26 Mart 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Fire bir kaç kişiyi geçmez

DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, anayasa değişikliği taslağına ilişkin Meclis’teki oylama sırasında kendi partilarinden birkaç milletvekilinin farklı oy kullanmasının mümkün olduğunu söyledi Arınç, NTV’nin canlı yayınına katılarak gündemdeki konulara ilişkin soruları cevapladı.

Arınç, anayasa değişikliği taslağına ilişkin olarak ‘’Yargıdan gelen sert tepkilere yorumunuz nedir?’’ sorusu üzerine de şunları söyledi: Yüksek yargının bir siyasî parti liderinin söylemleriyle adeta örtüşen beyanlarda bulunmalarını çok yadırgıyorum. Ama Türkiye’de yargının geldiği nokta maalesef biraz da bu. HSYK zaman zaman kendini yargı yerine koyuyor, zaman zaman da ‘biz yargıya ilişkin bir kurul değiliz, hakimler ve savcılar konusunda bir idari kuruluz’ diyorlar. Yani ne deve ne kuş meselesi gibi. HSYK Türk halkının gündemine olumsuz bir şekilde oturdu. Bir kapalı devre çalışması var.” Arınç, ‘’Meclis’teki oylama sırasında kendi partinizden fire bekliyor musunuz?’’ sorusuna da ‘’Birkaç kişinin farklı oy kullanması mutlaka mümkündür. Ama ben AK Parti’nin kendi tekliflerine milletvekilleri olarak ‘hayır’ diyeceğini prensip olarak kabul edemem. Ama kabine girince de kimin nasıl oy kullanacağını da bilmediğim için mümkündür diyebilirim. Gizli oylamadır, her partinin milletvekillerinden farklı oy kullanan olabilir’’ karşılığını verdi.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

26.03.2010


 

TÜRKİYE'NİN İHTİYACI YENİ BİR ANAYASA

Chatham House olarak bilinen İngiltere Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Türkiye Masası Şefi Fadi Hakura, Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu artık herkesin kabul ettiğini söyledi. Türkiye'deki siyasî tartışmaların hükümetin ekonomiye odaklanmasına engel olduğunu belirten Hakura, AKP'nin anayasa değişiklikleri için "geç bile kaldığına" dikkat çekti.

MUHALEFET DE YAPICI OLMALI, AMA

Tartışmalara bakıldığında anayasa değişikliği üzerinde siyasî uzlaşmaya varılmasının zor göründüğünü anlatan Hakura, şu durumda AKP'nin değişiklikleri seçim sonrasına bırakabileceğini söyledi. Hakura, muhalefetin de yapıcı olması gerektiğini belirtirken, ilk dönemde AKP'nin fırsatı elinden kaçırdığını hatırlattı.

Anayasa çoktan değiştirilmeliydi

Chatham House olarak bilinen İngiltere Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Türkiye Masası Şefi Fadi Hakura, Türkiye’nin bir anayasaya ihtiyacı olduğunu artık herkesin kabul ettiğini söyledi. Türkiye’deki siyasî tartışmaların hükümetin ekonomiye odaklanmasına engel olduğunu belirten Hakura, AKP’nin anayasa değişikliklerini için “geç bile kaldığına” dikkat çekti.

Türkiye’deki tartışmalara bakıldığında anayasa değişikliği üzerinde siyasî bir uzlaşmaya varılmasının zor göründüğünü anlatan Fadi Hakura, şu durumda AKP’nin bu değişiklikleri seçim sonrasına bırakabileceğini söyledi. Hakura, muhalefetin de bu konuda yapıcı olması gerektiğini belirterek, ilk dönemde büyük bir uzlaşıya varan AKP’nin o günkü fırsatı elinden kaçırdığını söyledi. Değişikliklerin Türkiye’nin demokratikleşmesi yolunda olumlu bir gelişme olacağını vurgulayan Hakura, Türkiye’deki tartışmaların dışarıdan olumsuz gibi göründüğünü; ancak Türkiye’de yaşanan değişimin ülkenin yararına olduğunu dile getirdi. Türkiye’yi yakından takip eden Fadi Hakura, son aylarda ortaya çıkan darbe planlarıyla ilgili olarak da, ordunun Türk halkı nezdinde büyük itibar kaybettiğini, siyaset üzerindeki etkisinin ise önemli derecede azaldığını ifade etti. Hafta başı açıklanan Chatham House’nin Abdullah Gül’ü 2010 ödülüne layık görmesine de değinen Hakura, “Abdullah Gül, diğer adaylara göre daha önemli ve uluslar arası alanda ağırlığı olan bir isim. Özellikle Ortadoğu’da ve Türkiye’de barışa katkı sunan, birleştirici tutumu dikkat çekiyor” dedi.

Son yıllarda bazı uluslar arası analistlerin Türkiye’nin Batı’dan Doğu’ya kaydığına yönelik görüşlerine karşılık olarak ise Hakura şu değerlendirmede bulundu: “Türkiye’de eksen kayması diye bir şey yok. Buna Ortadoğu’ya, yani komşularıyla entegre olmak demektir. Türkiye’nin coğrafi konumuna bakacak olursak bu çok normal bir durum. Bunu Batı’dan kopma olarak değerlendirmek yanlış olur. Türkiye hem Batı ile hem de Doğu ile entegre olmalıdır.”




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

26.03.2010


 

OYAK Renault’ya başörtüsü tepkisi

Mazlum-Der üyeleri, Bursa’daki Oyak Renault fabrikası çalışanlarının alışveriş yaptığı kooperatife başörtülü kadınların alınmaması üzerine, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve TBMM Başkanlığına açık mektup göndererek ilgili makamları göreve çağırdı.

