Emirdağ Lâhikası - page 397

İşte bu fıkra doğrudan doğruya bu taşlara işareti olma-
sına iki emare var.
Bi r inc i s i :
Şimdiye kadar gelen semavî taşlar bir iki
karış oldukları hâlde, böyle yirmi beş metre uzunluğunda
ve on metre genişliğinde dağ gibi taşlar, elbette semava-
tın dinsizliğe karşı bir alâmet-i hiddetidir. sure-i Fîl
mu’cizâne ona bakması, onun tefsiri, ona işaret etmesi,
hakikattir. o hâdisenin o ihbara liyakati var. Çünkü em-
salsizdir.
İ k inc i emares i :
Bütün zemin yüzünü ve nev-i beşe-
ri tehdit eden dehşetli bir dinsizliğin merkezlerine gelme-
sidir. Ve dinsizler bunu hissetmişler ki, küçücük hâdise-
leri ehemmiyetle neşrettikleri hâlde, bir iki aydır bu acip,
dehşetli hâdiseyi, ellerinden geldiği kadar şaşaalandırma-
maya çalışmışlar.
ì®í
Œ
173
œ
(2)
/
?p
ór
ªn
ëp
H o
íu
Ñn
°ùo
j s
’p
G r
m
Ån
°T r
øp
e r
¿p
Gn
h
(1)
@ o
¬n
fÉn
ër
Ño
°S /
¬p
ªr
°SÉp
H
(3)
o
Ék
ªp
FGn
O Gk
ón
HG o
¬o
JÉn
cn
ôn
Hn
h$G o
án
ªr
Mn
Qn
h r
ºo
µr
«n
?n
Y o
?n
Ós
°ùdn
G
AzizsıddıkkardeşlerimTahirî,Sabri,Salâhaddin,
Mehmed,Mustafa!
Ev vel â:
Bu gelen şuhur-i selâsenin hürmetine ve nur
Şakirtlerinin sadâkat ve ihlâslarının hürmetine, çok
Emirdağ Lâhikası – ı | 397 |
Nur:
Risale-i Nur.
sadâkat:
bağlılık, doğruluk.
semavat:
semalar, gökler.
semavî:
semaya ait, gökten ge-
len.
sıddık:
çok doğru, dürüst, hakkı
ve hakikati tereddütsüz kabulle-
nen.
şakirt:
talebe, öğrenci.
Şuhur-i selâse:
Üç Aylar; recep,
şaban ve ramazan.
tefsir:
Yorum, şerh.
tehdit:
korkutma, gözdağı verme.
zemin:
yer.
acip:
tuhaf, hayrette bırakan.
alâmet-i hiddet:
öfke işareti,
hiddet belirtisi.
aziz:
değerli.
dehşetli:
Müthiş akılları hay-
rette bırakan.
dehşetli:
ürkütücü, korkunç.
ehemmiyet:
pek önemli
olma.
emare:
alâmet, belirti, nişan.
emsal:
eş, benzer.
fıkra:
kısım, fasıl, bölüm.
hâdise:
olay.
hakikat:
gerçek, esas.
hürmet:
riayet, ihtiram, saygı.
ihbar:
haber verme, bildirme.
ihlâs:
bir işi, bir ameli, başka
bir karşılık beklemeksizin, sırf
Allah rızası için yapma.
liyakat:
lâyık olma, değerlilik,
yararlılık, uygunluk.
mu’cizâne:
mu’cizeli bir şe-
kilde.
neşir:
herkese duyurma, ta-
mim.
nev-i beşer:
insanoğlu, insan-
lar.
1.
Her türlü kusur ve noksandan uzak olan Allah’ın adıyla.
2.
Hiçbir şey yoktur ki Onu övüp Onu tesbih etmesin. (İsra Suresi: 44.)
3.
Allah’ın selâmı, rahmeti ve berekâtı ebedî olarak daima üzerinize olsun.
1...,387,388,389,390,391,392,393,394,395,396 398,399,400,401,402,403,404,405,406,407,...1032
Powered by FlippingBook