24 Ağustos 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kültür-Sanat

 

‘1001 İCAT’ sergisine büyük ilgi

İSLÂM medeniyetinin altın çağını yaşadığı, 7 ile 17. yüzyıl arasındaki 1000 yıllık tarihî süreçte, bilim ve teknolojik gelişmelerin aktarıldığı ‘’1001 İcat’’ sergisine, yerli ve yabancı turist yoğun ilgi gösterdi.

Bilimsel mirası gözler önüne seren, ev, pazar, okul, hastane, şehir, dünya ve evrenin temsil edildiği, 7 ayrı bölümden oluşan serginin ziyaretçi sayısı 4 günde 35 bin kişiyi aştı. Ziyaretçiler, icatlarla ilgili tanıtım filmine ve sergideki dikey yel değirmeni, hareketli yıldız oyunu, El-Cezeri’nin ‘’Dev filli su saati’’ ve Abbas İbn Firnas’ın ‘’Uçan kanatları’’na yoğun ilgi gösterdi.

Londra’da 500 bin kişi tarafından ziyaret edilen sergi, ALJ Sosyal Sorumluluk Global sponsorluğu ile Birleşmiş Milletler (BM) Medeniyetler İttifakı Türkiye Eşgüdüm Komitesi Başkanlığı tarafından İstanbul’a getirildi. Komite Başkanı Prof. Dr. Bekir Karlığa, medeniyetler arası konuların dünya gündemine taşınması için yapılan çalışmaların desteklendiğini belirterek, ‘’Londra’da düzenlenen sergi açılışına davetliydim. Sergiyi çok beğendim. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’da Londra ziyaretinde sergiyi gezdi ve Türkiye’ye taşınmasını istedi. İlgilerle görüşerek çalışmalar başlattık’’ diye konuştu.

Karlığa, serginin, Ayasofya Müzesi ile Sultanahmet Camii arasında kurulmasının, Türk medeniyetinin eserlerini yeni nesillere aktarma açısından oldukça anlamlı olduğunu kaydetti. Serginin, saat 10.00 ile 03.00 arası açık ve ücretsiz olmasının yoğun ilgi görmesini arttırdığını anlatan Karlığa, yaklaşık 45 dakika süren gezinin her girişinde 50-60 kişi alındığını ve ilginin fazla olmasının mutluluk verdiğini ifade etti.

Karlığa, serginin yoğun ilgi görmesini, medeniyet mirasının canlı, zengin ve geçmişle kalmayıp bugüne kadar uzanmasına bağladığını bildirdi. Serginin hazırlanmasında, yüzde 90 Türkiye Kütüphaneleri’ndeki eserlerden esinlenildiğini belirten Karlığa, kütüphanelerde buna benzer binlerce eser bulunduğunu söyledi.

Karlığa, Sultanahmet Meydanı’nın bütün turistlerin kaynaştığı bir mekân olduğunu ifade ederek, ‘’Yabancı turistler gezileri sırasında, çağdaş uygarlığın oluşmasında İslâm Medeniyeti’nin önemli bir katkısı olduğunu görecekler’’ dedi. Serginin, Ramazan ayına denk gelmesinin önemli olduğunu belirten Karlığa, ‘’Bu Ramazan ayında İstanbul’da sahur sofraları ve iftar çadırlarının yanı sıra medeniyet çadırları da kuruluyor’’ diye konuştu.

24.08.2010


 

Türk Edebiyatı’nın evrensel yolculuğu

KÜTÜPHANELER ve Yayımlar Genel Müdürlüğünce 5 yıl önce başlatılan ‘’Türk Kültür, Sanat ve Edebiyatının Dışa Açılması’’ (TEDA) projesi kapsamında, bugüne kadar 50 ülkede, 40 farklı dilde 711 esere destek verildi.

Proje, Türkçe’nin yazı dili birikiminin dünyaya tanıtılması, Türk edebiyatının dışa açılmasının yurt dışındaki saygın ve tanınmış yayımcı kuruluşlarca yerinde gerçekleştirilmesini amaçlıyor. Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Prof. Dr. Onur Bilge Kula, dünyanın zengin edebî birikimine sahip ülkelerinin uzun yıllardır uyguladığı çeviri desteğini, Türkiye’nin TEDA projesi ile 2005 yılında hayata geçirdiğini söyledi. TEDA’nın, Türk, kültür san'at ve edebiyatının klâsik, çağdaş eserlerinin ilgili ülkelerin tanınmış yayın evlerince Türkçe dışındaki dillere çevrilmesi, o dilin konuşulduğu ülke veya ülkelerde yayımlanması, tanıtılması esasına dayalı bir çeviri ve yayım destek projesi olduğunu anlatan Kula, projeyle genç yazarlara da tanınma fırsatı sunulduğunu bildirdi. Orhan Pamuk’un Nobel Edebiyat ödülünü almasıyla dünyanın Türk edebiyatına duyduğu ilginin arttığını dile getiren Kula, ‘’Orhan Pamuk tek başına Türkiye’ye olağanüstü bir katkı yaptı. Bu durum kimsenin görmezlikten gelemeyeceği bir gerçeklik. Dolayısıyla hepimizin ona teşekkür etmesi ve başarılarının artarak sürmesini dilememiz gerekir. TEDA Projesi yeni Orhan Pamuk’lara ortam hazırlıyor’’ dedi.