Oyak Renault’ya başörtüsü yasağı tepkisi

MAZLUM-DER üyeleri, Bursa’daki Oyak Renault fabrikası çalışanlarının alış veriş yaptığı kooperatife başörtülü kadınların alınmaması üzerine, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve TBMM Başkanlığı’na açık mektup göndererek ilgili makamları göreve çağırdı.

Bursa’da Tofaş ve Bosch fabrikalarının ardından Oyak Renault fabrikasının da 27 Şubat tarihinden itibaren alışveriş kooperatifinde başlattığı başörtü yasağına tepkiler sürüyor. Bursa’da birçok sivil toplum örgütünün ardından MAZLUM-DER Bursa Şubesi, uygulanan yasağa tepki göstererek olayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacaklarını söyledi.

Ulucami Postahanesi önünde toplanan grup adına açıklama yapan MAZLUM-DER Bursa Şube Başkanı Hasan Ünal, başörtüsü yasağı sebebiyle yıllardır insanların hak ve özgürlüklerinin ihlâl edildiğini söyledi. Başörtüsü yasağının devlet eliyle yapıldığını ifade eden Ünal, “Yasak yüzünden tüm resmî ve devlet kurumlarında insanların ibadet ve inançlarına müdahale edilerek ayırımcılık suçu işlenmektedir. Siyasî sorumluluk sahibi makamlar, sıkıntıyı görmekten gelerek bu zulmün yaygınlaşmasına adeta çanak tutmuşlardır. Bugün bu kervana özel sektör de katılmıştır. Özel sektörün, yasağın devlet eliyle sürdürülüyor olmasından cesaret aldığı muhakkaktır” dedi.

Bursa’da daha önce Tofaş ve Bosch’ta başörtü yasağı konulduğunu hatırlatan Ünal, “Oyak Renault fabrikası kooperatifinde başörtülü kadınların alış veriş yapması yasaklanmıştır. Bu inançları sebebiyle ayrımcılık suçu işlenmiştir. MAZLUM-DER olarak Renault Genel Müdürlüğü ve Fransa’daki genel merkezinden konuyla ilgili bilgi istedik. Gelecek cevaba göre suç duyurusunda bulunacağız. Konunun hassas olması sebebiyle Başbakanlık İnsan Hakları Dairesi Başkanlığı’na da şikâyette bulunulmuştur” diye konuştu. Türkiye’deki ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını isteyen Ünal, Cumhurbaşkanlığı, Başkanlık ve TBMM Başkanlığı’na açık mektup göndererek ilgili makamları göreve çağırdı.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

26.03.2010


 

Reformları 2013’te bitirme sözü

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye’nin AB’ye üyelik için gerekli reformları 2013’e kadar tamamlayacağını belirterek, Türkiye’nin üyeliğinin AB’ye kazanç sağlayacağını kaydetti.

Bağış: 2013’e kadar reformlar tamam

DEVLET Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye’nin AB’ye üyelik için gerekli reformları 2013’e kadar tamamlayacağını belirterek, Türkiye’nin üyeliğinin AB’ye kazanç sağlayacağını kaydetti. Bağış, Brüksel’de Reuters ajansına verdiği demeçte, AB ile Türkiye arasındaki kültürel farklar olduğu yorumlarıyla ilgili, Türkiye’nin üyeliğinden AB’nin kazanç sağlayacağını ve “bunun Birlik için gerçekten bir seçkinler, bir Hristiyan kulübü mü, yoksa değerler birliği mi olduğunu kanıtlaması için bir fırsat olduğunu” belirtti. “AB’nin genişleme olmadan devam edemeyeceğini, bu konuda gerçekçi olmak gerektiğini” ifade eden Bağış, bazı ülkelerin bahsettiği “imtiyazlı ortaklık”ı da hakaret içeren ve dehşet verici bir deyim olarak niteledi. Bu öneride bulunan ülkelerden Almanya’nın Başbakanı Angela Merkel’in gelecek hafta Türkiye’ye ziyarette bulunacak olmasıyla ilgili olarak da Bağış, Berlin ile Ankara’nın ilişkilerinin güçlü olduğunu belirterek, Türkiye’nin Almanya’nın bu öneriyi yinelemesinden hoşlanmayacağını vurguladı. Bağış, “Merkel’in son 9 ay içinde bu dehşet verici ve hareket içeren ‘imtiyazlı ortaklık’ ifadesini kullanmamasını takdir ediyoruz ve bunun önemli bir gelişme olduğunu düşünüyorum” dedi. Başmüzakereci Bağış, Türkiye’nin Ankara protokolü uyarınca Kıbrıs Rum kesimine limanlarını ve havaalanlarını açması talepleriyle ilgili anlaşmazlık konusunda bir gelişme bekleyip beklemediğinin sorulması üzerine de Türkiye’nin önce AB’nin KKTC’ye yönelik uluslar arası izolasyonu kaldırmasını beklediğini belirtti. Bağış, “Evet, eğer AB kararını (izolasyonun sona erdirilmesi) uygulamaya karar verirse, biz de açabiliriz (limanları, havaalanlarını)” dedi.


Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

26.03.2010


 

AB, tiyatro ile çocuklara tanıtılacak

Avrupa Birliği (AB) Genel Sekreterliği tarafından hayata geçirilen “Karagöz’ün Avrupa Birliği Dersi” adlı gölge oyunu 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde başlıyor.

