27 Nisan 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Basından Seçmeler

Askere bırakılamayacak kadar ciddî konular

Son dönemlerde ülkemizde en çok konuşulan konuların başında TSK geliyor ama bu konuda bile büyük bir eksiklik var; biz siviller TSK konusuna hep sivil-asker ilişkilerinin daha demokratikleşmesi, AB düzeyinde bir hukuk devletine yakışır bir ilişkiye dönüşmesi yönünde yaklaşıyoruz.

Meselelerin teknik boyutunu bilen, militer konulara en azından bir general kadar vakıf, kurumun dışından olduğu için de daha objektif yaklaşabilecek sivil sayısı ülkemizde kaç kişi doğrusu bilemiyorum.

Tahminim bu sayının sıfır olduğu yönünde; ama bu bir zorunluluk değil.

Demokratik hukuk devletlerinde ordular, milli savunma bakanlarına bağlılar ve bu milli savunma bakanları alanlarını en azından bir kurmay kadar bilen siviller; siviller bu ülkelerde militer-teknik konuları tümüyle askerlere bırakmıyorlar, çalışıyorlar ve böylece sivil otoritenin askeri otorite üzerindeki üstünlüğü gerçek anlamda gerçekleşiyor.

Bizde ise büyük harcamalar yapan bir ordumuz var ama bu harcamaların bırakın etkinlik denetimini, hukuki denetimini dahi tam olarak yapabilecek bir mevzuatımız bile oluşmamış durumda.

Askeri harcamaların hukuki denetimi meselesi çok uzun olmayan bir vadede çözülecek; daha doğrusu çözülmek zorunda zira kanımca bugünkü hukuki yapıyı Türkiye bile artık taşıyamıyor.

“Türkiye bile” diyorum zira bu konuya ilişkin hassasiyetin oluşumu çok eski bir tarihe dayanmıyor; ülkemizin çok önemli ve değerli hava kuvvetleri hala bir Lockheed skandalının karanlığını, tortusunu üzerinden atamamış durumda.

Ama dediğim gibi bunun böyle sürmesi olanaksız, her türlü askeri harcama mutlaka sivil denetime konu olacak ve AB standartlarında konu olacak.

Ve esas mesele de o gün gündeme gelecek zira bu hukuki denetimsizlik ayıbından kurtulacak Türkiye askeri harcamaların etkinlik denetimi meselesini gündeme getirmeye başlayacak.

Ve esas kızılca kıyamet o zaman kopacak zira şayet siviler içinden birileri bu konuları en azından kurmaylar kadar bilmeye başladığında askeri bürokrasinin bilgi tekeli sona erecek.

Bilgi tekeli bilindiği gibi en büyük güç kaynağı; ülkemizde sivillerin askeri-teknik konulara girmemiş-sokulmamış-caydırılmaş olması da belki biraz bundan ama bu konuda sivillerin de büyük eksiği ve ayıbı var.

Siviller, vergi mükellefleri çok uzun olmayan bir vadede “yahu bu sene neden 500 tank alıyoruz, 200 tank ulusal savunma için yeterli” demeye ve bu ifadeyi bilgi temelli olarak kullanmaya başladıklarında Türkiye olumlu anlamda bambaşka bir ülke olacak.

Ve askeri vesayet ancak o zaman sona erebilecek.

Bunu yapabilmek için de kamuoyunun, sivillerin, en azından bir sivil kesimin bu gibi konuların batılı demokrasilerde nasıl çözümlendiğini, askerin bilgi tekelinin nasıl kırıldığını iyi araştırması ve bu konuları çalışmaya başlaması şart.

Askeri vesayet ancak ve ancak siviller, savunma ve güvenlik konularını iyi bilen siviller askeri-teknik konulara kurmaylar kadar hakim olmaya başladıklarında kırılacak.

Askeriyenin sivil hukuki denetimsizliği hepimizin ayıbı; bu konu hemen çözülecek ve sıra gerçek denetime, etkinlik denetimine gelecek.

Askeri-teknik konular gerçekten askerlere bırakılamayacak kadar ciddi konular.

Bugünkü Milli Savunma Bakanı’mız eski Sayıştay Başkanı, yani hukuki denetim uzmanı ama acaba etkinlik denetiminde nerede?

