sanki özel seçilmiş. Uzun zaman Erek’te yaşanan güzel günleri Üstad’ın Talebeleri hep anlatırlar. Talebeler arasındaki tatlı rekabet, açık yüreklilik, cesarette hizmette ileri, ücrette çok geri kalan Nur hizmetçilerini anlatmak kolay değil.

Oradaki güzellik sadece tabiî güzellik değil elbette. Risâle-i Nur gibi bir dünya reçetesini insanlığa sunmak için müellifinin manevî gücünü aldığı yerlerden biridir aynı zamanda. Bunca sıkıntı olmadan böyle eserlere sahip olunmaz. Allah ancak çalıştığınızın karşılığını verir. Görevlendirdiği kullarına da çalışma imkânı ve ilim verecektir tabiî ki.

Dağda bulunan "kertenkele" lerin, talebeleri tarafından öldürülmesine müsaade etmeyen Bediüzzaman Hazretleri, “Onun canını siz mi verdiniz, rızkını siz mi vereceksiniz, size zarar verdi mi?” ifadesi, Erek Dağı’nda gerçekleşmiş; bu tavır da bir canlıya ne kadar önem verdiğini göstermektedir. ÜSTAD İÇİN VAN, ÇOK ÖNEMLİ ÜSTAD Bediüzzaman Hazretleri için Van İlinin önemi çok büyük. Buradaki samimî talebeleri, Vali konağındaki ilmî çalışmaları, kısaca anlatılacak şeyler değil. Risâle-i Nur Külliyatında Van ile ilgili, bahsedilen konular düşündürücü olsa gerek. Başit Dağının karlı tepelerine çıkmadan nerden tepesindeki buzu bileceksin?

MEHMET ÇALIŞKAN / VAN

29.07.2009


 

Endonezyalı siyam ikizleri öldü

Endonezya’da 5 gün önce dünyaya gelen tek vücutlu ikiz bebeklerin öldüğü bildirildi. Ülkenin batısındaki Riau’nun Pekanbaru bölgesindeki Arifin Açmad hastanesinde tutulan erkek bebeklerin organ yetersizliği sebebiyle birkaç dakika arayla hayata veda ettiğini açıklandı. Dr. Tubagus Odhi, durumlarının kötüye gittiği gözlenen bebekler için ellerinden geleni yaptıklarını söyledi. 3,2 kilogram ağırlığındaki bebeklerin kalpleri hariç, bütün hayatî öneme sahip organları paylaştıkları ve sağlıklarının iyi olduğu açıklanmıştı. Cakarta / aa

29.07.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.