İlk oyun, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın katılımıyla AB Genel Sekreterliği’nin İstanbul Ofisi’nde çocuklar için sahnelenecek. Söz konusu proje, 7’den 70’e toplumun bütün kesimlerini AB sürecine dâhil etmeyi hedefleyen “Türkiye’nin Katılım Süreci İçin Avrupa Birliği Stratejisi” kapsamında yürütülecek. İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün desteğiyle İstanbul’da belirlenecek 10 (pilot) ilköğretim okuluna (4 ve 5. sınıf öğrencilerine) ve daha sonra Türkiye’nin çeşitli illerinde öğrenim gören çocuklara ulaşılacak. “Karagöz’ün Avrupa Birliği Dersi” adlı oyunla Geleneksel Türk Tiyatrosu yaşatılarak AB’nin çocuklara tanıtılması, AB heyecanının ve bilincinin tüm ülkedeki küçüklere yayılması amaçlanıyor. Sanat yönetmenliğini, oyunu AB Genel Sekreterliği için özel olarak hazırlayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Oyuncusu ve Rejisörü Rauf Altıntak üstleniyor. Karagöz ile Hacivat’ın yanı sıra 3 farklı tiplemenin yer aldığı oyun, Meddah Nasreddin Hoca ile başlıyor, Karagöz’ün Hacivat’a AB’nin hayatımıza etkilerini ve getireceği değişiklikleri esprili bir dille anlatması ile devam ediyor. Oyunda özellikle çocukların ilgisini çekebilecek konulara (eğitim, oyuncaklar, çevre, gıda güvenliği, hayvan hakları, vatandaşlık hakları gibi) yer veriliyor.

26.03.2010


 

Büyükelçi Korutürk hafta başında dönecek

DIŞİŞLERİ Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsveç Parlamentosunda Ermeni tasarısının kabul edilmesinin ardından istişareler için Ankara’ya çağrılan İsveç Büyükelçisi Zergün Korutürk’ün en geç gelecek hafta başında görevine döneceğini söyledi.

Davutoğlu, CNN Türk’te “Ankara Kulisi” programında yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Stockholm Büyükelçisi Zergün Korutürk’ün hafta sonunda ya da en geç hafta başında görevine döneceğini kaydetti. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, “ABD ile İsveç örneğinin aynı olmadığını, İsveç hükümetinin, tasarının kabul edilmesine karşı tavrını net olarak gösterdiğini ve daha sonra da yaptığı açıklamada bu pozisyonu net olarak deklare ettiğini” kaydetti. Davutoğlu, “Bu anlamda İsveç’ten gelen açıklamalar tatmin edici” dedi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türkiye-ABD ilişkilerinin doğasında bir problem olmadığını, son bir yılda da iki ülke arasında çok yoğun temasların gerçekleştirildiğini kaydederek, “İlişkilerimiz ne kadar derinse, o işbirliğine uymayan bir davranış o denli tepki yaratıyor” diye konuştu.

26.03.2010


 

Muhsin Yazıcıoğlu, mezarı başında anıldı

BÜYÜK Birlik Partisinin kurucu genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, ölümünün 1. yılında, Taceddin Dergâhı’ndaki kabri başında anıldı.

Anma törenine, Yazıcıoğlu’nun eşi Gülefer, kızı Firuze ve oğlu Furkan Yazıcıoğlu’nun yanı sıra, BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu ve partinin yönetim kurulu üyeleri, Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, AKP Mersin Milletvekili Kürşad Tüzmen, CHP İstanbul milletvekili İlhan Kesici, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, vatandaşlar ve yakınları katıldı. Kur’ân-ı Kerim okunan törende kısa bir konuşma yapan Topçu, Yazıcıoğlu’nun ölümünün üzerinden bir yıl geçtiğini hatırlatarak, ‘’Onun ruhu bizimle’’ görüşünü dile getirdi. Topçu, anma törenine katılan siyasî parti temsilcilerine teşekkür ederek, ‘’Ülkemizin birliği ve beraberliği daim olsun. Rahmetli genel başkanımız bunu arzu ederdi. Allah hepinizden razı olsun’’ dedi. Düşünceleri sorulan Gülefer Yazıcıoğlu ise son bir yılın, sevenlerinin başsağlığı ve kaza sürecini takiple geçtiğini söyledi. Gülefer Yazıcıoğlu, anma törenine katılımdan duyduğu memnuniyeti ifade ederek, ‘’Başkan, gönül insanı olduğu için bu kadar insan olması doğal’’ diye konuştu. Anma töreninde, katılımcılara etli pilav ikram edildi. Muhsin Yazıcıoğlu, ay sonuna kadar çeşitli illerdeki faaliyetlerle anılmaya devam edilecek.

26.03.2010


 

Tekel işçileri 1 Nisan’da Ankara’da

TEKEL işçilerinin 1 günlük oturma eylemi yapmak üzere 1 Nisan Perşembe günü, Ankara’ya geleceği bildirildi.

Tekgıda-İş Sendikası yöneticileri ve TEKEL işyerlerini kapsayan şubelerin başkanlarının, 2 Mart’ta mola verilen TEKEL eylemlilik sürecini değerlendirmek üzere, İstanbul’da önceki gün gerçekleştirdikleri toplantının ardından kaleme alınan Tekgıda-İş Sendikası Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi’nde, Tekgıda-İş Sendikası ve TEKEL işçilerinin, özlük haklarıyla birlikte başka kamu kurum ve kuruluşlarına nakil taleplerinde ısrarlı olduğu ve bu konudaki kararlılıklarının devam ettiği belirtildi. Danıştay’ın, 4-C statüsünde çalışma şartlarını belirleyen Bakanlar Kurulu Kararının iptali için Anayasa Mahkemesi’ne gitme kararı vermiş olmasının, sendika ve TEKEL işçileri tarafından memnuniyetle karşılandığı ifade edilen bildirgede, sendikanın bu konuda açılan davaları titizlikle takip ettiği bildirildi. Bildirgede, ‘’Sendikamız ve bin TEKEL işçisi 1 günlük oturma eylemi yapmak üzere 1 Nisan’da Ankara’da olacak. Ayrıca, 2 Nisan günü, saat 11.00’de yapılacak bir basın açıklaması ile 1 günlük oturma eylemi sonlandırılacak ve sonraki eylem takvimi hakkında kamuoyu bilgilendirilecektir. Oturma eylemi adresimiz Türk-İş binası önü olacaktır’’ denildi.