İktisatçıların simetrik olmayan bilgi dediği meseleyi sivil-asker konusunda aşmalıyız.

Eser Karakaş Star, 26.4.2010

27.04.2010


Bedelliyi değil askerlik sistemini tartışalım

Eğer bir gün bedelli askerlik kararı çıkarsa bu kesinlikle internetin zaferi olacaktır. Web üzerinden örgütlenen asker kaçkınları internetin gücüyle Başbakan’ın dikkatini çekmeyi başardılar.

Fakat rüyadan çabuk uyandılar. TSK net bir şekilde ‘Hayır’ dedi. Aslında askerin karşı olduğu biliniyordu. Sürpriz olan Başbakan’ın konuyu bu kadar sahiplenmesi.

Çünkü TSK’nın bedelliye karşı olduğu, hatta mevcut sistemde değişikliğe gidip askerlik süresini uzatmayı planladığı ortada.

Geçen yıl mayıs başında Başbuğ ‘yeni model askerliği’ anlatmış ve ‘askerliğin sadeleşeceğini’ söylemişti.

Başbuğ kısa dönem ve yedek subaylığın kalkacağını, herkesin 12 ay ‘er’ olarak askerlik yapacağını açıklamıştı.

Bedelli askerlik tartışmalarına her ortamda karşı çıkan komuta kademesi ‘eşit askerlik’ düzenlemesinin nedenini ise ‘asker ihtiyacı’ olarak göstermişti.

Cuma günkü Başbakan-Başbuğ görüşmesinden de benzer bir sonuç çıktı. Yani, asker kararında ısrarcı. Bırakın bedellinin çıkmasını, mevcut askerlik süresi de uzuyor. O yüzden ‘Bedelli yok ama askerlik kısalıyor’ diyenlere kulak asmayın.

Peki, bedelli çıkmalı mı? Kesinlikle hayır! Zaten herkes ‘Neden sadece fakir Anadolu çocukları şehit oluyor’ sorusunu soruyor. Bir de üzerine parası olan askerlik yapmasın noktasına gelinirse yandı gülüm keten helva.

Bedelliye karşı olmak askerliğe taraftar olmak anlamına da gelmez. Zorunlu askerlik demode bir uygulama.

Askerlik de gazetecilik, doktorluk, öğretmenlik gibi bir iştir ve tercih edilirse yapılmalıdır. Asker olmak isteyen, tercih eden olur. Maaşını alır, hizmetini verir.

Bu model bize uymaz diyenler, etrafında askerlik yapmış herhangi birine ‘askerde ne yaptığını’ sorsun. Eğer, ‘bir helikopterden diğerine atlarken şarjör değiştirmediyse’, ot yolmuştur, mıntıka temizliği yapmıştır, komutanlarının işlerini görmüştür.

Ben, 28 Şubat döneminde, Org. Başbuğ’un komutasındaki 2. Kolordu Komutanlığı’nda yedek subaydım. 16 ay boyunca emrimdeki askerlerle çöp topladım, mıntıka temizliği yaptırdım, tatile gelen komutanların rahat etmesi için plajda taş temizliği yaptırdım.

Yaptığım ve yaptırdığım işlerin hiçbirisi askerlikle ilgili değildi. Şimdi anlatmanın yeri ve zamanı değil ama inanılmaz şeylere de şahit oldum. Bu arada söyleyeyim silah görmedim bile...

Şimdi çıkıp ‘Terörle mücadele ediyoruz’ , ‘Türkiye’nin kendine özgü koşulları var’ gibi beylik laflar etmeyelim lütfen. Herkes de biliyor ki bizdeki ‘kalabalık ordu’ kurmanın nedeni ‘askeri’ değil ‘ideolojiktir.’ Mevcut sistem, milyonlarca Türk gencini ‘tornadan geçirmek’ için kurulmuştur.

Bu yüzden hazır bedelliyi tartışmaya başlamışken askerlik sistemini de tartışalım.

Adem Yavuz Arslan, Bugün, 26.4.2010

27.04.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Yeni Asya Gazetesi - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat-Promosyon - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım