Emirdağ Lâhikası - page 192

Œ
63
œ
Aziz,SıddıkKardeşlerim!
“İhlâs” ve mektupların suretlerinin hafiyeler tarafın-
dan alınması, sizi müteessir etmesin. zaten o mektupla-
rı ve İhlâs ve ihbar-ı Aleviyeyi onlara okutmak, risale-i
nur hesabına ve fütuhatına lâzım idi. Hem bu hâdise za-
manında İstanbul’da bolşevizm aleyhindeki nümayiş hâ-
disesi, risale-i nur’a karşı perde altında hücum eden iki
kuvvet birbirine vaziyet almaya başladığı cihetle, risale-i
nur fütuhatına büyük bir vesiledir. Muvakkat bize karşı
bazı ilişmeler olsa da, hiç ehemmiyeti yok. Çünkü, bol-
şevizmin, Müslümanlar içinde anarşîlik mahiyetinde
küfr-i mutlak ve fikr-i tabiatla yerleştirilmesine mukabil
ancak ve ancak risale-i nur’un fevkalâde kuvvetli haki-
katleri çıkabilmesinden, milliyetperver ve vatanperver ve
siyasetçiler ve dindarlar, risale-i nur’un arkasına girme-
ye ve onunla barışmaya ve onunla siper almaya bir yol
açılıyor nazarıyla bakıyoruz.
SaidNursî
ì®í
Œ
64
œ
aFYON EmNiYET mÜdÜrLÜ/ÜNE
zatınızı tanımadan bir defa gördüğüm vakit, insaflı ve
adaletli gördüğümden, herkesten evvel alâkadar olduğum
adalet:
her hak sahibine hakkının
tam ve eksiksiz verilmesi, hakka-
niyet, âdillik.
alâkadar:
ilgili, ilişkili, münasebetli,
bağlı.
aleyh:
karşı, karşıt.
anarşi:
her türlü düzen ve otori-
teye karşı koyarak karışıklığı mey-
dana getirme durumu.
aziz:
izzetli, muhterem, saygın.
bolşevizm:
Lenin tarafından geliş-
tirilen komünist nazariye ve uy-
gulama, ihtilâl yoluyla proletarya
iktidarı kurma taraftarlığı, Bolş-
eviklik.
| 192 | Emirdağ Lâhikası – ı
cihet:
yön, sebep, vesile.
defa:
kere, kez, yol.
dindar:
dinin emirlerini yerine
getiren.
ehemmiyet:
önem, değer,
kıymet.
evvel:
önce.
fevkalâde:
olağanüstü.
fikr-i tabiat:
her şeyi tabiat
yapıyor fikri, düşüncesi.
fütuhat:
zaferler, fetihler, ga-
libiyetler.
hâdise:
olay.
hafiye:
saklı ve gizli olayları
araştıran polis.
hakikat:
gerçek, doğru.
ihlâs:
samimiyet, bir ameli
başka bir karşılık beklemeksi-
zin, sırf Allah rızası için yapma.
küfr-i mutlak:
mutlak küfür,
hiç bir imanî hükmü, delili ka-
bul etmeme, kesin ve tam bir
inkar.
mahiyet:
durum, vaziyet.
milliyetperver:
milletini se-
ven, ulusçu, milliyetçi.
mukabil:
karşılık.
muvakkat:
geçici.
müteessir:
üzgün.
nazar:
bakış, dikkat.
nümayiş:
gösteri.
risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin eser-
lerinin adı.
sıddık:
çok doğru, dürüst,
hakkı ve hakikati tereddütsüz
kabullenen.
siper:
koruyucu engel, kalkan.
suret:
nüsha, kopya.
vatanperver:
yurtsever, vata-
nına düşkün, vatanını seven
kimse.
vaziyet:
durum.
vesile:
bahane, sebep.
zat:
kişi, şahıs.
1...,182,183,184,185,186,187,188,189,190,191 193,194,195,196,197,198,199,200,201,202,...1032
Powered by FlippingBook