26.03.2010


 

Anayasa kimseyi mutlu etmedi

Mahallİ İdareler Derneği Genel Başkanı Osman Usta, Türkiye’nin tek parti zihniyetinin yasakçı yüzünü yansıtan 12 Eylül anayasasından artık kurtulması gerektiğini belirterek, “Namlunun ucunda sineye çekilmiş olan bu anayasa 30 yıldır kimseyi mutlu etmemiştir.

Bu millet bu mahkumiyetten artık kurtarılmalıdır” dedi.

Osman Usta, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin 30 yıldır 12 Eylül Anayasası ile yönetildiğini hatırlattı. 30 yıllık anayasanın bir darbe anayasası olduğunu ve Anayasa’ya karşı suç işleyenlerce hazırlandığını kaydeden Usta, yürürlükteki anayasayı “Namlunun ucunda sineye çekilmiş Anayasa” olarak tanımladı. 12 Eylül şartlarında, askeri yönetimin vesayetinde hazırlanan anayasanın 30 yıldır kimseyi mutlu etmediğini vurgulayan Ustaş şunlrı söyledi:

“Bugüne kadar küçük değişikliklerle yamalı bohçaya dönen bir anayasa yürürlüktedir. Hiçbir değişiklik 12 Eylül’ün ruhunu ve kendisini bu anayasadan silmeye yetmemiştir. Toplumun bütün kesimlerinin tepkisini çeken bir anayasa çeyrek asırdan fazla süredir yürürlüktedir. Bir toplum düşünün ki hiçbir kesim yürürlülükteki Anayasayı benimsememekte, özümsememektedir. Bir toplum düşünün ki, benimsemediği bir anayasaya mahkum edilmiştir. Namlunun ucunda sineye çekilmek zorunda kalınmış bir anayasanın mutluluk getirmesi düşünülemez.”

ÖZGÜRLÜKLERİN OLMADIĞI

ANAYASALAR SİVİL OLAMAZ

İktidarıyla muhalefetiyle herkesin büyük bir samimiyet sınavından geçtiğini dile getiren Osman Usta, “Bu süreç kadük hale getirilmemelidir. Herkes özgürleşme ve sivilleşme arayışına katkı sağlamalıdır” çağrısında bulundu.

Usta, Türkiye’nin kronikleşen çok büyük sorunları bulunduğunu belirterek, özellikle yıllardır istismara uğrayan inançla ilgili konuların çözümü bakımından anayasa değişikliğinin bir fırsat olduğunu ifade etti. Usta, açıklanan değişiklik paketinin daha da genişletilmesini isterken, “Değişiklik paketinin tartışma sürecinde herkes bir şeyler söyleyecek. Anayasa değişiklik paketi daraltılmamalı aksine genişletilmelidir. Özgürlüklerin önü açılmalıdır. İktidar partisine de muhalefet partilerine de bu konuda büyük görev düşmektedir. Özgürlüğün olmadığı, insanın merkeze konmadığı anayasalar sivil olamaz” dedi. Osman Usta, Türkiye’nin bir hukuk devleti görünümünden daha çok bir “yargı devleti” görünümüne büründüğünü belirtti. Kuvvetler ayrılığı ilkesini hiçe sayan bir yetki gaspıyla karşı karşıya bulunulduğunu ifade eden Usta, anayasa değişikliğinin “yargı devleti” uygulamalarına son vererek hukuk devleti ilkesini yerleştirecek bir değişiklik olması gerektiğini kaydetti.

BUNDAN SONRA HSYK ve YAŞ

MAĞDURLARI OLMASIN

Osman Usta, Yüksek Askeri Şûrâ (YAŞ) kararlarının yıllarca hep tartışıldığına da dikkat çekerek, YAŞ kararlarına ilişkin yeni düzenlemeyi önemsediklerini belirtti. Usta, “YAŞ kararlarıyla bugüne kadar binlerce kişi mağdur edilmiştir. YAŞ kararlarına yargı yolunun açılmasının bu mağduriyetleri sona erdireceğine inanıyoruz. Çok kapsamlı bir değişiklik paketi olmasa da önemli değişiklikleri öngören Anayasa değişiklik taslağına Mahalli İdareler Derneği olarak destek veriyoruz” açıklamasında bulundu.

Mahalli İdareler Derneği Genel Başkanı Usta, yargı denetimine tabi olmayan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ve YAŞ kararlarının onbinlerce insanı nasıl mağdur ettiğine bakıldığında bu Anayasa değişikliğinin elzem olduğu daha iyi anlaşıldığını söyledi. Osman Usta, HSYK’daki yapısal değişikliklerle bu kurul üzerindeki bütün tartışmaların da ortadan kalkacağını vurguladı.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

26.03.2010


 

Merkel, Pazartesi Ankara’ya gelecek

Almanya Başbakanı Angela Merkel, iki günlük resmi ziyaret için 29 Mart Pazartesi günü Türkiye’ye gelecek.

