Kültür-Sanat

Mevlânâ Müzesi’nin ziyaretçi sayısı azaldı

Türkiye’de en çok ziyaret edilen tarihî mekânların başında gelen Mevlânâ Müzesi’ne ziyaretçi sayısı geçen yıla oranla 150 bin kişi azaldı. Bu yılki Şeb-i Arus törenlerinde ise geçen yıla oranla katılım 15 bin kişi arttı. ‘Ne olursan ol yine gel. Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir’ diyerek bütün insanları sevgi ve hoşgörüye dâvet eden Mevlânâ’nın çağrısı bu yıl da yankı buldu. Asırlar önce yapılan çağrıya bugün de kulak veren milyonlarca kişi Mevlânâ’nın kabrinin de bulunduğu müzeyi ziyaret etti. Resmî rakamlara göre geçen yıla oranla ziyaretlerde düşüş yaşandı.

Dünya’yı saran ekonomik kriz ve Türkiye’de de 415 kişinin ölümüne sebep olan domuz gribi turizmi olumsuz etkiledi. Geçen yıl 1 milyon 550 bin civarında kişinin ziyaret ettiği Mevlânâ Müzesi’ni bu yılın Kasım ayı itibariyle 1 milyon 350 bin kişi gezdi. Mevlânâ Müze Müdürü Yusuf Benli, ziyaretlerdeki düşüşlerin birçok sebebinin olduğunu kaydediyor. Dünya’da yaşanan ekonomik krizin yanı sıra domuz gribi salgını, tatil sürelerinin kısa olması gibi birçok sebebin ziyaretçi sayısının düşmesinde etkili olduğunu vurguladı. Yılsonuna kadar ziyaretçi sayısının 1 milyon 400 bini geçeceğini vurgulayan Benli, Mevlânâ’nın mesajlarının her yıl daha çok kişiye ulaştığını aktardı.

BU YIL ŞEB-İ ARUS’DA KATILIMCI SAYISI 15 BİN KİŞİ ARTTI

HER yıl Aralık ayında gerçekleştirilen Mevlânâ’yı anma etkinlikleri geçen yıla oranla 7 gün daha kısaltılmasına rağmen katılım daha yüksek oldu. 2008 yılında 1-17 Aralık tarihlerinde yapılan faaliyetleri 40 bin civarında kişi takip ederken bu yıl 7-17 Aralık arasındaki programlara 55 bin kişi katıldı. Müze Müdürü Benli, bu yıl ki Mevlânâ’yı Anma programlarının geçen yıla göre 7 gün daha az olmasına rağmen katılımcı sayısının geçen yıla oranla 15 bin civarında arttığının tesbit edildiğini açıkladı. Yusuf Benli, “Hz. Mevlânâ’nın asırları aşan çağrısı tüm dünyada kabul görmeye devam ediyor. Müzeyi ziyaret edenlerin sayısı her geçen yıl artıyor. Ancak bu yıl bir düşüş gözleniyor. Bunun birçok faktörü var. Dünya’da yaşanan gelişmeler, tatil süreleri, ekonomik gelişmeler vatandaşların gezi programlarını olumlu ya da olumsuz etkileyebiliyor. Bu yıl ki anma etkinliklerinde artış var. Sayın Başbakanımız ile birlikte çok sayıda yerli ve yabancı katılımcı programlara katıldı” ifadelerini kullandı. Konya / cihan

21.12.2009

Muğla’da yörük düğünü geleneği

BİNLERCE yıldır Anadolu’da yaşayan ancak yerleşik düzene geçenlerin sayılarının çoğalmasıyla sayıları azalan Yörükler, atalarından miras kalan kültürlerini yaşatmaya çalışıyor. Muğla’da Yörük kültürünün yaşatılıp gelecek nesillere aktarılması amacıyla binlerce kişinin katılımıyla Yörük düğünü düzenlendi. Düğüne Muğla ve köyleri ile Milas, Yatağan ve Fethiye’de yaşayan Yörükler ve aileleri katıldı. Muğla Gençlik ve Spor Müdürlüğü Gençlik Merkezi’nce yürütülen ‘’Gençlik Projesi’’ kapsamında Muğla Yörük Obaları Derneğinin katkılarıyla pazar yerinde düzenlenen etkinlikte yaklaşık 100 kadın ve erkek, Yörük düğününü canlandırdı. Düğünde gelin alma, şeker kırma, çeyiz gönderme, gelin alayı karşılama, takı merasimi ve gelini uğurlama duâsı bölümleri etkinliği izleyen vatandaşların beğenisini kazandı. Gelin alma töreninde, geline ait çeyizlerin eşekler ve develerle taşınması dikkati çekti. Yörük düğününde geline takılan paraların Muğla Üniversitesinde eğitim gören maddi durumu iyi olmayan öğrencilere verileceği anonsunun yapılmasının ardından düğüne izlemeye gelen vatandaşlar uzun kuyruklar oluşturarak geline para taktı. Muğla Yörük Obaları Derneği Başkanı Nurhan Keleş ise amaçlarının Yörük ve Türkmen adet ve geleneklerini yaşatmak olduğunu ifade ederek, ‘’Bu etkinlikte unutulmaya yüz tutan Yörük düğünü canlandırıldı. Düğünlerle örf ve adetlerimizi gelecek nesillere aktarmayı hedefliyoruz. Bu tür etkinliklerin yaşatılması lâzım’’ diye konuştu. Muğla / aa

