Emirdağ Lâhikası - page 466

Hüsrev’in lâyiha-i temyize ait mektubunu hiç ilişme-
den kabul ettiğim için, sizdeki aynı suretini Mahkeme-i
temyize gönderebilirsiniz. Madem sizde bir sureti vardır,
bu mektubu göndermeden lâhikaya da geçsin. Şimdi
gelen mektupta
GençlikRehberi
’nin fiatını siz benden
daha iyi bilirsiniz. Bir veya bir buçuk banknottan aşağı
olmasın. Hüsrev’in kalemi dördüncü söze başlamasına
bin barekâllah deriz. Allah muvaffak eylesin, âmin.
safranbolu kahramanı berber Hıfzı, Hüsnü, Yılmaz iki
masum nurcu mahdumlarıyla ve İnebolu kahramanların-
dan Ali osman ve iki nurcu mahdumlarının bayram teb-
riklerine mukabil selâm, hem muvaffakıyetlerine dua
ederiz.
ì®í
Œ
209
œ
Aziz,SıddıkKardeşimRe’fetBey!
Ev ve l â :
Bazı bize temas eden cüz’î hâdiseler müna-
sebetiyle bir hakikati beyan etmek şiddetle ruhuma ihtar
edildi. Şöyle ki:
risale-i nur hiçbir şeye alet olamadığını ve rıza-i İlâhi-
yeden başka hiçbir maksada vesile olamadığını ve doğ-
rudan doğruya her şeyden evvel iman hakikatlerini ders
vermek ve bîçare zaifların ve şüpheye düşenlerin iman-
larını kurtarmak olduğunu, elbette sizin gibi nurun has
şakirtleri biliyorlar.
âmin:
Yâ Rabbi! Öyle olsun, kabul
eyle!” anlamında duanın sonunda
söylenir.
aziz:
muhterem, saygın.
banknot:
kâğıt bir lira.
bârekâllah:
Allah mübarek etsin,
hayırlı ve bereketli olsun.
beyan:
açıklama, bildirme, izah.
bîçare:
çaresiz, zavallı.
cüz’î:
küçük, az.
| 466 | Emirdağ Lâhikası – ı
evvel:
önce.
evvelâ:
öncelikle.
hâdise:
olay.
hakikat:
gerçek, asıl, esas.
ihtar:
dikkat çekme, hatır-
latma, uyarı.
Lâhika:
Risale-i Nur mektup-
larının toplandığı eser.
lâyiha-i temyiz:
temyiz yazısı,
Yargıtay’a yazılan yazı.
madem:
...den dolayı, böyle
ise.
mahdum:
oğul, evlât.
mahkeme-i Temyiz:
temyiz
mahkemesi, mahkeme karar-
larının yolunda verilip verilme-
diğini tetkik etmekle görevli
makam, yargıtay.
maksat:
gaye.
masum:
küçük çocuk.
mukabil:
karşılık.
muvaffak:
başarmış, başarılı.
muvaffakıyet:
başarma, ba-
şarılı olma.
münasebet:
vesile, -dan do-
layı.
Nur:
Risale-i Nur.
Nurcu:
Bediüzzaman Said Nur-
sî’nin eserlerine ve fikirlerine
taraftar olan, Risale-i Nur’ları
okuyup neşreden kimse.
rıza-i ilâhî:
Allah’ın rızası, hoş-
nutluğu.
ruh:
insandaki canlılığın ve di-
riliğin, iradeyle ilgili ve irade
dışı hareketlerin ve idrak ka-
biliyetinin kaynağı, nefis.
selâm:
barış, rahatlık, selamet
ve esenlik dileme.
sıddık:
çok doğru, dürüst,
hakkı ve hakikati tereddütsüz
kabullenen.
suret:
nüsha, kopya.
şakirt:
talebe, öğrenci.
vesile:
aracı, vasıta.
1...,456,457,458,459,460,461,462,463,464,465 467,468,469,470,471,472,473,474,475,476,...1032
Powered by FlippingBook