Alman hükümet yetkilileri, Merkel’in 2006 yılından sonra ikinci kez başbakan olarak yapacağı Türkiye ziyaretine Ankara’dan başlayacağını belirtti. Merkel’in bazı muhalefet parti temsilcileriyle görüşeceğini ifade eden yetkililer, daha sonra Merkel’in Başbakanlıkta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından resmi törenle karşılanacağını ve Erdoğan ile ikili bir görüşme yapacağını, ardından Çankaya Köşkü’ne çıkarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından kabul edileceğini kaydetti. Başbakanlık rezidansında Erdoğan’ın onuruna vereceği akşam yemeğine katılacak olan Merkel, pazartesi akşamı İstanbul’a geçecek. İstanbul’da salı günü Ayasofya Camisini ve Mavi Camiyi gezecek olan Merkel’in, daha sonra Alman Lisesini ziyaret ederek, burada öğrencilerle bir tartışma paneline katılacağı, ardından Alman cemaatinin dinî temsilcileriyle görüşeceği belirtildi. İstanbul’da aynı gün Almanya’nın Essen kentinin ve İstanbul’un 2010 Avrupa Kültür Başkenti olması sebebiyle verilecek konsere katılacak olan Merkel, salı akşamı Almanya’ya dönecek.

26.03.2010


 

HSYK yine toplanamadı

Hakİmler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) seçilmiş üyelerince, Adalet Bakanlığı Müsteşarı ve yardımcılarının bulunmaması sebebiyle yapılamayan toplantıya ilişkin tutanak tutuldu.HSYK’nın seçilmiş üyelerinin yaptığı yazılı basın açıklamasında, Kurulun dün olağan toplantısı olduğu belirtildi.

Toplantı gündeminin önceki gün Adalet Bakanlığından istenmesine rağmen gündemin verilmediği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ‘’Kurulun sekreteryasını yapan Personel Genel Müdürlüğü aranmış, ‘neden gelmedikleri’ sorulduğunda, ‘Müsteşar Ahmet Kahraman ve tüm müsteşar yardımcılarının cenazeye gittikleri, Bakanlıkta olmadıkları, müsteşarlığa vekalet edenin bulunmadığı, bugün toplantı yapılamayacağı yolunda kendilerine talimat verildiği’ ifade edilmiştir. Müsteşar Ahmet Kahraman ve müsteşar yardımcılarının hiçbirinin olmaması ve müsteşarlığa vekalet edenin de bulunmaması nedeniyle toplantı yapılamadığına ilişkin olarak Kurulun seçilmiş üyeleri tarafından tutanak tutulmuştur.’’HSYK’nın olağan toplantıları salı ve perşembe günleri yapılıyor. HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, ‘’Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman hakkında suç duyurusunu yapmak durumundayız. Bu durumun sonu ona gidiyor’’ dedi.

26.03.2010


 

Annelerinin gözyaşları dinmiyor

Kayıp çocuklar başta olmak üzere çocukların mağdur olduğu sorunların araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Başkanvekili AKP Adana Milletvekili Necdet Ünüvar, ‘’Görüştüğümüz, çocukları kayıp olmuş bir anne, ‘Çocuğumun öldüğünü bilsem 3 gün ağlarım, ama şimdi her gün ağlıyorum’ dedi.

Bu acıları dindirmek amacıyla çalışıyoruz’’ dedi. Ünüvar, yaptığı açıklamada, AKP İstanbul Milletvekili Halide İncekara’nın başkanlığını üstlendiği 16 milletvekilinden oluşan komisyonun çalışmalarını sürdürdüğünü kaydetti. Sadece kayıp çocuklar değil çocukların mağduriyetine yol açan her türlü konuyla ilgili çalışma ve toplantılar yaptıklarını belirten Ünüvar, ‘’Çocuklarımızın değişik alanlarda mağduriyetleri, sokakta, aile yaşantısında, toplumda ve çalıştırılmaları nedeniyle yaşadıkları problemler söz konusu. Bunları değerlendireceğiz. Çalışmalar 4 ay sürecek. Bugüne kadar 4 toplantı yaptık. Bilim adamlarımızı dinledik. Bugün de Çukurova Üniversitesinde Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe Avcı’yı dinleyeceğiz’’ dedi. Özellikle, kamuoyu vicdanında bir yara oluşturan kayıp çocuklarla ilgili çözümler bulmayı amaçladıklarını ifade eden Ünüvar, ‘’Geçen hafta kayıp çocuklarla ilgili yeni kurulan bir derneğin dernek yöneticilerini ve çocukları kaybolmuş 3 aileyi dinledik. Neler yaptıklarını, nerelere başvurduklarını öğrendik. Görüştüğümüz, çocukları kayıp olmuş bir anne, ‘çocuğumun öldüğünü bilsem 3 gün ağlarım, ama şimdi her gün ağlıyorum’ dedi. Bu acıları dindirmek amacıyla çalışıyoruz’’ diye konuştu.

BİN 657 KAYIP ÇOCUK VE “ORGAN MAFYASI’’ SPEKÜLASYONLARI

ÜNÜVAR, Emniyet Genel Müdürlüğünün son verilerine göre Türkiye’de bin 657 kayıp çocuk bulunduğunu kaydederek, ‘’Bu rakam Batıya göre bizde biraz yüksek. Ancak, bu çocukların 500’den fazlası, SHÇEK’e bağlı yurtlardan ayrılıp, geri dönmeyen çocuklar, kalanları ise evden kaçan ve tahminen kaçırılmış olan çocuklar. Kaçanların önemli kısmı ise kız çocuğu’’ dedi. Kayıp çocuklarla ilgili zaman zaman ‘’organ mafyasının kaçırdığı’’ yönünde bilgilerin dolaştığını ifade eden Ünüvar, ‘’Organ nakli için ileri koşullar ve gelişmiş ameliyathaneler gerekiyor. Doku uyumu da ayrı bir konu. Ayrıca nakil için, nakil yapılacak kişinin de organı alınan kişiyle birlikte ameliyata girmesi gerekli. Komisyonumuz bu konuyu da değerlendirecek, ancak, bunlar, gerçekleşmesi oldukça güç ve spekülatif iddialar’’ diye konuştu.




Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

26.03.2010


 

Sigara içen öğrencinin cezasını ailesi ödeyecek

OKULDA sigara içerken yakalanan 15 yaşın üstündeki öğrenciler hem disiplin, hem de para cezasına çarptırılacak.

Ancak, bu öğrencilerden reşit olmayanların para cezaları üçte bir oranında indirilerek ailesine ödetilecek.

Sağlık Bakanlığı, kapalı alanlardaki sigara yasağını öğrenim gördükleri okullarda ihlâl eden öğrencilere uygulanacak para cezası ile ilgili belirsizliğin giderilmesi amacıyla Millî Eğitim Bakanlığından görüş istedi. Millî Eğitim Bakanlığı Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığının Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetlerine gönderdiği yazıda, ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerle ilgili olarak, MEB Ortaöğretim Kurumları Ödül ve Disiplin Yönetmeliğinde ‘’Tütün ve tütün mamullerini bulundurmak veya içmek’’ fiilleri disiplin cezasını gerektiren davranışlar olarak nitelendirildiği için okul yönetimlerinin bu kapsamda disiplin hükümlerini uyguladıkları bildirildi. Yazıda, okulda sigara içen öğrencilerden 15 yaşını doldurmayanlarla 15-18 yaş arasındakilerin durumlarının ayrı ayrı değerlendirildiği belirtildi. Buna göre, 15-18 yaş arasındakilerin kapalı alanlarda sigara yasağını düzenleyen yasaya aykırı hareket etmeleri halinde para cezasının üçte bir oranında indirim uygulanarak verilmesi, bu öğrenciler reşit olmadıkları için de cezanın velâyeti altında bulundukları kişilere yöneltilmesi istendi. 15 yaşını doldurmayanlara ise ilgili yasanın ‘’Fiili işlediği sırada 15 yaşını doldurmamış çocuk hakkında idarî para cezası uygulanmaz’’ hükmü gereği, para cezası uygulanamayacağı bildirildi. Yasanın kapsadığı kapalı alanlarda sigara içenlere 69 TL para cezası veriliyor. Bu cezanın üçte bir oranında indirilmesi halinde, ceza 46 TL olarak uygulanacak.

26.03.2010


 

878 parça eşya 5 dakikada satıldı

İETT otobüslerinde 2009 yılında unutulan eşyalar için düzenlenen açık arttırmada 878 parça eşya 5 dakikada satıldı. Karaköy’deki İETT Genel Müdürlüğü yemekhanesinde düzenlenen ve çok sayıda vatandaşın katıldığı açık arttırmayı İETT Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü Osman Çakır yönetti. 269 cep telefonu, 71 elektronik eşya, 58 adet saat, 12 adet fotoğraf makinesi ile bebek giysileri, satranç takımı, portatif çadır, keman, saksafon, nargile takımı, gece lambası, matkap, gaz maskesi, mini şofben ve kamera ayaklığından oluşan toplam 878 parça eşya için açık arttırma ilk olarak toplu satış şeklinde yapıldı. Bin 775 TL’den satışa sunulan eşyalar, açık arttırmada 6 bin 300 TL veren Gaziosmanpaşa’da telefon satışı yapan Yunus Emre Culfaoğlu’nun oldu. Açık arttırma 5 dakika sürdü. Culfaoğlu, cep telefonlarını Gaziosmanpaşa’daki dükkânında satışa sunacağını, geriye kalan eşyaları ise ihtiyaç sahiplerine vereceğini söyledi.

26.03.2010


 

Maden ocağında göçük: 1 ölü, 1 yaralı

ZONGULDAK'TA özel bir maden ocağında meydana gelen göçükte 1 işçi öldü, 1 işçi yaralandı. Edinilen bilgiye göre, Kilimli beldesi Bölüm Mahallesi’ndeki ocakta henüz belirnlenemeyen sebeple göçük meydana geldi. Göçük altında kalan kalan işçilerden Mehmet Karakütük (42) vefat ederken Mevlüt Borazan ise yaralandı. Kurtarma ekipleri tarafından bulunduğu yerden çıkartılan Borazan, ambulansla Atatürk Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Ölen işçinin yakınları, olayı öğrenir öğrenmez hastaneye akın etti. Karakütük’ün acı olayı öğrenen yakınları gözyaşlarına boğuldu. Polis olayla ilgili inceleme başlattı.

26.03.2010


 

Yağışlı hava geliyor

METEOROLOJİ, yurdun kuzey, iç ve batı kesimlerinde aralıklarla yağmur ve sağanak şeklinde yağışlar beklendiğini bildirdi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan son değerlendirmelere göre hava sıcaklığı, kuzey, iç ve batı kesimlerde 3 ila 5 derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Rüzgâr, genellikle güney ve güneydoğu, yurdun batı kesimlerde kuzey ve kuzeydoğu yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, Marmara’da yer yer kuvvetli olarak (30-40 km/saat) esecek. Akdeniz, Güney Ege, İç Anadolu’nun güneyinde toz taşınımı beklendiğini belirten uzmanlar, oluşabilecek olumsuzluklara karşı (görüş mesafesinde azalma, hava kalitesinde düşme, vb.) dikkatli ve tedbirli olunması gerektiğini bildirdi.