21.12.2009

İtalya’dan, tezhip san'atçımıza ödül!

Dünya’dan birçok san'atçının yalnızca uluslar arası jüri tarafından davet ile katıldığı Floransa Bienali, 13 Aralık’ta yapılan ödül töreni ile sona erdi. 5-13 Aralık 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilen dev organizasyon, bu yıl 78 ülkeden gelen 750’den fazla san'atçıya ev sahipliği yaptı. Tezhip san'atımızın önde gelen temsilcilerinden Dr. Münevver Üçer, gerçekleştirilen ödül töreninde “Kâğıt Üzerine En İyi Uygulama” kategorisinde ikincilik ödülünü aldı. Böylece Bienal süresince geleneksel san'atlarımızın görmüş olduğu ilgi, bu ödül ile taçlandırılmış oldu. Binlerce eserin sergilendiği Floransa Bienali’nde ödül alan bir diğer san'atçı, “Kaati San'atı” çalışması ile İsmail Acar oldu. Bu yıl 7. si düzenlenen Floransa Bienali, İtalya’da Floransa’nın tarihî mekânı, Mediciler tarafından inşa edilmiş olan Fortezza da Basso’da 2 senede bir gerçekleştiriliyor. İstanbul / SAİD TEMUR

21.12.2009

Günay: Ökten’in ölümü büyük kayıp

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Türk sinemasına uzun yıllar emek veren ve unutulmaz filmlere imza atan yönetmen Zeki Ökten’in vefatının büyük bir kayıp olduğunu bildirdi. Günay, yönetmen Zeki Ökten’in vefatı sebebiyle başsağlığı mesajı yayımladı. Usta yönetmen Ökten’in vefatından büyük üzüntü duyduğunu ifade eden Günay, şunları kaydetti: ‘’Toplumsal sorunları tüm açıklığıyla beyazperdeye yansıtan Zeki Ökten’in filmleri bugün dahi gerçekçiliğini korumaktadır. Bu durum onun ne derece zamanı aşan ve bu toprakların insanına hitap eden bir sinema anlayışına sahip olduğunun kanıtıdır. ‘Düşman’, ‘Kapıcılar Kralı’, ‘Çöpçüler Kralı’, ‘Pehlivan’ gibi önemli birçok filme hayat veren ve ‘Sürü’ filmiyle uluslararası yarışmalardan pek çok ödülle dönen Ökten’in kaybıyla Türk sineması büyük bir değerini yitirmiştir. Türk sinemasına uzun yıllar emek veren ve unutulmaz filmlere imza atan yönetmen Zeki Ökten’in vefatı ülkemiz için büyük bir kayıptır. Geride bıraktığı filmleriyle yeni nesil sinemacılarımıza yol gösterici olmaya devam edecek olan Zeki Ökten’e Allah’tan rahmet, ailesine, sinema çevrelerine ve milletimize başsağlığı dilerim.’’ Ankara / aa

21.12.2009

‘İstanbul Dersleri’ kitap oldu

MARMARA Belediyeler Birliği’nde iki senedir sürdürülen İstanbul Dersleri başlıklı eğitim seminerleri, kitaplaştırılarak kamuoyuna sunuldu. “İstanbul: Kent ve Medeniyet” ismiyle yayınlanan eserde, birbirinden ilginç konular bulunuyor. İstanbul üzerine araştırmaları ve çalışmaları olan tanınmış akademisyenleri ağırlayarak, bilinen en eski İstanbul’dan, günümüzün büyük metropolüne kadar birbirinden farklı konulara değinilen seminerlerde kamu görevlileri kadar üniversitelerin sosyal bilimler ile alâkalı bölümlerinde okuyan öğrencilerin de ilgisini çekmişti. ‘İstanbul Dersleri’ seminerlerinin derlenerek kitaplaştırıldığı “İstanbul: Kent ve Medeniyet” isimli eser, ücretsiz olarak Marmara Belediyeler Birliği’nden temin edilebiliyor. İstanbul / Yeni Asya

