Emirdağ Lâhikası - page 471

ediyoruz. Ve Mehmed emin ve Ali Akdağ ve Ahmed
Feyzi’ye ve umum kardeşlerimize selâm ve dua ederiz.
ì®í
Œ
211
œ
(1)
o
¬n
fÉn
ër
Ño
°S /
¬p
ªr
°SÉp
H
Aziz,SıddıkKardeşlerim!
lüzumu olmayan erzak ve elbiselerimi satıp gayet
mübarek yüz lirayı, hem dârülhikmet’ten aldığım maaş-
la –ki, onunla hacca gidecektim– hem yirmi iki sene his-
se-i erzakiyemin bakiyesi olan on lirayı da üstünde suret
bulunduğu için tekrar o mübarek on lirayı da
Lem’alar
mecmuasının fiyatı olarak beraber gönderiyorum.
ì®í
Œ
212
œ
Aziz,SıddıkKardeşlerim!
Hadsiz şükür olsun ki, risale-i nur’un, Haremeyn-i
Şerifeynce makbuliyetine bir alâmet şudur ki:
denizli kahramanı Hafız Mustafa, İstanbul’dan aldığı
Zülfikar
ve
Asa-yıMûsave
Siracünnur
’u –ki Hindistan
ulemasına gönderilecekti– onları alıp, yolda bazı hacılara
Emirdağ Lâhikası – ı | 471 |
alâmet:
iz, belirti, işaret, nişan.
aziz:
izzetli, muhterem, say-
gın.
bakıye:
artıp kalan.
dârülhikmet:
Osmanlılarda
Şeyhülislamlık makamının bir
ismi.
erzak:
yiyecek, içecek, azık-
lar.
gayet:
son derece.
hadsiz:
sınırsız, sonsuz.
haremeyn-i Şerifeyn:
iki mu-
kaddes şehir, Mekke-i Müker-
reme ve Medine-i Münevvere.
hisse-i erzakiye:
yiyecek his-
sesi.
makbuliyet:
makbullük, be-
ğenilmişlik, geçerlilik.
mecmua:
“Risale-i Nur” parça-
larından her biri.
mübarek:
feyizli, bereketli.
selâm:
barış, rahatlık, selamet
ve esenlik dileme.
sıddık:
çok doğru, dürüst,
hakkı ve hakikati tereddütsüz
kabullenen.
suret:
resim, tasvir; fotoğraf.
şükür:
Allah’ın nimetlerine
karşı memnunluk gösterme,
gerek dil ile gerekse hal ile Al-
lah’ı hamd etme.
ulema:
âlimler, bilginler, ilim
sahipleri.
umum:
bütün.
1.
Her türlü kusur ve noksandan uzak olan Allah’ın adıyla.
1...,461,462,463,464,465,466,467,468,469,470 472,473,474,475,476,477,478,479,480,481,...1032
Powered by FlippingBook