26.03.2010


 

Elazığ’daki 5.1’lik depremde 2 yaralı

ELAZIĞ'IN Palu ilçesine bağlı Gökdere Köyünde meydana gelen 5.1 büyüklüğündeki depremde, 8 Marttaki depremde hasar gören 2 evin duvarının yıkıldığı, panik dolayısıyla balkondan atlayan 2 kadının da yaralandığı bildirildi. Gökdere Köyü muhtarı Ahmet Solmaz, gazetecilere yaptığı açıklamada, önceki gün akşam saatlerinde meydana gelen deprem sebebiyle köylerinde, daha önce hasarlı olan 2 evin duvarlarında yıkılma meydana geldiğini söyledi. Deprem sırasındaki panik sebebiyle 2 kadının da balkondan atladığını belirten Solmaz, ‘’Yaralanan kadınlar ambulansla Palu Devlet Hastanesine kaldırıldı. Bize ulaşan bilgiye göre durumları iyi’’ diye konuştu. Daha önceki depremde köylerinde çok sayıda evde hasar meydana gelmesine rağmen, yeterli çadır alamadıklarını öne süren muhtar Solmaz, bir çadırda birkaç ailenin birlikte kalmak zorunda olduğunu söyledi. Köylülerde yeterli çadır olmamasından yakındılar. Vatandaşlar, havanın soğuk olması sebebiyle çadırlarda kalamayan bazı ailelerin, hasarları evlerinde yaşamaya devam ettiklerini belirtti. Öte yandan, Çakırkaş-Gökdere yolunun bazı kesimlerinde yer yer toprak kayması gözlendi.

26.03.2010


 

Bediüzzaman Türkiye’ye seslendi

Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin vefatının 50. yıldönümü vesilesiyle, Bediüzzaman'ın Risale-i Nur eserlerinden alınan sözleri bilbordlara taşındı.

300 tanesi İstanbul'a, 300'ü Anadolu'nun muhtelif yerlerine olmak üzere 600 noktaya asılan bilbordları Risale-i Nur Enstitisü hazırlattı. İstanbul'un 16 ilçesinde asılan afişlerde Risale-i Nur Külliyatından alınmış veciz sözleriyle İstanbul'a sesleniyor. Bilbordlara afişlerin asıldığı ilçeler arasında Bakırköy, Bayrampaşa, Beykoz, Beyoğlu, Çekmeköy, Eminönü, Eyüp, Fatih, Gaziosmanpaşa, Güngören, Kadıköy (Kozyatağı-İçerenköy), Kâğıthane, Samandıra, Sarıyer, Ümraniye ve Zeytinburnu bulunuyor. Bayrampaşa'daki noktalardan birinde "Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde fani dünyada bıratığın eserlere de kıymet verme" sözü ve, "Ben ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam" vecizesi seçilmiş.

26.03.2010


 

Gençlikten, elmas ve şişe sorgusu

Bİzİm Aile Dergisi genç okuyucuları, İstanbul Süleymaniye’deki Yeni Asya Vakfı konferans salonunda ‘’Bediüzzaman’ın Görüşleri Işığında Gençliğin Elmas ve Şişeleri” konulu masa çalışmaları düzenledi. 35 katılımcının yer aldığı masa çalışmalarında, iki aylık hazırlıkların sonuçları paylaşıldı.

Birinci oturumda birinci masa olan Şirinevler Grubundan Ayşe Nur Güler, Hilâl Koruyan, Gülsüm Açıkel, Saliha Durgun, Mürüvvet Ünlü ve Dilara Yeşilırmak “Dünya” konusu başlığı altında, “Para-Sınav ve Başarı-Ahiret” düşüncelerini aktardılar. Şirinevler Grubu özetle, paranın ahireti kazanmaya yönelik bir araç, meşrû dairede bile olsa aşırı harcamaların ifrat olduğunu, Allah’ın her şeye gücü yeterken israf etmediğini, bizim de o şekilde hareket etmemizi istediğini belirterek, SBS, ÖSS, KPSS ve daha birçok ‘’S’’ler ile hayatımızın geçip gittiğini, asıl sınav olan AKS, yani ”Ahiretimizi Kurtarma Sınavı”nı atladığımıza dikkat çektiler.

İkinci masa Fatih Grubundan Zehra Yüce, Seda Sezer, Nihal Bora, Fatîma Kişmiroğlu ise ‘’Aşk’’ konusu başlığı altında “Bağımlılık, Arkadaşlık, Dünya ve Ahiret” konulu çalışmalarını aktardı. Grup, gündemimizi sıkça meşgul eden bu derdin, ancak ve ancak Aşk-ı Hakikiye inkılâp ettiği vakit baki olacağını, aşk-ı mecazi olduğu vakit ise, o aşkın sahibini azap ve eleme sevk edeceğini kaydettiler. Grup ayrıca, Bediüzzaman’ın şiddetli sevgi olarak değerlendirdiği aşkın; bağlanırcasına sevdiğimiz eşyalarımız, evimiz, arabamız vs. varlıklara dünya namına bağlanmak değil, onları uhrevî işlerimizde kullanarak ‘’elmas’’ hükmüne çevirmemizin de bizim cüz-i irademizde olduğunu dile getirdiler.

Üçüncü masa olan Mecidiyeköy Grubundan Şeymanur Dilber, Saliha Kalınoğlu, Nurbanu Kaya, Ayşe Mine Kocalan ve Havva Yıldırım da ‘’Hizmet’’ konusu başlığı altında; “ene-hubb-u cah, su-i zan-yeis, hiss-i havf-tama ve gurur” konulu çalışmalarını sundular. Ülkemizde dinine hizmet etmek için türlü eziyetler çeken, sürgün edilen, defalarca zehirlenen ve buna rağmen hâlâ ‘Bin başım olsa bu dâvâya feda ederim’ diyen bir zatın talebeleri olarak gurur ve enaniyet kapılmamamız gerektiğini, tevazuun mahviyet ve terk-i enaniyetin, bu zamanda ehl-i hakikatte bulunmasının gerektiğini keskin çizgilerle belirttiler. Grup, ayrıca kardeşinin nefsini kendi nefsine tercih etme düsturunu hayatımıza nakış gibi işlememizin gerekliliğine de değinerek, hüsn-ü zan ile memur olan Nur Talebelerinin asla yeise, ümitsizliğe düşmemeleri gerektiğini vurguladılar.