PROJENİN RAKAMSAL VERİLERİ

Projenin başladığı 2005 yılında Haziran ve Ekim aylarında iki ayrı dönemde toplanan Danışma ve Değerlendirme Kurulu’nun, toplam 39 eserin desteklenmesine karar verdiğini anımsatan Kula, şu bilgileri verdi: ‘’TEDA projesine gösterilen ilgi 2006 yılında da artarak devam etti. Bu yılda başvuran ülke sayısında önemli bir çeşitlilik gözlenmiş ve Finlandiya, Ukrayna, Brezilya, Makedonya, Avusturya, Bulgaristan, İran, Taiwan ve Rusya’dan ilk başvurular alındı. Ayrıca roman ve şiirin yanında tarih, tiyatro, gezi inceleme türünde eserlerle çeşitliliğe doğru bir gidiş yaşandı. Çağdaş yazarlarımızın eserlerinin yanı sıra Yunus Emre, Mevlânâ, Ömer Seyfettin, Mehmet Âkif Ersoy gibi klâsik yazar ve şairlerimizin de eserlerine ilgi artmaya başladı. 2006 yılında 61 eser desteklendi. Orhan Pamuk’un 2006 yılı Nobel Edebiyat ödülünü alması, Türkiye’nin 2008 Frankfurt Kitap Fuarı’nda konuk ülke olarak katılmasının da etkisiyle 2007 yılı TEDA projesi başvurularında gerek sayısal gerekse yazar, eser ve ülke çeşitliliği açısından önemli oranda artış oldu. 2007 yılında proje kapsamında 202 esere destek verildi. Bu sayı 2008 yılında 184, 2009 yılında ise 140 eser oldu.’’

Kula, 2010 yılının birinci döneminde 85 eser için yayın evlerine destek verildiğini ifade ederek, ‘’Projenin başlangıcı olan 2005 yılından bu güne kadar 50 ülke ve 40 farklı dilde toplam 711 esere destek verilmiştir. Bu desteklerle şu ana kadar 451 eser yayınlanmış ve okurlarıyla buluşmuştur’’ diye konuştu. Çevirisi yapılan eserlerin ve yazarların ülkeden ülkeye farklılık gösterdiğini belirten Kula, son dönemlerde Ahmet Hamdi Tanpınar’ın eserlerinin çok çevrildiğini, tanınan yazarların yanı sıra hiç bilinmeyen yazarların da öne çıkabildiğini kaydetti.

24.08.2010


 

Koruma Kurulu, raporu görmezden geldi

DAHA önce 278 yıllık caminin yıkılmasına karar veren Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Sivas Bölge Kurulu, son olarak restorasyon projesine aykırı şekilde çalışıldığı için yıkılan Çorapçı Hanı’nda olanları görmezden geldi.

Kurul, Koruma Uygulama Denetim Bürosu (KUDEB) tarafından hazırlanan iş durdurma kararını dikkate almadan, eser yıkılmamış gibi işlem yaptı. 19. yüzyıl Osmanlı dönemi ahşap mimarisinin özelliklerini taşıyan Çorapçı Hanı’nın kurtarılması için yapılan restorasyon ihalesini belediye iştiraki olan Özbelsan AŞ kazanmıştı. Restorasyon sırasında projeye sadık kalınmaması sonucu yapının doğu cephesinin tamamı kuzey ve güney cephelerinin büyük bir kısmı yıkıldı. Yapının doğu cephesinin temeli de tamamen açılarak betonla yeniden yapıldı. Yapıda inceleme yapan Özel İdare’ye bağlı Koruma Uygulama Denetim Bürosu (KUDEB), işin restorasyon boyutundan çıktığı gerekçesiyle çalışmaları durdurdu. KUDEB, hazırladığı raporu ve tutanağı gerekli işlemlerin yapılması için Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’na iletti. Yerel ve ulusal medyada da geniş yer bulan restorasyonla ilgili KUDEB’in raporunu kurul, dikkate almadı. Koruma Bölge Kurulu’nun Tokat’ta proje tadilatıyla ilgili aldığı karar akademik çevrelerden tepki aldı. Rekonstrüksiyon projelerinin yok olmuş yapıların eski fotoğraf ve görsel malzemelere dayanarak yeniden yapılmasını içerdiğini belirten akademik çevreler, var olan sağlam binanın yıkılıp geriye dönük bir proje istenmesine tepki gösterdi. Geçtiğimiz ilkbaharda kurul Yıldızeli’ne bağlı Sarıyar Köyünde 1732 yılında yapılan caminin yıkılmasına onay vermiş caminin yanına sonradan yapılan 34 yıllık minareyi ise tarihî eser olarak tescillemişti. Tarihçiler 278 yıllık caminin yıkılmasına tepki göstermişti. Yine aynı şekilde Divriği’deki tarihi eserlerin restorasyonu kapsamında yenileme çalışması başlatılan 800 yıllık Divriği Kale Camii’nde de Horasan harçları sökülmüş yerine beton doldurulmuştu. Restorasyon skandalına da kayıtsız kalan Koruma Kurulu’nun kararı taraflı tarafsız birçok kişinin tepkisini çekmişti.

24.08.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.