21.12.2009

Mehmet Akif tiyatroyla anılacak

MEHMET Akif Ersoy, hayatının konu edildiği ‘’Safahat’’ adlı tek kişilik tiyatro gösterisi ile anılacak. Beykoz Belediye Başkanlığından yapılan açıklamada, Ersoy’un 7 ciltlik eseri ‘’Safahat’’tan yola çıkarak hazırlanan gösteride, şairin edebî kimliği, örnek kişiliği, ahlâkî değerlere bağlılığının vurgulanacağı, hayatından kesitler sergileneceği kaydedildi. Açıklamada, ölümünün 73. ve doğumunun 136. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenecek gösteride, eserleri ve şiirleriyle İstiklâl Mücadelesinin savunucularından Ersoy’un sıkıntı ve yokluklar içinde geçen ömrünü, kültürel değerleri korumaya ve vatanına adadığına dikkatin çekileceği belirtildi. Uğur Uzunok’un yazıp, Hilali Hasanov’un yönettiği ‘’Safahat’’ adlı oyunda, Mehmet Akif Ersoy’u Ahmet Yenilmez oynayacak. Oyun, Beykoz Belediyesi Ahmet Mithat Efendi Kültür Merkezi’nde bugün sahnelenecek. İstanbul / aa

21.12.2009

Çankırı’da Ahilik yaşatılıyor

ÇANKIRI'DA, Ahilik kültürünün bir parçası olan “yâran gecelerinin” ilk yaran ocağı yakıldı. Çankırı Yâran Kültürünü Yaşatma Derneği tarafından 2009-2010 yılı ‘’yâran ocağını yakma sezonu’’ ilk yaran ocağının, eğitim ocağı olarak yakılmasıyla başladı. Çankırı Valiliği Yâran Evi’nde yakılan ilk ocakta, yaran üyeleri duâ ile sezonu açtı. Geleneklere göre akşam namazından sonra başlayan ve sabah namazı ile sona eren yâran toplantıları, bu yıl ilk ocağın yakılması sebebiyle coşkulu geçti. Gecede okunan manilerin yanı sıra, misafirlerin de katılımıyla çeşitli oyunlar oynandı. Erkeklerin sazlı sözlü vakit geçirdikleri bir esnaf birlikteliği olan yâran gecelerinde, özellikle kış aylarında, Cumartesi günleri bir araya geliniyor. Sadece eğlence değil, bir dayanışma biçimi olarak görülen gecelerde, katılanların birbirleriyle küs olmaması gerekiyor. Küsler bu gecede barıştırılıyor. Çankırı / aa

21.12.2009

Terceme-i Câmeşûy-nâme çıktı

16. yüzyılın başında Firdevsî-i Rûmî tarafından yazılan Terceme-i Câme-şûy-nâme, kumaşlardaki çeşitli lekelerin giderilmesi ile ilgili yöntemlerden bahseden bir eser. Bu eserde geçen sözcükler terim sözlüklerine katkı sağlayacağı gibi elbise temizliği konusunda yazılmış, bugün gün ışığına çıkarılmamış eserlere de öncü olacak nitelikte. Elbiselerdeki çeşitli yağ, meyve ve mürekkep lekelerinin temizliğinde bugün de bilinen tabiî maddelerden kil, çoğan (sabun otu) gibi şeylerin yanı sıra en yaygın temizlik maddesi sabunu da anlatmakta. Kitap Simurg yayınevi tarafından basıldı. Manisa İl Halk Kütüphanesi 2730 numarada kayıtlı bulunan “Terceme-i Câmeşûy-nâme” adlı eser 18 yapraktan oluşmaktadır. Nesih hattıyla yazılı eserde yer yer harekeler kullanılmıştır. Her sayfada ortalama 19 satır bulunup başlıklar kırmızı mürekkeple yazılmıştır. Nasîr-i Tûsî tarafından dokuz bölüm hâlinde Farsça yazılan eseri, Firdevsî bir bölüm ekleyerek Türkçeye çevirmiştir. Bursalı Mehmed Tahir Terceme-i Câmeşûy-nâme’nin sonundaki manzumede çeviri tarihinin H.914 (M.1508) olduğunu kaydetmiştir. Ancak tesbit edilen nüshada, H.814’te (M.1411) çevrildiği belirtilmiştir. Ancak Firdevsî H. 814’te (M.1411) henüz dünyaya gelmemişti. İstanbul / Yeni Asya

21.12.2009