İKİNCİ OTURUM

İkİncİ oturuma Esranur Cinali, Şule Eröncer, Rümeysa Çimiç ve Betül Nur Manisalı’dan oluşan Bulgurlu Ayışığı ekibi içinde yer alan grup ‘’İnsan’’ başlığını “irade, cihazat-ı insaniye, hırs ve istikbal endişesi penceresinden değerlendirdi. En kıymetli nimet olarak verilen hayatın sağ ve sola ayrılan yollarında, cüz’i iradenin cüz’i tercihiyle, şişeleri elmasa dönüştürmenin formüllerini sunmaya çalıştılar. Lâtifelerimizin hakikî boyutunda saklı olan cevherleri gün yüzüne çıkarmanın önemini de vurgulayan grup, hüsn-ü akıbet için buna ihtiyaç olduğunu ve bunun yolunun da Risâle-i Nur’dan geçtiğini örneklendirerek izah ettiler.

Beşinci Masa olan Bağlarbaşı ekibinden Betül Köroğlu, Rüveyda Nur Boyacı, Betül Çakır, Nur Daniyar ve Neslihan Demircioğlu ise ‘’Teknoloji’’ ana başlığını “internet, cep telefonu, televizyon, radyo ve ahlâk” alt başlıklarıyla sundular. Teknolojik gelişmelerin ardından, dünyamızı işgal eden aletlerin kullanımı sonucunda neleri kaybettiğimizle yüzleştiren Grup sağlık, zaman, insan ilişkilerinde gerileme vb. gibi pek çok tehlikeyi beraberinde getiren teknolojinin yanlış kullanımından kurtulup, bunları elmas hükmüne çevirmenin ancak ve ancak imanî altyapı ile mümkün olacağına vurgu yaptı.

Oturumun son masası olan Bulgurlu Ayışığı-2 ekibinden Ferda Başak Papila, Halime Dilber Kiraz, Feyzanur Özel, Feyza Erdem, Esranur Kaçmaz ve Fatma Tanrıverdi ise ‘’Kimlik Sorunu’’ ana başlığını, “kimlik nedir, izzet ve gurur, güzellik, hürriyet, aile, moda ve tesettür” alt başlıklarıyla sundular. Ailenin her şeyde olduğu gibi kimliğin doğru kazanılmasında da temel teşkil ettiğinin önemini vurgulayarak, İslâm kimliğinden uzaklaştırılan bireylerin izzet gibi, elmas bir değerden mahrum olarak zillete düşmesinin kaçınılmaz olduğunu kaydettiler.

Altı gruptan oluşan masa çalışmalarının ikinci günü halka açık olarak özet sunumlar gerçekleştirildi. Yoğun bir katılımın olduğunu programın ardından, bu çalışmalarla bir ilkin ortaya konulduğu ifade edildi.

MUALLA - EMİNE ERCEYLAN

26.03.2010


 

Gezici giyim mağazası

2007 yılında hayata geçirilen Deniz Feneri Gezici Giyim Mağazaları il il gezerek ihtiyaç sahiplerini sevindirmeye devam ediyor. İstanbul, Ankara, İzmir ve Erzurum’da dört adet giyim mağazası ile Deniz Feneri Derneği, sosyal incelemeyle tespit edilen ihtiyaç sahiplerinin, kendi beğeni ve zevkleri doğrultusunda alışveriş yapıyormuş gibi hissetmelerini sağlayarak ihtiyaçlarını gideriyor. Yaptığı yardımlarla Türkiye’de ve dünyada milyonlarca insana umut ışığı olan Deniz Feneri Derneği, giyim yardımları kapsamında uyguladığı Gezici Giyim Mağazası çalışmasını bu kez Antalya’da hayata geçirdi. Bir ay süresince Antalya Etiler mah. Evliya Çelebi cad. No: 39 adresinde açık kalacak olan giyim mağazasından 2 bin yoksul kişi giyinecek.

26.03.2010


 

Gülen, uzun yaşıyor

ABD’de yapılan bir araştırma sonuçları, ‘’ne kadar çok gülünürse o kadar uzun yaşanacağını’’ ortaya koydu. Amerikan beyzbol ligi oyuncularının 1952’de çekilen 230 fotoğrafını inceleyen Amerikalı uzmanlar, araştırma sonuçlarını ‘’Psychological Science’’ın bu haftaki sayısında açıkladı. Fotoğraflardaki ifadeleri doğrultusunda sporcuları, ‘’hiç gülmeyen’’, ‘’az gülen’’ ya da ‘’çok gülen’’ olarak 3 kategoriye ayıran Wayne State Üniversitesi araştırmacıları, ilk gruptaki sporcuların ortalama 72,9 yaşında, ikinci gruptakilerin 75, üçüncü gruptakilerin de 79,9 yaşında öldüğünü saptadı. Makalede, ‘’Bu araştırmanın sonuçları, duyguların akıl sağlığı, fiziksel form ve uzun yaşamakla pozitif bir ilişkide bulunduğunu gösteren diğer araştırma sonuçlarıyla örtüşmektedir’’ denildi.

26.03.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl